ŞAHMARAN (KAYIP HAYALLER)
1. Bölüm
VEFA
28/11/2001
"Ne koyacaksın onun adını?"
"Onun adı Mira olacak. Ama herkes onu, Şahmaran olarak tanıyacak.
"Şahmaran..."
"Hoşgeldin Şahmaran yolun hep ölümlerle ve yaralarla dolu olsun..."
Günümüz
İnsanın ailesi vardır. Anneniz, babanız, kardeşleriniz... Hatta dayınız, amcanız, teyzeniz, anneanneniz, babaanneniz...
Ama bazı insanların ailesi vardır, kendilerinin ailesi olurlar. Hata yaptıkların da yine onlar kendilerini düzeltir, üzüldüklerin de yine onlar kendini teselli eder, kızdığın da yine kendisini sakinleştirir, mutlu olduğun da yine kendisi sevinir. Anlatacağım o ki, bazı insanların ailesi de hep kendisi olmuştur. Bu insanlardan biri de bendim. Evet seri katil, öfkeli ama bir yandan da sakin, planlı çalışan bir avukat olabilirim. Ama bu beni duygusuz yapmaz, bu beni kendi kendimin ailesi olduğumu engellemez. Şahmaran'dım ben. Duygusuz, vicdansız, kalpsiz, yalancı denilen Şahmaran'dım ki haksız değillerdi. Ben Şahmaran'dım. Acımasızdım. Ben Şahmaran'dım. Yalancıydım. Ben Şahmaran'dım. Dünyanın en acımasız insanı da olabilirdim en merhametli insanıda. Ama asla, Mira olmazdım. Olamazdım. Çünkü Mira sevgi dolu olan tarafımdı. Merhametliydi Mira, affederdi, tüm kalbiyle severdi. Şahmaran bir renk olsaydı siyah ve kırmızı olurdu. Tutkulu, acımasız, vicdansız... Ama Mira bir renk olsaydı, kesinlikle pembe ve beyaz olurdu. Saf, temiz, güzel seven olurdu. Şahmaran ve Mira asla aynı ortama giremezdi. Ve ben Şahmaran'dım Mira benim için başkasıydı Mira benim için yoktu ve asla olamayacaktı. Çünkü Mira ölüydü benim için yoktu. Annemin bana tek vasiyeti asla Mira olmamamdı. Annemden nefret ederdim. Zaten anneme bile göstermediğim Mira'yı başkasına mı gösterecektim? Ben annemi bile sevmemişken, başkasını mı sevecektim?Şu sıralar rüyalarım hep kabusla doluyor.Yine böyle bir gecenin sabahın da doğrularak kalktım. Yine saçma rüyalarımla boğuşmak yerine işlerime odaklanmak daha çok hoşuma gidiyordu. Evim bana yetiyor, hatta artıyordu bile... Bir mutfak, bir salon, bir yatak odası ve bir misafir odası. Misafir odasını aslında gelen müvekkillerim için bir ofis yapabilirdim. Ama evimin içini görmelerinden açıkca rahatsız oluyordum. Çünkü evin içinde çalıştığım ortamı görecekler ve bu beni daha da husursuz yapacaktı. Bu yüzden evimden yaklaşık 15-20 dakikalık bir yere bir Şirket açtım.Çalışanları çoktan ayarlamıştım yer, yön işini zaten halletmiştim. Tek geriye kalan işim dış ve iç mimarlarla konuşmaktı ve onları da yaptım. Herşey tamamlandıktan sonra çalışanlar yerlerini aldı ve şirket tamamlandı. Sadece bir avukat eksiğimiz vardı. Ama onu da Adalet Sarayı'ndan bakacak ve gözüme kestirdiğim kişilere soracaktım.Herşey tamamdı. Üzerimi değiştirip Şirkete gidecektim. Saat 7:43'tü. "Çok erken bir kaç saat dosyalarla ilgilenmeliyim." Diye mırıldandım. Salona gidip masanın üzerinde ki önemli gördüğüm ilk dosyayı aldım. Ve L koltuğuma oturdum. Salonum geniş ve ferahtı. Bilgisayarımı da yanıma aldım ve dosyayı incelemeye başladım. Saçlarımı topuz yapmıştım. Altım da şortum, üzerim de sıfır kollu kısa bir tişörtüm ve gözlerimde de yakın gözlüğüm vardı. Gözlüğümü nadiren kullanan bir insandım. Ve çok fazla yakını görememe sorunum yoktu. Hatta geçici olarak kullanıyorum da diyebiliriz. Dosya da Murat Özdemir vakası vardı. Adamın cinayetle mi ya da intiharla mı öldürüldüğü bilinmiyor. Kendimi tebrik ederim. Bu işi çok güzel bir şekilde tamamlamıştım. Büyük ihtimalle bu dosyayı kapatacaklardı. Çünkü daha ölüm şeklinin nasıl olduğuna bile karar verememişlerdi.Tamam, o adamı ben öldürmüştüm. Bir geçmiş davası varmış onun babamla. Babam yerine onu ben öldürmüştüm.Geçmişte ki kişilerin yaralarını şuan ben tarafından sarılmasını istemiyordum. Ama bu konu beni de ilgilendiriyordu. Babam, beni küçükken kapının önüne bıraktığın da bu adam evimize gelmişti. Tabii biz bir aileysek ve evimiz kelimesi doğru geliyorsa. Bu adam babama bıçak çekmiş. Bende önüne atlamışım ama tabii ki o zamanlar küçüktüm. O adam bıçağı savurduğu sırada ben babamın önüne geçtiğim için bıçak bana denk gelmişti. Ve sonuç olarak bende adamdan intikam almıştım. Olay tamamıyla bu kadardı. Ama adamı sadece bir bıçakla bırakmamıştım.Dosyayı iyi şekilde inceledim. Saate baktığım da 10.22 olduğunu gördüm. Üstümü değiştirip hazırlanmaya başladım. Üstüme beyaz bir crop, altıma bol paça lacivert bir pantalon, üstüme bir de trençkot almıştım. Beyaz çantamı da yanıma alarak evden çıktım. Asansöre binerken, evde dosyalarımı unuttuğum aklıma geldi. Bir şeyler de doğru gitse şaşıcam artık. Asansörden geri dönüp, dosyaları aldım ve tekrardan aşağı indim. Arabayı binip bir an önce yola koyuldum. Ve yaklaşık 17 dakika 53 saniye de ofise varmıştım.
(1. BÖLÜMÜMÜZ BU KADARDI BİR SONRA Kİ BÖLÜM YAKIN DA GELECEK İYİ OKUMALAR:):)