Yeni Üyelik
2.
Bölüm

Başkasının Yerine Ödenen Bedeller

@bookofbrave

Eğer kitabımı okumaya başladıysan teşekkür ederim. Yaptığın yorumlar ve destekler benim için ve hikayenin gidişatı için çok değerli... İyi okumalar :D

Hapishane kıyafetleri artık üzerindeydi. Saçlarının kuruması için vücudunda ki havluyu kafasına sardı. Bir anda bir daha hiç saç kremi süremeyecek ve makyaj yapamayacak olduğunu fark etti. Hem de bunların hiçbiri kendi suçu değildi. Neredeyse patlamak üzere olan bir volkan gibiydi öfkesi. Suçsuz olduğu halde ölmek zorunda olduğu farkındalık oluşturdukça öfkesini parlatıyordu.

Daha saatler geçmiş olmasına rağmen kafasında sürekli aynı düşüncelerin tekrar ettiğini fark etti. Karanlık böyleymiş diye düşündü. İnsanın yapacak bir şeyi kalmayınca yaşadığı haksızlıklar gelirmiş aklına ve pişmanlıkları. Bir kişinin ölümü için suçlanıyordu. Bir gün öncesinde burada bu bomboş karanlık odada olabileceğini tahmin edebilir miydi?

Gözlerini açtığında yatakta sızdığını fark etti gerçi buradayken insan hep uykuda gibi hissediyordu. Uyanmasının üzerinden belki yirmi dakika belki bir saat hatta belki bir gün geçmişti. Odasının demir kapısından bir gümbürtü sesi ve ardından kilit sesi geldi. Kapı daha açılmadan gardiyan yanındaki gardiyana,

"Mahkemeye götürmek için geldiler." dedi.

"Bir polisi öldürdükten sonra çok yaşayacağını sanmam." dedi diğeri.

Her şey gözünün önünden bir film şeridi gibi geçiyordu. Sanki kendi hayatını değil de başkasının hayatını yaşıyordu. Kendini hakimin karşısında bulduğunda ayaktaydı. Mahkeme salonundaki herkes yüzüne beklenti ve nefretle bakıyordu.

"Ben yapmadım." dedi İklim kulakları uğuldarken. İnsanların yüzlerindeki ifadelerin tiksintiye dönüştüğünü fark etti. Bunu hakedecek ne yapmıştı. Tanrı'ya olan inancı gitgide daha da yitiyordu.

"Ben yapmadım." diye bağırdı tekrar ve bunu onlarca kez tekrar etti. Çevresindekiler ve avukatı onu susturmak için çaba harcasa da susturamıyorlardı. GÜM! GÜM! adalet tokmağına iki kez vuruldu. Herkes sustu ve hakime döndü.

"Tüm deliller göz... idam kararı verilmiştir." Bir sürü süslenmiş cümle ve bir sürü mesleki terimden sonra tüm bu cümlelerin içerisinde tek bir kelime yeterliydi. Tek bir kelime ile açıklanabilirdi her şey. Uzatmaya ne gerek vardı? Hatta direkt mahkumun gözlerine bakıp 'Seni şu sıralar bin bir yöntem arasından birini seçip öldüreceğiz.' demeleri yeterli ve özenli bir açıklamaydı. Salonda zaten var olan hüznün yanına zafer eklendi.

"Seni asla affetmeyeceğim." diyen bir kadın sesi duydu İklim.

"Katili asla affetme." dedi İklim kadına sesini duyurmaya ekstra çaba harcayarak. Bu cümleyi bir kaç kere haykırdı ancak kimseden bir tepki alamadı. Herkes fazlasıyla mutlu ve onun çektiği acıları göremiyordu. Gözlerini açtığında kendi mahkemesinin farklı bir versiyonunu rüyasında gördüğünü fark etti. Sonuç rüyasında bile değişmemişti.

Hapishanede karanlığımla tekrar baş başa kaldığımda hala yarın bile idam edilebileceğim geliyordu aklıma. Abimin salonda olmadığını fark etmem epey uzun sürmüştü. Bunun farkına vardıkça belki de son kez görecekti beni ve ona rağmen gelmedi diye düşündüm. Bu karanlık öyle koyuydu ki içimdeki umutları sömürdüğünü hissedebiliyordum. Burada karanlıkta kalmak mı yoksa ölmek mi?

Dört Gün Sonra

Kaç gün geçti üzerinden? Her gün birer tabak yemek veriyorlarsa sekiz gün geçmiş olabilir. Sekiz gün geçtiyse her an öldürmek için gelebilirler. Benim avukatım yok mu? Varsa neden beni görmeye ve suçsuz olduğumu ispatlamaya çalışmıyor. Karar verildiğine göre artık geri alınamazdı diye geçirdi aklından.

On Gün Sonra

Kaç gündür bu tuhaf odadayım emin değilim ama hiç ziyaretçim yok. İzlediğim filmler ve okuduğum kitapları aklımdan tekrar ediyorum. Yoksa bu karanlık beni yutabilir. Lütfen biri artık benimle konuşsun. Güneşi görmek istiyorum ancak bir lamba bile yok. Umudum da yok.

"Temyiz başvurun onaylanmadı." Kahkaha sesleri...

Gerçekten birini duyup duymadığımdan emin olmak istiyordum. Kimsin diye sormak istiyorum ancak ağzımdan kelimeler dökülmüyor konuşmayı unutmuşum. Aklım gardiyan olduğunu biliyor ancak bir şekilde düşüncelerim birbiriyle senkronize olamıyor.

"İlaçla idam edileceksin." Diyor aynı ses. Sanırım delirmedim.

"Kimsin?" sonunda konuştuğumda konuşabildiğim için seviniyorum. Cevap gelmiyor. Sanırım gitti. Bir yıldır buradaymışım gibi geliyor artık ancak o kadar yemek yemediğim için bir yıl olmadığını biliyorum yoksa ölürdüm. Su içmek için kalkıyorum ancak çok enerjisizim ve ayağa kalkar kalkmaz başım dönüyor. Kendime geldiğimde hala ayakta olduğum için mutluyum. Geçen sefer düştüğümde kafamı çarpmıştım. Zaten öleceğim ve ölecek olmam kimsenin umrunda değil.

En son benimle konuştuklarının üzerinden kaç gün geçti bilmiyorum ancak kapının açılma sesiyle afalladım.

"Leş gibi kokuyor." dedi içeri giren gardiyan. "Gidiyoruz." Kapı açıldığında oda aydınlanıyor. Işığı günler sonra görebildiğim için mutlu olmam gerekiyor ancak mutlu değilim çünkü gözlerimi çok yakıyor. Gardiyan asabi bir şekilde,

"Acelemiz var. Bütün gün seni bekleyemeyiz." Derken çoktan yanıma gelmiş ve beni dışarıya doğru sürüklemişti. Gözüm sürekli kararıp duruyordu. Zaman mekan algımı tamamen yitirmiştim. Ufak bir asansöre bindik ve bir alt kata indik. Yedi kişi yan yana durmuştu ve hepsi solgun ve yorgun görünüyordu. Gözüm ışığa yeni yeni alışıyordu. Enerji düşüklüğüm olsa da karanlıktan çıkmış olduğum için vücudumda bir adrenalin vardı. Doktor gibi görünen önlük giyinmiş bir adam sıraya sekizinci kişi olarak girdiğimde herkesi göz ucuyla süzdü. Burada ne yapıyoruz?

"Bir, İki, dört, beş ve yedi." doktor odayı terk etmek üzereyken yanımda kırk yaşlarında olan adam yere yığıldı.

"Ayağa kalk" diye ikaz etti gardiyan. "Ayağa kalk ve sıranda dur." Gardiyan ne söylerse söylesin adam bayılmıştı ve tepki vermiyordu. Bu durum kapıdan çıkmak üzere olan önlüklü adamın ilgisini çekti. Bayılmış olan adamdan gözleri bana doğru kaydı. Kafamda burada ne oluyor be gibi düşünceler geçse de asla tepki veremiyorum. Belki de beni tekrar o karanlık deliğe sokacaklarından korkuyordum. Oraya tekrar girmektense ölmeyi yeğlerim.

"Yedi değil sekiz."

Bölüm sonu

Sizce bu insanlar ne için seçildi?

Umarım yeni bölümümü beğenmişsinizdir. En yakın zamanda yeni bir bölüm sizlerle olacak.

Loading...
0%