Yeni Üyelik
3.
Bölüm

Karanlık

@book_lover

Silahın sesiyle kendimi refleks olarak geriye attım.

Ayağım taşa takılınca ağaç dallarının çatırtısını ve ağzımdan kaçan ah nidasına hakim olamadığım için sonuş olarak öfkeli bakışların hepsi bana döndü.

Adının Rıfat olduğunu öğrendiğim kişi:

- Bakın burda ne varmış güzel küçük bi haşerat, siz ikiniz kızı buraya getirin.

Diye iki ayı gibi adama emir verdi. Ne yapacaktım kaçabilirdim ormanı iyi biliyordum ama kurtulma ihtimalim yüzde kaçtı. Vede beynim yitirmiş gibi ayaklarıma kalkma komutu vermiyordu. Sonunda sinyal veren beynimle ayağa kalktım. Ve aklıma gelen ilk şey iyi ki akşam namazımı hemen kılmışım oldu.

Bu düşüncelerden sıyrılıp önüme baktığımda adamların bana yaklaşmasına az kalmıştı. Ne yapabileceğimi düşünürken ard arda gelen 2 silah sesiyle irkildim ve ardından diğer silah sesleri ortadaki adam havaya iki kez ateş edince nerden geldiğini anlamadığım kurşunlar bi anda herkesi öldürdü. Sadece ortadaki adam, Rıfat denilen kişi ve ben sağ kaldım.

Karşımdaki iki adam tam ayağımın önüne düştü. İşte bu sefer biraz korkmuştum. İsminin Affan olduğunu öğrendiğim adam adamlarına emir verip bana doğru gelmeye başladı.

Normalde asla bi erkeğin gözüne hatta yüzüne bile bakmazdım. Bi anlık boşlukta benim koyu yeşil gözlerim onun safirlerine kaydı. Buz kadar soğuk gözler neden bu kadar nefret doluydu ki...

Gözlerim saliselik onu bulduktan sonra gözlerimi hemen kaçırdım. O bana doğru emin adımlarla gelirken ben titrek adımlarla arkaya doğru gidiyordum.

Ve tam yanıma geldi. Bağıracağım sırada bi eliyle ağzımı diğer eliyle belimi tutup tüm gücüyle beni ağaca çarptı. Belimdeki bütün kemikler acıyla sızladı ama ne ağzımdan nede gözümden bu acı yansımadı. Çünkü yine duygusuzluk maskemi takmıştım. O ise nefretini kusmak istercesine konuştu:

-Sen kimsin?

Konuşmadım

- Sen kimsin dedim burda ne işin var?

En iyi yaptığım şeyi yapıp yine sustum

Bu onu daha çok sinirlendirmişti -ah ne güzel- ve boğazımı sıkmaya başladı.

Bu sırada onu itmeye çalışıyordum. hayatımda bütün erkekleri kendimden uzak tutarken onlarla aramda mesafe bırakırken bu adam benim bütün mesafemi yıkmıştı...

Bütün çabam boşuna gibiydi bi karıncanın dağı oynatmaya çalışması gibiydi.

En sonunda:

- Bırak beni.

Diyebildim boğazımda ki eli biraz gevşedi ama sorusunu yineledi:

- Kimsin sen ve burada ne işin vardı?

Bi anlık gelen deli cesaretiyle:

- Sanane kimsem kimim bırak beni

Ve işte yine sinirlenmişti ne çabuk sinirleniyordu.

- Beni tanımıyorsun ufaklık ne yapabileceğimi de bilmiyorsun bilseydin benimle bu şekilde konuşmazdın şimdi tekrar soruyorum burda ne işin var ?

Neden burda durup izledinde kaçmadın, Dedi.

Ve ben iç sesimle kavga etmeye başladım. Ne nasıl yani burda olduğumu onları izlediğimi biliyor muydu? Allah'ım sen yardım et bana bi çıkış yolu göster diye dua etmeye başladım.

Sessizliğime sinirlenmiş olacak ki tekrar bağıracaktı ama benim dualarıma yanıtmış gibi siren sesleri gelmeye başladı. Sanırım buralardan geçen biri silah seslerini duymuş ve polise haber vermişti. Allah'ım sana şükürler olsun.

Ama o sırada benimle konuşan adam çabuk kurtulamayacağımı söylüyordu.

- Şimdi gidiyorum ama sanma ki kurtuldun elbet seni bulurum.

Bu sırada boğazımı daha çok sıkmaya başladı.

- Ha unutmadan söyleyeyim burada olanları birine söylersen sonsuza kadar senin sesini keserim ufaklık unutma tamam mı?

Benden cevap gelmiyince bağırdı:

- Cevap ver!

Öyle bi bağırmıştı ki kendimi kafamı saklarken buldum.

- Güzel.

Sonra dikkatli bi şekilde çekildi. Adamlarına haber verdi toparlanıp gittiler .

Temiz havayı tekrar çekerken boğazım yanıyordu. Kendimi ağacın kenarına bıraktım bu günün böyle olacağını düşünmemiştim.


Loading...
0%