Karşımda bir adam vardı , ellerimi kafamın üstünden tek eliyle tutuyordu , bacaklarım onun bacaklarının arasındaydı ve diğer elide ağazımı kapatıyordu .

Bana üstten bakışlar atan adam 1.90 boylarındaydı . Öyleki göz teması kurucam derken boynum tutulcaktı .

Adam yüzünü yüzüme yaklaştırdı ve kısık bir sesle konuştu "elimi çekeceğim ama ilk yanlışında kaplanımın akşam yemeği olursun" yutkundum ve hızlıca başımı salladım " tedirgince bana bakıp ağzımı açtı ardından ellerimi de bıraktı fakat bu seferde beni duvarla kendi arasına sıkıştırdı. Al işte kitap ve filmlerin klişelik ödülü almış sahnesi.

Dalgalı siyah saçları vardı , benimkini aratmayan yeşil gözleri vardı. Biçimli yüzü ve dolgun dudakları vardı . Taş gibi adam .

Nefesim dudaklarına vururken"Ne istiyorsun" diye mırıldandım . Cevap hiç gecikmedi"seni istiyorum" yeşil gözlerine dik dik baktım ,ciddi miydi bu adam? "İstemekle kalırsın dağ ayısı!" Diye yükselip dikkatinin dağıldığını düşünerek yerdeki bıçağa yeltendim . Bıçağı sağ ayağı ile bizden uzak biyere kaydırıp beni kolumdan yakladığı gibi sertçe duvara çarptı.

Hızlı ve sert bir hamleyle dizimi iki bacağının arasına indirdim . Dudaklarından dökülen sinirli inlemeyle birlikte burnunda soluması ne yazıkki beni korkutmaya yetmiyordu.

Dizlerinin üzerine çöktüğünde yakalarından tutup dizimi yüzüne vurdum. Yanlış kayaya çarptın aslanım.

Acıyla inleyip burnunu tutarken koşarak içeri girdim ve yatağın başucundaki komodinden az önce yerleştirdiğim silahı almak için çekmeceyi açtım. Kahretsin. "Göt herif!"diye haykırıp çekmeceyi sertçe kapattım . Silahlarımı ne ara aldığını sorgularken başımın arkasında hissettiğim soğuk namluyla nereden bildiğimi bilmediğim küfürler sıralamaya başladım.

"Nefret , dehşet ve vahşet dolu bir hassiktir!"

"Şimdi dışarı çıkacağız ve sen sakince normal bir insan gibi yanımdan yürüyeceksin!" Ağırlığımı bir ayağımdan diğerine verdim.

"Az öncekinden daha büyük bir hassiktir"