Yeni Üyelik
4.
Bölüm

4. Bölüm

@bright_1

Arabaya binip kemerimi taktım ve karakola doğru yola çıktık. Varana kadar tek kelime bile konuşmadık, karakola giriş yaptık. Arkamızdan polis arabası da girdi, araba park edildiğinde hemen emniyet kemerimi çıkardım ve yanımdaki polis memuru ile indim.


Hemen arkamızdan o soysuz inmişti. Apar topar onu karakola soktular. Biz de yavaş yavaş içeri girdik arkasından, yanımıza bir polis memuru daha geldi ve konuşmaya başladı. “Başkomiserim adamı alttaki sorgu odasını aldık.” dediği ile yanımdaki adama kaydı bakışlarım. Kafasını salladı ve söze girdi. “Hanımefendiyi benim odama alın,” dedi ve başka kapıya doğru ilerledi. Kapıyı çalıp girdi ve gözden kayboldu.


Ben de memur ile odaya girdim. Kapıyı kapatıp dolaplara yöneldi ve bir dosya çıkardı. Masaya koydu, çok geçmeden hemen kapı yine açıldı ve o girdi içeri sadece kapıya ve memura odaklanmış olduğum için masadaki isimliği o masaya oturana dek görmemiştim. Başkomiser Alkın Öztürk yazıyordu. Kafamı kaldırıp Alkın Bey’e baktım. Önünde duran dosyaya bakıp hemen imzaladı ve memura verdi, oda başıyla selam verdi ve çıktı.


Alkın Bey bana doğru döndü ve söze başladı. “Hanımefendi ifadenizi ben alacağım, buyurun adınızı ve soyadınızı söylemekle başlayabilirsiniz.” dediği ile hemen başımı sallayıp söze girdim. “Adım Arya Yıldırım ve o mahalleye yeni taşındım. Tam da markete gidip ihtiyaçlarımı alacaktım o yüzden o sokağın üst mahallesinden geçiyordum ki bir kadın bağırmasını duydum ve hemen oraya yöneldim. Kadını yere atmış ve hakaretlerle üzerine yürüyordu. Kadın da kızını korumak için siper olmuştu, anladığım kadarıyla kızını satmış o adam. Kadın da isyan ediyordu. Kadına daha da çok dövmeye yönelik hareketler yapınca hemen el attım ve sonra olanları da biliyorsunuz başkomiserim.” dediğimde adam başıyla onaylayıp bilgisayardan birkaç şey yapıp yazıcının kapağını açtı. Birkaç saniye sonra da önüme çıktıyı koydu ve bir yeri gösterip, “Buyurun Arya Hanım şurayı imzalayın işlemleri halledelim, sizi de bizim çocuklardan biri ile gönderelim.” dediği ile başımı salladım ve imzalanacak yeri imzalayıp ayağı kalktım. Elimi uzattım o da elimi tuttu ve söze girdim. “Beni de haberdar ederseniz müteşekkir olurum Alkın Bey” dedim. O da gülümsedi ve “Haberdar olursunuz tabii ki.” dediği ile birlikte kapıya doğru ikimiz de ilerledik ve çıktık. Hemen yanı başımızdaki memura el yaptı. “Buyurun başkomiserim,” dedi ve Alkın söze girdi. “Ali koçum, Arya Hanım’ı evine bırakın.” dediğinde adam kafa sallayıp, “Emredersiniz başkomiserim.” dedi. Ben de lafa atladım. “Yok ben tek giderim Alkın Bey” dediğim ile hayır anlamında kafasını salladı ve “hayır bizimkiler bıraksın eve, hadi Ali koçum.” dediğinde ben de el mecbur Ali Bey’le yürüdüm ve arabaya bindik.


İşte ilk kez birbirimizin adını bir karakolda öğrendik, ilk kez birbirimizi bir sokakta gördük nereden bilebilirdim ki onun hayatım olacağını…


Alkın’dan…


Sabah kalkıp hemen banyoya geçtim ve elimi yüzümü yıkayıp diğer işlerimi de halledip odama geçtim. Üstümü giyindim, odamdan çıktım, mutfaktan mis gibi kokular geliyor, annem yine erkenden kalkıp mutfağa girmişti anlaşılan.


“Anne niye her seferinde erkenden kalkıp kahvaltı hazırlıyorsun? Kendini yorma annem, babama ne derim sonra?” demem ile güldü. “Ben halimden gayet memnunum oğlum ama artık dönsem daha iyi olacak. Babanlar orada tek, sözde iki haftalığına geldim ama bir ay kaldım artık gideyim.” dediği ile hafif güldüm. “Anne burası senin evin istediğin kadar kalabilirsin,” sözümü bitirir bitirmez kalkıp sarıldı bana. “Öyle biliyorum ama baban abin, kardeşin hepsi yengene kaldı. Biliyorsun hamile artık gideyim sen bana bugüne veya yarına bilet al.” dediği ile ondan ayrıldım.


“Tamam da neden bu kadar erken anne?” dedim, güldü. “Ne erkeni eşek sıpası, çok kaldım al bugüne bilet.” dedi güldüm. “Kahvaltıdan sonra gider alırım bizim ileride vardı otobüs şirketinin bayisi için rahat olsun anneciğim.” Güldü ve kahvaltı etmeye başladı.


Kahvaltımız bol sohbetli geçmişti ayağa kalktım. “Anneciğim gidiyorum ben, bir şey ihtiyaç olursa arasın.” deyip yanağından öptüm. “Ararım oğlum güle güle.” Gülüp ayrıldım ondan, montu giyip kapıyı açtım, ayakkabılarımı giydim. Belimi kontrol ettim silahım yerindeydi unutmamıştım, kelepçeler yerindeydi o halde gidebilirdim.


Annem arkamdan kapıyı kapattı, apartmandan çıkıp ilerideki otobüs şirketine doğru yürümeye başladım eve yakındı zaten, içeri girip görevliye doğru yürüdüm,


“Merhaba, İzmir’e bu akşama bilet var mı acaba?” dedim.


Kadın gülümseyip, “Bir saniye bakıyorum hemen,” dedi, bilgisayarda birkaç işlem yaptı ve “Evet bu akşam 19:30’da var tek kişilik koltuk.” dediğinde hemen cüzdanımı çıkarttım.


“Alacağım onu, ne kadardı fiyatı?”


Kadın bana baktı ve “120 lira efendim, bir de kimlik rica edeceğim.” dedi. Parayı ve annemin kimlik kartını kadına uzatım. Kadın ikisini de alıp birkaç işlem daha yaptı bilgisayarda ve yazıcıdan çıkan bileti uzattı kimlik kartı ile birlikte.


“Buyurun beyefendi, AŞTİ’deki bayimizde doğrulattıktan sonra binebilirsiniz.” dediğinde teşekkür edip çıktım geri eve doğru yürüdüm, evin önündeki arabama bindim ve sürmeye başladım. Çok geçmeden bağırış sesleri gelmeye başladı. Bir adam bir kadına tokat atacak iken hemen hızlı bir şekilde oraya sürdüm, hızlı bir şekilde inip elini tutum. “Bana bak, bir kadına el kalkmaz. Hele ki bir kız çocuğunu, daha lise çağında bi’ çocuğu nikah masasına oturtmak ne demek?” diye bağırdım adama, daha da sıktım elini kıpkırmızı kesilmişti. Yerde yatan kadın ve kızı birbirlerine iyice sarılmış korkmuşlardı belliydi. O puşt konuşmaya başladı. “Sana ne be adam istersem bunu döverim istersem bu kızı da evlendiririm sen karışamazsın, kimsin sen be?” dediği ile histerik bir gülüş attım, yanımızdaki kadın mahalleliye dönüp bağırmaya başladı. “Siz de ne izliyorsunuz, girsenize içeri. Ne bir polisi arıyorsunuz ne de kurtarmaya iniyorsunuz.” dediği ile ona bakmaya başladım, bana döner dönmez kendime gelip söze girdim. İki alenen ölüm tehdidi ve küçük bir çocuğu okutmayıp evlendirmekten onun özgürlüğünü ve okuma hakkını elinden aldığın için seni tutukluyorum, buyurun karakola.” deyip kelepçelerimi çıkartıp ters bir şekilde taktım, telsizimi çıkarttım ve bu civarda devriyede olan Ali’ye haber verdim. Hemen geleceklerini çok yakında olduklarını söyleyip telsizi kesti ben de kadına döndüm. “Buyurun hanımefendi sizi de görgü tanığı olduğunuz için ifade için götürmem lazım.” Kadın kafası ile beni onayladı, çok geçmeden ekip otosu yanımızda durdu yanıma Ali geldi ve adamı aldı. Yanımdaki kadın da ekip otosuna doğru ilerliyordu ki onu kolundan tutup yanına yaklaşıp durdurdum. “Siz o soysuzla aynı arabaya bindiremem, siz benimle geleceksiniz, buyurun lütfen.” deyip yolu gösterdim.


Sessiz geçen yolculuktan sonra karakola gelmiştik. Biz inene kadar adamı bizimkiler apar topar sorgu odasını götürmüşlerdi bile. Biz de yavaş yavaş içeri girdik yanımıza Ali geldi koştura koştura.


“Başkomiserim adamı alttaki sorgu odasını aldık.” dedi kafamı salladım ve söze girdim. “Hanımefendiyi benim odama alın.” dediğim ile kafasını saldı ve hanımefendiye yolu gösterdi. Ben de şube müdürünün odasına doğru yürü kapıyı çalıp gel denmesini bekledim ama gel diyen yoktu yanıma bizim karakolun acemisi geldi. “Başkomiserim, Vural amirim bugün gelmeyecekmiş.” dediği ile kafamı salladım. “Eyvallah.” dedim ve odama doğru yürüyüp içeri girdim.


Koltukta oturan kadına kısaca baktım, masama doğru yürüdüm, oturdum. “Hanımefendi ifadenizi ben alacağım, buyurun adınızı ve soyadınızı söylemekle başlayabilirsiniz.” demem ile başını sallayıp söze girdi “Adım Arya Yıldırım ve o mahalleye yeni taşındım. Tam da markete gidip ihtiyaçlarımı alacaktım o yüzden o sokağın üst mahallesinden geçiyordum ki bir kadın bağırmasını duydum ve hemen oraya yöneldim. Kadını yere atmış ve hakaretlerle üzerine yürüyordu. Kadın da kızını korumak için siper olmuştu, anladığım kadarıyla kızını satmış o adam.


Kadın da isyan ediyordu. Kadına daha da çok dövmeye yönelik hareketler yapınca hemen el attım ve sonra olanları da biliyorsunuz başkomiserim.” dedi. Başımla onaylayıp yazıcıdan çıkan kâğıdı kadına uzatım. “Buyurun Arya Hanım şurayı imzalayın işlemleri halledelim, sizi de bizim çocuklardan biri ile gönderelim.” dediğim ile kâğıdı imzalayıp ayağa kalktı elini uzattı ve sıktım.


“Beni de haberdar ederseniz müteşekkir olurum Alkın Bey,” dedi onu kafam ile onayladım ve yavaş yavaş kapıya doğru yürüdük. Kapıyı açıp Ali’ye el işareti yaptım. “Buyurun başkomiserim.” Hemen söze girdim. “Ali koçum Arya Hanım’ı evine bırakın.” dedim kafasını sallayıp, “Emredersiniz başkomiserim.” dedi yanımdaki kadın söze atlayıp, “Yok ben tek giderim Alkın Bey” dediği ile kafamı hayır anlamında salladım, “Hayır bizimkiler bıraksın eve, hadi Ali koçum.”Ali kafası ile selam verdi ve yürümeye başladı kadın da bana bakıp yürümeye başladı. Onların arkasından baktım uzun bir süre.


İşte ilk kez birbirimizin adını bir karakolda öğrendik ilk kez birbirimizi bir sokakta gördük nereden bilebilirdim ki onun hayatım olacağını…


Loading...
0%