Yeni Üyelik
22.
Bölüm

BÖLÜM 17

@bookgirls

Selammm bölüme oy ve yorum yapmayı unutmayın

Hikayede geçen olay kurum ve kuruluşlar tamamen hayal ürünüdür

                                🤍

Ona doğru bakıyordum o ise söze girmişti yüzü hiç birşey ifade etmiyordu

" İki hafta sonra nişanımız var ve bunun için Mardin'e gideceğiz"

ona doğru baktım o ise yüzünde tamamen sakin bir şekilde bana bakıyordu yüzüm gerildi kendimi sıktım

bu anı ve Mardin'e dönmeyi aklımdan tamamen çıkarmıştımo ise bu gerçeği yüzüme güzel bir şekilde vurmuştu

" Ben evlenmek istemiyorum tamam mı senin gibi biriyle ya hiç mi sevilmediğin kadın tarafından rededilince anlamıyormusun İSTEMİYORUM "

dedim sert sesimle bu sefer sinir tüm yüzüme işgal etmişti kendimi artık tutamıyordum kelimeler ağızımdan çıkıyordu

yüzüme doğru bakıyordu hiç bir tepki vermedi garson tabakları masaya bıraktıktan sonra hemen yanımızdan ayrıldı ona baktığımda çatalını aldı ve yemeğini yemeye başladı

sinir beni sarmıştı artık gözümün karardığını hissediyordum masanın üstünde olan ve benim için konan kadehi ellerimin arasına aldım

parmaklarımı teker teker açıp zemine attım zemine baktığımda kırık cam parçaları yerlere saçılmıştı tıpkı kalbimin ve duygularım gibiydi

umursamadım ona baktığımda çatalını bırakmış sandalyeye yaslanmıştı ardından çantamı aldım

ayağa kalktım konuşacak birşey ortada görmüyorum masanın üstünde olan örtü dikkatimi çekti tüm yemekler , içecekler , tabaklar üstüne koyulmuştu

örtünün ucunu tutum ve yürümeye başladığımda arkamdan masa örtüsünün üstünde olan tabak ,bardakların kırılma sesi kulaklarımı işgal etmişti

masa örtüsünü bıraktım ardından hiç arkama bakmadan çıkışa doğru yürümeye başladım

etrafa baktığımda tüm herkes bana bakıyordu umrumda olmadı olamazdı da burda herşeyi kırarken yüreğimdeki acıyı susturmaya çalışıyordum

çıkış kapısından çıktığımda ileride duran taksiyi fark ettim ilk defa bir taksi tam zamanında oradaydı

hemen taksiye doğru yürümeye başladım topuklular işimi biraz zorlaştırsada yine de devam ettim

o dağ ayısını düşünmek istemiyordum asıl hangi kafayla onun teklifini kabul ettim ki hemen kapıyı açtım

bindim adama baktığımda kırıklarında yüzü çökmüş biriydi hemen evin adresini söyledim ardından camdan dışarı baktığımda onun kapının önünde elerini cebine sokmuş şekilde bana doğru bakıyordu

daha fazla bakmak istemiyordum ve önüme döndüm adam direkt gaza bastı ve eve doğru gitmeye başladımAyçaya mesaj yollamak için telefonumu açmak istedim ancak şarjı bitmişti

ben ona evlenmek istemediğimi dille getirmiştim o yine vazgeçmeyip nişanlanacağımızı söylüyor bir de 2 hafta şaka gibi taksi eve yaklaşmıştı hemen lojmanın önünde durdu

söylenen parayı taksiciye uzattım ve taksinin kapısını açıp dışarıya çıktım ve kapısını kapattım ardından taksi gitti ayaklarım topuklu ayakkabılar dan dolayı ağrıyordu

eğilip bu ağrıdan kurtulmak için topuklu ayakkabılarımı cıkartım ve elime aldım yalın ayak lojmanın bahçesinden içeriye yürümeye başladım

yerlere dikkat ederek yürümeye çalışıyordum ardından bir yerde ışıklar yeri göstermiyordu hızlı adımlarla yürümeye başladım ancak ayağıma battan birşey ile yürümem yarıda kesildi

yüzüm acı ile gerildi ve yutkundum kenara baktığımda ise kaldırım vardı hemen kendimi oraya attım

oturduğumda topuklu ayakkabılarımı yere attım ve hemen ayağımın altına bakmak için ayağımı kaldırdım baktığımda cam parçası girmişti

Allahım herşey bir insanı mı bulurdu Ayçayı aramak istedim ancak şarjım bitmişti artık ağlamamak için kendimi zor tutuyordum kafamı eğdim

Ellerimi dizlerime yasladım ayağım ayağa kalkıp yürümek istesem daha kötü halle gelebilirdi ama eve gitmek için ayağa kalkmaya çalıştımama sadece çalışmıştım

ardından ilerde duran araba ile yüzümü oraya çevirdim bu o Dağ ayısının arabasıydı ben bu adamı görmek istemiyorum ya hemen kafamı eğdim

büyük ihtimalle fark edecekti ama bir umut fark etmez geçer gider diye düşündüm arabanın kapısının kapanma sesi kulaklarıma gelmişti

Adım sesleri ancak her adımda bu ses daha yakındandı önümde çift ayakabı görünce kafamı kaldırdım ve karşımda bir adet kılıç vardı ona hala sinirim geçmemişti

" Gönül ayağının altı kanıyor " yüzü endişeliydi bence yalandan yapıyordu

" Biliyorum gidersen sevinirim " dedim ona

Yanımda duran çift topuklularımı alıp yanıma yaklaşıp belimden ve ayaklarımdan ellerini dolayıp kucağına aldı

" Kılıç indirirmisin istemiyorum" dedim sert bir sesle

" Bu ayak ile yürüyemesin "

" Ben ne yapacağımı iyi biliyorum ve sen buna karışamasın "

Bu adamda duyma sorunumu vardı veya çoğu söylediğimi duymamazlıktan mı geliyordu çıldırıcam hemen binanın içine girdik

merdivenleri çıkmaya başladık ardından bir kat daha çıkmamız gerekiyorken dağ ayısının katında durduk hemen kafamı ona doğru çevirdim

" Hatırlatırım ben üst katta oturuyorum " dedim

" Biliyorum " umursamaz bir şekilde demişti

" Kılıç yukarı çıkarmısın " diye bir soru yönelttim

" Hayır senin ayağına bakıcam " ona sen ciddi misin bakışı attım

" Hatırlatırım ben hemşireyim kendi yarama müdalle edebiliyorum "

O ise bu sözlerime cevap vermeyip hemen kapıyı açtı ve yine o köpek bizi karşıladı

" Sen şu köpeği bir yere gönderirmisin lütfen "

" Kara git oğlum " dedi ve köpek yatak odası diye hatırladığım odaya doğru ilerledi ardından kılıç dış kapıyı kapattıp salon olan bir odaya getirdi

topuklularımı yere attıp beni koltuğa oturtup ayaklarımı düzeltti ve salondan çıktı ben ise tek yaptığım şey incelemekti

etrafa baktığımda lacivert ve siyah tonları hâkimdi L koltuk karşısında ise bir televizyon ve koltuğun yan tarafında bulunan tablolar asılıydı koltuğun önünde ise bir tane sehpa vardı sade ve şık takılıyordu

ardından salondan içeriye girdi ve elinde bir yardım çantası vardı yere oturdu ve ayağımı elinin arasına aldı

" Dikiş gerekiyor derin kesilmiş büyük ihtimalle dört dikiş olur ve on gün dinlenmen yeterli olur " hızlı söylemişti ve sakinlikle yarayı inceliyordu

" Hatırlatırım sen doktor veya hemşire değilsin " dedim onun tahminine dayanarak

" 4 sene tıp okudum " dedi ciddiyetle

" Ciddimisin ee neden doktor değilsin " soru yönelttim

" Yarıda bıraktım " ona şok olmuş ifade ile bakıyordum o kadar okuyup nasıl yarıda bırakmıştı ki

" neden bıraktın " diye bir soru yönelttim o camı çıkarmaya çalışırken

" Boşver " dedi bende fazla zorlamadım elbet bir gün öğrenirdim

Ardından dikiş onun dediği gibi olmuştu sadece 4 dikişti ardından ayağa kalktı ve ellerinde ki eldiveni çıkartı

ilk yardım çantasını toplayıp salondan çıktı beş dakkika sonra içeriye girdi ve koltuğa oturup bana döndü ona hala sinirim geçmemişti

sadece yardımıcı olduğu için teşekkür etmek istedim ancak o direkt söze girdi

" Sen nişanlanmak istemiyorsan saygı duyarım zaten ailen de yeni aday bulmuş " dedi hiç birşey yansıtmayan yüzü ile

" Ne adayı " dedim şok olarak

" Annen beni aradı seninle yakın zamanda nişanlanmasak yeni bir aday varmış ve yaşlı biriymiş onun bu sözlerini duyduktan sonra ona 2 hafta sonra nişan için oraya gelecegimizi söyledim ondan dolayı sana gelip 2 hafta sonra Mardin'e gideceğimizi söyledim "

 

Bölüm nasıldı ?

Sizce gönül ne yapıcak ?

Bölüme oy ve yorum yapmayı unutmayın

 

 

​​

 

 

Loading...
0%