Uçaktan inip derin derin nefesler aldım , burada adım Lilya , soy adım Yılmaz 'dı. Burada tamamen orjinal bir Lilya'ydım.

Görevlinin elinde valizimi görünce ayağa kalkıp bavulumun yanına gittim.Görevliye teşekkür edip bavulumu aldım ve büfeye doğru ilerledim.Simit ve ayran alacaktım , eh Türkiye'ye gelmişiz simit ve ayran yemeden olurmu ?Asla!

Gerçi ayran konusunda biraz kararsızdım e az önce malum bir olay yaşadık .

Jack'in ayarladığı araç havalimanına beş dakikalık yürüme mesafesindeydi.O yüzden herhangi bir taşıt kullanmadan bu güzel sokaklarda arabamı atayacaktım.

Beş dakika önceki Lilya'ya sorsalar taşıt namına hiçbir şey kullanmayacaktı ama şu an bisikletle sokakları turluyordu .

Beş dakikalık yürüme mesafesinde olan arabayı bisikletle yaklaşık on dakikadır arıyorum ama hala bulmuş değildim.Telefonu cebimden çıkarıp Jack'i aradım , ilk çalışında açılmasını beklemiyordum açıkçası. "Jack şu arabayı nereye sakladın çabuk söyle ! Sanki araba değil altın saklıyorsun bir saattir araba arıyorum ! " Diye yükselince erkeksi bir gülme sesi işittim "sakin ol çaylak , arayan bulur ayrıca arabayı ulu orta açıkta bırakamazdım , silahlar ve ekipmanlar o arabada . Ve korkma araban güvende"deyip kapattı.

Sinirle bisikleti daha hızlı sürmeye başladım bari net bir adres verseydi.

Valizimi havalimanında bir dolap kiralayıp oraya kilitlemiştim , arabayı alınca valizimi almaya gidecektim.

Uzun uğraşlar sonucu sessiz ama bir okadarda şirin bir sokakta arabayı bulmayı başarmıştım . Sokak o kadar tatlı duruyordu ki burası otel olsa oteli satın almak isterdim.lila , beyaz ve mavi evler çoğunlukluydu .her yerde rengarenk çiçekler vardı ve balkonlarda çay içen tonton teyze ile tonton amcalar.

Sokağı incelemeyi bırakıp arabaya bindim . Arabanın içi sokağa göre çok kasıntı kalıyordu. Öyleki burada oturanların arabları da kendileri gibi rengarenktir diye düşünüyordum.

Valizimi alıp arabanın arkasına koydum ve ilerlemeye başladım. Valizi aldığımdan beri en az on ara sokağa girmişimdir ama her sokakta hiç değişmeyen siyah bir araç beni takip ediyordu.Umarım bu adamları peşime Jack takmıştır . Jack 'i aramaya karar verdim ve telefonumu çantamdan çıkarttım.Sanki sürekli babasına şikayet eden çocuklar gibi olduğumun farkındayım ama yapıcak birşey yok.Kaçırılırsam iflas eder o yüzden altın kasa misali değerliyim.

Telefonu açıp söylenmesi zerre umrumda değildi. Eşşek kovalıyormuşcasına en acilinden söze girdim "otuz sokaktır beni takip ettiren umarım sensindir"deyip cevap bekledim ama o dut yemiş bülbüle dönmüştü." Anladım , sorun yok , halledicem"deyip yüzüne kapattım.

Arabayı ıssız bir sokakta durdurup arka koltuktaki silahlardan birini aldım , bir tanede şarjör kapıp cepe attım.

Arabadan aynı anda indiğimizde beş kişi olduklarını gördüm ama benim gözüm arka taraftan inen kadında yakılmıştı .

Ya kadın benim aynımdı yada ortada ayna vardı. Hayatımda ilk kez bana bu kadar benzeyen birini görüyordum .

Aniden elimdeki silaha ateş edilmesiyle şokla silaha baktım bayağı uzaktaydı...