
Barlasın anlatımıyla
Alev buradan gideli 8, buraya gelmeyeli üç buçuk yıldan fazla oluyordu. Neredeyse üç yıldır görmüyordum onu.
Yıllar önce okul birincisi olarak bitirmişti liseyi. İlkokulu sınıf atlayarak neredeyse okumamıştı. Çok başarılı ve zekiydi. Bizden yaşça küçük olmasına rağmen bizimle bitirmişti liseyi.
Türkiye genelinde defalarca dereceyle başarı göstermişti. Yurt dışında burslu olarak eğitim alma şansını yakalayınca hepimizin yoğun ısrarları yüzünden gitmişti.
Bizim yoğun ısrarlarımız üzerine...
Çünkü gitmek istememişti.
Doktor olmak en büyük hayali de olsa annesini, abisini ve bizi bırakmak istememişti. Ama 8 yıl önce gitmişti.. Okulu bitirmişti. İki yıldır da orada çalışıyordu.
Son yılında çok ders çalıştığı için senenin ortalarında gelmişti. Bitirene kadar gelemeyeceği için biraz uzun kalmıştı. Daha sonra ise bir daha gelmedi. Her iki günde bir arar bizi. O aramazsa da biz ararız. Böyle geçiyordu günlerimiz.
Özlemle...
İki gündür önce konuşmuştuk en son. Bugün arardı heralde. O aramazsa biz arardık. Bekliyordum. Aptal aşıklar gibi telefon başında aramasını bekliyordum.
Hangarda bizim tayfayla oturuyorduk. Onlar konuşuyordu. Ben ise Alev'in bana doğum günümde aldığı tesbihe bakıyor, onu düşünüyordum.
Niye aramadın hala kehribar gözlüm?
"Reis!"
Kafamı kaldırdım. Ceyhun'a baktım.
"H1?"
"Oho, dalmışsın reis yine bir yerlere."~Biricik
"Aşık mı oldun lan?" Dedi Alper gülerek.
Evet.
Öylece baktım. Gülen yüzleri ciddileşti birden.
"Gerçekten mi?"~Buğra
"Saçmalamayın. Bir şey düşünüyordum."
Başlarını salladılar. Meral önüme çay koydu.
"Saol."
Gülümseyerek yanıma oturdu.
"Akgül teyzeye baktınız mı? Bir ihtiyacı var mı?"
"Her sabah olduğu gibi bu sabahta baktık reis. Yok."~Buğra
Başımı salladım belli belirsiz.
"Ya ben çok sıkıldım. Bir şeyler mi yapsak?"~Meral
Geriye yaslandım. Tesbihe bakmaya devam ettim. Bir şeyler konuşuyorlardı ama dinlemiyordum. Meral yanımdan kalktı. Yanıma geri oturunca önüme bağlamanın sapı geldi.
Hışımla ayağa kalktım. Bağlamayı elinden aldım. Herkes ayaklandı. Meral anlamayan bakışlarla bana bakıyordu. Diğerleri ise Meral'e 'naptın sen?' bakışı atıyordu.
"Bunu nasıl alırsın?!"
"Ben.."
"Meral buna dokunma hakkını sana kim verdi?!"
"Ben sadece..."
"Sakın! Sakın bir daha buna dokunma."
Bağlamayı odaya geri koydum. Bubağlamaya üç yıldır dokunmuyordum. Üç yıldır şarkı söylemiyordum. Çünkü söyleyeceğim biri yoktu.
Hep Alev söyler, ben çalardım. Şimdi çalmıyordum çünkü söyleyecek bir Alev yoktu.
O gelinceye kadar da çalmayacaktım. Onun parmağının izleri bu bağlamadan silinmeyecekti. Gerekirse kimse dokunmayacaktı.
Onun izini taşıyan hiçbir şeyin o izlerden arınmasına izin vermeyecektim.
Kehribar gözlüm...
Neredesin sen?
Herkes sessizce içeride oturuyordu. Az önceki bağrışım yüzünden kimse konuşmaya teşebbüs etmiyordu. İçeri koşarak giren Akgül teyzeyle hepimiz ayaklandık.
"Akgül teyze? Noldu?"
Akgül teyze durdu. Soluklanmaya başladı.
"Su getirin." Dedim tayfaya.
Deren su getirdi. Akgül teyzeye suyu uzattı. Akgül teyze sudan birkaç yudum aldı. Yüzü gülüyordu. Gülmesi içimdeki kötü düşüncelerin oluşmasına engel oluyordu.
"Teyze otur."~Ceyhun
Akgül teyze gülümseyerek hepimize tek tek baktı.
"Çocuklarım..."
"Akgül teyze söylesene nolduğunu. Çatlayacağız burada."~Aleyna
"Dönüyor kızım, dönüyor Alev.."
Dönüyor?
Dönüyor!
Dönüyor?!
Dönüyor lan dönüyor!
Gülümsedim. Sevinçle Akgül teyzeye sıkı sıkı sarıldım. Kulağıma fısıldadı.
"Gözümüz aydın oğlum. Gözümüz aydın..."
"Gözümüz aydı Akgül teyzem. Gözümüz aydı..."
Gülümseyerek ondan ayrıldım. Meral dışında herkesin yüzünde güller açıyordu. Herkesle tek tek sarıldım. Akgül teyzeyi koltuğa oturttuk.
"Yarım saat önce beni aradı. Anne ben Türkiye'ye dönüyorum dedi."
"Ne zaman geliyor?"~Biricik
"Yarın öğlen iniyormuş uçağı. Akşam burada olur."
Gülümseyerek Akgül teyzeye baktım.
"Kaçta iniyor uçağı? Hangi havalimanı? Nereye gidelim almaya?"
"Reis sakin." Dedi Alper gülerek.
Umursamadım.
"Söz verdirdi. Kimse almaya gelmeyecek, o şartla söylerim dedi. O yüzden gitmeyin çocuklar."
"Keçi. Hala keçi. Dediği illa olacak." Dedim gülerek.
Egemen kulağıma yakışarak sessizce konuştu.
"Reis bu kadar belli etme."
Kaşlarımı çattım. Ona baktım. Ne demek istemişti bu?
"Akgül teyze gelmeden önce ateş gibiydi gözlerin. Şimdi Alev gibi." Dedi göz kırparak.
Sinirle güldüm. Ya da cümlenin içinde Alev'in adı geçtiği için. Bilmiyorum.
"Üç yıldır gülmüyormuşsun reis sen. Üç yıldır fark edememişim." Dedi omzuma vurarak.
Anlamıştı..
"Kimseden duymayacağım Egemen."
"Neyini söyledim reis? Ayıp ediyorsun."
Güldüm.
"Akgül teyze yarın akşam yemek yiyelim."
Bizimkilere döndüm.
"Tayfa mahalleliye duyurun. Yarın akşam herkes sokakta olsun. Hep birlikte yemek yiyelim. Hazırlıklara başlayalım. Alev'in geldiğin duymayan kalmasın."
Herkes gülerek başını salladı. Akgül teyze ayağa kalktı.
"Ben gideyim çocuklar. Alev'in odasını hazırlayacağım daha. Yemek falan daha çok iş var."
"Biz sana yardım edelim Akgül teyze. Açelya
"Biz de Goncayla yemekleri halledelim."~Deren
"Biz de ışıklandırma ve masaları halledelim Egemenle."~Ceyhun
"Biz de Buğrayla alışverişi yapalım."~Alper
Herkes toparlanıp bir işin ucundan tutmaya gitti. Meral bana bakıyordu.
"Ben ne yapayım reis?"
Güldüm. Her şeye gülmek istiyordum şuan.
"İstediğini."
Yanından ayrıldım. Hangardan çıktım. Sokağa adımımı attım. Uzun zaman sonra nefes aldığımı hissediyordum. Başımı kaldırdım. Gökyüzüne baktım. Sesli güldüm. Bağırmak, haykırmak istiyordum. İçimde dizginleyemediğim yoğun duygular yüzünden oturup kahkaha ata ata bağırmak istiyordum. Yürümeye başladım. Hazırlıkları kontrol edip eksik şeylerle ilgilenecektim. Mahalleye doğru adımladım.
Hangarı daha lisedeyken bizim tayfayla yapmıştık. Herkes gece gündüz çalışmıştı. Önce orayı satın almıştık daha sonra içini döşemiştik. Hepimizde birer anahtarı vardı. Oraya gider, birlikte vakit geçirirdik. Alev'in mahalleye gelmediği -derslerinin yoğun olduğu- zamanlarda Meral buraya taşınmıştı.
Tayfadaki herkese çok çabuk alıştığı için bizimle takılmaya başlamıştı. Bana her ne kadar Alev gibi olmaya çalışıyor gibi gelse de sesimi cıkarmıyordum Cünkü ne Meral ne de herhangi bir kız Alev'in tırnağı olamazdı.
Akşam olmuştu. Hangarın bahçesinde oturuyorduk. Herkesin yüzünde güller açıyordu. Beş dakikada bir kapı çalıyordu. Mahalledekiler yarın için hazırladığı şeylerden bir tabak önden getiriyorlar, Alev'in saat kaçta döndüğünü, bir şeye ihtiyacımız olup olmadığını soruyorlardı. Mahallede bayram havası vardı.
Alev bütün mahalle tarafından sevilirdi.
Sadece bizim mahalle değil, diğer mahallelerde de namı yürüyordu.
Kapı çaldı. Deren kapıyı açtı. İçeri İhsan amca girdi. Yan mahallenin eski reisiydi kendisi. Bütün mahallelerde sevilen nadir reislerdendi. Hepimiz ayağa kalktık. Tek tek elini öptük.
"Hoşgeldin, İhsan amca. Buyur, otur."
İhsan amca koltuğa oturdu. Aleyna İhsan amcaya çay getirdi.
"Hayrola, İhsan amca? Sen pek hangara gelmezdin?"
Pek değil, hiç gelmezdi. Buraya genelde kimse gelmezdi. Bizim için özel bir yer olduğunu bilirlerdi. Gülümsedi.
"Hayır hayır. Alev kızım geliyormuş."
Gülümsedim.
"Evet, yarın akşam geliyor."
"Gözümüz aydın, çocuklar. Tayfanız tamamlandı artık."
"Öyle oldu, İhsan amca."~Alper
"Geleyim, hayırlı olsun diyeyim dedim. Alev kızımı ayrı görmeye geleceğim."
Gülümsedik.
"Yarın akşam seni de bekliyoruz, İhsan amca."
"Gelirim oğlum, gelirim. Bizim mahallelinin selamı var hepinize. Alev kızımı onlar da gelmeye göreceklerini tek tek iletmemi istediler."
Gülümsedik.
"Neyse çocuklar. Tekrardan gözünüz aydın. Hayırlı akşamlar."
"Sana da, İhsan amca."
"Hayırlı akşamlar."~Ceyhun
İhsan amcayı uğurladıktan sonra bahçeye geri döndük. Herkes yerine geri oturdu.
Buğra gülerek "Ulan kıza bak, varlığı ayrı, yokluğu ayrı.." dedi.
"Ben Alev'imi çok özledim ya!"~Açelya
"Kız bir geliş haberiyle koskoca İhsan reisi ayağına getirdi. Helal olsun gerçekten."~Alper
Alper'e gülmeye başladık.
"Heralde, Alper. Alev'den bahsediyoruz. Düştüğü yeri kül eden hani.."~Deren
Güldüm.
"Gonca iyi mi? Baktınız mı?"
"İyi iyi. Efe'yi uyutuyordu. O yüzden gelemedi."~Aleyna
"Alev.."
Hepimiz Meral'e baktık. Meral'in konuşmasıyla ortama sessizlik çökmüştü. O ise hepimizin zıttına çimenlere bakıyordu. Bugün hepimizin yüzünde güller açarken onun somurtması gibi. Başını kaldırdı. Bana baktı.
"Alev nasıl biri?"
"Alev.." diyip güldüm.
"Onu anlatsam da anlayamazsın."
Güldüm.
"Gonca iyi mi? Baktınız mı?"
"İyi iyi. Efe'yi uyutuyordu. O yüzden gelemedi."~Aleyna
"Alev.."
Hepimiz Meral'e baktık. Meral'in konuşmasıyla ortama sessizlik çökmüştü. O ise hepimizin zıttına çimenlere bakıyordu. Bugün hepimizin yüzünde güller açarken onun somurtması gibi. Başını kald
ırdı. Bana baktı.
"Alev nasıl biri?"
"Alev.." diyip güldüm.
"Onu anlatsam da anlayamazsın."
Meral bana umutsuzca bakıyordu. Diğerleri dudaklarını büzmüş, 'o' şekline getirmişlerdi. Sessizce gülüyorlardı. Biricik iç çekti. Meral'e baktı.
"O bir efsane."
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |