@bookgirl_
|
(Birkaç hafta sonra, cuma günü)
Haftalar çabucak geçmişti. Biz de Alya ile bu tempoya ayak uydurmaya alışmaya başlamıştık. Yoruluyorduk ama bale kursu eğlenceli geçiyordu ve Alya ile geriden gelmemize rağmen diğerlerine yetişmiştik. Koluma gelecek olursak kolum eskisinden daha iyidi ve hala acıyordu. O kendini bilmiş üçlü de en son olaydan beri bana bulaşmadı ama hep bana baktıklarını biliyorum.
Okuldan yorgun bir şekilde geldim. Biraz dinlendikten sonra ders çalışmaya başladım, birkaç dakika sonra telefonuma bir mesaj geldi. Mesaj Asya'dan idi.
Asya: Melisa gül sokaktaki mesire alanına gelebilir misin?
Melisa: Nedenmiş o? Neden size güveneyim ki?
Asya: Hadi ama sadece özür dilemek için... lütfen.
O üçlüye güvenmiyordum ama gidecektim. Çünkü gitmezsem beni rahatsız edeceklerini biliyordum. Hazırlandım ve tam çıkacakken annem beni gördü.
"Ne peşindesin sen gene?" diye sordu sinirle.
" Arkadaşım ders çalışmaya çağırdı." dedim ve kestirip attım. Evden çıktım zaten mesire alanı bizim evimize yakındı. Mesire alanına geldiğimde üçü de orada beni bekliyordu, yanlarına gittim ve konuşarak mesire alanının derinlerine gittik. Çok tuhaf davranıyorlardı. Bu işte bir iş olduğunu biliyordum.
( Enes 'in anlatımı ile)
Biraz yürüyüş yapmak için mesire alanına gidecektim, bunun için hazırlandım. Sonra da arabaya bindim ve mesire alanına geldim. Şoföre dönerek konuşmaya başladım.
" İşim bitince sizi ararım." dedim ve arabadan indim.
" Tamadır Enes Bey, iyi yürüyüşler." dedi ve ben arkamı dönerken araba uzaklaşmaya başladı.
Mesire alanının derinliklerine ilerlerken bir yandan da Melisa'yı düşünüyordum. Onu gördüğüm ilk andan beri vücudum garip tepkiler veriyor ve Melisa'yı korumam gerektiğini hissediyordum. Mesire alanının derinliklerine geldiğimde Melisa'nın sesine benzeyen yüksek ve tanıdık bir ses geldi. Mesire alanının derinlikleri geldiğimde ses daha da arttı. Bu ses kesinlikle Melisa'nın sesiydi. Ağaçların arasına bakmaya başladım. Melisa oradaydı Asya Buse ve Selim de oradaydı ve Melisa'ya zorbalık yapıyorlardı.
"ÇABUK ONDAN UZAKLAŞIN !!" diye bağırdım ve Melisa'nın yanına koştum. Üçü de beni görünce ellerindeki sopayı bırakıp kaçmaya başladılar. Melisa'nın yanına geldiğimde kolları , elleri ve yanağı çizilmişti. Yanağındaki çizik ve birkaç çizik daha kanıyordu. Melisa'nın yanına gittim ve onunla konuşmak için çömeldim çünkü oturuyordu.
"İyi misin? Her yerin çizik içinde." dedim, onun için endişeleniyordum.
"İyiyim ben merak etme. Kendimi korumaya çalıştım ama Selim benim diz kapağıma tekme atınca yere düştüm" dedi Melisa . Ben tam konuşacakken Melisa'nın boynundaki morluğu fark ettim.
"Melisa... boynun mosmor. " dedim ve devam ettim. " Bir şey yok değil mi?" diye sordum.
" Aa boynum mu morarmış , hiç farkında değilim. Benim eve gitmem gerek. " dedi ,aceleyle ayağa kalktı ve koşmaya başladı. sonra koşarken yüzünü bana döndü ve konuşmaya başladı.
" Teşekkürler kurtardığın için." dedi ve koşmaya devam etti. Ben de ayağa kalktım , arkasından bakakaldım ve gülümsedim.
(Akşam evde)
O olaydan birkaç saat sonra eve geldim ve odama geçip sadece Melisa'yı düşündüm. Aklım boynunda ki morluğa takılmıştı. Acaba ailesinden şiddet mi görüyordu. Bunu yarın ona soracaktım. Aklım sürekli Melisa'daydı onu düşünmeden yapamıyordum. Her an benim yanımda güvende olmasını istiyordum. Ben bunu düşünürken odaya hizmetçi girdi.
" Efendim anneniz Sinem Hanım sizi çağırıyor." dedi
" Hemen geliyorum." dedim ve odamdan çıkıp aşağıya indim. Yemek hazırdı. Masaya oturdum ve sessizce yemeğimi yemeye başladım. Annem benim sessiz ve durgun olduğumu görünce sordu;
"Oğlum ne oldu ? Neden bu kadar durgunsun?"
"İyiyim anne, bir şeyim yok." dedim annemin yüzüne bakmayarak.
" Bir şey olmuş Enes , yüzüme bak ve bana ne olduğunu söyle."
"Kursta bir kızla alakalı aslında."
" Kurs mu? Gene Asya ile ilgili mi?"
"Hayır hayır, Melisa. O ve kardeşi birkaç hafta önce kursa katıldılar..."
"Ee devam et"
"O sana bahsettiğim üçlü Melisa'ya birkaç hafta önce kursa bulaştılar ve zarar verdiler. Engellemeye çalıştım. Bu gün de mesire alanında Melisa ile karşılaştım ve o üçlü Melisa'ya buldukları sopalarla vuruyorlardı. Ben engelledim. Melisa'nın yanına gittiğimde yanağı ve her yeri çizik içindeydi , bazı çizikleri de kanıyordu. Sonra da boynunda bir morluk fark ettim ama morluk bayağı bir kötüydü. Sanırım Melisa ve Alya ailesinden şiddet görüyor anne..." dedim annemin gözleri fal taşı gibi açılmıştı.
" Yarın kursa geliyorum, o kızlarla tanışmam lazım. Bir süre dikkat et. Birden aileniz size şiddet mi uyguluyor diye sorarsak olmaz." dedi annem.
" Tamam anne, ben yemeğimi bitirdim, sana afiyet olsun. Ben yatıyorum."
" Tamam oğlum da , bu saatte yatmak için erken değil mi? "
" Bu gün yoruldum anne" dedim ve dişlerimi fırçalayıp tuvalete girdim , pijamalarımı giyip yattım. Uyumadan önce ilk defa annemden başka birisini düşünerek uyuduğum akşamdı bu akşam...
( Melisa'nın anlatımıyla)
Mesire alanından eve geldiğim birkaç saat olmuştu. Alya da birkaç saat önce eve gelmişti ama bana geldiğini söylemeden odasına çıkmıştı. Alya'nın odasına gerdiğimde Alya üstünü değiştirmiş yatıyordu. Işığı açmadan konuşmaya başladım
"Alya uyudun mu canım?"
" Abla sen mi geldin?" dedi Alya sesi halsiz çıkıyordu. Işığı açtım ve yanına gittim. Alya'nın ateşi var mı diye kontrol ettiğimde gerçekten de ateşi vardı.
" Alya senin ateşin var. Yarın kursa gitmiyorum ve sana bakıyorum sen bekle hemen sirkeli su yapıp geleceğim. " dedim ve acele ile aşağı inip bir leğene su,sirke ve bez koyup yukarıya Alya'nın odasına çıktım ve alnına , kol altına sirkeli bez yerleştirdim.
"Abla bence yarın kursa gitmelisin."
" Ama hastasın Alya"
"Olsun ben istiyorum. Lütfen."
" peki gideceğim"
O gün sabaha kadar Alya'nın başında durdum. Kurs saati geldiği zaman da hazırlandım ve son kez Alya'ya baktım. Şu anlık ateşi düşmüştü ama gene çıkacaktı.
Kursa geldiğimde birkaç kişi gelmişti, hızlıca hazırlandım, içeriye girdim ve kenara geçtim. Gece boyunca uyumamıştım ve bu yüzden de çok yorgundum. Birkaç dakika sonra Enes yanıma geldi.
"Melisa iyi misin? yorgun görünüyorsun."
" İyiyim sadece Alya hastalandı bütün gece başında bekledim."
" Ne yani uyumadın mı?"
" Hm hm"
" Bale yapabileceğinden emin misin?"
" Eminim merak etme"
Biz bunları konuşurken İlayda hoca geldi ve derse başladık.
( Kurs bittikten sonra, çıkışta)
Eşyalarımı toplamış tam kurstan çıkacaktım ki Enes bana seslendi. Arkama baktığımda Enes bana doğru hızlı adımlarla geliyordu.
" Melisa bekler misin lütfen? "
"Tabii"
"İzin verirsen seni annemle tanıştırmak istiyorum."
" Olur, gerçekten çok isterim."
Enes benim için kapıyı açtı ve kurstan çıktıktan sonra o da peşimden geldi. Kursun bahçesinde yaşlı göstermeyen bir kadın bizi bekliyordu.
" Şuradaki kadın annen mi?"
"Evet"
" Vay, annen gerçekten de çok genç gösteriyor."
" Teşekkürler, hadi gel seni annemle tanıştırayım."
"Tamam geliyorum."
Enes'in annesinin yanına geldik ve yürüyerek konuşmaya başladık.
" Anne bak bu sana bahsettiğim kız Melisa"
" Melisa sensin demek memnun oldum, ben Sinem."
" Ben de memnun oldum Sinem teyze, ben de Melisa."
"Evin bu tarafta değil mi?"
"Evet evet, evim bu tarafta"
Bir süre havadan sudan konuştuk.
"Kızım iyi misin sen? Solgun görünüyorsun."
"İyiyim Sinem teyze merak etmeyin, kardeşim hasta olduğu için uyumayıp başında bekledim tüm gece."
Bir süre daha yürüyüp bir şeyler konuştuktan sonra evimin kapısına gelmiştik.
" Teşekkürler , buraya kadar yordum sizi de ."
" Sorun değil kızım,biz sana istediğin kadar eşlik ederiz."
" Tabii"
Sinem teyzenin dediği gibi binama kadar bana eşlik ettiler binama girmeden önce son kez onlara baktım ve bina kapısını açık bırakıp kapıyı çaldım. Kapıyı annem açtı.
"GEÇ İÇERİYE! "dedi bağırarak. Ben ayakkabılarımı çıkarttığım gibi beni hırpalayarak içeriye götürdü. Bu sırada evin dış kapısı açık kalmıştı. Oturma odasında bavullarımız vardı ve Alya hazırlanmış bir şekilde koltukta baygınmış gibi yatıyordu. Babam beni gördüğü gibi sinirle ayağa kalktı ve kemerini çıkarıp art arda bana vurmaya başladı, aynı zamanda bağırıyordu.
" BEN SANA DEMEDİM Mİ O BALE KURSUNA GİDİLMEYECEK DİYE! " dedi babam sinirle o sırada da kemeri vücuduma her seferinde daha sert geçiriyordu.
" BABA ALT TARAFI BALE KURSU" dedim hem ağlıyor hem çığlık atıyordum. Ben konuşmak için babama yüzümü döndürdüğümde babam yüzüme kemerle vurdu. Ben acıyla bir çığlık attım. Tam o sırada Enes ve Sinem teyze eve girdi.
" Ne oluyor burada !? Melisa iyi misin!?"
Enes ne olduğunu anlayınca ilk önce Sinem teyzeye döndü ve hızlıca konuşmaya başladı.
"ANNE SEN ALYA'YI VE İKİ BAVULU AL BEN DE MALİSA'YI ALACAĞIM"
"TAMAM"
Sinem teyze Alya'yı ve iki bavulu alıp evden çıktı. Sonra Enes beni korumaya başladı.
" NİYE VURUYORSUN KIZINA !"
" SANA NE ! ONLAR BENİM KIZLARIM DEĞİL TAMAM MI? NE İSTİYORSAM YAPARIM!
"N- NE? " babamın ne dediğini o zaman pek anlayamamıştım çünkü canım çok acıyordu. Ağzım ve burnumdan da sıcak bir sıvı aktığını hissediyordum.
"LAN VURMASANA KIZA!"
" O BENİM KIZIM DEĞİL! " dedi babam ve en sonunda kafama bir tane kemer darbesi daha indirdi. Sonra Enes birden babamı ittirdi ama babam sadece sendeledi, sonra Enes babama sert bir yumruk attı ve babam yere düştü. Ardından Enes diger iki bavulu da aldı, sonra da beni dikkatlice ayağa kaldırdı. Benim ise her yerim kan içindeydi. Hızlıca binadan çıktık.
" Melisa iyi misin ?" diye sorduğunda Enes ancak o zaman yüzüme bakabilmişti. Her yerim kan içindeydi hatta yere kan damlaları damlıyordu. Sinem teyzenin yanına geldiğimizde Enes ile Sinem teyze konuşmaya başlamışlardı.
"Enes ben araba çağırdım Alya ve diğer bavullar arabada. Hadi çabuk polis de çağırdım."
" Tamam anne hadi hızlı olalım Melisa'nın kanaması var"
"Tamam oğlum"
Enes beni kucağına alırken Sinem teyze de bavulları almıştı. Bavulları de bagaja koyduktan sonra hepimiz arabaya bindik ve hastaneye doğru yola çıktık.
( Bu olaydan birkaç saat önce)( yazarın ağızından)
Melisa kursa gitmek için hazırlanırken annesi Azra suluğunun altına bir ses kayıt cihazı yerleştirdi. Melisa kursa gittiği zaman kocası Ozan ile sesleri dinlemeye başladılar.
"Bu kız bale kursuna mı gidiyormuş! Vay orospu!"
" Bu çocuklar da iyice zıvanadan çıktı!" diye eşine katıldı Azra
" Azra haber ver şu Alya'ya toparla eşyalarını da artık bu evde yerleri yok !"
"Ama Ozan , Eğer bu iki çirkefi evden kovarsak başımıza ne geleceğini biliyorsun!"
"Umurumda değil!"
" O zaman ona sen cevap verirsin!" dedi Azra ve kızların bütün bavullarını çıkarıp bütün eşyalarını da dört bavula sığdırdı. Ve Alya'yı uyandırıp üstüne kışlık kıyafetlerini attı.
" Giy şunları!"
" Ama çok sıcak."
" SADECE ONLARI GİY DEDİM SANA!"
"peki bağırma" Alya giysileri üzerine giydi ve bavulları teker teker taşıyarak aşağıya indirdi ve koltuğa yattı.
(Birkaç saat sonra acil kapısının önünde)( Melisa'nın anlatımı ile)
Hastaneye geldiğimiz gibi Sinem teyze Alya'yı kucağına aldı ve hastaneye doğru koştu. Biz de Enes ile el ele tutuşmuş hastaneye doğru koşuyorduk. Hastane çok kalabalıktı ve doktor bulmak bir hayli zordu. Enes doktor ararken benim kanamam hala sürüyordu, başım dönüyor, midem bulanıyor , görüşüm bulanıklaşıyor ve duymakta zorlanıyordum ve Enes aksi gibi hala doktor bulamamıştı, Enes beni kendine çekerek konuşmaya başladı.
" Melisa biraz daha dayanabilir misin?"
" Denerim " dedim ama bilincimin kapanmaya başladığını hissediyordum. Birkaç dakika daha dayandım .
" Enes..."
"Efendim Melisa"
"Ben..." devamını getiremeden kendimi yerde buldum. Çok fazla kan kaybetmiştim ve hala kanamam devam ediyordu. Bilincim kapanmadan önce son duyduğum sözler şu oldu;
" Melisa iyi misin? Beni duyuyor musun? Melisa , Melisa..." Son duyduğum sözler Enes'in endişeli sesi oldu.
( Beş gün sonra)
Gözümü açtığımda bembeyaz bir yerdeydim. Her yer bulanık görünüyordu ama burasının bir hastane odası olduğunu anladım. Bir süre sonra her yeri daha net görmeye başladım. Enes koltukta oturmuş dışarıyı izliyordu. Ben hava maskesi taktığım için konuşsam da duymayacaktı o yüzden ses çıkarmadan sadece kafamdaki sorulara odaklandım. Acaba Enes beni neden koruyor ve önem veriyordu? Niye ben kaç yıldan beri aradığım ilgiyi , şefkati ve sevgiyi bu çocukta bulmuştum? ve babam beni döverken " onlar benim kızım değil "derken ne demek istiyordu? Ben bunları düşünürken Enes yanıma geldi, benim uyandığımı anlamış olmalıydı.
"Melisa iyi misin?" maskemi çıkarttım ve konuşmaya başladım.
" İyiyim , merak etme." dedim ve seruma baktım. Serum aracılığıyla bana kan veriliyordu." kim bana kan verdi?"
" Kan gruplarımız tesadüfen uyuyordu. Beş günden beri sana kan veriyorum." dedi ve devam etti " arada sırada kansızlıktan başım dönüyor." dedi Enes . Yatakta doğruldum ve konuşmaya başladım.
"Benim yüzümden mi ?" dedim endişeli bir ses tonu ile.
" Hayır hayır senin yüzünden değil, merak etme. Hem sen benim için endişelendin mi?"
"Hiç de bile " dedim o sırada aklıma Alya geldi." Alya iyi mi?" diye sordum.
"İyi merak etme. Bizim evde , bundan sonra bizim evde kalacaksınız." dedi Enes.
" Sizin ev mi?" dedim
" Evet bizim ev ,beğenemedin mi?"
" Hayır hayır, gayet beğendim de... bir an Şaşırdım sadece" dedim . Bir an başıma ağrı girdi. Elimi baş ağrımı geçirmek istercesine alnıma götürdüm.
" İyi misin?"
"Başım ağrıyor"
"Doktor çağırmamı ister misin?"
" Gerek yok, geçer herhalde birazdan" dedim ama geçmedi aksine daha da arttı.
" Melisa iyi misin? Rengin solmaya başladı."
" İyiyim " dedim ama aslında hiç iyi değildim.
" Bekle annemi çağırıp geliyorum." dedi
"Ne ?" diye sordum. Enes gitmeden önce cevap verdi.
"Annem bu hastanede doktor, sonra anlatırım " dedi ve gözden kayboldu.
Enes gittikten birkaç saniye sonra acı bir çığlık atıp bayıldım...
|
0% |