@bookgirl_
|
(Melisa'nın anlatımı ile)
Sabah saat 7.30 gibi uyandım, gözlerimi açtığımda Enes'in odasında ve yatağında yatıyordum. Akşam burada uyuyakaldığımı hatırladım sonra, yataktan kalktım tuvalete gidip elimi yüzümü yıkadıktan sonra yatağı topladım ve okul kıyafetlerimi giydim çünkü okula gitmem gerekiyordu. Okul çantama bu günkü ders programımı koyduktan sonra Enes'i uyandırmak için yanına gittim. Sanırım beni rahatsız etmemek için yerde yatmıştı. Bunun ne kadar düşünceli bir davranış olduğunu düşündüm ve Enes'i uyandırmaya çalışacakken Enes'in kurduğu alarm çaldı. Enes gözlerini açtığında karşısında beni görünce şaşırdı.
" Melisa... ne yapıyorsun?"
"Ee ben de tam seni uyandırmak üzereydim. En iyisi sen hazırlan ben seni aşağıda bekliyorum. Görüşürüz." hızlıca Çantamı aldım ve aşağı indim utancımdan ölüyordum. Çoktan hizmetçiler tarafından sofra kurulmuştu bile. Ben sofraya oturdum. Birkaç dakika sonra Enes aşağıya indi. Utancımdan Enes'in yüzüne bakamıyordum. Enes çantasını kenara koyduktan sonra sofraya oturdu.
" Diğerlerini bekleyelim mi? "Dedim Enes'in yüzüne bakmadan.
" Bence biz başlayalım Melisa yoksa okula geç kalacağız. Ayrıca sen niye benim yüzüme bakmıyorsun bir şey mi oldu?"
" Bir şey olmadı."
" Emin misin?"
" Evet." Biz bunu konuşup yemek yerken aşağıya Alya indi.
" AA abla sen ne zaman geldin?"
" Dün akşam geldim." Alya ile sarıldık, yemeğimizi yedikten sonra üçümüz de arabaya bindik ve okula doğru yola çıktık.
( Okulda)
Okula geldiğimizde Alya bana sarıldı ve sınıfına gitti. Biz de Alya'nın peşinden gittik. Ben tam sınıflarımızın olduğu kata çıkmak için yönelirken Enes'in Müdür yardımcısının odasına yöneldiğini gördüm. Enes'in yanına gidecektim ama Enes çoktan müdür yardımcısının odasına girmişti bile. Ben de mecburen sınıfa geçtim. Sınıfa geldiğimde sınıftakilerin çoğu gelmişti. Ben de yerime, en arkaya cam kenarına oturdum. Ben sınıfa girince herkes benim hakkımda konuşmaya başladı. Sınıfın sessiz ve başarılı çocuğuydum. Ve bu da o lanet üçlünün zoruna gidiyordu. Bu yüzden de benim hakkımda yalan yanlış şeyler çıkarıyorlardı. Sonra yanıma sınıftaki kızlardan birisi geldi.
"Şey, Melisa senin sevgilin var mı?"
" Ne yapacaksın benim sevgilim olup olmadığını?"
"Asya senin sevgilini aldattığını söyledi."
O üçünün dediği şeyler benim sinirime dokunuyordu. Tepki de gösteremiyordum çünkü eğer bir daha disipline gidersem okuldan atılacaktım ya da 1 ay uzaklaştırma alacaktım.
" Yalan, öyle bir şey yok." dedim ve çantamdan okuma kitabım ile ders kitaplarımı çıkardım. Dersimiz sınıf hocamız Lale hocaylaydı. Birkaç dakika sonra hoca geldi ve ders başladı. Biz dersi işlerken birden kapı açıldı ve içeriye Enes girdi. Enes'i görmemin şoku ile kalemi elimden düşürdüm. Tam o anda Enes ile göz göze geldik.
"Aa Enes, ne oldu? Seni burada görmeyi beklemiyordum."
" Hocam ben artık bu sınıfta okuyacağım. İsterseniz kendimi tanıtayım."
"Tabii buyur Enes."
" Ben Enes Güven. Bu sınıfa 12/B sınıfından geliyorum. Ünlü milyarder Sinem Güven'in oğluyum." Bunu duyunca ne yapacağımı bilemedim. Enes bana milyarder olduğundan bahsetmemişti.
"Neden bu sınıfa geldin Enes? Diğer sınıfında bir olay mı oldu?"
"Hayır hocam. Ben bu sınıfa yakın arkadaşım Melisa'nın yalnız kalmaması için geldim." dedi. Tam o sırada sınıftakiler fısıldamaya ve bazı kişiler bana bakmaya başladı.
"SUSUN!!" diye bağırdı Lale hoca. Sonra Enes tekrardan devam etti.
"18 yaşındayım ve bale ile ilgileniyorum."
" Bale mi?" diye sordu Lale hoca şaşırarak.
" Evet hocam bale ile ilgileniyorum. Hocam bir de size rahatsız olduğum bir şeyden bahsetmek istiyorum."
" Tabii seni dinliyorum."
"Asya bana aşkım veya sevgilim gibi söylemlerde bulunuyor ve Melisa hakkında yalan yanlış şeyler söylüyor. Bu beni gerçekten rahatsız ediyor. Asya, Buse ve Selim'in benden ve Melisa'dan uzak durmasını istiyorum."
" Tabi ki Enes ben ilgilenirim." dedi Lale hoca ve sonra devam etti." Birkaç yer boş istediğin yere geçebilirsin." dedi. O boş olan yerlerden biri de benim yanımdı. Enes benim yanımı boş gördüğü gibi diğer yerleri umursamayarak benim yanıma geçti.
" Merhaba, nasılsın. "
" iyi, sen?"
" Ben de iyiyim." dedim. Enes de ders kitaplarını çıkardı ve dersi dinlemeye başladı. Ben de dersi dinlemeye çalışıyordum ama bütün herkesin gözünün bizim üzerimizde olduğunu biliyordum.
( Dersten sonra, teneffüste.)
Herkes Enes ile tanışmak istiyordu ve bizim etrafımızda toplanmıştı. Enes daralmış olmalı ki birden bağırdı.
" YETER! Beni rahat bırakın!" dedi ve sınıftan çıkmadan önce bana döndü." Bahçeye gidiyorum geliyor musun Melisa?" dedi.
" Olur, gelirim." dedim ve Enes ile bahçeye çıktık.
" Bir salmadılar nefes alalım. "Dedi Enes.
" Aslında ben de ilgi odağı olmaktan pek hoşlanmam. Bu arada sen benim hakkımda yalan şeyler söylediklerini nereden biliyorsun?"
" İlgi odağı olmak istemeyen normal çünkü seni yargılıyorlar. Ayrıca bütün okul senin dedikodunu yapıyor. Bizim sınıftakilerden duydum." Dedi Enes. Gerçekten bütün okul beni mi konuşuyordu? Özellikle de kızların yanından geçerken dediklerine kulak misafiri oluyordum.
" Demek sevgilisini ünlü milyarderi oğlu ile aldatmış he. Ayy kim bilir gelecekteki kocasına ne yapmaz bu..."
" Ayy şerefsiz , ben hayatta yapmazdım."
" Iyy pick me, nefret ederim böyle insanlardan." Kimisi iğreniyor, kimisi kıkırdıyordu. Hatta konu kardeşime kadar gelmişti.
" Ayy bu böyleyse kim bilir kardeşi nasılsındır."
Ben bunları düşünürken Enes benim koluma hafifçe dokundu. Ben de bu mevzuya o kadar dalmışım ki yerimden sıçradım.
" Melisa beni dinliyor musun?"
" Haa dalmışım, ne diyordun?"
" Sen neden Asya' ya tepki göstermiyorsun? Normalde gösterirdin."
" Asya benim üzerime if- " tam o sırada iki kız tarafından lafım bölündü.
" Şey sen Melisa Güneş' sin değil mi? "
" Evet, bir sorun mu var?"
" Şey sevgilini Enes ile aldatmışsın doğru mu?"
" Öyle bir şey y- " Bu sefer de Enes sözümü kesti.
' Öyle bir şey yok! Asya ve o ikisinin söylediği her şey yalan! Bir daha Melisa hakkında böyle bir şey konuşur veya çıkartırsanız her kim olursa olsun sonu fena olur!" Dedi. Sesi biraz yüksek çıkmıştı. İki kız da korktu ve hiç bir şey demeden koşar adım uzaklaştılar.
"Neden bu kadar fazla tepki verdin ki?"
" Arkadaşlarıma bulaşılmasını sevmiyorum. Ayrıca bu sorulardan rahatsız oluyordun. İtiraf et."
" Belki biraz rahatsız olabilirim ama bu bağırmanı gerektirecek bir şey değildi."
" Hah! birazcık mi? Kulaklarım daha ne duyacak acaba? Ayrıca bağırmadım sadece sesimi yükselttim."
Biz bunu konuşurken zil çaldı.
" Hadi sınıfa gidelim."
" Tamam." Enes ile sınıfa çıktık ve yerimize oturup sohbet ederken yanımıza Buse geldi.
" Oo sınıfımızın sessiz kızı açılmış bakıyorum."
" Şahane Buse gitsene sen başımızdan." Dedim sinirle.
" Seni Asya'ya söylersem ne olacağını biliyorsun değil mi? Aslında seni söylerdim sınıfımızdan bir ezik eksilmiş olurdu. Ama dua et seninle uğraşmayı seviyorum." Dedi Buse o sırada Enes atarlandı.
" Ne olurmuş söylesene biz de öğrenelim."
" Duymuşsunuzdur ki Melisa birçok kez disipline gitti enişte."
" Başlatma eniştene! "
" Enişte desem ne olurmuş?"
" Sana dava açabileceğimi ve şikayette bulunabileceğini unuttun galiba ya da size mi demeliyim ha Buse? Doğru düzgün anlat şu olayı."
" Off tamam be. Eğer Melisa bir daha disipline giderse okuldan atılacak veya uzaklaştırılacak ki bu uzaklaştırma bir hafta yada birkaç gün değil bir, bir buçuk ay falan olacak."
" Kız size ne yaptı da bu kadar üzerine gidiyorsunuz?"
" Bunu sana söylememe gerek yok Enes, her neyse. " dedi ve yanımızdan ayrıldı. Buse gittikten sonra Enes bana döndü ve konuşmaya başladı.
" Sen bunlara nasıl dayandın dört dönem?"
" Bilmiyorum dayandım işte." Biz bunu konuşurken hoca geldi ve ders başladı.
(40 dakika dersten sonra , teneffüste)
Teneffüste zili çalmıştı. Biz de Enes'le birlikte muhabbet ediyorduk.
" Diğerleri geldi mi?"
" Hayır, üçü de gelmedi. Neden olduğunu bilmiyorum grubumuza yazmışlar seni de o gruba ekledim, görmedin heralde."
" Bu sabah telefona bakmadım, görmemişim."
Biz Enes ile birkaç dakika muhabbet ettikten sonra zil çaldı ve tarih dersine girdik.
( 40 dakika sonra teneffüste)
Biz Enes ile gene muhabbet edip gülerken yanımıza Asya geldi.
"Melisa yanımıza gelebilir misin? Seninle bir şey konuşacağız da."
" Siz gelin buraya neden hep ben geliyorum? "
" Ama özel Enes'in duymaması lazım. "Sinirle bir nefes verdim ve Enes'e dönerek " Ben birazdan geliyorum." Dedim ve yerimden kalkıp Asya , Buse ve Selim'in yanına gittim.
" Gene ne istiyorsunuz?"
" Şey, senin neden boynunda büyük bir morluk var? Diye soracaktım sadece."
" cidden bunun için mi beni buraya çağırdınız?! Boynumu sert bir şekilde masanın köşesine çarptım. Oldu mu?!"
"Bize neden yalan atıyorsun Melisa?"
" Gerçekten bu tamam mı?! Beni rahat bırakın! "dedim sinirle Enes ise bizi izliyordu ve sinirli görünüyordu.
"Ovv gördün mü Buse, bize yalanını yutturabileceğini düşünüyor." Dedi Asya ve beni duvara sıkıştırdılar.
" Kızım biz senin size ailenizin şiddet uyguladığını bilmiyor muyuz sanıyorsun?"
" Siz bunu nereden öğrendiniz?!!"
" Bir şekilde öğrendik diyelim."
" Aa gördün mü Buse? Küçük Melisa sinirlenmiş hadi koş annen ve babana şikayet et. Aa doğru ya onlar sizi sevmiyordu değil mi? Hatta evden kovmuşlardı yaa, tüh! ,Unutmuşum." Dedi Asya ve kıkırdamayan başladılar.
" Eğer bunu okula yayarsanız !"
" Çok geç şekerim. Bütün okul seni konuşuyor." Dedi Buse. Tam o sırada Selim üstüme şu döktü. Asya ve Buse'yi ittirip bağırmaya başladım.
" SİZE NE BENİM ÖZEL HAYATIMDAN?!!AMACINIZ NE SİZİN? BU BENİM ÖZEL HAYATIM VE AİLEM ILE BENİM ARAMDA OLAN BİR MESELE! BÜTÜN OKULA YAYMANIZA GEREK YOKTU! "dedim ve koşarak sınıftan çıktım. Ağlıyordum. Bütün okula rezil olmuştum. Enes koşarak peşimden geliyordu. Ben hızlıca bodrum kata ineyim derken merdivenden düştüm ve bileğimi çok kötü bir şekilde burktum. Ama eğer durursam Enes bana yetişecekti ve ben sadece yalnız kalmak istiyordum. Ayağa kalktım ve bodrum kata inip merdivenin altına saklandım. Bacağım çok acıyordu ve üstüne basamıyordum.
" Melisa neredesin? Sadece konuşmak istiyorum."
Ses çıkarmadım ve ağlamaya devam ettim.
" Eğer çıkmazsan çıkana kadar seninle beklerim." Dedi ve" lütfen " diye ekledi. Ben hiç ses çıkarmadan ağlamaya devam ettim. Birkaç dakika sonra zil çaldı.
" Melisa, hadi çık konuşalım.Nolur."dedi Ve devam etti." Hadi Melisa. Lütfen. Bana güvenmiyor musun?" Dedi Enes. Sesi endişeli geliyordu. Enes'e güveniyordum ama şu anda sadece yalnız kalmak istiyordum. Benim ailevi sırlarımı bütün okula yapmışlardı, herkese rezil olmuştum. Bir de bu yetmezmiş gibi bileğimi de burkmuştum ve bacağım çok acıyordu.
" Melisa, sana yardım etmek istiyorum. Lütfen izin ver bana. Hadi Melisa, Lütfen." Dedi Enes.
" Buradayım." Dedim. Ağlıyordum. Birkaç dakika sonra Enes geldi ve yanıma oturdu sonra da konuşmaya başladı.
"Ne oldu? Neden birden bağırıp sınıftan kaçtın?"
" B- benim ailevi sırlarımı bütün okula yaymışlar." Dedim sesim titriyordu. Enes' e baktığımda sinirlenmişti, hatta sinirden ellerini sıkıyordu.
" Bunu yapmaya hakları yok! Müdüre haber verelim !" Dedi Enes, sinirini yatıştırmaya çalışıyormuş gibi görünüyordu.
" Şimdi sadece sakinleş Enes." Dedim gözlerimi kapatıp kafamı duvara yasladım. Ruhumdaki çığlıkları dinledim ve acıya katlanmaya çalıştım.
Enes birden konuşmaya başladı. Ses tonundan sakinleşmeye başladığını anladım.
" Sen, beni mi düşünüyorsun?" Dedi merakla. Gözlerimi açmadan hafifçe kıkırdadım.
" Arkadaş değil miyiz? Tabi ki seni düşüneceğim." Dedim.
" O zaman sıra bende. İlk önce ikimiz de tuvalete gidip sakinleşiyoruz, sonra müdüre gidip olayı anlatıyoruz. Anlaştık mı?"
Gözlerimi açtım ve Enes'e bakmaya başladım. O da bana bakıp hafifçe gülümsüyordu.
" Anlaştık da, Asya' nın babası müdür. Bu sayede hep ben ceza alıyorum unuttun mu?"
" Sen o işi bana bırak. Annemden ufak bir ricada bulunabilirim. Her neyse." Dedi Enes ve ayağa kalkıp elini bana uzattı. Ben de kalkmak için elini tuttum. Ama yürüyebileceğimden pek emin değildim. Ayağa kalktım ve burktuğum ayağıma bastığım gibi acıyla inleyip yere düştüm.
" Melisa ,iyi misin? " dedi Enes, benim için Endişeleniyor gibi görünüyordu.
"İyiyim. Buraya gelirken bileğimi burktum. Üstüne basamıyorum. Ama iyiyim merak etme , canım fazla acımıyor. " dedim. Enes benim kalkmam için elini uzattı ,beni kaldırdı ve konuşmaya başladı.
" Tabi tabi, o yüzden açıdan izleyip yere düştün. Yalan söyleme bana." dedi
Ben ayağa kalktıktan sonra Enes' in elini bırakacaktım ki Enes beni bırakmadı. Aksine beni kendine daha çok çekti.
" Ne yapıyorsun??" dedim.
" Ayağına basmanı engelliyorum, yoksa canın acımana rağmen basacaksın."
" Ya, Enes bırak beni! "
" Hayır, revire gidiyoruz." dedi ve beni kucağına aldı. Zaten birkaç adım sonra revirdeydik.
" Ya zaten birkaç adım sonra revirdeyiz Enes. Bırak beni yaa."
" Geldik zaten." dedi ve revirin kapısını omzuyla açtı. Ayşe abla beni görünce şaşırmadı.
" Melisa , ne oldu?"
" Bileğimi burktum Ayşe abla." dedim. Tam o sırada Enes beni sedyeye hafifçe bıraktı.
" Bileğini aç da bakayım." dedi Ayşe abla. Ben de bileğimi açtım ve Ayşe abla bileğime bakmaya başladı.
Bileğimi sağ tarafa yatırarak " açıyor mu?" Diye sordu. Bunu dedikten hemen sonra acıyla inledim. Aynı şeyi sol, ön ve arka taraf için de yaptı. Tepkim gene aynı oldu.
" Bileğin fena şekilde burkulmuş veya çatlamış olabilir. Üstüne basmadan hastaneye gitmeniz lazım. "
" Hastaneye gitmeden önce bir şey yapamaz mıyız?"
" Ne gibi Enes?" Diye sordu Ayşe abla.
" Hani sabit tutmak için , ya da iyi gelecek herhangi bir şey."
" Yapabileceğim bir şey olduğunu zannetmiyorum. Siz idareye söyleyin de hastaneye gidin. Melisa' nın bileğinin durumunu bilmiyoruz."
" Tamam, ben hallederim. İşlerim bitince seni alırım Melisa."
" Tamam , benim için sıkıntı yok. " dedim Enes tam çıkacakken Aylin ablanın sorusu ile durdu ve bize döndü.
" Bileğin normal durduğunda acıyor mu Melisa?"
" Acıyor " dedim. Gerçekten de canım çok acıyordu ama ses çıkarmıyordum. Bunu duyduktan sonra Enes odadan çıktı. Ben de Ayşe abla ile sohbet etmeye başladım.
( Enes'in anlatımı ile)
Revirden çıktım. Aklım Melisa' da kalmıştı, bileğinin durumunu bilmediğim için strese girmiştim. İlk önce idareye gidip durumu bildirdim. İdare okuldan çıkmamıza izin verdiğinde sınıfa gittim. Ders fen idi. Hocaya durumu bildirdim ve hem kendi çantamı hem de Melisa' nın çantasını aldım ve arabayı beklemeye başladım. Araba geldiğinde telefonları çantalardan alıp çantaları arabaya koydum ve şoföre beklemesini söyleyip Melisa' yı almaya, revire gittim. Revire geldiğimde Melisa Ayşe abla ile konuşuyordu. Benim geldiğimizde görünce onu kucağına almama yardım etti. Biz tam revirden çıkarken zil çaldı. Melisa' yı arabaya taşırken okuldakiler görüp saçma salak hareketler yapıyorlardı. Biz tam arabaya bilecekken Asya ve diğerleri bizi gördü, Melisa' yı arabaya bindirdikten sonra şoföre hastaneye gideceğimizi söyledim ve yola çıktık. Arabaya bindiğimiz gibi Melisa' ya telefonunu verdim
" Teşekkürler Enes " dedi Melisa.
" Bir şey değil Melisa. "Dedim, yorulmuştum ama onun için değerdi. Sonra da aklıma Asya' nın Melisa'ya yaptığı şey geldi. Ona hesap soracaktım. Hiç kimse Melisa' yı üzemezdi. Bunu düşündükçe daha fazla sinirleniyorum. Melisa' ya benden başka hiçbir erkek ona dokunamazdı , o sadece benimdi. Hastaneye az kalmıştı ama benim sinirimi geçmesi gerekiyordu, yoksa Melisa'ya bağırıp onu üzmekten korkuyordum.
" Kenara çek arabayı." Dedim şoföre. Şoför dediğimi yaptı ve arabayı kenara çekti. Arabadan inmeden önce Melisa'ya döndüm ve konuşmaya başladım.
" Benim ufak bir işim var, hemen geleceğim."
Melisa tam konuşacakken arabadan indim ve şoföre Melisa' yı hastaneye götürmesini söyledim , ben gölgeye geçerken şoför de arabayı hastaneye doğru sürmeye başlamıştı.
|
0% |