Yeni Üyelik
12.
Bölüm

♕11.bölüm♕

@bsrarikan__

Güzellik çoğu zaman kusurları gizleyen bir örtüdür.

LARİSSA NOLAN, iğreti bir şekilde oturduğu deri sandalyesinde kımıldayarak karşısındaki masaya baktı ; pastalar , meyveler , taptaze ekmekler , çeşitli reçeller ...Kendi evinde, sıradan insanların yediği bu yiyeceklere asla izin veremezdi.Omuzlarına dökülen dalgalı saçlarını savurup mutfağa baktı.

"Laura,Steven hangi cehennemdesiniz derhal buraya gelin." diye kükredi.

Yüksek sesle çağrılmaya alışık olan çocuklar ani bir irkilmeyle salondaki yuvarlak yemek masasının karşına gelip Larissa'nın karşısında durdular. Steven on, Laura sekiz yaşlarındaydı.Küçük kız korkudan irileşen gözleri örgülü saçları ve üstüne en az iki beden bol gelen elbisesiyle kendisi gibi eski kıyafetler içindeki abisine sokuldu.

Steven , kardeşinin elini tutup her sabah olduğu gibi Larissa'nın önünde saygıyla eğilerek karşısındaki genç kadına odaklandı.

"Bir şey mi istemiştiniz anneciğim?"

Larissa , elindeki bez peçeteyle ağzını silip peçeteyi katlamaya gerek duymadan masaya gelişigüzel fırlattı.Fincanın yanındaki sigara paketinden bir dal alarak dudaklarının arasına sıkıştırdı.

"Ne bakıyorsun aptal aptal? Yak şunu." dediğinde Steven yırtık pantolonun cebinden bir çakmak çıkartarak annesinin sigarasını yakmak için masaya yaklaştı.

Aradığı fırsat ayağına gelen Larissa,Steven'e tokat atarak yüzüne tükürdü.İçten içe seviniyordu vurmak için ayağa kalkmasına gerek bile kalmamıştı.Küçük çocuk, sendeleyerek masaya tutunduğunda sıfatı anne ancak yüreği anne olmayan kadın, sigarasını yere fırlatarak ayağa kalktı.

"Bu evde ne zaman huzurlu olacağım ben ? Tanrı aşkına hiçbir şeyi doğru düzgün beceremez misiniz siz? Sıradan insanların yediği bu şeyleri hangi cesaretle benim önüme koyarsınız? "

Steven, iki gündür açtı .Masadaki kahvaltılıklara iştahla baktı.Masadaki artıklardan besleniyorlardı ve kendi payına düşeni her zamanki gibi Laura'ya vermişti.Elini yanağına götürerek, öfkeli annesine baktı.Laura,ağabeyini savunmak için annesine bir adım yaklaştı.

"Ama anne siz dün reçel istiyorum demiştiniz bu yüzden biz elimizdeki para-"

Larissa , eliyle masaya vurarak bağırdı.

"Ben size kaç kere bana anne demeyeceksiniz demedim mi? Siz insanı deli edersiniz.O dündü duydun mu beni seni küçük aşağılık sürtük. Ah Tanrım ! Bu felaketleri hak edecek ne yaptım ben?" diyerek başını ovmaya başladı.

"İlacımı getirin bana.Sonra da toz olun duydunuz mu görmek istemiyorum sizi."diyerek krem rengi saten sabahlığının iplerini çözüp geceliğiyle kaldı.Karşısındaki deri mobilyaları süzüp ikili koltuklara uzandı.

Laura , korkuyla ağrı kesici ve suyu annesine uzattığında sabahlığını işaret etti.Kaşlarını çatmaktan alnı kırışacaktı.Lanet olsun!

"Dolabıma as.Dikkat et sabahlığıma bir şey olursa seni öldürürüm."

Küçük kız annesinin gözlerine bakmamaya çalışarak "Emredersiniz efendim." diyerek odadan çıktı.

Şatafatı sevdiği kadar, emirler yağdırmayı da seviyordu ve bu çocuklar yanında olduğundan hizmetçiye gerek duymuyordu.Açık olan televizyona baktı.Sabah sabah iç açıcı şeyler neden olmaz ki diye düşünerek Steven'i çağırdı.

"Şu lanet kanalı değiştir. Manikürümü yeni yaptırdım tırnaklarımın kırılmasını istemeyiz öyle değil mi?"

Steven , bulaşıkları yıkıyordu annesinin sesiyle hızla odaya girdi.İstediği kanalı bulana kadar kanal değiştirdi.Kapıdan çıkmak üzereyken çalan telefon sesiyle geri dönüp cep telefonunu Larissa'ya uzattı.Ondan nefret ediyordu on sekizine bastığında kardeşini de alıp çekip gidecekti ancak şimdilik elinden bir şey gelmiyordu.Annesinin kardeşine zarar verme korkusuyla diken üstünde yaşıyordu.

Larissa , telefondaki ismi gördüğünde oturuşunu düzeltti bacak bacak üstüne atarak en sevimli halini takındı. Steven'e sen çıkabilirsin dedikten sonra telefondaki sese odaklandı.

"Ah, Ted bu ne güzel sürpriz böyle.Kaç haftadır aramadın o geceden sonra ararsın sanıyordum."

Adamın güçlü sesi telefonun dışına taşıyordu.

"Hayatım şehir dışındaydım acilen bir toplantıya katılmam gerekti.Karımdan habersiz gittiğim için de epey başım ağrıdı.Görüşemediğimiz günleri telafi etmek için aradım.Seni özledim."

Ted'in özledim derken neyden bahsettiğini anlayarak şuh bir kahkaha attı.

" Telafi etmek o kadar kolay değil koca adam.Habersizce çekip gittin.Bunun bir bedeli olmalı öyle değil mi ?" diyerek dudaklarını yaladı.

Birkaç saniye sessizlik oldu.

"Pekala.Sanırım pahalı bir kolye bu bedeli ödemeye yeter.Ne zaman görüşüyoruz bu gece boş musun?"

Genç kadın telefonun saatine baktı öğlen olmak üzereydi.Akşam için bir planı olmadığını düşünüyordu.Bu gece ona pahalıya mal olacaktı gözlerini televizyondan ayırmadan cevapladı "Olabilir bu gece uygunum."

Kısa bir sessizliğin ardından Ted'in sesini tekrar duydu." Peki hayatım.Geleceğin yeri sana mesajla bildiririm." diyen adama "Bana uyar."diyerek telefonu kapattı Ted'den mesaj geldiğinde hazırlanmak için yerinden kalktı.

Steven , tüm konuşmayı duymuştu.Annesi bu akşam da diğer akşamlarda olduğu gibi başka bir adamla yatacaktı.Bu onurunu yerle bir etse de elinden hiçbir şey gelmiyordu derin bir nefes alarak mutfak tezgahına yöneldi.Annesinin birçok ilişkisinin olmasında ne kendisinin ne de kardeşinin payı vardı.Larissa , rahat yaşamayı , lüks eşyaların sağladığı konforu seviyordu ; fakat bunları çalışarak elde etmek yerine bedenini satarak elde etme yoluna gitmişti.

Onursuz bir yaşamı onurlu bir yaşama tercih etmişti.

Onun için farklı erkekleri baştan çıkartmak sorun olmuyordu.Genç ve güzel bir kadındı.En tehlikelisi ise yaydığı dişil enerjinin farkında olmasıydı.Kusursuz bedene hapsedilmiş kusurlu bir ruhtu.

Annesi ve iki ablasıyla bağları koparalı uzun zaman olmuştu.Ailesinin tam tersi bir düşünce yapısına sahipti; sorumsuz hayattan sıyrılıp düzenli bir hayatın parçası olmak ona göre değildi.

Evlenip çoluk çocuğa karışmak en son isteyeceği şeyler arasında olsa da babalarının kim olduğunu bilmediği iki çocuğa sahipti.Bu çocuklar yüzünden birçok zengin adam onu yarı yolda bırakmıştı. Onunla vakit kaybetmek istememeleri fazlasıyla zoruna gitmişti ve bir türlü başından atamadığı çocukları hizmetçi olarak kullanmaya başlamıştı.

Bu akşamki müşterisi -kendi değimiyle sevgilisi- ünlü bir holdingin CEO'suydu elinden geldiğince şık olmalı ve bedenini cesurca sergilemekten kaçınmamalıydı.Bu düşünceler içinde aynanın karşısındaki bedenini inceledi.Siyah renk cüretkar dekolteli mini bir elbise giyerek kırmızı stiletto ayakkabıları tercih etti.Kırmızı rengi seviyordu ona göre tutkunun rengi kırmızıydı.

Kırmızı bir ruj sürerek tamamladığı makyajıyla aynadaki haline son kez baktı. Odadan çıkmak üzereyken komodinin üzerindeki haplar dikkatini çekti.Microgynon.Gebeliğin oluşmasını önleyici haplar.Her gün aynı saatte alması gereken hapları öfkeyle yere savurdu.

"Lanet olsun size.Hiçbir işe yaramayıp beni yarı yolda bıraktınız." diyerek bağırdı.

Çocuk konusunda takıntılıydı.İlişki sırasında korunuyordu fakat buna rağmen günü geçtiği için aldıramadığı iki çocuğu vardı.Yirmi dokuz yaşındaydı ve tam iki kez kürtaj olmuştu.Aile planlaması yöntemi olarak denediği bu haplarda midesini bulandırıyordu. Doktorlara güveni kalmamıştı Los Angeles merkezdeki hastanede tesadüfen tanışıp birkaç kez danıştığı genç ebeyi hatırladı.

Ted'le buluşmadan önce pekala hastaneye gidip farklı bir doğum kontrol yöntemi öğrenebilirdi.Evden çıkmak üzereyken Steven ve Laura'yı yanına çağırdı.

"Ben çıkıyorum.Beni beklemeyin evi güzelce temizleyip yatın.Ben yokum diye sakın dolaptan bir şeyler aşırmaya kalkmayın geldiğimde kontrol edeceğim.Duydunuz mu beni?"

Çocuklar sessizce başlarını salladılar.

"Güzel.Kaybolun şimdi."

Çağırdığı taksi hastanenin önünde durduğunda taksicinin parasını ödeyerek taksiden indi.Hastahaneler ona göre yerler olmasa da şimdilik buna katlanacaktı.

Ana caddeden geçmekte olan erkekler Larissa'yı gördüğünde laf atarak ıslık çaldılar.Bunlar alışkın olduğu şeylerdi.Dikkat çekmeyi seviyordu hastane merdivenlerine odaklanarak sarı saçlarından bir tutamı geriye doğru savurdu.Aradığı kişiyi kadın doğum servisinde bulacağına emindi.

*

Carla , hastasının dosyasını koridordaki masaya bırakıp biraz dinlenmek için hemşire odasına yöneldiğinde koridordaki topuk sesi dikkatini çekti.Hemşire arkadaşlarının hepsi ortopedik rahat terlikleri tercih ediyordu.Bu sesin sahibinin onlardan biri olmadığı kesindi.

Arkasını döndüğünde yaklaşık 1.70 boylarında sarışın ve bakımlı bir kadın dikkatini çekti.Böyle bir kadın büyük ihtimal manken olmalı diye aklından geçirerek kadını süzmeye başladı: Genç kadın, siyah cüretkar mini bir elbise giymişti kırmızı stilettolara hayran hayran bakarak en son ne zaman kadın gibi giyindiğini düşündü.

Sarışın güzel, karşısındaki hemşireyi etkilemiş olmaktan memnun bir ifadeyle beyaz dişlerini açığa çıkaran yapay bir gülümseme sundu.

"Merhaba.Burada çalışan birini arıyorum."

Carla , genç kadının ayakkabılarına bakarak cevap verdi " Kimi arıyorsunuz ?"

Yapmacık bir ifadeyle hemşireye sokularak "Bu hastahaneye düzenli olarak kontrole gelirim.Açıkçası doktorlarına pek güvendiğim söylenemez.Her neyse tesadüfen bu katta bir hemşireyle tanışmıştım aynı senin gibi giyiniyordu ve senin gibi şaşkın gözlerle beni süzmüştü." Carla, kadının söylediklerinden bir anlam çıkartmaya çalıştı.O ise kendisine aldırmadan konuşmasına devam etti." Bana kartını vermişti fakat ben o kartı kaybettim.Kısacası bir konuda onunla görüşmek istiyorum."

Genç kız alt dudağınu bükerek kahve-kızıl buklelerinden birini parmağına doladı.

"Aradığınız kişinin ismini hatırlıyor musunuz?"

"Şey sanırım Danielle olmalı.Affedersiniz isim hafızam iyi değildir de."

Carla, işten yeni ayrılan arkadaşı Bahar'ı düşündü.Onun ikinci ismi Danielle'ydi ve bu serviste çalışan Danielle adında başka biri yoktu.

"Affedersiniz bayan aradığınız hemşireyi bu serviste gördüğünüzden emin misiniz ?" diye sorduğunda Larissa kendinden emin bir ifadeyle "Elbette eminim ayak üstü de olsa birkaç kez görüşmüştük.Beni hatırlayacağına eminim." diyerek dilini rujlu dudağının üstünde gezdirdi.

"Unutulacak kadınlardan değilimdir."

Öz güvenine hayran kalarak " Maalesef arkadaşımız hastanedeki işinden ayrıldı.Artık başka bir kurumda çalışıyor.Sağlık sorunuyla ilgili bir konuda bana da danışabilirsiniz." dediğinde genç kadın, memnuniyetsiz bir tavırla iç çekerek duruşunu dikleştirdi.

"Üzgünüm tatlım.Arkadaşınla birkaç defa görüşmüştük onunla görüşmek sanırım daha iyi olacak.Şimdi nerede çalışıyor?"

Carla , masadaki not kağıtlarından birini önüne çekti Bahar'ın çalıştığı sağlık evinin bulunduğu kasabanın adresini bilmediğinden sadece adını yazdı.Ufak not kağıdını Larissa'ya uzattığında genç kadının yüzü aydınlandı.

"İşte bu iyi oldu.Teşekkürler tatlım."

Arkadaşının telefon numarasını ezbere bilmiyordu ; fakat telefonundan bakarak kağıda yazdı." Bu da telefon numarası belki gitmeden önce haber vermek istersiniz.Buyurun." dediğinde Larissa'nın çıkış kapısına doğru ilerlediğini gördü.Arkasından seslendi.

"Bir dakika bayan.Bahar yani Danielle'nin telefon numarası."

Kendini beğenmiş bir ifadeyle geriye dönerek " Gerek yok sende kalsın tatlım.Haber vermek huyum değildir."diyerek uzaklaştı.Bir çift göz, şaşkın bir ifadeyle genç kadının arkasından bakakaldı.

Larissa , merdivenlerden inerken gideceği lüks oteli ve sonrasını düşündü. Danielle'nin çalıştığı yeri öğrenmişti.Telefonun saatine baktı korunma yöntemleri hakkında mutlaka onunla görüşecekti ancak şimdilik bu görüşmeyi ertelemesi gerekiyordu Ted'in hoşuna gitmese de bu gece prezervatif kullanmaları gerekecekti.Aklındaki bu düşünceleri kovarak adımlarını hızlandırdı.Uzun bir gece onu bekliyordu.

 

 

Bölüm parçası; Halie Loren_Perhaps perhaps

Dikkat, emeğe saygı için oy vermeyi ihmal etmeyin lütfen!

Loading...
0%