
AYAZIN ANLATIMINDAN
Davette ne kadar Alyanın yanında olmam gerektiğini bilsem de Yelizin yanında olmam gerekiyordu. Buraya babası için gelmişti ama kendini iyi hissetmediğini ve yanında olmamı istemişti. Ona karşı bir duygum olmasa da sonuçta ikimizin de bir geçmişi vardı en önemlisi de arkadaşımdı. Davetin çoğunda onun yanındaydım bu yüzden telefona bakmaya fırsatım olamamıştı. Yeliz “ Ayaz sence de öyle değil mi?” dedi bütün gün konuşmuştu belli bir süre sonra dinlemeyi bırakmıştım. “kusura bakma ne dediğini duyamadım” dedim “davetin her zamanki gibi sıkıcı olacağını düşündüm ama unutmuşum birlikteyken hiçbir yer sıkıcı olmadığını söylüyordum” dedi bu konu da yanılıyordu her zaman sıkıcıydı. Tebessüm edip telefona baktığım da Alya’dan cevapsız aramaları gördüm geldiğimizden beri hiç karşılaşmamıştık onu aradım ama cevap vermemişti. Merak etmeye başladım Yelize “ müsaadenle “ dedim arka bahçeye çıktığım da Alya’yı bu halde görmeyi beklemiyordum. Vücudu titriyordu üst üste sigara içiyordu ama ayakta zar zor durduğu belliydi. Hemen yanına gittim. Eve gitmek istediğini söyledi ona destek olmak istesem de kabul etmedi sinirlensem de belli etmedim. Ben onun eşiydim ona destek olmak istesem de izin vermiyordu. Otelden çıktığımızda bir sürü sorular sorursa da geçiştirmiştim.
Eve geldiğimiz de direk odasına çıktı. Onu o halde görünce endişelenmiştim bu yüzden odasının kapısını çaldığım da sadece yorgun olduğunu söyledi. Sesi kötü geliyordu zaten iyi olmadığı çok belliydi. Neden yardım etmeme izin vermiyordu yanın da olabilirdim ama kabul etmek istemiyordu. Mutfağa gidip ona iyi geleceğini umduğum için papatya çayı yapmayı düşündüm. Çayı buldum demledikten sonra odasının kapısını çaldım içerden ses gelmiyordu defalarca kez çalmama rağmen ses gelmedi. Elimdeki tepsiyi yandaki sehpaya koyup koşarak girişte bulunan yedek anahtarların olduğu yere gittim. Odasının anahtarını bulduğum gibi odasına çıkıp kapıyı açtım. Yatağın da değildi hızlıca banyoya girdim gördüğüm manzara karşısında kal gelmişti.
Küvetin içindeydi gözleri kapalıydı bembeyazdı korku bütün bedenimi ele geçirmişti. Koşarak yanına gittim kucağıma alıp onu oradan çıkardım. Yere bıraktım “ hayır lütfen” dedim nabzına baktığım da atmıyordu “seni uzun zamandır bekliyordum şimdi beni bırakamazsın “dedim gözümden bir yaş onun yüzüne gelmişti. Suni teneffüs ve kalp masajı yaptım defalarca kez denedim “lütfennn “ dedim sonunda suyu çıkarmıştı. Nemli gözleriyle bana baktı “ o da beni kabul etmiyor” dedikten sonra gözlerini kapatmıştı. Ellerimi yüzüme kapattım “ güzelim neden bunu kendine yapıyorsun. Sevgiyi neden başkalarında arıyorsun neden beni hiç görmüyorsun “ dedim kendimi toparlayıp vücut havlusu alıp üstünü örttüm. Dolaptan gecelik çıkardım yanına tekrar gittim havluyu destekler şekilde onu oturur pozisyona getirdim. Elbiseyi çıkarırken gözlerimi kapattım çıkardıktan sonra havluyu tamamen ona sardım gözlerim kapalı olsa bile bunu yaparken zorlanmamıştım. Gözlerimi açtığım da kendime hakim olamadım omzuna bir buse kondurdum “ bir gün seni sevdiğim gibi beni de sever misin? “ dedim kokusunu içime çektim. “şuan çok yakınımdasın gibi ama bir o kadar da uzaksın “ dedim “ evliyiz ama arkadaş bile değiliz “ dedim “bir gün beni görmeyi dener misin “dedim sadece sessizlik hakimdi bir sürü cevapsız soru vardı. geceliğini giydirdim saçına havlu sarıp yatağa yatırdım “iyi geceler meleğim” dedim ışıkları da söndürüp odama gittim.
Bugün zor bir gündü duşa girdim olup bitenleri düşündüğüm de kendime çok kızdım. Bütün gün onu yalnız bırakmıştım sonra da beni sevmesini bekliyordum. Kafam durmuş gibiydi duştan çıkıp direk kendimi yatağa attım. O kendinin farkında olmasa bile ben onu hep fark ettim. Çoğu zaman ilham perim bile olabilirdi. Bir insan nasıl bu kadar acı çekmesine rağmen kendi duruşunu bozmazdı. Nasıl olurda her düşüşte tekrar daha güçlü çıkabilirdi. Bilmiyorum, bildiğim tek bir şey vardı o da her güç yalnızlığı getirirdi.
Sabah her zaman ki gibi erkenden kalkıp sporumu yapıp duşa girdim. Hazırlanıp masaya geçtim tabletimle gündemi ve borsaya bakıyordum. Yapılacaklar listesini asistanım sabah atmıştı onları da gözden geçirirken Alya aşağıya inmişti her zaman ki gibi görünse de ona baktıkça dünkü hali gözümden çıkmıyordu. “günaydın “ dedi günaydın dedim “bugün çok yorucu bir gün olacak “ dedi dün sanki hiç yaşanmamış gibi davranıyordu. “bugün Mehmet seninle olacak “ dedim bana baktı itiraz edeceğini biliyordum. “çok iyi olur aslında yetişmem gereken işlerin arasın da çok az bir zaman farkım var” dedi şaşırmıştım. Çıkmam gerekiyordu “ afiyet olsun “ dedim ağzı dolu olduğu için el sallamıştı ikimizde dünkü olay hakkında konuşmamayı tercih etmiştik. Evden çıktıktan sonra korumalardan sağ kolum olan selime Alya’nın odasını benim odama taşımasını oturma salonu olan yerinde Alya’nın eski odasına taşımasını söyledim. Bu saatten sonra onu tek başına bırakamazdım.
İş yerine geldiğim de işten kafamı kaldıracak zamanım olmamıştı bir sürü projeyle uğraşmak zorun da kalmıştım yemek yemeyi bile unutmuştum. Asistanım Banu hanım Çağrı ve Kuzeyin geldiğini söyledi. İçeriye almasını söyledim Çağrının elinde poşet vardı “ dedim bu kesin yine işe dalmıştır yemek yemeyi unutmuştur diye sana kahve ve sandviç aldım “ dedi teşekkür ettim poşetten kahveleri ve sandviçleri çıkardı. Kuzey “ bugün Alya geldi gerçekten işe yaradı ilk başlarda anlaşamayacak gibi olsa da bizim ki onu sevdi “dedi Çağrı “ inşallah bizimki de sever biliyorsun son olaylardan sonra birbirinden nefret ediyorlar “ dedi Kuzey “ biliyorum da olayları anlatmıyor ki “ dedi Çağrı “ haberleri gördünüz mü “ dedi “ ne haberi “ dedim telefonu gösterdi dünkü olayı gösterdi. Yeliz ve Alyayla ilgili Yelizle birlikte olduğumuz anlar ve onun yanında da Alyanın fenalaşmış hali vardı başlıkta da Ayaz eşini aldatıyor mu? “ bu haberi kim yaptı “ dedim sinirlenmiştim. Hemen Banuyu çağırıp bu saçma haberi yapanı bulmasını ve buna benzeyen bütün haberleri kaldırtmasını söyledim. Kuzey “ dün akşam ne yaşandı “ dedi “sırası değil” dedim Çağrı “asıl şimdi sırası ne yapmaya çalışıyorsun” dedi “ seni ilgilendirmez “ dedim Kuzey “ yelizle çıkıyorsun tamam ama davetlerde böyle görünmemen lazım “ dedi “biliyorum “ dedim Çağrı da benim gibi sinirlenmişti “ hayır ben anlamıyorum” dedi “sen hani Alyayı seviyordun o zaman neden hala yelizlesin” dedi “ bu yaptığın iğrençlik” dedi Kuzey “ çağrı sakin olur musun “ dedi “ neden sakin olacağım görmüyor musun kızın hayatı yeterince zor değilmiş gibi üstüne daha da zorlaştı.” Dedi bana döndü “ sen var ya kendinden başka kimseyi sevmiyorsun” dedi “Alyayı sevdiğini söylüyorsun ama onu elde edemediğin için hırs yapıyorsun senin ki sevgi değil bencillik “ dedi sinirden ayağa kalktım “ çağrı kendine gel” dedim sinirden elimi yumruk yapmıştım. “üniversite de herkes sana hayrandı ama o seni fark etmedi bile onunla konuştun ama o seni hatırlamadı bile bu yüzden hırs yaptın o senin kaderin olmadığını bildiğin halde onu zorla kendi kaderine yazdırmaya çalışıyorsun” dedi “ o benim kaderim “ dedim “ anlıyor musun onla benim kaderimiz bir “ dedim Çağrı sinirli bir şekilde güldü “ o yüzden seni hiç sevmiyor ki haksız da değil kıza orospu muammeresi yap sonra kaderden bahset ne güzel hayat” dedi yakasından tuttuğum gibi duvara ittim. Kuzey beni tuttmaya başladı “saçmalamayın” dedi Çağrıya dönüp “kendine gel “ dedi “kendimdeyim ama o kızı sana harcatmayacağım bu sefer sen kaybedeceksin” dedi odadan çıkıp gitti.
Kuzeyden kurtulup odada tur atmaya başladım “kaderim değilmiş “ dedim sinirden gülüyordum. “ Alyaya dedim ama kimin göz koyduğu belliymiş” dedim “ ben bunu nasıl fark etmedim” dedim Kuzey “Ayaz saçmalıyorsun Çağrıdan bahsediyoruz kendine gel” dedi “kendimdeyim hatta hiç bu kadar kendimde olamamıştım” dedim arkadaşım dediğim kişi sevdiğim kadın da gözü vardı. tabi ki de vardı ,,,ne kadar salakmışım onu gördüğüm de o da onu izliyordu ama bana başka bir bahaneler uydurmuştu. “ başından beri o da onu seviyordu bir de nikah şahidi oldu “ dedim “ o benim kaderim benden başka kimsenin olmasına izin veremem “ dedim “kendimi bildim bileli onu sevdim biliyorum beni tanıyınca o da sevecek” dedim Kuzey “ başka bir açıdan bak belki de senin kaderin hiçbir zaman o olmamıştır. Sen sadece onun olmasını istediğin için kaderi baştan yazmaya çalışıyorsundur “ dedi “ sen de mi “ dedim “onu ne kadar sevdiğimi neden kimse görmüyor. Ben ona bakmaya, dokunmaya kıyamıyorum “dedim “ ama ona hep zarar veren kişi de sensin” dedi “ben ona zarar vermek istemiyorum “ dedim “ama veriyorsun hatta en çok sen ona zarar veriyorsun kendi ayaklarında durmaya çalışırken sen onun ayaklarını kırıyorsun” dedi “ ben ona umut oluyorum “ dedim “hayır sen ona kendini güçsüz hissettiriyorsun umudunu kırıyorsun. “ dedi “hayırrr” diye bağırdım “ ben ne olursa olsun yanım da olsun istiyorum ister kaderi yazdığımı söyleyin kaderimiz bir olmadığını söyleyin umurumda değil o benim yanım da bir gün o da beni sevecek biliyorum” dedim “ya sevmezse “ dedi “yeter “ dedim “gerçekler acıdır dostum ama sonun da yine de gerçektir. Yalanlara ne kadar inanırsan inan gerçekler her zaman orada duracak “ dedikten sonra beni odada tek bırakmıştı.
İşten çıkıp direk bara gittim bu sinirle eve gitmek istememiştim. Bara geldiğimde üst üste alkol tüketsem bile kafamda ki sesler bir türlü susmuyordu haklı değillerdi o da beni sevecek karşılaştığımız anları hatırlamaya başlayacaktı. Telefona baktığım da bir çok mesaj ve cevapsız arama vardı bakmak istemedim hesabı ödeyip taksiyle eve döndüm. Eve geldiğim de korumalar direk kapıyı açmışlardı. İçeriye girdiğim anda Alya “SEN NE YAPTIĞINI SANIYORSUN” diye bağırmaya başladı sus işareti yaptım. “bağıma başım ağrıyor “ dedim sonra ona sarıldım beni itti “ yapma karıcığım sarılamaz mıyım” dedim “ sarılamazsın “ dedi “odam” dedi “ hee o mesele “dedim gülmeye başladım “ malum evliyiz bende eşimi çok özlüyorum odamdan başka yerde yatmasını istemem “ dedim “ ne saçmalıyorsun” dedi “ saçmalıyorum “ dedim vücudumda ki alkol azalmış onun yerine öfke gelmişti. Onu duvarla kendi arama hapsettim “saçmalıyorum öyle mi “dedim “Ayaz kendine gel” dedi “kendimdeyim ama kim kendinde değildi biliyor musun “dedim parmağımla onu gösterdim “sen “dedim kahkaha atmaya başladım. “ Ayaz beni korkutuyorsun” dedi “ korkuyor musun dün nerdeyse ölüyordun o zaman benim korktuğum kadar korkuyor musun? “ dedim “ ayaz ben” dedi “ sen ne intihar etmeye çalıştın” dedim “ hayır o öyle değil “ dedi “ nasıl “ dedim bağırarak yumruğumu duvar vurmuştum” dün ölüyordun “ dedim “seni yalnız bırakacağımı nasıl düşündün” dedim “ başından beri hata bendeydi zaten seni yalnız bıraktım ama dün sondu bir daha yanımdan ayrılmayacaksın yanımda olmadığın zaman Mehmet yanında olacak” dedim “ bunu bana yapamazsın” dedi yaptım bile eğer buna da karşı çıkarsan ne yeğenini ne de okulu görürsün evde hapis olmak ister misin?” dedim gözleri dolmuştu. “ama biz böyle anlaşmamıştık” dedi “ anlaşma dün bitti “ dedim “senin yüzünden herkese rezil olamam “ dedim “rezil olmak “dedi “ bugün ki haberlerden sonra kim daha fazla rezil oluyor acaba “ dedi “ o haberler doğru değil biliyorsun” dedim “ evet biliyorum o da hepsi doğru sen neden böylesin” dedi “ nasılım “ dedim “ bencil, egoist, iğrenç birisin sen sevmeyi bilmiyorsun sadece herkes seninle olsun istiyorsun.” Dedi kalp acısı hiçbir acıya benzemiyor.
“sen çok biliyorsun galiba bu kadar büyük konuştuğuna göre “ dedim “ senden daha çok bildiğim kesin “ dedi “Ayaz sen kimseyi sevme olur mu sevgin karşındaki insana yük olur aynı Yelize yük olduğu gibi” dedi o an fark ettim beni hiçbir zaman sevmeyecekti. Ona yaklaştım elimle çenesini tuttum dudağımı dudağına değdirdim. Bu başlangıç değil bir bitişin öpüşüydü. Ben kendi ve onun kaderiyle oynamaya çalışmıştım ama olmayacağını anladım. Beni seveceğini nerden çıkarmıştım bugün anladım ki beni arkadaşlarım bile sevememişti. O zaman bende onların gördüğü kişi olurdum sonuçta kimse gerçek beni görmek için uğraşmıyordu
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |