Yeni Üyelik
13.
Bölüm

Teklif için hazırlık 12. bölüm

@bookgirl_

Melisa'nın anlatımı ile)

 

Uyandığımda Enes çoktan kalkmıştı. Birkaç dakika boyunca uykumun açılmasını bekledim, ardından battaniyeyi üstümden attım. Üstümde pijamalarım vardı. O an arabada uyuya kaldığımı ve üstümü değiştiremediğimi hatırladım. Üstümü Enes mi değiştirmişti? Bu gerçekten çok utanç vericiydi. Kızardığımın farkındaydım. Hızlıca tuvalete gidip elim yüzümü yıkadıktan sonra üstümü giyinip ders programımı hazırladım ve aşağıya indim. Çoktan sofra hazırlanmıştı bile. Ben yemek yemek istemediğim için dış kapıya yöneldim. Tam o sırada Enes'in sesini duydum.

 

"Melisa, nereye gidiyorsun? Kahvaltı yapmayacak mısın?"

 

" Aç değilim, merak etme Enes. Hem acıkırsam atıştırırım bir şeyler."

 

" Tabi canım ben de yedim. Aç olduğunu biliyorum Melisa. Gel de yemek ye."

 

" Yemeyeceğim, size afiyet olsun." dedim ve kulaklığımı takıp evden çıktım. Artık 12. sınıf yani son senemiz olduğu için okul kulaklık getirmemize bir şey demiyordu. Yürüyerek bahçeden çıktım. Bu gün yürüyerek okula gitmek istiyordum. Birkaç dakika sonra kendimi şarkıya kaptırdım.

 

🎶Ben anladım seni, yorma kendini.

 

Sattın aşkını, yok iadesi.

 

Anladım seni, ettin ziyan bizi.

 

Kalır ihalesi bana bu ihanetin.

 

Gülü sevdim, dikeni battı.

 

Gündüzü sevdim, güneşi battı.

 

Tam dedim "buldum o benim ilacım"

 

Nasıl oldu da hastalandım?

 

Oof, bir harf hak etmedin, sana roman yazdım.

 

Yok artık sana ne selam, ne sabah, ne eyvallahım.🎶

 

Birkaç dakika sonra araba yanımda korna çalınca yerimden sıçradım. Arabanın arka camı açıktı ve Enes hafifçe gülümseyerek bana bakıyordu. Kulaklığımı çıkardım ve konuşmaya başladım.

 

" Ne oldu? Neden yanımda korna çaldınız?"

 

" Kaç kere sana seslendim duymadın. Ayrıca sesin de güzelmiş."

 

" Sesimle ne alakası var mevzunun? "

 

" Şarkıya ne kadar kaptırdıysan kendini şarkıyı yüksek sesle söylüyordun. Her neyse arabaya bin de okula gidelim." Dedi Enes. Enes'in bu teklifi üzerine arabaya bindim. Birkaç dakika sonra okuldaydık. Hızlıca çantamı alıp Enes'i beklemeden sınıfa çıktım. Sınıfa girdiğimde sınıfta Asya, Buse ve Selim'den başka birisi yoktu. Sinirle sırama geçtim. Birkaç dakika sonra yanıma Selim geldi. Asya ile Buse'nin kendi aralarında konuştuğunu ve kıkırdadıklarını duyabiliyorum.

 

" Naber güzellik." Dedi Selim.

 

" Bana güzellik deme Selim! Ne peşindesin sen? Sevgilinin yanına siktirip gitsene!"

 

" Ama ayıp oluyor ya. Böyle bir güzelliği nasıl bırakabilirim ki?" Dedi Selim. Bana açık açık sevgilisinin yanında yavşıyordu.Selim'in bu yaptığı şeyi açık açık planladıkları belli oluyordu. Selim beni kendine doğru çektiği anda kapı açılmıştı fakat ben bunun farkında bile değildim. Selim beni kendine doğru çektiği gibi Selim'i refleks olarak ittim, ayağa kalktım ve tam bağıracakken Enes'in sınıfa girdiğini fark ettim. Sınıfta Asya, Buse, Selim, Enes ve benden başka kimse yoktu ve Enes'in gözünden ateş çıkıyordu adeta. Sinirle çantasını yere attı ve Selim'e doğru yaklaşıp Selim'i yakasından yakaladı. Sonra da Selim'i havaya kaldırdı. Selim Enes'in kolları arasında çırpınırken hepimiz onları korku içinde izliyorduk. Sonra Enes dişlerini sıkarak konuşmaya başladı.

 

" Bir daha seni Melisa'nın yakınında görürsem herkesin seni son görüşü olur Selim. Anladın mı beni!" Dedi Enes. Bagırmamaya çalışıyordu.Sonra Selim'in kulağına yaklaştı ve bir şeyler söyledi fakat ne söyledi fakat ben ne söylediğini anlamadım. Enes Selim'in yakasını bıraktı ve yere indirdi, sonra da Asya ve Buse'ye dönerek;

 

" Bu gördüklerinizi ve duyduklarını bir kişinin bile ağzından duyarsam sizi de son görüşüm olur. Ayrıca üçünüz bir daha Melisa'ya bulasırsanız da aynı şekilde. Anlaşıldı mı?!" Dedi Enes sinirle. Üçü de aynı anda kafasını salladı ve koşarak kapıyı kapatıp sınıftan çıktılar. Enes ile sınıfta baş başa kalmıştık. Ben yetime otururken Enes çantasını alıp yerine astı, yanıma oturdu ve bana dönüp konuşmaya başladı. Ben ise sadece ellerime bakıyordum. Birkaç dakika sonra Enes onu dinlemediğim fark edince ellerimi tuttu ve beni kendine doğru çevirdi.

 

" Melisa, beni dinliyor musun?" Diye sordu. Enes'e bakmadan evet anlamında başımı salladım, aslında Enes'in anlattıklarını pek dinlemiyordum. Enes elini çeneme götürdü ve beni ona bakmaya zorladı.

 

" Lütfen Melisa, beni dinle" dedi

 

" Peki. Ne diyordun?"

 

"O Selim denen piç sana bir şey yaptı mı?"

 

" Yapmadı, sadece yavşadı o kadar. Ayrıca sen... niye bunu bu kadar önemsiyorsun ki? Sadece arkadaşız sonuçta değil mi?" Evet... sadece " arkadaş" Ama... keşke arkadaştan daha öte olsaydık.

 

" Şey... Ben seni arkadaş olarak önemsiyorum biliyorsun." Dedi benim yüzüme bakmayarak.

 

" Evet biliyorum." Dedim. Sonra okuma kitabımı ve coğrafya dersinin eşyalarını çıkardım. Ardından kitabımı okumaya çalıştım ama düşüncelerim yüzünden kitap okuyamıyordum. Acaba arkaştan daha öte olabilir miyiz? Acaba olur mu, sever mi beni? Acaba biz Enes ile... sevgili olabilir miyiz? Tam o sırada sınıfın kapıları açıldı ve sınıftakiler sınıfa girdi. Sınıfa girenlerin içinde Asya,Buse ve Selim de vardı. Onlar hiç bir şey demeden ve özellikle de bana bakmamaya dikkat ederek yerlerine geçtiler. Ardından coğrafya hocası geldi ve ders başladı.

 

( Enes'in anlatımı ile, teneffüste)

 

Teneffüs zili çalar çalmaz 12/B sınıfına Bora ile konuşmaya gittim. Melisa hakkında böyle konuşması hoşuma gitmemişti. Aynı zamanda Selim'in yaptığı şeyi de aklımdan silemiyordum ve hatırladıkca sinirleniyordum. Hatta kulağına " Dua et Melisa burada, yoksa şimdiye senin kafanı bedeninden koparmıştım." Dedim. Tabi ki de böyle bir şey yapmazdım. Tekme tokat girerdim ama o an Selim'i korkutmam gerekiyordu ve amacıma ulaşmıştım. 12/ B sınıfına geldiğimde Bora beni görmüş olmalı ki hemen yanıma geldi. Biz Bora ile tam bahçeye çıkacakken Melisa ile göz göze geldik. Melisa Gizem ile birlikteydi, beni görünce hafifçe gülümsedim ve el salladı. Bora'nın Melisa'ya göz delirdiğini fark ettim. Bora' nın bu tavrı sinirlenmeem yetmisti bile. Sinirle yumruğumu sıkarken Melisa'ya baktım. Sanki Melisa bütün sinirimi alıp götürmüştü. Melisa da bunu fark etmiş olmalı ki Bora'nın ne yaptığını anlamaya çalışıyormuş gibi bakıyordu. Tam o sırada Gizem Melisa'nın bileğinden tutup kızı sürüklemeye başladı. Gizem Melisa'yı merdivenlere doğru sürükleyen Melisa Gizem'in elinden kurtulmaya çalışıyordu. Hatta bize yakın oldukları için seslerini duyabiliyordum.

 

" Gizem bırak beni! Tamam ineceğim aşağıya. "

 

" Ben seni sürüklemesem geleceğin yok ki Melisa, Enes'e bakıp duruyorsun."

 

" Tamam tamam, bırak artık beni bak ikimiz de düşeceğiz."

 

Melisa ve Gizem'in bu halini görünce kıkırdadım. Sonra Bora aniden konuşmaya başladı.

 

" Enes geliyor musun yoksa o yalancıya bakmaya devam mı edeceksin?"

 

Sakinleşmek için derin bir nefes aldım ve konuşmaya başladım.

 

" Melisa yalancı falan değil Bora Melisa hakkında düzgün konuş." Dedim o sırada bahçeye inmiştik.

 

" Melisa seni paran için istiyor Enes anla şunu, aşk bir yanılma. Güvenme ona. Bir de gittin kızı evine aldın ya. Bak bir gün bırakacak seni ya da parayı alıp kaçacak ortada göt gibi kalacaksın. Benden söylemesi." Dedi Bora. Sinirliydim ama Bora ile kavga etmeyecektim.

 

" Senin sevgili oldukların seni aldatmış veya kullanmış olabilir ama her kız aynı değildir Bora. Anla şunu. Hem Melisa ile aramızda bir ilişki bile yok. Ayrıca ne yapsaydım. Melisa ve Alya'ya ailesi şiddet uyguluyordu. Eğer ben Melisa'yi kurtarmasaydım kız ölüyordu!" Dedim sinirle. Son cümlelerinden sesimi yükselmiştim.

 

" Abartma Enes, Melisa'yı korumak için senaryo kuracağın aklıma gelmezdi."

 

" İstersen Melisa, Alya veya annem sor. Melisa'nın babası kızın yüzüne kaç kere kemer ile vurdu! Melisa'yı evden dışarı çıkartınca kızın yüzünden kan damlıyordu! Eğer ben yetişmesem ölecekti kız ya!"

 

" Pardon onu unutmuşum. Hastaneye gelmiştik değil mi? Hatta Melisa yoğun bakımdaykenm sen uykusuzluktan bitap halde kızın başında bekliyordun."

 

" O zamanı hatırlatma bana Bora" dedim Bora'yı tersledim. Biz Bora ile okulun arkasından geçerken Gizem ve Melisa ile karşılaştık. Gizem Melisa'ya bir şeyler söylüyordu ama Melisa Gizem'i dinlemiyor gibiydi. Melisa bizi görünce gülümsedi ve el salladı, ben de ona karşılık verdim ama Bora aynı şeyi yapmadı. Melisa Bora'nın neden böyle davrandığını anlamaya çalışırken Gizem Melisa'yı kendine doğru çevirdi ve konuşmaya başladı.

 

" Melisa beni dinler misin artık. Bir saatten beri boşuna mı konuşuyorum yaa."

 

" Bir anlığına dikkatim dağıldı, ne diyordun?"

 

" Şu proje ödevini diyordum." Dedi Gizem ve tekrardan sohbet etmeye başladılar. Ben de Bora'ya döndüm ve konuşmaya başladım.

 

" Sen Melisa'ya güvenmiyor olabilirsin ama ben ona güveniyor ve onu seviyorum Bora."

 

" Bak Enes, ben sadece seni korumaya çalışıyorum tamam mı? Benim ilk sevgilim beni aldattı, ikinci sevgilim beni kullandı, üçüncü sevgilim ise beni terk etti ya. Melisa da seni paran için kullana bilir ve bunları yapabilir. Anlamıyor musun? Melisa senin gözünü kör etmiş. İnanma."

 

" Bora, bak benim iyiliğimi düşündüğün için teşekkür ederim ama ben Melisa'ya güveniyorum. Ayrıca paramı kullanmak istese çoktan başlardı değil mi? Kız benden bir şey bile istemedi ve kaç aydır bizim evde. İstese şimdiye başlardı."

 

" Tamam onda haklı olabilirsin ama dikkat et tamam mı? Ben sevgililerim yüzünden kaç kere çöktüm. Siz toparlaydınız beni. O babanın yüzünden yaşadıklarından dolayı sen de çöktün, zor toparlandın hatta. Tekrar öyle olmandan korkuyorum sadece."

 

" Beni düşündüğün için teşekkürler, ben Melisa'yı seviyor ve güveniyorum Bora. Eğer senin dediğin gibi beni aldatır veya ona benzer birşey yaparsa, gerekirse ona bir şans veririm. Eksik parçamı onda buldum, çocukluk zamanımda kaybettiğim her şey Melisa'da sanki. Ayrıca biz sevgili bile değiliz." Dedim. Bora sıkıntılı bir nefes verdi ve konuşmaya başladı.

 

" Ee açılmayı düşünüyor musun bari."

 

" Kime?"

 

" Melisa'dan hoşlandığını söylememiş miydin?"

 

" A doğru, bu gün cesaretimi toplayıp yarın açılmayı düşünüyordum aslında."

 

" E ne diyeyim, iyi şanslar."

 

" Teşekkürler." Dedim. Tam o sırada zil çaldı ve Bora ile okula girdik.

 

( Melisa'nın anlatımı ile)

 

Sınıfa girdiğimde Enes hala sınıfta değildi. Yerime oturdum ve kafamı sıraya yasladım. Bora'nın neden öyle davrandığını düşünüyor ve merak ediyordum. Uzun bir zamandır görüşmüyoruz yani onu kırmam olanaksızdı. Acaba birisi Bora'ya benim hakkımda yalan söyleyip onu doldurmuş muydu? Yoksa Bora bana durduk yere mi böyle davranıyordu anlamıyorum. Sonra sıra birden sarsıldı. Enes yanıma oturmuş olmalıydı.

 

" Melisa, bir şey mi oldu?" Dedi. Bu Enes'in sesiydi.Kafamı sıradan kaldırdım ve konuşmaya başladım.

 

" Uykum var, daha ayılamadım sanırım."

 

Enes beni kısık sesle alkışladı ve konuşmaya başladı.

 

" Bu yalana kalacağımı sanıyorsan yanılıyorsun küçük hanım. Ne oldu?"derin bir nefes aldım ve konuşmaya başladım.

 

"Bir şey yok dedim ya Enes, hem biz arkadaşız değil mi? Özel, söyleyemem." Dedim. Enes'in morali bozulmuştu. Sonra inkılap hocası sınıfa girdi ve ders başladı

 

( Okuldan sonra mobilyacıda)

 

Eşyaları eve bırakıp üstümüzü değiştirdik ve mobilyacıya geldik. Çok heyecanlıydım. Sonra Enes kıkırdadı ve konuşmaya başladı.

 

" Heyecanlısın bakıyorum ha?"

 

" Hiç de bile." Dedim. Yanaklarıma bir sıcaklık yayıldı, kızarmıştım.

 

" Hadi Melisa, istediğini seç."

 

" Ne?"

 

" Odanda olmasını istediğin eşyaları seç."

 

" Tamam." Dedim. Birkaç eşya baktım ama hepsi çok pahalıydı. En son bir şifonyerin önünde durdum. Rengi beyazdı ve işlemeliydi. Ayrıca içi genişti de. Gerçekten çok beğenmiştim.

 

" Bunlar çok pahalı, daha ucuzu yok mu?" Dedim.

 

Enes benim yüzüme iyice yaklaştı. Şu an birbirimize çok yakındık. Sebepsiz yere gerildim ama içimi garip bir sevinç kaplamıştı.

 

" Begendin mi?"

 

" Evet, beğendim ama çok pahalı." Dedim.

 

" Tamam, alıyoruz."

 

" Ne?!"

 

Enes kıkırdadı" Ne oldu?"

 

" A-ama bu çok pahalı."

 

" Ee ne olmuş pahalıysa, istediğini söylememiş miydin?Vaz mı geçtin yoksa?"

 

" Hayır hayır, çok güzel. Beğendim işime de yarar ama- "

 

Enes benim sözümü kesti ve konuşmaya başladı.

 

" Pardon, bakabilir misiniz? "

 

Birkaç dakika sonra yanımıza bir kadın geldi ve konuşmaya başladı.

 

" Buyrun, nasıl yardımcı olabilirim?"

 

" Biz şu şifonyeri alabilir miyiz?"

 

" Tabii efendim, yalnız o şifonyerin oda takımı da var. Bakabilirsiniz isterseniz."

 

" Tabii,hadi gel Melisa."

 

"Tamam, geliyorum." Dedim. Enes görevli kadının peşinden ilerlemeye başladı. Ben de arkalarından onların ilerlemeye başladım.

 

" Bu oda takımımız en çok satan şu anda." Dedi görevli kadın, yaklaşık bir saat bu oda takımı hakkında bilgi verdikten sonra başka mağazalara bakmakta karar kıldık ve diğer mağazalara bakmak için bu mağazadan çıktık.

 

 

İlk başta geldiğimiz mağazadaki oda takımı çok hoşuma gitmişti ve kullanışlı olduğundan onda karar kılıp oda takımını satın aldık. Çalışanlar eşyaların yarın geleceğini, bu gün çok yoğun olduklarını söyledi. Yani bir gün daha Enes'in odasında kalacaktım.Sonra da odama dekor ve süs almak için başka bir mağazaya girdik.

 

" Hadi Melisa odana dekor ve süs seçelim."

 

" Bu gün fazla para harcamadık mı zaten? Başka bir zamana bırakabiliriz bu dekor işini." Dedim.

 

" Sen para işini kafana takma. Ne istersen çekinmeden söyle. Unutma, sen artık ailedensin."

 

" Pekala, şu dekor nasıl?"

 

" Sen beyaz oda takımını seçmiştin o yüzden ona uygun bir şeyler alalım bence, şu açık kahverengi sehpa nasıl? Üstüne çiçek falan koyabilirsin mesela."

 

" Aslında çok güzel olur ama biraz daha dekorlara göz gezdirmek istiyorum."

 

" Tamam, hadi gezelim o zaman."

 

( iki saat sonra...)

 

Enes ile iki saatten beri dekor seçiyorduk. Gerçekten yorulmuştuk ama buna değmişti. Ayrıca hava da kararıyordu. Eve geldikten sonra üstümüzü değiştirdik. Ben Alya ile vakit geçirmek için Alya'nın yanına giderken Enes ise temizlikçilere odamı ve kütüpanemi temizlemelerini söyleyip odasına çekildi.

 

( Enes'in anlatımı ile)

 

Melisa Alya'nın odasına geçerken ben de odama geçtim. Tek düşündüğüm şey yarın Melisa'ya nasıl açılacağımdı. Her şeyin mükemmel olmasını istiyordum. Melisa'ya yapacağım konuşmayı birkqç kez sesli bir şekilde tekrar ettim. Elimde bir çiçek ve ufak bir çikolata olacaktı ve konuşmam şöyle olacaktı;

 

" Melisa, ben seni ilk gördüğüm yerde sana tutuldum. Çocuklukta olan eksik parçamı sende buldum. Sen benim yaşama amacım oldun adeta. Lütfen, benimle sevgili olur musun? " bu abartılı mı olmuştu acaba diye düşündüm ve yeniden denedim.

 

" Melisa,ben seni ilk gördüğüm yerde sana tutuldum. Yanımda olmadığın her an seni düşündüm, arkadaşken bile. Lütfen Melisa, benimle sevgili olur musun?"

 

İkisi arasında gidip geliyordum. Hangisini seçsem diye düşünürken en sonunda ikinci yaptığımda karar kıldım. Sonra telefonumu aldım ve Gizem'e yazdım.

 

Enes; Gizem müsait misin?

 

Gizem; Müsaitim, bir şey mi oldu?

 

Enes; şey ben sizden çiçek ve çikolatayı ayarladınız mı diye soracaktım.

 

Enes; Öğlen okulun yakınındaki parka götürüp teklif edeceğim Melisa'ya.

 

Gizem; Streslisin galiba ha? Ya da heyecanlı mı demeliyim?

 

Gizem; Merak etme her şeyi ayarladım ben, rahat ol.

 

Enes; Senin için söylemesi kolay tabi ben teklif edeceğim sen değil.

 

Gizem; Enes kışkırtma beni.

 

Gizem; Bak Melisa' ya planını söylerim.

 

Enes; Gizem sakın, bak sakın. Güvendim sana bak güvenimi boşa çıkarma ya.

 

Gizem; Tamam enişte bir şey demedik sinirlenme hemen:)

 

Enes; Enişte mi? Gizem ben daha teklif bile etmedim farkındaysan.

 

Gizem; Ee ne olmuş yani, sen gene de benim eniştemsin. Ha bir de çocuk beklerim ha.

 

Enes; Gerizekalı ya. Daha teklif bile etmedim ayrıca biz daha liseyi bitirmedik ne çocuğu?

 

Gizem; jsjsjsjsjsjsjsjsjsjs

 

Gizem; Bekliyorum.

 

Enes; Zamanı gelince bu lafı hatırlatacağım sana görürsün sen.

 

Gizem; Neyse bir şey olursa yaz bb.

 

Enes; bb.

 

Gizem neyse ki her şeyi ayarlamıştı. Salih de benimle aynı telaş içerisindeydi. Çünkü o da yarın Gizem' e sevgili olmayı teklif edecekti. Birkaç kez daha seçtiğim konuşmaya çalıştım ve eşyalarımı özenle seçtim. Bu gün forma giymeyecektim. Yarın salı günüydü ve bizim bedenimiz yoktu ama bu umrumda değildi. Eşyalarımı özenle hazırlayıp ders programımı yaptıktan sonra pijamalarımı giyip yer yatağımı yaptım. Bu sırada odaya temizlikçilerin başkanı girdi ve konuşmaya başladı.

 

" Efendim, bizden istediğiniz gibi Melisa hanımın odasını, banyosunu ve kütüphanesini temizledik. "

 

" Vay hızlıymışsınız. Teşekkürler."

 

" En hızlı ve deetaylı temizlik yapan grubu ayarlamıştım Enes bey, görevimizdir." Dedi ve devam etti. " iyi geceler Enes bey."

 

" İyi geceler." Dedim, temizlikçi kapıyı kapatırken yer yatağına uzanıp telefona bakmaya başladım. Sonra odaya Melisa girdi.

 

" Yatıyor musun? "

 

" Evet."

 

" Tamam, pijamalarımı giyip geliyorum." Dedi ve piǰamalarını alıp odadan çıktı. Ben tekefona bakmaya devam ederken Melisa odaya girdi, sonra da yatağıma oturdu.

 

" İstersen ben yerde yatayım, ne zamandan beri yerde yatıyorsun."

 

" Olmaz Melisa, zaten yarın odanda yatacaksın. Merak etme bir gün daha yatarım yerde. Alıştım zaten."

 

" Ama s-" Melisa'nın sözünü kestim.

 

" Boşuna konuşma çünkü cevabım hayır."

 

Melisa derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı.

 

" O zaman birlikte yatalım..." dedi. Birden yer yatağında doğruldum ve Melisa' ya döndüm.

 

" Ne?" Melisa' nın yüzü utançtan kıpkırmızı olmuştu.

 

" Emin mis-" bu sefer de o benim sözümü kesti.

 

" Eminim." Dedi. Yer yatağından kalkıp Melisa'nın yanına geldim. Melisa duvar kenarına yattı. Ben de telefonumu komidine,Melisa'nın telefonunun yanına bıraktım. İkimiz de birbirimize dik dik bakıyorduk ama ağzımızdan tek kelime çıkmıyordu. İkimiz de gergindik. En sonunda sessizliği ben bozdum.

 

"İyi geceler... Melisa." O kadar gergindim ki konuşmakta zorlanıyordum.

 

" İyi geceler." Dedi Melisa ardından gözlerini kapattı. Ben de gözlerimi kapattım ve kendimi uykunun kollarına bıraktım.

 

( Melisa'nın anlatımı ile)

(Saat gece yarısı 03.30)

 

Uyandığımda soğuk ve terk edilmiş bir evdeydim. Hızlıca yattığım yerden kalktım. Biraz da olsa ısınmak için ellerimi birbirine sürttüm. Tam o sırada Enes'in sesini duydum.

 

" Melisa, yardım et..."

 

Bu Enes'in sesiydi.

 

" Enes neredesin?! Ses ver!" Diye bağırdım.

 

" Buradayım Melisa, buradayım!"diye bağırdı Enes. Enes'in sesi artık daha yakından geliyordu ama hala onu bulamamıştım.

 

" Enes..."

 

" Buradayım Melisa..."

 

En son bir odaya girdim. Enes orada bir sandalyeye bağlıydı. Ayrıca bu oda diğer odalardan daha soğuktu. Isınmak için kollarımı birbirine sıvazladım. Soğuktan titriyordum. Sonra annem ve babamı fark ettim. İkisinin de ellerinde silah vardı.

 

" Merhaba Melisa..." dedi annem ve Enes'in çenesine silah dayadı ve konuşmaya başladı.

 

" Uzatmayacağım, ya bizimle gelirsin, ya da Enes ölür. Karar vermek için iki dakikan var " dedi. Onlarla gidersem gene aynı şeyleri yaşayacaktım. Ama gitmezsem Enes ölecekti.

 

" Hayır, bırak onu!" Dedim.

 

" O zaman bizimle gel küçük hanım. Sana iki seçenek sunduk, zamanın azalıyor."

 

O sırada Enes konuşmaya başladı.

 

" Melisa bırak beni... kendini kurtar."

 

" Hayır, hayatta olmaz!"

 

" Melisa, lütfen. Beni seviyorsan kendini kurtar. Lütfen..."

 

" Enes... istemiyorum." Dedim. Ağlamaya başlamıştım.

 

" Melisa, ağlama yalvarırım ağlama... " dedi sesi titriyordu. " Kendini kurtar, senden sadece bunu istiyorum." Dedi.

 

Derin bir nefes aldım ve konuşmaya başladım. Hala sesim titriyor ve ağlıyordum.

 

" Peki..." dedim, kabullenmiştim." Seni seviyorum Enes, seni her şeyden çok seviyorum." Dedim ona bakarak.

 

" Ben de seni çok seviyorum Melisa... her şeyden ç-"

 

" EE YETER AMA! " dedi annem. Hemen ardından Enes'in sözünün tamamlanmasına izin vermeden gözümün önünde Enes'in kafasına sıktı.

 

"Enes, hayır!!!!!!"

 

Bağırarak uykumdan uyanıp reflexs olarak yatakta doğruldum. Enes benim bağırmama uyanmış olmalı ki yatakta doğrulup konuşmaya başladı. Ben ise gördüğüm kabusun etkisinden çıkamamıştım ve ağlıyordum.

 

" Melisa ne oldu?? Neden ağlıyorsun?"

 

Enes'i gördüğüm anda ona sarıldım ve kollarının arasında ağlamaya başladım. Enes'in uykusu açılmaya başlamıştı ki sesi daha tok geliyordu.

 

" Melisa, ne oldu?Kabus mu gördün??"

 

"Enes..." diyebildim sadece. Hala ağlıyor ve titriyordum.

 

" Tamam, sakinleş. Ben buradayım.Yanındayım. " dediğinde sakinleşmeye başlamıştım.

 

" Yatmak ister misin?"

 

" Hm hm."

 

Uyku beni tekrardan kollarına yavaş yavaş çekmeye başladıgında Enes ile yatağa yatmıştık. Gözlerim kapatmamak için kendimi zorladım ve Enes'e bakmaya başladım, o sırada Enes de bana bakıyordu. Birkaç dakika boyunca hiç konuşmadan bakıştık. En sonunda Enes sessizliği bozdu.

 

" Daha iyi misin?"

 

" Evet, daha iyiyim. Teşekkürler."

 

" Birşey değil. Kabus mu gördün?"

 

" Hm hm."

 

"Zaten uykunda benim adımı söylüyor, bir şeyler konuşuyor ve ağlıyordun. Ama ne konuştuğunu duyamadım. Sadece adımı sayıkladığını duydum. Hatta birkaçkere sana seslendim ama uyanmadın."

 

" Yaa öyle mi?" Dedim, artık gözlerimi açık tutamıyordum. Gözlerimi kapattım ve Enes' e iyice sokulup uykunun beni kollarının arasına almasına izin verdim...

 

{Melisa'nın kabus gördüğü bölümü Enes'in ağzından okumanızı istedim.iyi okumalar.}

 

( Enes'in anlatımıyla)

 

Melisa'nın mırıldanması ile gözlerimi açtım. Birkaç dakika boyunca uykumun açılmasını bekledim, sonra Melisa'nın mırıldanmasıyle dikkatim onun üzerine çevrildi.

 

" Enes..." benim adımı sayıklayor ve bir şeyler konuşuyordu ama anlamamıştım. Sanırım kabus görüyordu. Elimi Melisa'nın saçlarına geçirdim ve saçları ile oynamaya başladım. Melisa'nın kabus görmesi hoşuma gitmemişti. Melisa'nın saçlarıyla oynamayı bırakıp Melisa'yı izlemeye başladım, sonra Melisa'nın ağlamaya başladığını fark ettim. Elimi yanağına götürdüm ve göz yaslarını sildim.

 

" Niye ağlıyorsun Meleğim? Ne görüyorsun?" diye mırıldandım ve mırıldanmaya devam ettim." Seni ne bu kadar rahatsız edip korkutuyor?" Dedim. Ardından kendimi uykunun kollarına bıraktım.

 

 

Melisa'nın bağırması ile uykumdan uyandım ve yatakta doğruldum. Sonra Melisa'nın ağladığını fark ettim.

 

" Melisa ne oldu?? Neden ağlıyorsun?" Dedim ama Melisa bana sarılıp beni dinlemeden ağlamaya devam etti.

 

" Melisa ne oldu? Kabus mu gördün??"

 

" Enes..." Melisa hala bana sarılıp ağlıyor ve titriyordu. "Tamam, sakinleş. Ben buradayım.Yanındayım. " dedim. Melisa yavaş yavaş sakinleşmeye başlamıştı.

 

" Yatmak ister misin?" Diye sordum.

 

" Hm hm." Melisa yavas yavaş uykuya dalmaya başlamıştı ama bana bakmak için kendini zorluyor gibiydi. İkimiz de sessizce birkaç dakika boyunca birbirimize baktık. En sonunda sessizliği bozdum.

 

" Daha iyi misin?"

 

"Evet, daha iyiyim. Teşekkürler."

 

"Birşey değil. Kabus mu gördün?"

 

"Hm hm." Dedi Melisa.

 

"Zaten uykunda benim adımı söylüyor, bir şeyler konuşuyor ve ağlıyordun. Ama ne konuştuğunu duyamadım. Sadece adımı sayıkladığını duydum. Hatta birkaçkere sana seslendim ama uyanmadın." Diye açıkladım Melisa'ya.

 

" Yaa öyle mi?" Dedi melisa. Ardından iyice bana sokulup uykuya daldı. O an kendimi çok huzurlu ve mutlu hissettim. Melisa ile uykunun beni kollarının arasına çekmesine izin verdim.

 

 

Loading...
0%