@book_lover
|
Telefonumun sesiyle içine daldığım dünyadan ayrıldım... Kafamı kaldırıp gökyüzüne baktım hava kararmak üzereydi ekrana baktığımda bitanem yazısını görmem beni şaşırtmadı annemin ne için aradığını biliyordum. Hava kararmak üzereydi ve ben hala ormandaydım her zaman ki gibi dalıp gitmiş zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştım... Hemen telefona cevap verdim: - Efendim sultanım - Hafsa sen yine ormanda mısın ? Hava kararmak üzere - Evet sultanım yine dalıp gitmişim sen arayınca kendime geldim seni beklettiysem özür dilerim - Neyse, sen eve gelicek misin? Bekliyim mi? - Yok annem bekleme beni bi hasta vardı durumu kritikti hemşire bana git bişey olursa söylerim dedi ama içimde kaldı gidip bi bakiyim geç gelebilirim o yüzden - Tamam kuzum ama kendine dikkat et tamam mı? -Tamam bitanem sen merak etme beni Allah'a emanet ol - Sende kuzum Telefonu kapattıktan sonra hemen eşyaları toplamaya başladım akşam yeni okumuştu ama belki yolda acil bi durum olur diye seccademi serip namaza durdum namazı bitirince seccadeyi çantama koyup yürümeye başladım. Patika yoldan değilde ormanın içinden yürüyordum yolumu uzatıyordum ama bu yol bana daha çok huzur veriyordu. Biraz daha yürüdükten sonra büyük bi kayanın arkasından bir takım sesler gelmeye başladı insan sesine benziyordu. Belki birilerinin yardıma ihtiyacı vardır diye o tarafa doğru yürüdüm kayalığın arasına gelip oradaki boşluktan bakınca olduğum yerde dona kaldım. Karşıda eli silahlı on beş'e yakın adam bi adamın etrafını sarmıştı. Ne yapacağımı bilemiyordum kaçabilirdim ama korkak birisi değildim ve burada ki adamların küçük bi olay için burda olmadıkları anlaşılıyordu olanların anlatılması gerekirse diye onları izlemeye karar verdim bakın sadece anlatılması gerekirse diye yani bunda asla merakının etkisi yok yani bi nevi insanlık görevi. Konuşmalara kulak kesildim: - Bak yeğenim malları bana ver bende gitmene izin vereyim. Beni yeğen katili yapma olur mu? Adam bunu dalga geçerek söylüyordu. Adamın bu tavrına karşı ortadaki adam çok sakindi elleri ceplerinde onu izliyordu cevap vermiyordu. Bu tavrı öbür adamın canını sıkmış gibiydi çünkü yüzünde ki sırıtış gitmişti. Silahı ortadaki adamın kafasına doğrultu: - Affan mallar nerde? - Ne o malları alamayınca sevgili "babam"sana kızdı mı? Babam kelimesini öyle bi nefretle söylemişti ki insanda merak uyandırıyordu nasıl bi çocuk babasından bu kadar nefret ederdi. - Affan mallar nerde? Dedim. - Malları sana vermicem Rıfat boşuna uğraşma o pis işlerinizi yapamicaksınız - Öyle mi? Havaya birkez ateş etti. O anlık refleksle kendimi geriye attım. Ve olan oldu beni fark ettiler... |
0% |