10. Bölüm

9.bölüm

Bookaes
bookaes

Günler sonra merhaba akakskdj

*

"Tek soru, tek cevap. Cengiz'in evinde, bu saatte ne işin vardı?"

 

"Barlas, anlatamam."

 

Büyük bir hayal kırıklığı vardı gözlerinde.

 

"Neden?!"

 

Başımı iki yana salladım.

 

"Anlatamam." Dedim kısık bir sesle.

 

Gözlerini kapattı. Derin nefes aldı. Sakinleşmeye çalışıyordu. Büyük iki adım attı. Elimi tuttu. Koltuğa çekti. Yanına oturdum.

 

"Sana güveniyorum, Alev. Yalan söylemediğini biliyorum. Anlatmadıysan vardır bir bildiğin. Ama emin olmak istiyorum. Cengizle aranda bir şey mi var?"

 

Ellerimi avcundan çektim.

 

"Hayır!"

 

Gülümsedi. Ellerimi tekrar tuttu. Kolunu omzuma sardı. Ayaklarını koltuğa uzattı. Başımı koluna yasladım. Koltukta uzanıyorduk.

 

"Alev."

 

"Efendim?"

 

"Sana kızamıyorum."

 

Güldüm.

 

"Kızma zaten. Kızacağın bir şey yapmadım."

 

"Biliyorum. Gözük kapalı güvendiğim tek insansın. "

 

Gülümsedim. Saçımı öptü.

 

"Huzur kokuyor saçların."

 

Gülümsemem yüzümde büyüdü. Telefonumun zil sesi anın büyüsünü bozdu. Telefonu açtım.

 

Doruk arıyor...

 

"Efendim, Doruk?"

 

"Hocam, acil hastaneye gelmeniz gerekiyor. Timur hoca çağırmamı istedi."

 

"Geliyorum. Noldu?"

 

"Acil kalabalık hocam. Timur hoca ameliyatını size devretti."

 

"Tamam. Geliyorum."

 

Telefonu kapattım.

 

"Noldu?"

 

"Ameliyat bana verilmiş."

 

"Bu saatte ne ameliyatı?"

 

"Ne bileyim ben? Hem ameliyatın saati mi olur?"

 

"Tamam. Hadi, seni ben bırakayım."

 

"Gerek yok."

 

"Alev, bir kere itiraz etme."

 

"Tamam, hızlı ol o zaman. Zaman kaybediyoruz."

 

Birlikte hangardan çıktık. Barlas'ın arabasına bindim. Gözlerimi dinlendiriyordum.

 

"Çok mu yorgunsun?"

 

"Biraz."

 

"Uyu."

 

"On beş dakikalık yolun neresinde uyuyayım? Hem uykum o kadar da yok."

 

"Olsun. Kapat gözlerini."

 

Dediğini yaptım. Aradan iki dakika geçmemişti ki annem aradı.

 

Annem arıyor...

 

"Efendim anne?"

 

"Neredesin, kızım?"

 

"Anne, beni beklemeyin. Hastaneden aradılar."

 

"Nöbetin mi var?"

 

"Hayır, nöbetim yarın. Acil kalabalıkmış. Ο yüzden gidiyorum."

 

"Dikkat et, yavrum."

 

"Ederim. Görüşürüz."

 

"Görüşürüz."

 

Telefonu kapattım.

 

Yazarın anlatımıyla

 

Alev hastaneye girdikleri gibi acile koştu. Hazırlandı. Ameliyata girdi. Barlas arabayı hangara sürdü. Alevle birlikte uzandıkları koltuğa yattı. Cengiz ve tayfası, kameradan hangarın içini izliyorlardı.

 

"Eve neden gitmiyor?"~Aybike

 

"Ne bilelim Aybike?"~Gülay

 

"Meral'i arayın. Hangara gitsin."~Cengiz

 

"Tamam, reis."~Duru

 

Duru Meral'i aramak için mutfağa gitti. Konuşurken kendine Alev'in yaptığı yemeklerden bir tabak hazırladı. Tabakla salona girdi. Yerine oturdu.

 

"Yalnız yemekler çok lezzetli olmuş."~Duru

 

Gülmeye başladılar.

 

"Bana da bir tabak getirin."~Cengiz

 

Herkes kendisine tabak almıştı. Yemekleri yerken kameradan Barlas'ı izliyorlardı.

 

"Barlas'ın uyuşturucu işine yoğunlaşmasını sağlayın. Kafasını oraya versin."~Cengiz

 

Bardağından su içti.

 

"Dilara nerede?"~Cengiz

 

"Odasında."~Aslı

 

"Çağırın. Yemek yesin."~Cengiz

 

Aslı Dilara'yı çağırdı. Gelmek istemese de abisini daha fazla kızdırmamak için aşağı indi. Aslı'nın verdiği tabağı çatalıyla didiklemeye başladı.

 

İlyas gülerek "Ye ye. Çok lezzetli. Bizim kızların yemeklerine benzemiyor." dedi.

 

"Sanki sana yumurta kır desek kırabileceksin."~Feyza

 

"Didişmeyin. Dilara sen de ye şunu."~Cengiz

 

Dilara ağzına küçük bir lokma attı. Gerçekten tadı enfesti ama yiyecek iştahı yoktu.

 

"Sabaha karşı tekrar arayacaksın Alev'i."~Cengiz

 

"Daha birkaç saat önce buradaydı."

 

Cengiz sabır çekti. Kamerayı izlemeye devam ettiler.

 

"Barlas'ı meşgul etmek için bu kadar karışıklık çıkarmanızı anlıyorum ama Alev'i neden bu kadar yoruyorsunuz?"~Dilara

 

"Çünkü çok bilmiş, Alev sandığından çok daha zeki. Yani senin aksine etrafında olan her şeyin farkında. Bedensel yorgunlukla onu yoruyoruz ki düşünecek, olayları anlayacak enerjisi ve zamanı olmasın."~Cengiz

 

"Zaten biraz şüphelendi gibi."~Levent

 

Herkes başını kaldırdı. Levent'e baktı.

 

"Hastanedeki bakışını hatırlamıyor musun, reis? Kalacağımı söylediğimde nasıl bakmıştı."~Levent

 

"Anlaması gayet normal. Sen hastanenin önünden geçmezken kalacağını söylüyorsun. Üstelik kendi isteğinle."~Kadir

 

"Buna o kadar takılacağını düşünmemiştim. Kusura bakma reis. Benim hatam."~İlker

 

"Nöbeti ne zaman?"~Cengiz

 

"Yarın."~Feyza

 

"Ameliyat ne zaman biter?"~Cengiz

 

"Normalde iki saat civarı. Ama Alev'in eli çok hızlı. Bir buçuk saat gibi bir sürede bitirir."~Feyza

 

"Tamam. Ara Ulaş'ı, hastaneden 7'den önce çıkmasına izin vermesin. İş, hasta falan yığsın. Saat 8'de de Dilara Alev'i arayacak. Çok kötü olduğunu söyleyecek."~Cengiz

 

"Saat 7 de hastaneden çıksa eve gelmesi 7.15. Efe'nin okula gidiş saati. Efe'yi okula yollamadan uyumaz. 7.30-7.40. Gonca hamileymiş, annesine zaten iş yaptırmamaya çalışıyor. Mutfağı toplamasını hesaba katarsak... Kızlar siz ne kadar zamanda mutfağı topluyorsunuz?"~Levent

 

"Duruma göre değişir. Kahvaltı masası+bulaşıksa 15-20 dakika sürer."~Aslı

 

"10 dakika diyelim. Oldu 7.50 pijamalarını giymesi, yatması, kaşım gözüm derken saat 8 olur. 8'de de buraya gelirse sıfır uykuyla nöbete gider."~Levent

 

"Güzel."~Cengiz

 

"Neresi güzel? Kızı uykusuz mu bırakacaksınız?"~Dilara

 

"Senin çenen yine açıldı."~Cengiz

 

Aybike Dilara'yla yukarıya çıktı. Aybike odadan çıkacakken Dilara Aybike'nin elini tuttu.

 

"Aybike, lütfen. Sen uyma onlara en azından. Alev bunları hak etmiyor."

 

"Biz de başımıza gelenleri hak etmiyorduk. Ama hepsini yaşadık. Hem Alev sonunda mutlu olacak. Üzülme. Daha fazla da konuşma. Reisi sinirlendirmekten başka hiçbir şey yapmıyorsun."

 

Aybike aşağı geri indi. Konuşmayı dinlemeye başladı.

 

"Barın gelmeden bu tempoya alışması lazım."~Aslı

 

"Gonca ve Akgül teyzenin de. Alev abisinin sözünü dinliyor. Abisi kesin bir dille iş değiştirmesini söylerse Alev işini değiştirir."~Gülay

 

"Barın salak değil. Alev'i düşünmekten bir şekilde alıkoyduk. Ama Barın'ı engelleyemeyiz. Normal bir doktordan çok daha fazla çalıştığını elbet anlayacaktır."~Kadir

 

"Görevden ne zaman dönecek?"~İlyas

 

"Nasıl öğrenelim onu? Asker adam, asker. Gizli göreve gidiyor. Daha nerede olduğunu ailesi bile bilmiyorken ne zaman döneceğini nereden öğrenmemizi bekliyorsun?"~Feyza

 

"Barın dönerse işler zorlaşır. Döndüğü zaman arkadaşlarıyla ve Gonca'yla ilgilenmesi lazım. Alev'den olabildiğince uzak tutacağız onu."~Cengiz

 

"Neyse ki Gonca hamile. Bu bizim için büyük avantaj."~Aslı

 

"Fazladan stajyer vereceklerdi Alev'e. O noldu?"~Cengiz

 

"İlk başta itiraz etmiş. Ama Ulaş biraz duygu sömürüsü yapınca kabul etmiş."~Feyza

 

Alev'in anlatımıyla

 

Ameliyattan çıktım. Üstümü değiştirdim. Çıkışa yürüyordum. Fatih seslendi.

 

"Hocam!"

 

Arkamı döndüm.

 

"Efendim"

 

"Hocam, Alp hoca bir vakayı size vermiş, acilde doktor kalmadı. Hastanın nabzı düşüyor."

 

İçeri koştuk.

 

7.19. Ekranı kapattım. Nöbetim olmamasına rağmen bütün gece hastanedeydim. Yorgun adımlarla arabama bindim. Eve gittim. Kapıyı anahtarla açtım. Efe küçük ayaklarıyla pıtı pıtı ses çıkararak kapının önüne geldi. Ayakkabılarımı çıkarıyordum. Başımı kaldırdım. Efe'ye gülümsedim.

 

"Günaydın."

 

"Günaydın, hala."

 

"Sen bu saatte neden uyanıksın?"

 

"Uykum yok. Hala, markete gidelim mi? Annemden istedim, hayır dedi. Anneannem de götürmüyor beni."

 

Güldüm.

 

"Neden götürmüyorlar?"

 

"Çünkü abur cubur almak için gidiyormuşum. Hiçte bile!"

 

"Ne almak istiyorsun?"

 

"Bilmem." dedi ellerini iki yana açıp dudağını büzerken.

 

Çok tatlıydı. Güldüm. Şimdi yatsam da kahvaltı için uyanacaktım. Kahvaltıdan sonra uyurdum.

 

"Abur cubur almayacağız o zaman?"

 

"Tamam, söz."

 

"Tamam, halacığım. Ama bekle. En azından üstümü değiştireyim."

 

Başını salladı. Bacağıma sarıldı.

 

Kıkırdadım. Yukarı çıktım. Hızlı bir duş aldım. Hastane kokusu üstümden gitmişti. Hazırlandım.

 

Saçlarımı gelişigüzel topuz yaptım. Aşağı indim. Annem uyanmıştı. Sabah programı izliyordu.

 

"Günaydın anne."

 

"Günaydın kızım."

 

"Ben Efe'yi markete götüreceğim. Bir şey istiyor musun?"

 

"Ben markete gidecektim ama madem gidiyorsun buzdolabının üstüne liste yapıştırdım. Onları da alıver."

 

"Tamam. Hadi Efe. Ayakkabılarını giyin."

 

Efe ayakkabılarını giyiniyordu. Buzdolabının üstünden listeyi aldım. Efe'nin elini tuttum. Yürürken yerinde zıplıyordu.

 

"Doktor!"

 

Arkaya baktım. Aleyna ve Deren yanımıza geldi. Sarıldık.

 

"Dün noldu öyle ya?"~Deren

 

"Boşver."

 

"Reis çok sinirlenmişti."~Aleyna

 

Başımı salladım.

 

"Siz nereye?"~Aleyna

 

"Markete!"~Efe

 

"Küçük bey, sen nasılsın?"~Deren

 

"Markete gideceğim için iyiyim."~Efe

 

"Şu çocuğun market sevdasını anlayamıyorum. Efe, annem beni markete göndermek istediğinde sana mı versem listeyi, napsam ablam?"~Aleyna

 

"Olur!"~Efe

 

Güldüm. Karşıdan Alper, Buğra, Biricik ve Barlas geliyordu.

 

"Naber?"~Buğra

 

"İyiyiz. Siz?"~Aleyna

 

"İyiyiz. Nereye böyle? Toplanmışsınız."~Alper

 

"Yolda karşılaştık. Biz işe, Alevler markete."~Deren

 

"Bu kıyafetle mi?"~Barlas

 

Göz devirdim. Başlıyorduk.

 

"Barlas, yorgunum. Sonra atışırız. Olur mu?"

 

Kaşlarını çattı.

 

"Noldu?"

 

"Yediyi çeyrek geçe çıktım hastaneden."

 

"Eve gidip uyusana o zaman. Ne işin var markette?"~Biricik

 

Efe'nin elini havaya kaldırdım.

 

"Ben de böyle hala istiyorum."~Alper

 

Güldük. Efe bacağıma sarıldı.

 

"Hayır! O benim halam."

 

Güldüm. Efe'yi kucağıma aldım. Yanağını öptüm.

 

"Evet. Ben onun halasıyım."

 

Barlas gülerek Efe'yi kucağımdan aldı.

 

"Gel, aslan parçası."

 

"Hadi, sizi de kuaföre bırakalım."~Buğra

 

"Abi, ben de kafeye geçiyorum."~Biricik

 

"Tamam. Görüşürüz."~Barlas

 

Barlas gözlerini bana çevirdi.

 

"Hadi, markete gitmiyor muyuz?"

 

Güldüm. Yürümeye başladık. Markete girdik. Alışverişi bitirmiştik. Barlas market poşetlerini tek eline topladı. Bir tanesini zorla almıştım. Efe'nin bir elini ben, bir elini Barlas tutuyordu.

 

"Barlas reis, zıplatın beni."

 

"Tamam, aslanım. Hadi, Alev. Bir, iki, üç."

 

Efe'nin kollarını yukarı kaldırdık. Kahkaha atıyordu. Sokak şen kahkahasıyla doluyordu. Yoldan geçenler gülerek selam veriyordu.

 

"Reis."

 

Barlas Efe'ye baktı.

 

"Efendim, aslanım?"

 

"Sen halamı sevsene. Siz çok yakışıyorsunuz."

Bölüm : 27.12.2024 20:09 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...