Gözlerimi açtığımda güneş gözüme hücum etmişti, kaç saat uyuduğumu bilmiyorum ama çok iyi olmuştu hemen telefonumu alıp saate baktım; 09.20, yaklaşık on iki saat uyuduğumu fark ettiğimde şaşırmıştım, hemen yataktan kalkıp valizimi açıp pantolon ve tişört geçirdim üstüme. Havalar daha soğumamıştı elime çantamı alıp aşağıya indim restoran bölümüne geçip elime tabak alıp yiyeceğim şeyleri aldım ve geçip bir boş masaya oturdum.
Yavaş yavaş yemeye başladım. Bir yandan da telefon ile ev ilanlarına bakmaya başladım, okula ve işe yakın dört, beş daire bulmuştum hemen hızlıca kahvaltımı bitirip otelden çıktım ve arabama bindim, ilk daire için ilandaki numarayı aradım ve açılmasını bekledim. “Alo?” dedi karşıdaki ince naif kadın sesi. “Merhaba, ben ilandaki ev için aramıştım, bakmaya gelebilir miyim?” dediğimde karşıdan, “Tüh az önce anahtar teslim yaptık birkaç dakika ile kaçırdınız.” cevabını aldım. Sıkkın bir nefes bıraktım ve söze girdim. “Peki önemli değil iyi günler,” dediğimde, karşıdan da, “İyi günler dilerim,” dendi, telefonu kapattım ve ikinci ilandaki telefonu aramaya koyuldum.
Sabahtan beri görmediğim daire kalmamıştı, ikinci ilandaki telefondan sonra başlamıştım tek tek gezmeye ve hiçbirini beğenmemiştim çünkü ya küçüktü ya da çok pahalıydı kiraları, son bir ilan kalmıştı ve numarayı tuşladım. Açılmasını beklemeye başladım. “Alo buyurun?” diye bir ses duydum ve hemen cevap verdim. “İlandaki daire için aramıştım, eğer tutulmadıysa ve fiyata değişiklik yoksa ben o evi tutmak istiyorum.” Artık ne bakacak ne gezecek takatim kalmıştı, en son kahvaltı ettiğim için karnım epeyce acıkmıştı.
Kendi düşüncelerime o kadar dalmışım ki karşıdan, “Tabii ki bir değişiklik yok aynı fiyata tutabilirsiniz.” diye bir sesle kendime gelmiştim o kadar sevinmiştim ki hemen, “Ne zaman anahtar teslim alabilirim? Otelde kalıyorum da daha fazla orada kalamam, ilandaki gibi eşyalı değil mi ev?” dediğimde karşıdan da gecikmeden cevap geldi. “Hemen bugün anahtar teslim yaparım yarın da kira sözleşmesini imzalarsınız ve evet ilandaki gibi eşyalı ev.” O kadar sevinmiştim ki hemen “Peki nereye geleyim anahtar için?” dediğimde hemen yine gecikmeden cevap geldi. “Ben size evin konumunu atayım orada buluşuruz.” Onayladığıma dair mırıltılar çıkardım ve telefonu kapatıp birkaç saniye sonra gelen konuma bakıp arabayı çalıştırdım ve eve doğru sürdüm.
O kadar heyecanlanmıştım ki kaporayı uzatırken ve anahtarı alırken heyecandan ne yapacağımı bilememiştim. Akabinde ben de ev sahibi ile birlikte çıkıp oteldeki işlerimi hallettim ve yeni evime yol aldım. Yarın alınacak listesi çıkarıp almam gereken mutfak eşyası ve ıvır zıvırlar için para da ayırmam lazım. İhtiyacımın dışına çıkamazdım ayriyeten kendime nevresim yorgan ve yastıkta almam lazımdı onları eve gitmeden halletmek için alışveriş merkezine uğradım. İşlerimi hızlıca bitirip eve geçtim.
İlk defa kendi evim, kendi özgürlüğümü, dünyamı kurduğum bir yer vardı, artık benim sıcacık bir evim olacaktı bu beni mutlu etti ama hemen yatağın nevresimlerini geçirip yatmam lazımdı çünkü yarın ummalı bir temizlik yapmam lazımdı.
Hemen yatağın çarşafını, yastığın çarşafını ve yorganınkini de geçirdiğim gibi üstüme geceliklerimi geçirip yatmaya hazırlanıyordum ki aklıma kapıyı kilitlemediğim geldi ve kalkıp kapıyı kilitledim. Hemen yatağıma girdim o kadar yorgundum ki uyku beni esir aldı.
Sabah gözüme güneş hücum ettiği için açmak zorunda kaldım ve yatakta gerindim. Kalktım üstümü giyindim markete gidip hem gıda malzemesi hem de temizlik malzemesi almam gerekiyordu. Hemen ayakkabımı giyip sokağa çıktım ve gece gelirken gördüğüm süper markete doğru yürümeye başladım ta ki ara sokaktan bağırma sesleri gelene dek. Bu bağrış sesleri bir kadına aitti.
“Yardım edin, ne olursunuz yardım edin, biri polisi arasın!” diye bağırma sesi geldi, hemen yönümü o tarafa doğru çevirdim ve hızlı hızlı yürümeye koyuldum Topluluğu gördüm ve daha çok bağırış sesleri işittim.
“Bağırma lan! Ben sana bu kız okula gitmeyecek demedim mi, evlenecek, okumayacak. Seni de ve onu da öldürürüm!” diyen bir pislik, adam demeye bin şahit isteyen biri ile karşılaştım. Hemen araya girip söze girdim, “Ne yaptığınızı zannediyorsunuz beyefendi alenen tehdit ediyorsunuz ve bir kız çocuğunun en büyük hakkı okumaktır ama siz onu hem öldürmekle hem de okutmamakla tehdit ediyorsunuz. Bu çocuğun yeri okul sırası, nikah masası değil!” dediğimde adam köpürüp üstüme doğru hızlı hızlı gelip kolunu kaldırdı, bir yandan da bağırıyordu. “Sana mı soracağım, istersem döverim istersem öldürürüm. Onun yeri de nikah masası, dellendirme beni kadın!” deyip daha da elini yukarı kaldırdı ve yüzüme daha da çok yaklaşmaya başladı. Hızlıca bekledim elinin korkusuzca suratıma inmesini ama buna bir el mâni oldu. Ben o eli tutana ve o elin sahibine bakıyordum, gözüm ikisi arasında gidip geliyordu ve elini sıktığı o kadar belliydi ki adamın yüzü kıpkırmızıydı. Bir anda söze girdi eli tutan adam. “Bana bak, bir kadına el kalkmaz. Hele ki bir kız çocuğunu, daha lise çağında bi’ çocuğu nikah masasına oturtmak ne demek?” dediğinde ben bile ürkmüştüm. Normalde korkmazdım ama önümdeki adamın suratındaki kırmızılığı görüyordum ellide mosmor bir halde duruyordu adam söze girdi “Sana ne be adam istersem bunu döverim istersem bu kızı da evlendiririm sen karışamazsın, kimsin sen be?” dediğinde adam histerik bir kahkaha attı. Mahalleli bizi bir film izler gibi izliyordu. Ben de onlara dönüp bağırmaya başladım. “Siz de ne izliyorsunuz, girsenize içeri. Ne bir polisi arıyorsunuz ne de kurtarmaya iniyorsunuz.” dediğimde hepsi içeri girmeye başladı, ben de önümüzdekilere döndüm. Adam ben döner dönmez söze başladı. “İki alenen ölüm tehdidi ve küçük bir çocuğu okutmayıp evlendirmekten onun özgürlüğünü ve okuma hakkını elinden aldığın için seni tutukluyorum, buyurun karakola.” dediğinde, tanımadığım adama döndüm. Ona kelepçeleri çıkarıp tersten takmıştı ve hemen telsizi çıkarıp birkaç bir şey söyledi ve bana döndü. “Buyurun hanımefendi sizi de görgü tanığı olduğunuz için ifade için götürmem lazım.” dediğinde, ben de başımla onayladım, hemen yanında yürümeye başladım. Çok sürmeden yanımızda bir polis arabası durdu ben de ona binmek için adım atmıştım ki kolumdan nazikçe tuttu ve bana yaklaşıp, “Siz o soysuzla aynı arabaya bindiremem. Siz bizimle geleceksiniz buyurun lütfen.” deyip yolu gösterdi.