Yeni Üyelik
3.
Bölüm

3. Bölüm

@bookandwe_

Hemşire, muayene etmeyi bitirince Çağan, Eymen ve Ahsen'e döndü. iyi bir şeyler olmadığını anlamak için Einstein olmaya gerek yoktu.

 

"Zehirlenmiş, fakat bunun sıradan bir zehir olduğunu zannetmiyorum. Ama bence yine de hemen doktora gitmelisiniz, bir hemşire olabilirim ama gördüğünüz gibi burada malzemeler kısıtlı."

 

"Pardon?" Dedi Ahsen, gözleri kocaman olmuştu."Ne demek zehirlenmiş ve sıradan bir zehir değilmiş. Kim Sare'yi zehirlemek ister ki?" Diye eklerken Çağan çoktan Sare'yi kucağına almıştı. Ama unuttuğu bir şey vardı. Sare'yi hastahaneye götürmek için bir arabaları yoktu, çünkü hâlâ çocuk sayılırlardı. Çağan, Eymen'e bunu anlatmak için 1-2 saniye baktı ve bu Talha'nın Çağan'ın ne demek istediğini anlamasına yetti.

 

"Hemşire abla, gönül isterdi ki buradan havalı havalı çıkalım ve arabamıza binip gidelim, ama biz daha çocuk sayılırız. Lütfen bizi hastahaneye sen götürebilir misin?" Dedi Eymen, diğerlerine göre daha soğukkanlıydı çünkü o, Sare'yi Çağan ve Ahsen kadar iyi tanımıyordu, sadece Çağan'ın anlattığı kadar biliyordu.

 

Hemşire gülecek gibi oldu fakat gözleri Sare'ye değince, dudağında oluşan minik tebessüm soldu.

 

"Tabii ki, götürürüm, ama götürdükten sonra hâlâ mesai saatleri içerisinde olduğum için hemen geri dönmem gerekiyor. Daha sonrasında kendiniz dönebilir misiniz?"

 

"Sare iyi olsun da, her türlü döneriz sen merak etme abla." Dedi Ahsen

 

"Peki madem gidelim o zaman."

 

                             💕

 

Gözlerimi açtığımda beyaz bir tavan gördüm ve ardından burnuma yoğun hastahane kokusu doldu, bu kokudan ve hastahanelerden nefret ediyordum. Sağıma ve soluma baktım, solumda Utku, sağımda ise Ahsen ve Eymen vardı.Aklımda ise sadece bir soru vardı, Bana ne olmuştu? Uyandığımda hatırladığım son şey yere düşmemdi.

 

"Ne oldu bana?" Diye sorarak düşüncelerimi sesli bir şekilde dile getirmiş bulundum.

 

Ahsen gözlerimi açtığımı görür görmez hemen sıçradı

 

"Sare, iyi misin?" Dedi endişeyle

 

"İyiyim, Balım." Dedim içini rahatlatmak için, aslında hiç de iyi değildim, midem bulanıyordu.

 

Utku uyuyordu fakat sesimi duyar duymaz yerinden sıçrayarak kalktı.

 

"Berceste," dedi sesinde anlayamadığım bir tını vardı "uyanmışsın, iyi misin, bir şeye ihtiyacın var mı?' diye sordu ard arda. Sanırım uykusu ağırdı, eğer öyle olmasaydı Ahsen'in yükselmesine uyanırdı.

 

"İyiyim," Utku'nun bana Berceste diye hitap etmesine alışmış sayılırdım, fakat hâlâ bana neden böyle hitap ettiği hakkında hiçbir fikrim yoktu "ama biraz susadım, ne oldu bana?" diye devam ettim.

 

"Çok konuşup kendini yorma Sare, lütfen." Dedi Ahsen

 

"Biri artık bana ne olduğunu söyleyecek mi?" Dedim sitemle

 

"Zehirlenmişsin" dedi Eymen tekdüze bir sesle.

 

Başımdan aşağı kaynar sular döküldü, ağzımı açıp da 'Ne? Kim, neden yapmış?' bile diyemedim.

 

Ahsen şok geçirdiğimi düşünmüş olacak ki hemen öne atıldı "Sare," dedi elini gözümün önünde aşağı yukarı sallarken, sonunda "iyiyim" diyerek kısa da olsa bir cevap verebildim. Ahsen biraz daha bana bakıp iyi olduğuma kanaat getirdikten sonra arkasına döndü ve Eymen'in koluna minik bir şamar attı "Öyle birden bire zehirlenmişsin denir mi?"

 

"Denmez mi?" Saf saf sordu Eymen

 

"Salak"

 

"En azından salağım, Çağan gibi deli değil." Diyerek Utku'ya laf sokmayı da ihmal etmedi, Eymen ve Utku arada sırada atışsalarda aralarından su sızmıyordu. Garip bir dostlukları vardı fakat bu nadir rastlanan dostluklardandı.

 

Ahsen de ben ayık değilken yorulmuş olmalı ki; "Öf yeter be, susun bir de sizin ayışmanızı çekemeyeceğim!" Diye çirkefleşti ve ardından kendini az önce Utku'nun kalktığı odadaki tek oturacak şey olan tekli koltuğa attı. Evet bildiğiniz kendini koltuğa attı.

 

"Kanka koltuğu kırdın." Dedim panikle, sonuçta hastahanenin malıydı, zarar gelirse parasını biz ödemek zorundaydık ve ikimiz de çok iyi biliyoduk ki eğer öyle bir şey olsa benim annem ve babam da Hakan abi ve Aysun abla da o koltuğun parasını ödemezdi, ödeseler bile harçlığımızdan keserlerdi.

 

"Kanka abart." Diye cevapladı Ahsen, ama o atlama karşısında koltuğun kırılmaması bir mucizeydi. Ahsen çok ağır değildi hatta gayet zayıftı, zolasan 40 kiloydu, bende onunla hemen hemen aynıydım fakat sorun koltuktaydı. Çok eskiydi uzaktan bakınca dokunsan parçalancak gibi duruyordu ama Ahsen'in atlayışı üzerine parçalanmaması gayet iyiydi bence. Bunları düşünürken bana verdikleri ilacın da etkisiyle gözlerim yavaş yavaş kapandı ve şu anlık huzurlu bir uykuya daldım

 

. 💕

 

Yeni bir okul yılının başlangıcıydı, Yeliz, çalıştığı için kızını iki buçuk yaşındayken kreşe yazdırmaya karar vermişti. Ve şuan kızı Sare'nin kreşteki ilk günüydü. Yeliz, Sare'yi bırakıp gitmeyi planlıyordu ama Sare onu bırakmamıştı, bu yüzden işten izin alıp okulun bahçesinde beklemeye başladı. Burada bekleyen tek ebeveynin kendisi olduğunu zannediyordu fakat kreşin içinden bir kadın daha çıktı ve o da farklı bir banka oturup beklemeye başladı. Yeliz'in canı sıkılmıştı, bu kadar süre boş boş oturmak ona göre değildi. Yanındaki diğer bankta oturan kadınla konuşmaya karar verdi,

 

"Siz de mi annesiniz?" Diyerek konuşma başlatmaya çalıştı Yeliz

 

"Evet* diyerek onayladı kadın "Oğlum bu sene yeni kreşe başladı"

 

"Aaa, benimde kızım da bu sene yeni başladı. Oğlunuz kaç yaşında?"

 

"Aa, ne tesadüf, iki buçuk yaşında.Sizinki?" Diye sordu kadın, Yeliz hemen cevapladı;

 

"Benim kızımda iki buçuk yaşında"

 

"Bu arada ben Yasemin." Dedi Yeliz'in ismini yeni öğrendiği Yasemin

 

"Ben de Yeliz, tanıştığımıza memnun oldum."

 

Yeliz ve Yasemin konuşmaya devam ettiler, konu konuyu açtı, bayağı konuşmuştular ve açıkcası iyi de anlaşmışlardı.Çıkış saati geldiğinde birbirlerinin numaralarını alıp evlerine gittiler

 

                                   💕

 

Kreşin ilk günüydü, Sare çok mutludu çünkü şimdiden birsürü arkadaşı olmuştu fakat 4 kişiyle çok daha yakın olmuştu; Ahsen, Eymen, Utku Çağan ve Kaan

 

 

 

Uyku saati gelmişti ve Sare bu yüzden somurtuyordu çünkü Sare uyumayı pek sevmezdi. Bu yüzden Sare, Ahsen'e uyumayıp gizlice dışarı çıkarak oyun oynama teklifi sunmuştu fakat Ahsen uykusu olduğunu söylemişti. Bu durum Sare için pek de iyi olmamıştı. Şuan karanlıkta gözleri açık bir şekilde uzanıyordu. Karanlıktan bir el saçını çekince güçlü bir çığlık attı ve ağlamaya başladı. Saçını çeken kişi Utku Çağan'dı.

 

"Amma abarttın sen de alt tarafı saçını çektim.Biraz daha susmassan herkes uyanacak, öğretmenler gelicek ve sana kızacaklar"

 

Sare bu sözlerin üzerine daha şiddetli ağlamaya başladı

 

"Kız, sussana"

 

"Banane şikayet edicem seni öğretmenime"

 

"Ay çok korktum" dedi Çağan alayla, nedenini bilmediği bir şekilde küçük kızın sinirlenmesinden keyif alıyordu.Sare, Çağan'ın bu kadar rahat olmasına sinirlenmişti, o yüzden bir anda Çağan'ın kıvırcık saçlarından tutup var gücüyle çekti.Çağan'ın da Sare'nin beline kadar uzanan açık kumral saçlarını yakalaması pek zor olmamıştı.

 

"Yağ bırak, canımı acıtıyorsun." Dedi Sare, canı acıdığı için Çağan'ın saçını daha sert çekiyordu.

 

"Sen bırakırsan bırakırım"

 

"İlk sen bırak"

 

"Hayır, sen"

 

Sare dayanamayıp güçlü bir çığlık attı Çağan tek eliyle kulağını kapattı fakat işe yaramadı küçük kızın çığlığı o kadar güçlüydü ki öğretmenlerinin bunu duymaması imkansızdı. Hatta Çağan bu çığlığı bütün dünyanın duymuş olabileceğini düşünüyordu

 

"O cırtlak sesinle çığlık atmayı kesmelisin yoksa çığlığını duyanlar sağır olacak."

 

Umursamazca omuz silkti Sare, hâlâ birbirlerinin saçlarını çekiyorlardı. Tam Sare Çağan'a inat olsun diye bir çığlık daha atacakken öğretmenleri telaşla uyku odasına girdi.

 

Öğretmenleri "Bir şey-" diyecekken Sare ve Çağan'ın olduğu durumu görünce duraksadı.

 

"Çocuklar lütfen yavaşça birbirinizin saçını bırakın" sanslarına daha ılımlı olan, Öykü öğretmen gelmişti, eğer Merve öğretmen gelseydi ikisininde kulaklarından tutup tavana asardı, fakat Sare ve Çağan bunu henüz bilmiyorlardı.

 

"İlk Utku bıraksın" dedi Sare Çağan'ı işaret ederek

 

"Hayır ilk o" dedi Çağan, Sare ne kadar inat ederse Çağan da o kadar inat ediyordu.

 

"Peki, çocuklar sakin olun ben üç diyince aynı anda bırakıcaksınız tamam mı?"

 

Çağan da Sare de isteksizce başlarını olumlu olarak salladılar

 

"Bir"

 

"İki"

 

"Üç"

 

İkisi de aynı anda bıraktılar ve hızla birbirlerinden uzaklaştılar

 

"İyi misiniz çocuklar, bir yerinize bir şey oldu mu?"

 

"Bu hayvan yuzunden kafam acıyor." Dedi Sare ağlamaklı bir sesle kafasını ovuştururken

 

"Sareciğim arkadaşına o şekilde hitap etmemelisin"

 

"Hı hı." Dedi Sare başını olumlu olarak sallarken

 

"Hadi tekrar uyuyun, uyku saatiniz bitince gelip sizi kaldıracağım."

 

İkiside başını salladı ve yataklarına yattılar. Öğretmenleri odadan çıktı, Çağan da uyudu fakat Sare yine uyuyamadı ve tavanı seyrederek öğretmenlerinin onları uyandırmak için gelmesini bekledi.

 

       

 

BÖLÜM SONUUU

 

IG;Bookandwe_

Loading...
0%