Yeni Üyelik
27.
Bölüm

27. Bölüm

@brc.prlk

Günler hızla ilerlemiş, okulun son gününe gelmiştik. Buraya geldiğim ilk anım daha dün gibi aklımdaydı. Bugünün son olduğunu bilmek ise boğazımı düğümlüyordu. En nihayetinde iyisiyle kötüsüyle dört yılım geçmişti bu okulda.


Etrafa son olduğunu bilerek bakındım. Banklarda oturmamız, köşelerde konuşmalarımız bir film şeridi gibi gözümün önündeydi. Son zamanlarını çokta iyi geçirmesem de güzel hatırlayacaktım okulumu.


Üniversiteye giriş için ilk sınavları başarıyla geçmiş, ikincisine hazırlanıyorduk. Hayalim tasarım okumaktı. Bunun için gerekli hazırlıkları yapıyordum. Ne kadar yetenek sınavlarına hazırlanıyor olsam da, üniversite sınavından alacağım puan da benim için önemliydi.


Son kez her zaman oturduğumuz banka oturdum. Kızlarla birlikte yaşadığımız anılarımızı hatırlayıp gülüyorduk. Müge ve Beren ile kopmamız mümkün değildi. Ama diğer arkadaşların bir çoğuyla büyük ihtimalle bir daha karşılaşmazdık.


Herkes herkesle belli bir diyalog kurup adeta vedalaşıyorlardı. Kimileri de kimilerinden kurtulduğuna seviniyordu.

Diplomalar, bahçede her sene yapılan şekilde bir törenle öğrencilere dağıtıldı. Daha sonra okul müdürümüz Nedim Bey konuşma yapmak için mikrofonu aldı.


"Sevgili öğrencilerimiz, özellikle son sınıf öğrencileri son kez hoşgeldiniz diyorum. Yine bir grup öğrencimiz daha mezun oldu. Her sene bizim için hem gururlu, hem de buruk oluyor. Son sınıftaki arkadaşlarımıza önlerindeki sınavda ve tüm hayatlarında başarı diliyorum. Şimdi ise okul birincisi, ikincisi ve üçüncüsünü açıklamak istiyorum."


Herkes heyecanlıydı, puanı yüksek olan öğrenciler ilk üçe girme ihtimali ile heyecanlanıyorlardı. Ben ise puanım yüksekti ve bir ihtimal üçüncü olur muyum diye düşünüyordum.


"Şimdi tabiki üçüncü ile başlamak istiyorum" dediğinde kalbim gümbür gümbür atmaya başlamıştı. İçimden dua ediyordum.


"Bu senenin üçüncüsü Sinan Gözcü" dediğinde ise adeta kafamda şimşekler çaktı. Etrafta alkış sesleri vardı. Sinan üçüncü olduğuna göre benim ihtimalim bence yoktu. Sinan teşekkür ederek kenara geçip beklemeye başladı.


"Sıra ikincimizde" dediğinde ben artık iyice umudu kesmiştim. Herkes heyecanla müdür beyin ağzından çıkacak ismi bekliyordu.


"Bu senenin ikincisi Güneş Algün" dediğinde kocaman gözlerle müdür beye bakıyordum. Kızların dürtmesiyle kendime gelip müdür beyin yanına geldim. Müdür bey mikrofonu bana bırakmıştı.


"Açıkçası üçüncü olurum diye düşünmüştüm. Sinan'ın adını duyunca ufak bir hayal kırıklığı hissettim, ama kısa sürdü. Ben dört yıldır bize emek veren öğretmenlerimize, en kötü anımda yanımda olan dostlarıma, Kerem'e, babama ve geçen yıl kaybettiğim anneme teşekkür ediyorum. Onlar sayesinde kendimi hep sağlam kafada tuttum. Bu başarımda hepsinin bir payı var. Buraya bu şekilde veda etmek büyük bir gurur. Herkese teşekkür ederim." dediğimde herkes beni alkışlıyordu. Kızların "Bravo sana, helal olsun" diye bağırışlarını duyuyordum.


"Bu arada iki hafta sonra doğum günüm ve sosyal medyadan paylaşacağım. On sekizinci yaş günümü büyük bir parti ile kutlamak istiyorum. Herkesi beklerim ve şu an birinciyi merakla bekliyorum. Umarım kalbimden geçen kişidir" deyip mikrofonu müdür beye verdim. Beren'e doğru sen geleceksin anlamında el işareti yaptım. Çünkü bir dersi haricinde dersleri muazzam derecede iyiydi. O bir derste onu birincilikten etmezdi.


Sinan'ın yanına gittiğimde ise "Tebrik ederim Güneş, bence kendine haksızlık etme. Sende çok çalıştın ve hakkınla ikinci oldun" dedi.


"Teşekkür ederim, bende seni tebrik ederim" dedim sadece.


"Ve geldik o heyecanlı ana. Dört sene çalışıp, emek verip bugün bütün arkadaşlarının üzerinde bir ortalama ile bu yıl ki birincimiz Beren Nida Arslan" diye müdür bey Beren'in adını söyleyince kendimden daha çok sevinmiş olabilirim. Gerçekten müdür beyin dediği gibi dört sene çok çalıştı. Sınav dönemleri evden dışarı çıkmazdı. O yüzden birincilik Beren'in hakkıydı.


"Heyecandan elim ayağım titriyor şu an. Ne söylesem bende bilmiyorum. Güzel arkadaşlar, dostlar biriktirdim burada. Bir tanesi arkamda. Onun içinde çok mutlu oldum. Çok çalıştım gerçekten. Elimden geleni yaptım, karşılık bulmuş olması çok önemli. Üzerimde emeği olan herkese teşekkür ediyorum" diyerek mikrofonu müdür beye verdi. Hemen koşup Beren'e sarıldım ve ilk tebrik eden kişi oldum.


Müdür bey "Öne gelin çocuklar" diyerek bizi çağırdı. "Bence onları çok güçlü bir şekilde alkışlayalım, çünkü hak ettiler" dediğinde ise herkes bizi alkışlıyordu.


"Üçü de bizim sınıftan maşallah" diye Müge bağırıp adeta kıskananlar çatlasın modunda bizi alkışlıyordu. Müge'nin dersleri de iyiydi, ama derece alacak kadar iyi değildi. Azıcık dedikodudan uzak dursaydı daha yüksek bir notla bitirebilirdi. Ama içten içe Sinan yerine Müge'nin olmasını istemiştim burada.


Heyecanlı bir günün ardından okulla adeta vedalaşmış ve eve gelmiştim. İkincilikle okulu bitirmenin vermiş olduğu gururla kapıdan içeri girdim. Ezgi ile karşılaştığımda ise gülücükler saçıyordum.


"Bu kadar mutlu olduğuna göre haberler güzel sanırım." dedi gülümseyerek.


"İkinci olarak bitirdim" deyip gülücükler saçmaya devam ettim. Ezgi'nin şaşkınlıktan gözleri kocaman oldu.


"Derslerinin bu kadar iyi olduğunu bilmiyordum. Çok tebrik ederim Güneş'ciğim." dedi Ezgi bana sarılarak.


"Teşekkür ederim, keyifli bir gün oldu. Ben biraz dinleneyim" diyerek odama çıktım. Odama girdiğimde kendimi direkt olarak yatağa bıraktım. İçimde atamadığım bir enerji vardı.


"Artık okul ikincisi bir sevgilin var" diye Kerem'e mesaj attım. Sanırım bugün bu konudan başka birşey konuşmayacaktım. Birkaç dakika sonra telefonum çalmaya başladı.


"Tebrik ederim güzelim, çok sevindim" dedi Kerem telefonu açar açmaz.


"Teşekkür ederim, içim kıpır kıpır ne yapsam bilemedim. Sana da yazmış oldum"


"İyi yapmışsın, bunu kutlamalıyız bence"


"Bilmiyorum ya gerek var mı"


"Yer bildiririm ben sana. Dikkat et kendine öpüyorum"


Telefonu yatağa atıp ayağa kalktım. Güzelce bir duş alıp kendime gelecektim. Bol köpüklü bir duştan sonra güzelce hazırlanmaya başladım. Pembe askılı elbisemi giydim, saçlarımı tepeden atkuyruğu toplayıp hafif bir makyajla hazırlandım. Beyaz spor ayakkabılarımı da giyip salona gittim. Babam da gelmiş salonda oturuyordu.


"Çok güzel görünüyorsun" dedi Ezgi beni görünce. "Hayatım, Güneş okulunu ikinci olarak bitirmiş" dedi Ezgi babama dönerek. Babam beklemediği birşey duyduğu için şaşırdı. Bu sırada Kerem yine bir konum göndermişti.


"Derslerinin bu kadar iyi olduğunu bilmiyordum. Tebrik ederim." dedi babam. Benimle ilgilenmediği için derslerimin iyi olmasını da bilmemesi doğaldı. En azından arada sırada iyi cümleler duyabiliyordum ağzından kendimle ilgili.


"Teşekkür ederim, çalıştım ve oldu" dedim. Bazen bakınca bazı şeyler çok kolay olmuş gibi görünebilir. Ama oldukça vakit almıştır.


"Kızlarla bugün biraz dışarıda olacağız. Çok geç kalmam" dedim. Önceden izin alan ben, artık sadece gidişimi haber veriyordum. Ama ufak bir değişiklik yaparak tabiki.


   "Tamam." 


Evden çıkıp yolda bir taksiye bindim. Konumu açarak yolu tarif ettim. İndiğim yer bir AVM önüydü. Etrafıma bakınarak Kerem'i arayıp yürüyordum ki, bir anda kolumdan çekilmemle kendimi Kerem'e sarılıyorken buldum.


"Ödüm koptu" diyerek boynuna sımsıkı sarılmıştım.


"Hoşgeldin Güneş'im" diyordu Kerem belime sarılarak. Elimden tuttu ve AVM den içeri girdik.


İçeride gezinip biraz alışveriş yaptıktan sonra yemek yemek için bir hamburgercide durduk. Siparişlerimizi alıp bir masada oturacakken arkamdan gelen bir kadın sesiyle kalakaldım. Ama seslendiği kişi ben değildim.


   "Kerem"


Beğenirseniz sevinirim...


Loading...
0%