3. Bölüm
Bookaes / Alev / 3.bölüm

3.bölüm

Bookaes
bookaes

"Sen ne güzel bebeksin öyle."

 

Ağlayan bebeğe bakıyordum. Gülümsedim. Annesine uzattım. Kucağına aldı. Öptü, kokladı. Tekrar kucağıma aldım.

 

"Burada dur, ambulans gelecek. Tamam mı?"

 

"Bebeğim?"

 

"Bebeğin de seninle gelecek. Ama önce bir babasına gösterelim. Kapıdaki adam babası değil mi?"

 

Başını salladı. Gülümseyerek yanından kalktım. Kapıyı açtım. Fırat ve adam bana döndü.

 

"Nur topu gibi kızınız oldu."

 

Gülümseyerek bebeğe baktılar. Babası bebeği dikkatlice kucağına aldı. Öptü, kokladı. Gözünden bir damla yaş düştü. Bebeği bana geri uzattı. Kucağıma aldım. Abim, Arda ve birkaç asker koşarak yanımıza geldi. Beni bebekle gördüklerinde şaşırmışlardı. Çarık kaşlarla bana bakıyorlardı.

 

"Alev?"

 

Abimin tepkisine güldüm.

 

"Komutanım, hanımefendi kim?" dedi askerlerden biri.

 

Abim askere döndü. Uyarır gibi konuştu.

 

"Kardeşim."

 

Bana döndü. Az önceki ses ona ait değilmiş gibi şefkatle konuştu.

 

"Alev bu bebek nereden çıktı?"

 

"Kadın doğuruyordu."

 

Fırat'a döndüm.

 

"Ambulans geliyor mu?"

 

"Birazdan burada olur."

 

Bebekle birlikte içeri girdim. İçeri kimseyi almadım. Ambulans görevlileri kadını götürürken ambulansa kadar eşlik ettim onlara. Bebeği son kez öptüm. Görevliye uzattım. Gülümseyerek gidişlerini izledim. Arkamı döndüm. Abim, Arda, Fırat ve bir sürü asker bana bakıyordu gülümseyerek. Abimin yanına gittim. Arda şişeden su döktü. Ellerimi yıkadım.

 

Abim kolunu omzuma attı. Askeri aracın olduğu alana yürüdük. Abimin yardımıyla araca bindim. Askerlerle tek tek tanıştım. Araçtan indiğimiz gibi abimin odasına girdim. Bavuldan pijamalarımı çıkardım. Duş aldıktan sonra giyindim. Abimin odasının içindeki odanın -geldiğimde uyuduğum oda- kapısını kilitledim. Ranzaya yattım.

****

Sabah kapının tıkanmasıyla uyandım.

 

"Alev."

 

Kapının kilidini açtım.

 

"Günaydın."

 

"Günaydın. Hazırlan, kahvaltıya gidelim."

 

"Tamam."

 

Kapıyı tekrar kapattım. Bavuldan kıyafet çıkardım. Giyindim.

 

Saçlarımı ensemde dağınık topuz yaptım. Güneş gözlüğümü taktım. Kapıyı açtım. Abim baştan aşağı süzdü beni.

 

"Abiciğim dün bir, bugün iki. Sabrımı sınamasan mı?"

 

"Abiciğim dün bir, bugün iki. Tartışmasak mı?"

 

"Yürü başımın belası, yürü." dedi gülerek.

 

Abim kıyafetlerime karışmazdı. Arada bir takılır, uğraşırdı şaka amaçlı. Çok nadiren bir şeyi giymememi isterdi. O anlar gerçekten nadirdi. O zamanlarda abimi kırmaz, üstümü değiştirirdim.

 

Siyah küçük sırt çantamı aldım. Abimin odasından çıktım. Abim bavullarımla birlikte yanımdan yürüyordu. Bahçeye girdik. Fırat, Arda, Aykut ve birkaç kişi daha bahçede bize bakıyordu. Abim onlara doğru yürümeye başladı. Abime baktım.

 

"Görev bahanesiyle geliyoruz. Tim daha sonra dönecek, ben izin kullanacağım." Diye açıkladı durumu.

 

Başımı salladım. Askerler yanlarına ulaştığımızda abime selam verdi. Kısa bir diyalogdan sonra timle birlikte yola çıktık. Yoldayken tim kendi arasında sohbet etmişti. Arada bir abim de katılıyordu onlara. Ben sessizce abimin omzunda bizim tayfayı düşünüyordum.

 

Sizi mi kandıracağım?

 

Barlas'ı düşünüyordum.

 

Barlas bizim mahallenin reisiydi. Tayfanın başıydı. Bir reiste arayabileceğiniz her şey onda vardı. Kısaca Google. Aradığım her şeyi bulduğum adam, aşk dahil...

 

Hazır başlamışken size tayfayı da anlatayım:

 

Abimden başlayayım. Barın Akçay. Ailemizin direği. İki kardeşiz. Ben Amerika'ya gitmeden 1.5 yıl önce Goncayla evlendi. Gonca'yı çok severim. Bir de oğulları var, Efe. Abim grubun en pasif üyesidir. Malum, asker..

 

Goncayı anlattım zaten. Çok tatlı bir insandır. O da tayfanın bir diğer üyesi.

 

Barlas Bolatlı. Mahallenin reisi, benim sevdiceğim, Biricik'in abisi. Bekir-Arife çiftinin çocukları. İlişki durumu yok. Yani umarım.. Kendisinin galerisi var.

 

Biricik Bolatlı. Gönlü Egemende. Ama hala ilişki durumu yok. Açelyayla ortak kafe işletiyor.

 

Ceyhun Çetin. Biricik teyzemin biricik oğlu. Kuzenim. İlişki durumu yok. Arzu-Erol çiftinin manyak oğlu. Komiser.

 

Açelya Çetin. Kuzenim. Ceyhun'dan yaşça küçük. İlişki durumu yok. Biricikle ortak kafe işletiyor.

 

Egemen Kaya. Aksu-Eşref çiftinin sakin oğulları. Sinirlenince içinden ne çıkacağını bilmek istemezsiniz. Barlas'ın tayfada en yakın olduğu kişidir. Herkesle yakın ama onunla aralarında ayrı bir bağ var. Giyim mağazası var.

 

Deren Arslan. Aytekin-Halide çiftinin bebek yüzlü kızları. Kuaför. Aleynayla çalışıyor.

 

Aleyna Arslan. Deren'in kardeşi. O da kuaför.

 

Buğra Doğan. Halide-Halil çiftinin ilk çocuğu. Mimar.

 

Alper Doğan. O da ikinci çocukları. Mühendis beyefendi.

 

"Alev."

 

Kafamı kaldırdım. Arda'ya baktım.

 

"Aç mısın?"

 

"Hayır."

 

"Sabah da doğru dürüst bir şey yemedin."~Abim

 

"Yedim."

 

"Sen iyi misin?"~Fırat

 

"İyiyim."

 

Sadece biraz kafam karışık..

 

Barlas'ın sevdiği, sevgilisi var mı şuan onu düşünüyorum. Neredeyse her gün konuşuyoruz ama ya bana söylemediyse?

 

Başımı tekrar abimin omzuna koydum. Fırat Arda'ya başını sallayıp gözünü kırptı. Nolduğunu soruyordu. Arda tebessüm ederek konuştu.

 

"O hep öyle. Takılma."

 

Güldük. Evet.. İnsanlara karşı hep soğuk ve mesafeliydim. Ama saygım ve şefkatim yüzünden herkes tarafından sevilirdim. Kimileri beni buzlar kraliçesi olarak ansa da bunu pek umursamıyordum.

 

Askeri araç havalimanının önünde durdu. Abimin yardımıyla indim. Birkaç gerekli işlemden sonra timle birlikte uçağa bindim. Cam kenarında ben, yanımda abim, onun yanında Fırat vardı. Bir önümüzde de Arda ve iki tanımadığım asker, bir arkamızda Aykut ve bir tanımadığım asker oturuyordu. Yolu yarılamıştık.

 

Müzik dinleyerek bulutları izliyordum. Gözüme çubuk kraker sokulmasaydı izlemeye devam etmeyi de düşünüyordum.

 

Abime döndüm. Gülerek kek ve çubuk kraker uzattı.

 

"Teşekkür ederim ama yemeyeceğim."

 

"Alev kaç saattir açsın?" dedi abim.

 

Bu her ne kadar bir soru cümlesi de olsa söyleyiş tarzı hiç soru anlamı taşımıyordu.

 

"Alev, içecek bir şey alalım mı yanına?"~Fırat

 

"Tokum ben. Yiyecek veya içecek bir şey istemiyorum. Teşekkür ederim."

 

"Zorla ağzına tıksam ne yapabilirsin ki?"~Abim

 

"Çiğnemem, yutmam, tükürürüm, bağırırım. Ha bir de; söylediğin için artık daha tedbirli davranırım."

 

Güldük. Başımı tekrar cama yasladım.

****

"Alev, iniyoruz."

 

Abimin sesiyle kendime geldim. Düşüncelere dalmıştım. Uçaktan indik. Abim başıma bir askeri dikti. Diğerleriyle bavulları almaya gitti. Benim bavullarım fazla olduğu için kendisi gitmişti. Asker sürekli bir şey söylemeye çalışıyor da çekiniyor gibiydi.

 

"Söyle artık."

 

Bıkkınca nefes verdi.

 

"Kusura bakmayın. Tamamen merak. Kimse sormaya cesaret edemiyor ama komutanımın nesi oluyorsunuz? Kimisi kardeşi, kimisi sevgilisi diyor. Bildiğim kadarıyla komutanım evli de.."

 

"Kardeşiyim."

 

Erkekler daha dedikoducudur. Biliyor muydunuz?

 

Artık biliyorsunuz.

 

Abim timle vedalaştı. Arda ve Fırat, abimin ısrarlarına boyun eğmek zorunda kalmışlardı. Hep birlikte taksiye bindik. Ben ortaya, Fırat cam kenarına, Arda diğer cam kenarına, abim öne oturdu.

 

Telefonum çaldı. Abim arkasını döndü. Bana baktı. Sus işareti yaptım. Ekranı abime gösterdim. Sırıttı. Annem dahil kimse abimle geldiğimi bilmiyordu.

 

Annem arıyor...

 

"Kızım, neredesin annem? İndi mi uçağın?"

 

"İndi anne, geliyorum."

 

"Oy kınalı kuzum, bekliyoruz."

 

"Tamam. Görüşürüz."

 

Telefonu kapattım. Yarım saat sonra mahalleye giriş yapmıştık. Sürekli etrafa bakıyordum. Mahalle arasında olduğumuz ve etraf çocuk kaynadığı için taksi çok yavaş gidiyordu. Taksiye bakan çocuklar neşeyle bağırdılar.

 

"Alev ablam geldi!"

 

Kıkırdadım. Bütün çocuklar taksinin etrafında koşmaya başladı. Taksici bile gülüyordu. Herkes dışarıdaydı. Bizim evin olduğu sokak baştan aşağı masaydı. Masanın üzerinde envai çeşit yemek ve içecek vardı.

 

"Çok seviliyorsun sanırım kızım?"

 

"Saolsunlar, severler."

 

Abim gülerek "Ulan yan mahallelerden bile gelenler var." dedi.

 

Araba durdu. İlk aşağı Fırat indi. Arda veya abim inerse sürpriz bozulurdu. Onlar kimse onları görmesin diye öne doğru eğildi. Elini uzattı. Cins cins bakmayı bıraktım. 'Çocuk nezaketen elini uzatıyordu sonuçta.' demeyeceğim ama tutmazsam ayıp olur diye tuttum.

 

Bütün fısıldaşmalar bitmişti. Arabadan Fıratla birlikte indim. Kalabalığın en önünde bizim tayfa, annem ve Efe vardı. Bizim tayfa biraz şaşkınlık, bolca mutlulukla bana bakıyordu. Barlas ise hem şaşkın hem öfkeli gibiydi.

 

"Kızım!"

 

Annemin haykırmasıyla gözlerim ona kilitlendi. Gülümsedim. Ağlıyordu. Koşar adımlarla yanıma geldi. Sıkıca sarıldı. Uzunca sarıldık. Güç bela ayrıldım kollarından.

 

"Anne, ben tek gelmedim."

 

"Görüyoruz, Alevciğim. Enişte bey yabancı mı?"~Açelya

 

"Hayır, sevgilim değil."

 

Barlas'ın gözlerinde gözle görülür bir rahatlama vardı. Gülümsedim. Kıskanmış mıydı?

 

"Kızım kimle geldin?"~Annem

 

"Sen çok evlat hasreti çektin dedim. Bir çocuğun Amerika'da, diğeri askerde.."

 

Gonca dolu gözlerle "Yoksa?" dedi.

 

Başımı salladım. Kapı açılma sesiyle herkes taksiye baktı. Abim ve Arda taksiden indi. Gonca koşarak abime sarıldı.

 

"Baba!"

 

Efe abime koşunca abimle Gonca ayrıldı. Abim Efeyi kucağına aldı. Sarıldı, öptü. Annemle de sarıldılar. Gonca'ya sarıldım. Tayfadaki herkese tek tek sarıldım. Hepsi kendine has hoşgeldin dedi. En son Barlas kalmıştı. Uzaktan gülümseyerek bakıyordu bana. Gülümsedim.

 

"Sen özlemedin galiba beni?"

 

Güldü.

 

Gülerek hızlı adımlarla yanıma gelip "Çok özledim!" dedi.

 

Herkes onun bu hareketine kahkaha atıyordu. Reisti bu, kimseye böyle davranmazdı. Herkes biliyordu bunu. Onun böyle konuştuğunu gördüklerinde gülmeden edemediler doğal olarak. Sarıldık. Saçlarımı kokladığını içine çektiği derin nefesten anlayabiliyordum. Kulağıma fısıldadı.

 

"Hoşgeldin Alev."

Bölüm : 05.12.2024 17:03 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...