@bookgirls
|
Hikayede geçen olay kurum ve kuruluşlar tamamen hayal ürünüdür Selam bölümlere oy ve yorum yapmayı unutmayın 🤍 Benimle yemeğe çıkmak mı istiyordu biraz garip gelmişti kabul edip ve etmemek ile arada kalmıştım gitsem mi gitmesem mi birinci seçenek daha mantıklı geldi ve ona içten bir şekilde gülümseyerek " Olur saat kaçta " diye bir soru yönelttim o ise kabul ettiğime sevinen bir yüzü vardı mavi gözleri parlamaya başladı " Akşam yedi 'de hazır ol seni alırım" dedi sakince " bana uyar " elimdeki eldivenleri çöpe attım ona baktığımda kapıya doğru döndü ve kapıya yürümeye başladı bende ardından kapının açık kapısından çıktım Burhan ve Ali yine kendi aralarında büyük bir tartışma yaşıyorlardı bı duruma gülümsedim Hande ' den Bugün izinli günümdü kanepede uzanmış film izliyordum artık sıkılmıştım cips dolu kabımda ki cipslere baktığımda cipslerde bitmişti tekrar doldurmak için mutfağa doğru yürüdüm mutfağa geldiğimde cips kalmamıştı ya Ayça veya gönül yemişti sinirlerim bozuldu tezgahın üzerinde olan telefonumdan bildirim geldi telefonumu açmak için tezgaha yönlendim ve telefonumu açtım yine Ayçaydı bu kızın mesaj atmadan duramıyordu hemen sohbeti açtım mesaja baktığımda yüzümde bir düşüş oldu Ayça ; ben yemek poşetini evde unuttum Ayça; getirirmisinnnn lütfen Ben ; hayır üşeniyorum hiç bir güç beni oraya getiremez beni alâkadar etmez Ayça ; istediğin birşeyi yaparım lütfen Ben ; bak bu güzel bir seçenek ama ne istersem Ayça ; evet ne istersen yeter ki getir Ben ; tamam bir saate ordayım Üstüme siyah kapşon ve siyah eşofmanı giydim ve mutfakta tezgahın üstünde olan poşeti fark ettim içini açıp baktığımda kısır salata kurabiyeler vardı demek bana vermemişti cık cık cık neyse ben daha iyisini yaparım hemen poşeti alıp dış kapıya doğru ilerledim ve ayakkabımı giymeye başladım hızla merdivenlerden indim taksiye binmek veya beklemek istemiyordum direkt siyah montumun ceplerine elimi koydum ve hızlı adımlar ile yürümeye başladım hayat sıkıcıydı tek sevindiğim ve severek yaptığım işim vardı çocuklar masum ve sevimlilerdi onlarla ilgilenmek güzeldi askeriye ' ye yaklaşmaya başladım hemen kapının önüne geldiğimde iki asker bana çok ciddi bakıyorlardı onlara doğru tebessüm ederek yaklaştım " Ben hemşire ayça için yemek getirmiştim " bir kaç dakkika sonra kapıyı açtılar artık soğuktan ellerimi hissetmiyordum hemen içeriye doğru yürümeye başladım askeriye binasının arka kısmında yer alıyordu umarım içeride ısıtıcı vardır yoksa soğuktan hastaneye kaldırılacaktım hemen binanın köşe tarafından yürüdüm ve hızla sağlık ocağı gibi bir şeydi hemen kapıdan içeriye girdim ısıtıcının yanında duran sandalyede oturan ayça gözüme çarptı hemen beni görünce hemen ayağa kalktı " teşekkür ederim Hande " dedi gülümseyerek galiba beni bekliyordu " rica ederim " sandalyenin yanında olan sandalye 'yi gösterdi "geç otur ayakta kaldın" hemen oturdum " " ben sabah geç uyandım bu yüzden acale ile çıkarken poşeti evde unutum baya açtım yanımda para da almamıştım " gülümsedim " sıkıntı değil tabi dediğin üzere bir isteğimi yapıcaksın " dedim ardından Ayça verdiğim para ile su almaya gitmişti aradan on dakkika geçince hemen kapı güm diye açıldı tıklamak değilde böyle girmeyi tercih eden vatandaş içeriye girdi üstünde kamuflaj vardı askerdi yüksek sesle " hemşire bana bir ağrı kesici ver " üslubu hiç hoşuma gitmemişti sinirlenerek " bir ver değil verirmisiniz iki ben hemşire değilim üç ne biliyim ben ağrı kesici hangisi " dedim ona bakarak " kusura bakmayın hanımefendi hemşire nerede " demek ki düzgün konuşabiliyordu "kantine gitti gelir birazdan " "bu arada ben emir " elini uzattı " Hande bende " o anda kapı açıldı ve içeriye Ayça girdi Gönül ' den Artık sağlık ocağına çok nadiren geliniyordu havalar baya soğumuştu Okan bey ile durumu konuşmuştum yarın köylere sağlık için gidicektik tabi yarbay bunun bir tim ile gidileceğini söylemişti artık tüm işlerimi bitirip evin yolunu tutum akşam kılıç ile yemeğe çıkıcaktık bu havada taksi olmuyacağından hızlı adımlarla eve yürümeye başladım lojmandan içeriye girdiğimde etrafa baktım kimse yoktu soğuktan eve doğru koşmaya başladım hemen binanın içine girdim ve merdivenleri hızla çıktım kapıyı açınca beni bir sıcak karşıladı bir sıcak duş bana iyi gelirdi hemen duşa girdim dolabı açtığımda ne giyeceğimden emin değildim ardından son karar kılarak krem ipek bir elbise giymeyi karar kıldım üstünede bir palto aldım gözlerim yeşildi gözlerim çoğunlukla beğenilirdi bugün bir değişiklik yaptım ve kahverengi lensleri taktım ve makyajımı yaptım telefonumu elime aldığımda Kılıç'ın mesaj attığını gördüm Dağ Ayısı; aşağıda kapının önünde seni bekliyorum Ben ; tamam Hemen beyaz topuklularımı ayağıma geçirdim ve merdivenlerden aşağıya inmeye başladım aşağıya indiğimde arabaya yaslanmış bir şeyler düşünen kılıç vardı hemen beni fark etmişti topuklu ayakkabılarımdan dolayı mavi gözleri ile baştan aşağıya baktı ardından "Selam " " Selam hadi geçelim arabaya üşüme" hemen hızla kapıyı açtı ve ön koltuğa bindim ardından kendisi arabanın etrafında dolaşıp arabaya bindi " nereye gidiyoruz" " bende kalsın " söylediklerinin ardından fazla ısrar etmeyip camdan dışarıyı izlemeye koyuldum ormanın içinde ilerlemeye başladık ileride bir resturant vardı manzarası sadece ormandı çok huzurluydu içeriye girdiğimizde rezervasyonumuz vardı ve cam kenarında bir masaya yerleştik oturduğumuz masa karşılıydı sade ama şık bir mekandı ardından garson yanımıza gelip menüyü bıraktı menüye baktığımda biftek istedim içecek konusunda emin değildim kılıç ta aynısını isteyip kola söylemişti ikimize ona baktığımda bir şeyler söyleyecek gibiydi tahmin ettiğim gibi söze girdi
|
0% |