Yeni Üyelik
5.
Bölüm

5. Bölüm

@bluesea12

Ablam sabah erkenden geldi birlikte kahvaltı ettik. Defneden rica ettim odaya gidip oynaması için ablamla konuşmam gerekenler vardı. Defne yukarıya çıkınca ablamı karşıma alıp neler olduğunu sordum ilk başta bana bir şey anlatmadı gözünde ki morluğu sordum. Gizlemeye çalıştığı belliydi kapatıcı kullansa da morluklar belli oluyordu. Anlatmaya başladı babamı kumarhaneler içeri almıyormuş ayrıca aylık ona gelen paralar kesilmeye başlayınca hıncını ben olmadığım için Deryadan almış. Derya ilk kez babamdan dayak yiyordu babamın yaptıklarını hep savunsa da bu sefer savunamıyordu bana söylediğine göre kendisine bir şey olması sorun değil de Defnenin daha fazla canı yanmasını istemediğini söyledi. Bu yüzden Murat abinin evine taşınmayı kabul etti dün arayamamasının nedeni buydu babamdan dayak yedikten sonra kendine gelmeye çalışmış kendine gelince de eve gidip temizlik yapmış ona keşki bana da haber vermesini elimden geleni yapabileceğimi söyledim o da Defne nin yanında olmamın daha iyi olacağını söyledi. 18 yaşıma gelince Bes hesabı açmıştım maaşımdan çok az bir miktar para orada birikiyordu şuana kadar ne kadar ihtiyacım olsa da bozmamıştım ablamın ihtiyacı olduğu için bozup şimdilik ona on bin tl gönderdim. O ilk başta kabul etmese de sonradan borç olarak aldı tabi ki de ondan geri istemeyecektim. Kendisine iş bulduğunu söyledi üstelik işe giderken Defnede yanında olabilecekmiş arada bana bırakmasını rica ettim hiç itiraz etmeden kabul etti. Belki de bu olanlardan sonra ablamla kaybettiğimiz yıllarımızı telafi edebiliriz. Bu zamana kadar hiç kardeşlik ilişkimiz yoktu belki de bu olanlar bizi bir araya getiren bir işaretti. Onlarla vedalaştıktan sonra bende üniversiteye geçtim final haftası olduğu için öğretmen bizi çok tutmadan dersi bitirmişti diğer ders başlamadan öne kütüphaneye geçip ders çalışmaya başladım. Yanıma hiç tanımadığım biri geldi yer olmadığı için oturacağını sandım ama öyle olmadı bir arkadaşından özel ders verdiğimi duymuş ona da vermemi istedi. Doğru söylüyordu ek gelir olsun diye ilkokul, ortaokul, lise ve üniversite de matematik dersi veriyordum. Üniversitede dediğim ileri derce matematik değildi zorunlu olarak alan kişilere veriyordum. İlk başta kabul etmek istemesem de ondan sonra oradan alacağım paranın bir kısmını ablama bir kısmını da Defneye verebilirdim. Defne büyüdüğü zaman zorluk yaşamasın diye ona en kısa zaman da banka hesabı açtırmayı düşünüyorum tabi ki bu durumu ilk önce ablamla konuşmam lazımdı. özel ders vermeyi kabul ettim adının Semih olduğunu öğlendim sınav haftaya olduğu için bu hafta beş gibi kütüphanede buluşmaya karar verdik. Konularını bana mesaj attı yarın başlamaya karar verdik diğer derse girip doğru eve geçtim.

Ayaz daha eve gelmemişti bende oyalanmadan üstümü değiştirip makyajımı temizleyip çalışma masamın başına geçtim iki saat boyunca kendi dersimi çalıştım. Biraz vücudumu esnettim aşağıya bir şeyler atıştırmaya inerken Ayazla çarpıştım. Ben tam kapıyı açarken o da benim kapımı açıyordu. Kafamı ovuşturdum “dikkat etsene” dedim “yemek hazır bir şeyler ye demeye gelmiştim” dedi kafamı biraz daha ovuşturarak aşağıya indim. Masaya oturup tabağımı doldurdum hızlıca yemeye çalışıyordum “ yavaş ye boğulacaksın” dedi ağzımdakini yutup “bir şey olmaz “ dedim “ yarını arkadaşlarım gelecek unutmadın dimi” dedi “ hayır yedide arkadaşların gelecek biliyorum” dedim hepsini ajandama yazıyordum “ yarın yedi de arkadaşların gelecek, Cuma günü saat sekizde davet var. Pazar da annenler akşam yemeye gelecekler” dedim başını onaylarca salladı. “yar altında kumarhane işletiyorsun bunu biliyorum ama gerçek mesleğin nedir “ dedim “mimarlık” dedi şaşkınlıkla ona baktım “çok havalı “ dedim gülümsedi “bir dakika senin şirketinde gelen özel müşterilerin çoğu yer altındandır onlara gizli sığınak yapıyorsundur “ dedim “bir hukukçuya bunu söylemem “ dedi söylediğini duymazdan gelip “ bu evi de sen tasarladıysan bu evde de gizli oda vardır. filmlerde olur ya afetlerden, salgınlardan korunmak için bir yer inşaat ederler burada da var mı? Varsa umarım yeterince yiyecek vardır “ dedim “bugün çok konuşuyorsun” dedi gözlerimi devirdim. “peki konuşmuyorum sana afiyet olsun” dedim zaten doymuştum odama çıkarken “ sen bana trip mi atıyorsun” dedi “ neden böyle düşündün bilmiyorum ama sana trip atığım yok doydum sende konuşmak istemiyorsun bu da benim işime gelir yapacak bir sürü işim var odama çıkıyorum “ dedim merdivenlerden çıkarken vazgeçip bahçeye çıktım. Gökyüzünü izlerken sigara yaktım bu evde gizli odalar olduğuna emindim şu iki hafta bitsin o odaları bulacaktım belki o odalardan birinde gerçekten işime yarayabilecek bilgiler vardır. O kanıtlar elime geçtiği zaman olayları daha derin inceleyip yeraltındaki kişileri adalete teslim edebilirdim. Bir tane daha sigara içip odama çıktım.

Yarın anlatacağım konular için örnek sorular hazırladım. Bir saat daha kendi derslerime çalışıp uyudum. Sabah Ayazla karşılaşmadan evden çıkıp üniversiteye geçtim. Derslerim bitince kütüphaneye geçtim Semih gelene kadar kendi derslerime çalıştım Semih gelince ona ders çalıştırdım örneklerle birlikte ders anlattım. Saate baktığım da saat yedi olduğunu gördüm Semihe yarın devam edebileceğimizi söyledim o da diğer derslere de çalışması gerektiği için kabul etti. Ona hazırladığım sınav kağıdını evde çözmesini istedim yarın yapamadıklarına çalışıp diğer konulara çalışacağımızı söyledim teşekkür etti ücreti ödeyecekken elden vermesini istemediğim için kendi ibanımı ona attım. Evin oraya geldiğimde saat sekizi geçiyordu. Birçok kez Ayaz aramış, mesaj atmıştı mesajla yolda olduğumu söyledim.

Eve girdiğim de Ayaz kapının oradaydı “nerede kaldın “ dedi içeriye doğru yürüdüm “ kusura bakma özel ders veriyordum zamanın nasıl geçtiğini anlamadım” dedim “ daha dün konuştuk Alya” dedi sesi sert ve yüksek çıkıyordu. Merdivenlerin oraya gelmiştik “ sesini alçaltır mısın?” dedim “o zaman sende beni sinirlendirme” dedi “ortada sinirlenecek bir konu yok bahsettiğim gibi özel ders veriyordum geç kaldım” dedim “özel ders verdiğini bana haber verebilirdin ama sen hep kendi bildiğini yapıyorsun “ dedi “Ayaz sen yaptığın işleri bana haber veriyor musun?” dedim “aynı şey değil “ dedi “ neden aynı değil “ dedim “pardon haklısın aynı şey değil sonuçta sen be-“ dedim sözümü Çağrı kesti “ sakin olun sesiniz dışarıya kadar geliyor “ dedi geldiğinin bile fark etmemiştim. Sadece Çağrı değil tanımadığım iki erkek iki kız vardı “kusura bakmayın üstümü değiştirip geleceğim” dedim odama çıkıp balkana geçip sakinleşmek için sigara yaktım. Ayazla normal bir ilişkimiz yoktu bunun gayet farkındayım bu olayı olabildikçe az garipleştirmeye çalışıyorum. Şuan bu olaylara kafa yormak istemediğim için sigaram bitince üstümü değiştirdim makyajımı da çıkarıp aşağıya indim. Salona girdiğim Ayaz hariç hepsi bana bakıyordu. Çağrı “ nasılsın Alya “ dedi “iyiyim sen nasılsın “ dedim “hayat koşturuyoruz “ dedi sanki atmış yaşındaki biri konuşuyor gibiydi gülümsedim.

Çağrı ayağa kalkıp yanıma geldi kolumdan tutup ilk önce esmer yapılı birinin yanına götürdü gözleri ve saçı kahverengiydi yüz hatları keskindi “Kuzey kendisi asker “ dedi elimi uzatıp “ memnun oldum “ dedim elimi sıktı sonra diğer üçlü koltuğa çekiştirdi bu sefer zayıf ama uzun boylu birinin yanına çekiştirdi. Zayıftı ama onun da fiziğinin iyi olduğu belliydi yüzü baby face gibiydi sevimli birine benziyordu aynı zamanda kumraldı gözleri elaydı “Oğuz adli tıp okuyor bu sene son senesi “ dedi şaşırmıştım “gerçekten mi “ dedim “ neden bu kadar şaşırdın “ dedi “çok çocuksu duruyorsun “ dedim içimden geçeni söylemiştim “çoğu kişi aynı tepkiyi veriyor “ deyip gülümsedi bu sefer yanında ki kızı gösterdi. “ Lara güzel sanatlar resim okuyor son senesi “ dedi kızıl saçlı yeşil gözlü çok güzel bir kızdı balık etliydi ama ona çok yakışmıştı. “memnun oldum “ dedim o da “ bende memnun oldum “ dedi tekrardan çekiştirip ikili koltukta oturan Ayazın olduğu yere götürdü. Ayazın yanında sarışın açık kahverengi gözlü çok güzel biri oturuyordu oturmasına rağmen fiziğinin güzelliği belliydi “ Yeliz işletme bitirdi şuan babasının yanında müdürlük yapıyor benden söylemesi yakın da CEO olur “ dedi “memnun oldum “ dedim ilk önce elime baktı sonra Çağrıya dönüp “bir şey unutmadın mı?” dedi “ben ekleyim aynı zamanda Ayazın sevgilisiyim” dedi elimi indirip gülümsedim. bir şey diyemeden Çağrı kendine döndürdü “ bende biraz şaşıracaksın” dedi “ hukuk mu okuyorsun” dedim “ hayır bilgisayar mühendisliği üçüncü sınıf “ dedi “bir sene mezuna kaldım “ dedi “şaşıracağın kısım aynı okulda okuduğumuz” dedi “aynı okulda okuduğumuzu nereden biliyorsun ben seni hiç görmedim “ dedim “ Ayaz söyle ayrıca seni birkaç kez cafe de çalışırken görmüştüm aynı zamanda kütüphanede ders verdiğini de “ dedi “doğrudur etrafıma çok bakan biri değilim” dedim “fark ettim seninle çıkmak isteyen çok kişi olmuştu “ dedi “gelip konuşanları ret ettim” dedim kendime bile zaman ayırmakta güçlük çeken biriyim o yüzden hayatıma birilerin girmesini istemiyordum. “ zaten senden ret alacakları için pek konuşmuyorlar” dedi sonra Çağrı diğerlerini dönerek “ Alya hukuk son sınıf öğrencisi “ dedi Oğuz “ daha demin Ayazla tartıştığın zaman “ dedi “ o konu için hepinizden özür dilerim aynı zamanda geç kaldığım içinde “ dedim Oğuz” sorun değil benim demek istediğim özel ders veriyormuşsun” dedi “ evet matematik “ dedim “ benim kız kardeşim var lise üçe gidiyor matematiği de pek iyi değil ben çalıştırmaya çalıştım ama başaramadım ayrıca hoca da tuttuk ama hepsi Selinin kaprisine dayanamayıp istifa etti. Sende çalıştırmayı dener misin? Tabi ki ücret karşılığında ” dedi “ sorun değil denerim “ dedim Kuzey “ erkek kardeşimde aynı durum da onunla iş yüzünden pek ilgilenemiyorum. Geçen seneye göre ders notları düştü onu da çalıştırır mısın?” dedi “ olur hatta ikisini de aynı anda çalıştırabilirim “ dedim Oğuz “ hayır onların araları bu sene iyi değil “ dedi “anladım ben size telefon numaramı vereyim sizle konuşuruz ne zaman programlarımız uyarsa ona göre haberleşiriz” dedim ikisi de onay verdi.

Yeliz “ neden ondan ders almasını istiyorsunuz ondan daha iyileri var “ dedi Oğuz “ daha demin dediğim gibi Seline bir çok kez özel öğretmen tuttuk ama hepsi dayanamayıp bıraktı. Alya nın yaşı ona yakın gibi belki ondan öğrenir “ dedi Kuzey “ Burak aslında sakin bir çocuk ama bu aralar işimden dolayı aramıza mesafe giriyor. Özel hocalarıyla iyi anlaşamıyormuş belki Alya derslerinin yanı sıra ona iyi gelir diye düşünüyorum” dedi Ayaz “ Alya kabul etti ama bu konuya olumlu bakmıyorum. Dersleri var onun haricinde davetler ve yeğiniyle ilgileniyor her şeye yetişebileceğini düşünmüyorum en önemli örneği bugün yaşananlar “ dedi “ katılmıyorum zaten önceki senelerde derslerimin çoğunu verdiğim için daha az ders alıyorum. Yeğinimle ilgilenirken derste verebilirim. Davetlere gelince her gün davet yok davet olduğu zamanlar ona göre program oluşturabilirim “ dedim “şunu da eklemek isterim ki ders vermek bana zevk veriyor “ dedim Oğuz “ o zaman neden öğretmen olmadın” dedi “ hobi olarak seviyorum çocukluğumdan beri çok kez adaletsizliklerle karşılaştım o zaman ne olursa olsun adaletin mevkilerden üstün gelmesini sağlamak istedim. Belki tek başıma başaramam maalesef ki bu yıllardan beri böyle ama azaltmaya çalışabilirim “ dedim Ayaz “ o zaman ilk tutuklamak istediğin kişi ben olacağım” dedi bu kadar rahat konuşmasından anladığım kadarıyla buradakiler onun mafya olduklarını biliyorlardı. Ayazın tam gözlerine baktım “ elime somut kanıt geçtiği an seni adalete vereceğim” dedim Lara “ tüylerim diken diken oldu o nasıl bakış nasıl ses tonuydu” dedi önüme döndüm. Oğuz “ senin hedeflediklerin ne kadar tehlikeli farkında mısın?” dedi “ tehlike” dedim gülümseyerek “ sonunda öleceğimi bilsem de davalarımın arkasında duracağım ölürsem bile bir pislikten kurtulmadan ölmeyeceğim “ dedim Kuzey “ anlıyorum” dedi “ anlaman lazım özellikle en çok senin sende bu yüzden asker olmadın mı? Kaç masum insan öldüğüne şahit oldun mu ya da teröristlerin o lanet silahlarını nasıl elde ettiğinin farkında mısınız?” dedim Ayaz “ eğer merak ettiğiysen söyleyim silah, uyuşturucu, organ kaçakçılığı yapmam “ dedi “öyle diyorsan öyle olsun” dedim Çağrı “ hadi film izleyelim “ dedi bunu ortamdaki gerginliği azaltmak için dediğini anlamıştım. Yeliz” lütfen filimi sen seçme “ dedi Çağrı “ seçtim bile “ dedi Yeliz “ yine gençlik dizisi mi? “ dedi Çağrı gülümseyerek başını salladı.

High school musical açtı neden açma dediklerini şimdi anlıyordum ama ben böyle filmleri izlemeye bayılan biriydim. Moralim bozuk olduğu zaman böyle film ve dizileri açıp izlerdim. İlk başta herkes şikayet etse de sonunda hepsi pes edip izlemeye başladı. Düet yaptıkları kısım da Çağrı aya kalkıp Troy kısmını söylemeye başladı “ livin in my own World/ didint understand,/ that anything could happen/ when you take a chance “ dedi herkes arkadan yapma diye bağırıyordu benim hoşuma gittiği için bende gabriella nın kısmını söylemeye başladım. “ ı never believed in/what I couldnt see/ I never oppened my heart/ oohhh/ to all the possibilities “ söyledim Oğuz “ sende mi “ dedi Yeliz “çocuk musunuz?” dedi Lara “ sen daha demin benim tüylerimi diken diken eden kız mısın?” dedi ne düşündükleri umurumda değildi ayrıca çok zevkliydi tabi ki Çağrı durmadı elimden tutup beni dansa davet etti ona ayak uydurmaya devam ederken Ayaz kolumdan tutup beni geri çekti. Kolumu ondan kurtarıp “ne yapıyorsun” dedim “asıl sen ne yapıyorsun hiç utanmıyor musun arkadaşımı ayartmaya çalışmaktan “ dedi ses tonumu yükselterek “ saçmalama “ dedim Çağrı “ bence de Ayaz saçmalıyorsun” dedi Ayaz “ sen karışma “ dedi Oğuz “ abi kendine gel istersen ikisini niyeti de bu olmadığının gayet farkındasın sen Çağrıyı tanımıyor musun o yolda geçen herkesle dans eden biri “ dedi Ayaz “ haklısın Çağrı nın karakteri böyle ama Alya nın niyeti başka olduğuna eminim” dedi ağzım açık kaldı. Sakinleşmeye çalıştım kollarımı birbirine bağlayıp onun gözlerinin içine baktım umursamaz bir tavırla “ diğerim ki öyle bu seni neden ilgilendiriyor “ dedim “arkadaşlarım hariç kimin altına girmek istiyorsan gir “ dedi Kuzey “ ağır konuşuyorsun biraz sakinleş bunda büyütülecek bir şey yok” dedi “ istediği gibi konuşabilir haklılık payı da var aslında “ dedim sakinliğimi koruyarak “ burada oturmak yerine altına girebileceğim birini bulsam daha iyi olur “ dedim salondan çıkıp odama girdim.

Kapıyı kilitleyip üstümü değiştirdim sırt çantama gerekli eşyalarımı koyup aşağıya indim. Herkesin gözleri bana çevriliydi Ayaz sinirli bir sesle “ nereye “ dedi “ daha demin söylediklerimde yeterince açık olduğumu düşünüyorum “ dedim kapıya geldiğimde Ayaza seslendim “ gece uzun sürebilir beni bekleme “ dedim kapıdan çıkıp sigara yaktım. Ablama gidecektim otobüs saati bittiği için taksi çağrıcağım. Kapı açıldı yanımda bir gölge belirdi yanıma baktığım da Kuzey vardı. Kuzey “ Ayazı sinir krizi geçirttin ama oradakilerde bende gayet farkındayız söylediklerinin doğru olmadığının “ dedi biten sigaramı söndürüp yenisini yaktım. İçime derin bir nefes çektim “ çok garip değil mi insanlar karşındakilerin nasıl hissettiğini umursamadan onları rencide edici cümleler kuruyorlar ama bunun gerçek olmasından da rahatsız oluyorlar “ dedim “ insan sinirliyken söylemek istemedikleri cümleler kurabilir “ dedi “ en çokta insan sinirliyken gerçek niyetini belli etmez mi?” dedim “bazen insan kendi canının yandığını gizlemek içinde karşısında ki insanı kırabilir “ dedi “anlaşılan konu Ayaz değil “ dedim “ çünkü onun benimle ilgili olan konularda canı yanmaz “ dedim “ gideceğin yere bırakmamı ister misin?” dedi konuyu değiştirmesi işime gelmişti. “ aslında iyi olur “dedim birlikte arabasına bindik gideceğim yerin yakınının da ki marketin konumun açtım. “sen ne zaman göreve gidiyorsun “ dedim “ bir hafta daha buradayım “ dedi “ Ayazın söylediklerine kırıldın mı?” dedi daha demin konuştuklarımızdan kırıldığımı düşünmüş olmalıydı. “ hayır ona kırgın, kızgın değilim “ dedim “Ayaz beni tanımıyor bende onu birine kırılmam için ona değer vermem gerekiyor “ dedim “ona değer vermiyor musun?” dedi “ benim için diğerleri nasılsa o da öyle biri “ dedim “ aynı evde yaşıyorsunuz ayrıca evlisiniz nasıl diğerleriyle aynı yere koyuyorsun” dedi “ hiçbir zaman evlilik benim düşüncelerimin içinde yer almadı. Ayazla evliliğimiz gerçek değil belki severek evlenmiş olsaydık fikirlerim değişebilirdi ama şuan benim için yurtta kaldığım ya da ev arkadaşlarımdan bir farkı yok “ dedim “ orada neden öyle tepki verdin” dedi “ vurup kırsam, sinirlensem ne değişecekti insan kendini bildikten sonra gerisinin ne önemi var “ dedim “ mesela orada bana orospu demeye getirdi insanlar bana orospu dediklerinde orospumu oluyorum “ dedim çocukluğumdan beri böyle laflar çok duydum ilk başta çok üzülüyordum hatta ağlama krizlerine giriyordum ama fark ettim ki insanların dedikleriyle olunmuyor. “neyse ben bu konudan çok sıkıldım “ dedim “ senden bir şey isteyebilir miyim?” dedim “ yapabileceğim bir şeyse seve seve yardım ederim” dedi “ sen askersin iyi silah kullanıyorsundur bana da öğretir misin?” dedim “ neden öğrenmek istiyorsun” dedi “ belayı çeken biri olarak kendimi korumam lazım sonuçta beni benden başka koruyacak kimse yok “ dedim “aslında az çok biliyorum ama tam istediğim yere isabet ettiremiyorum” dedim “ silah kullanmayı nereden öğrendin “ dedi “ televizyon “ dedim aslında öğrenmek zorunda kalmıştım ama bunu bilmesine gerek yoktu. Kuzey “ öğretirim “ dedim sevinçle ellerimi çırptım “ teşekkür ederim senin gitmene bir buçuk hafta var hafta sonu kardeşine ders vermeye gelirim oradan da poligona geçeriz olur mu?” dedim “ aslında poligon yerine seni götürebileceğim daha iyi bir yer var “ dedi konuma gelmiştik “ teşekkür ederim” dedim “dikkat et “ dedi el sallayıp eve doğru gittim.

Eve geldiğimde ablam şaşırmıştı uzatmamak için yeğinim için geldiğimi söyledim. Birkaç gün burada kalacağımı söylediğimde ablam bir şey söylemedi.

Loading...
0%