Yeni Üyelik
5.
Bölüm

5. Bölüm

@brc.prlk


Maddi manevi birçok kriz olabiliyor hayatlarımızda. Bitsin artık dediğimiz, uğraşacak sabrım kalmadı dediğimiz. Peki uğraşmak istemiyorken uğraşıyormuş gibi yaptık mı? Sorumuzun cevabı evetse diğer soru. O işten hayır geldi mi?


Kerem'in söylediklerini düşüne düşüne Beren'in evine gittim. Kafam öyle karışıktı ki ne yapacağımı bilemiyordum. Söyledikleri hem çok mantıklı bir o kadar da saçma ki. Tanımadığım huyunu suyunu bilmediğim birine ne kadar güvenebilirdim ki?


Kapıyı Beren'in annesi Melek teyze açtı. Orta boylu kısa beyaz saçları ve yeşil gözleriyle bana bakıyordu. Güler yüzlü bir kadındı her zaman. "Hoşgeldin Güneş kızım, gel içeri"diyerek beni eve davet etti. Beraberce salona geçtiğimizde yarı ıslak saçlarıyla Beren salona geldi. Sarışın, annesi gibi kocaman yeşil gözleri vardı. "Naber canım biraz daha iyi gibi görünüyorsun. Gecikince seni aradım telefonu Kerem açtı ve durumu anlattı. Hastaneye gelecektim, ama Kerem gerek olmadığını söyledi" dedi.


"Of Beren. Hayatımın en berbat günlerinden biriydi" dedim ve iç çektim. "Siz hep kavga ederdiniz ama seni bu kadar kötü duruma koymazdı baban. Eve gitmemek falan senlik değil." Haklıydı ama olması gereken buydu artık.


"Sonra konuşsak" dedim. Çaprazımda oturan annesini kas göz yaptım. Melek teyzenin yanında durumu anlatıp daha fazla rezil olamazdım. "Güneş kızım mutfakta birşeyler hazırladım. Hadi biraz birşeyler yiyelim. Sen birşey de yememişsindir kaç saattir" dedi.

"Hiç canım birşey istemiyor Melek teyze. Siz yeseniz olmaz mı? Ben biraz dinlensem" dedim. Umarım ısrar etmez. "Olmaz öyle şey, zayıf düşmüşsün sana güç kuvvet lazım. Az da olsa ye birşeyler" dedi. Benim bildiğim Melek teyze evine gelen insana ikramda bulunmadan göndermezdi. "Annemi alt edeni görmedim daha, helal kız sana" diyerek annesinin omzuna kolunu attı Beren.

Yemeklerimizi yedikten sonra dinlenebilmek için müsaade istedim.

   

Beren'in odasına geçtim ve koltuğa kafamı koyup gözlerimi kapattım. Kerem'in soyledikleri kafamda plak gibi dönüyordu.


"Senin yerine babanla konuşup ikna edecek biri. Hem de her konuda"


"Sadece mış gibi yapacaksın. Biraz ikili oynamak gibi"


Kara kara düşünürken Beren odaya girdi ve yanıma oturdu. "Neler oluyor Güneş, bu ne hal" diye sordu merakla. "Babam annemi yıllardır aldatıyormuş" diyerek bu sabah yaşadığım her şeyi anlattım. Beren'in kocaman yeşil gözleri sanki daha da büyüyecekti. Daha sonra Kerem'in söylediklerini anlattım. "Ateş beye bak sen. Tavrı, mizacı serttir falan ama maşallah. Hem de iki sene he" dedi. Daha sonra ufak bir sessizlikten sonra Beren bana döndü ve yüzüme dikkatle baktı.


"Kuzucuğum anlattıkların hiç kolay değil bunun farkındayım. Ne hissettiğini anlamam da pek mümkün değil. Dış bir göz olarak diyebilirim ki Kerem haklı gibi sanki. Şu anda aşırı duygusalsın ve mantığını kullanamıyorsun. Ama sakinleşip biraz düşününce kötü bir fikir olmadığını sende anlayacaksın. Çünkü düşününce babanla Ezgi'yi ayıramayacağına göre sende şartları kendine göre ayarla. Meydanı o kadına bırakma sakın" dedi. Ne kadar hak vermesem de belki de Kerem ve Beren haklıdır. Ezgi'yi kafaya almalıyımdır.


"Kafamı toparlamak lazım, tamam düşüneceğim. Şimdi biraz uyusam iyi olur. İyi geceler canım" dedim ve gözlerimi kapadım.


Sabah gözlerimi açtığımda bir süre tavanı izledim. Sanırım kafamdaki sesler susmuştuve kendimi daha iyi hissediyordum. Bazen bir sorunun çözümü bir uykuyla hafifliyor sanki.


Telefonumu açmaya karar verdim. Telefon kapatmak pek huyum değildi ama dün kimseyle konuşmak istememiştim. Telefon açıldıktan sonra mesajlar üst üste gelmeye başladı

"Yirmi bir cevapsız arama, on üç mesaj." Bir günde harp çıkmış sanki. Babam, Kerem ve Deniz Hanım...


Babam.. Yedi arama dört mesaj

"Nerdesin sen yine"


"Öyle bir sinirle evden çıkıp gidince kurtulamazsın"


"Şimdi de telefonu kapatmak mı çıktı"


"Kardeşin iyi değil hemen eve dön"


Mesajları babamın sesiyle okudum resmen.


Kerem.. Dokuz arama, altı mesaj

"Güneş'im.. Bugünkü konuşmalarımızı iyi düşün"


"Sadece iyi olmanı istiyorum"


"Çünkü benim için senden değerlisi yok"


"Çok güzel gülümsüyorsun biliyor musun? Mesela bunu okuyunca gülümse" Kahkaha attım.


"O güzel gülümsemen için yapamayacağım birşey yok"


"Telefonu kapatmasaydın keşke, uyurken sesini duymak isterdim. İyi geceler güzellik"


İyiki hayatımdasın Kerem.


Deniz Hanım.. Beş arama, üç mesaj

"Güneş, Ada'yı arkadaşın eve getirdikten sonra Ada huysuzlaştı. Ablam gelsin, iyi değil diyor"


"Sen iyi misin Güneş, telefonun da kapalı"


"Ada'yı durduramıyorum. Mesajı görünce eve gelirsen iyi olur."


Hemen Deniz Hanım'ı aradım. "Alo, Deniz Hanım, Ada nasıl oldu iyi mi şimdi?"


"Şu anda uyuyor, ama akşam çok kötüydü. Israrla seni sorup durdu. Sonra bir şekilde sakinleşti" dedi yorgun bir sesle.


"Tamam ben şu an Beren'in evindeyim, hemen çıkıyorum. Eve gelince konuşuruz" deyip hızlıca kalktım ve üzerimi giydim. O sırada Beren odaya girdi. "Günaydın nasılsın bakayım. Bizde masayı hazırlıyorduk. Hadi birşeyler yiyelim" dedi gülümseyerek. "Günaydın kuzucuğum. Deniz Hanımla konuştuk. Ufaklık pek iyi değilmiş dün akşam. Aklım onda kaldı, ben hemen gideyim" dedim.


"Hadi ya, iyidir inşallah. İyi gitmek istersen git ama sende dinlen. Kendine de vakit ayır. Sadece seninle olmaz bu iş. Öyle ya da böyle bu kızın bir babası da var. İlgilenmeli onunla" dedi. Galiba şaka yapıyordu. 'Yok artık' dercesine bir bakış attım.


"Sadece bir gece eve gitmedim diye bunlar olmuş düşün. Senin Ateş amcanın babalığı bu kadar maalesef" dedim. Beren'in birşey demesine fırsat vermeden "Sağol kuzucuğum, bir gece de olsa kendimi dinledim. Ben gideyim hemen, sonra konuşuruz" dedim ve hızlıca Beren'e sarılıp kapıya yöneldim. Melek teyzeyle mutfaktan çıkarken karşılaştık. "Nereye Güneş kızım, kahvaltı hazırladım. Gel otur öyle gitmek istersen git" dedi. Kahvaltıyı evde de yapabilirdim. "Teşekkür ederim kardeşim iyi değil gitmeliyim, görüşmek üzere" dedim ve hızlıca kapıdan çıktım.


Hemen bir taksiye atlayıp eve gittim. Kapıyı açıp hızlı adımlarla Ada'nın odasına çıktım. İçeriye girdiğimde Ada henüz uyanmamıştı. Neyse ki iyi görünüyordu. Sessizce çıkayım diye düşünürken karyolaya elimin çarpmasıyla Ada korkuyla uyandı. Sakarlık yapacak zamanı bulmuştum gerçekten.


"Abla geldin mi? Dün çok korktum Kerem abi hastanede diyince. Eve de gelmedin sana da birşey oldu sandım. Bana söylemiyorlar sandım" dedi. Çok üzgün görünüyordu. Dünkü onca şeyin içinde kardeşim aklımdan çıkmıştı.


"Birazcık yorulmuşum ablacığım. Doktor da iğne yaptı, şimdi gayet iyiyim" dedim. Onu rahatlatmam gerekiyordu.

"Annem gitti, sende gitme abla lütfen" dedi ve bir anda boynuma sarıldı. Gözlerim dolmuştu. Ağlamamalıyım.. Ağlamamalıyım..


"Ben buradayım ve seni bırakmaya da niyetim yok civciv" dedim. Bende sımsıkı sarıldım kardeşime. "Hadi kalk bakalım. Doğru aşağı kahvaltıya" dedim ve yataktan kalkmasını sağladım. Bende doğruca odama gittim. Uzunca bir süre dönmeyeceğim diyerek çıktığım eve bir gün sonra dönmüştüm işte. Zaten şu son birkaç aydır neyi doğru düzgün yapabildim ki. İşte şimdi bir de sevgili babacığıma dünün hesabını vermem gerekecek. En sevdiğim..


Derin bir nefes alarak aşağı salona indim. Sevgili babam cam kenarındaki tekli koltuğunda oturup elindeki dosyayı inceliyordu. Geldiğimi fark ettiğinde elindeki dosyayı kapatıp dikkatle bana bakıyordu. İşte başlıyorduk.


"Bütün gece telefonun kapalı neredeydin sen. Ada seni görmediğinde ablam nerede, iyi değil diye söylendi durdu. Yeterince derdim yokmuş gibi büyüklü küçüklü iki baş belası kızımla uğraşıyorum" diyerek her zamanki gibi söyleniyordu. Benim iyi olup olmamamın yine bir önemi yoktu tabiki.


"Beren'in evinde kaldım. Ders çalıştık biraz, şarjımın bittiğini fark etmedim" dedim düz bir tonda. Yalan söylemekten nefret ediyordum ama başka bir şey de yapamıyordum.


"Sevgilim" diye bir ses geldi kapıdan. Arkamı döndüğümde Ezgi ile göz göze geldik. "Geldin mi Güneş'ciğim merak ettik seni bütün gece" dedi. Babamın hemen yanındaki diğer tekli koltuğa evin hanımı gibi yerleşti. Bu evde Bihter Ziyagil'cilik oynamaya niyeti varsa, benden ona asla bir Nihal çıkmaz şimdiden diyeyim. Ayrıca bütün gece burada mı kalmış bu kadın. Daha ilk defa bizimle tanışmak için geldiği evde hemen kalmak mı? Pes.. Sanırım bundan sonrası için bir karar vermiştim.


Beğenirseniz çok sevinirim şimdiden teşekkürler..


Loading...
0%