Yeni Üyelik
14.
Bölüm

♕13.bölüm♕

@bsrarikan__


Soğukkanlı bir kadına güvenemezdi; onu sevecek ve onu ölüme bırakacaktı.

Mutfak tezgahının başında durmuş kahve makinesini incelerken düşüncelere dalmıştı.Önceki gece ruhunda derin bir hasar oluşmuştu, yarası için ne yapabileceği hakkında hiçbir fikri yoktu.Nasıl bir erkek onu bir yabancının önünde yerin dibine sokardı? Ah, Daniel türünde biri.Belki bu kasaba ona iyi gelirdi belki her şeye sıfırdan başlayabilirdi belki...

Hazırladığı kahvaltı masasına gururla bakarak gülümsedi.Birkaç demet kır çiçeği olsa masa daha güzel görünebilirdi diye düşünerek ilkbaharı özlediğini fark etti. Brendan , henüz gelmemişti ve Bahar'ın kasaba fırının nerede olduğuyla ilgili hiçbir fikri yoktu ; ama dakikalardır gelmediğine göre fırın uzakta olmalı diye düşünerek dün geceyi geçirdiği ufak odaya yöneldi.

Ufak odaya dönüp dağınık yatağı topladığında yere düşen telefonu dikkatini çekti telefonun saati 07.00'ı gösteriyordu ve işe gitmesi için bir saate yakın bir zamanı olmasına sevindi.Sağlık evindeki ikinci gününde Doktor Giselle'yi hayal kırıklığına uğratmak asla istemezdi.Yaşlı kadının güveni kazanmışken yerle bir etmeye hiç niyeti yoktu.Telefondaki iki cevapsız çağrıyı gördüğünde sıkıntıyla iç çekti. Daniel iki kez aramış cevap alamayınca da bir mesaj atmıştı.

'Danielle dün gece için üzgünüm.Aslında sana yaşattığım her şey için üzgünüm.Kendimde değildim.Yeni bir başlangıç yapmam için bana bir şans ver.Mesajımı aldığında beni ara.'

Telefonu sinirle yere attı.Daniel'in pişmanlık mesajı bile emir kipiyle bitiyordu.Dün gece kendisini kaçırmaya çalışmış dahası Brendan'ın elinin incilmesine sebep olmuştu.Adamın eli gayet iyi durumdaydı ; fakat kendi ruhu için aynı şeyi söyleyemeyecekti.

Aldığı nefesi sıkıntıyla geri vererek odadan çıktı.Brendan'ı merak etmeye başlamıştı.Bu kadar kısa bir zamanda bir adamı düşünmek dahası merak etmek doğru değildi bunu o da biliyordu ; fakat uzak durmak adına ettiği yeminler gülüşünü gördüğü an geçerliliğini yitirip anlamsız bir duygu karmaşasına dönüşüyordu.

Ona dün gece için teşekkür etmek istiyordu.Sarhoşken saçmalama ihtimali onu Brendan'ın karşısında gülünç duruma düşürse de her şeye rağmen her şeye rağmen hazırladığı kahvaltı masasına vereceği tepkiyi deli gibi merak ediyordu.Onu görmeden sağlık evine gitmek istemiyordu.

Etrafa şöyle bir göz attı; tek katlı kulübe ufak fakat sıcaktı bir bekar evinin soğukluğundan ziyade tuhaf biçimde güven kokuyordu ve Bahar'ın ihtiyacı olan tek şey de güven kokan bir yuvaydı.

Ev ve yuva arasındaki farkı düşünerek kapısı kapalı olan bir odanın önüne geldi.Ev yaşanılan yer demekti; oysa yuva anılarını dahası hayatını paylaşabileceğin bir ailenin sıcaklığıydı.Bu yaşına kadar bir yuvaya sahip olamamanın ezikliğini hissederek ahşap kapıyı araladı. İçeri girdiğinde kapıyı kapatarak odayı incelemeye başladı.

Kulübenin diğer odaları gibi bu odada da krem renk hakimdi.Bahar içeriye doğru birkaç adım attığında kapının karşısındaki kalın direklerle çevrili çift kişilik yatağı gördü.Romantik filmlerden fırlayıp gelmiş hissi uyandıran bu yatağa hayran hayran baktı. Yatağın örtüleri ve yumuşak olduğu her halinden belli olan davetkar siyah yastıklar sanki yıllardır sahibini bekliyor gibiydi.Yatağın kenarında ufak bir komodinin karşısında ise sağlam bir dolap vardı.

İnsanların özel hayatlarına burnunu sokmaması gerektiğini biliyordu ne var ki Portola Valley'e geldiği geceden beri her defasında duygularına yenik düşüyordu odadan çıkmak için geri döndüğünde kapının yanındaki koyu renk piyano dikkatini çekti.Ah, cidden mi?

Müzik konusunda yeteneksizdi çocukken babasının zoruyla keman kursuna gittiği günleri hatırladı.Müzik hocası tam anlamıyla huysuz ve yaşlı bunağın tekiydi ayrıca da Bahar'a sürekli 'etkisiz eleman' diye seslenirdi.Bahar en sonunda dayanamayıp müzik hocasının kemanını kırmıştı ardından da kurstan atılmıştı.Hocasının sinirli yüzü gözlerinin önüne geldiğinde gülmesine engel olamadı.Odaya girerken fark etmediği piyanoyu, odadan çıkarken fark etmesi burada oyalanması için geçerli bir sebep teşkil ediyordu.Engel olamadığı bir dürtüyle,zarif piyanonun kapağını kaldırarak birkaç tuşuna dokundu.

Piyanonun üstünde kıvrılmış halde duran nota kağıtları görüş alanına girince kora dokunmuş gibi irkildi nota kağıtlarını eline aldığında kağıtların arasındaki siyah beyaz bir fotoğraf yere düştü.Eğilip aldığı fotoğraf aradığı aile sıcaklığının objektiflere yansımış haliydi.Fotoğrafı inceledi :

Genç bir kadın ve onun yanında da kumral olduğu belli olan genç bir adam aşkla birbirine bakıyordu.Genç kadının kucağında iki yaşlarında bir oğlan çocuğu mahmur gözlerle parmağını emiyordu .Genç adamın yanında ise beş yaşlarında bir oğlan çocuğu muhtemelen fotoğrafı çeken kişiye el sallıyordu.

Eski fotoğrafın arkasını çevirdiğinde dolma kalemle yazılmış birkaç satır dikkatini çekti :

'1986 Hatırası Anne ve baba sizi çok özledim. Oğlunuz Brendan.'

Fotoğrafın ön yüzünü çevirip tekrar baktığında genç kadının kucağındaki çocuğun Brendan olduğunu anladı.Ufaklığın bakışları ta o zamanlardan ne kadar yakışıklı bir adam olacağının sinyalini veriyor diye düşünerek nota kağıtlarını aynı şekilde kıvırıp eski fotoğrafı da kağıtların arasına koydu.Kağıt rulosunu piyanonun üstüne aynı şekilde bırakarak derin bir nefes aldı.

Anlaşılan yuva özlemi çeken sadece kendisi değildi Brendan da içinde anne baba özlemi taşıyordu.Sert duruşunun altındaki merhamet buradan geliyor olmalı diye düşündü.Onun hakkında daha çok şey bilmek istiyordu bir insanın yatak odası kendi dünyası demekti ve eşyalarının karıştırılması hoş değildi ; fakat Bahar engel olamadığı kör içgüdüyle genç adamın anılarını ve hayatını bilmek dahası sakladığı yaralarına merhem olmak istiyordu.Tanrı aşkına, derdi neydi?

İçinde bulunduğu derin düşünceler onu yatağın yanındaki komodinin yanına getirdiğinde düşünmeden ufak çekmeceyi açtı.Çekmece kısmen boş sayılırdı parçalanmış eski bir gazete parçası dikkatini çekti ; gazete parçasını eline aldığında okudukları merakını katmerledi.Gazetenin baş sayfasında gördüğü aile resmi nota kağıtlarının arasında gördüğü fotoğrafla birebir uyuşuyordu.

 

'19 Ekim 1989

TRAFİK KAZASI 2 ÖLÜ 2 YARALI

 

Redwood City yolunda feci kaza ! John Wilder kontrolündeki otomobil tırın altında kaldı !

Kazada başarılı Avukat John Wilder ve eşi yaşamını yitirdi.Kaza anında otomobilde olan iki çocukları hastaneye kaldırıldı çocukların sağlık durumlarının iyi olduğu edinilen bilgiler arasında.

John Wilder ve eşi olay yerindeki incelemelerin ardından otopsi amacıyla merkez hastanesi morguna kaldırılırken tır sürücüsü yakalanarak göz altına alındı.'

Isırdığı dudağını serbest bıraktı. Brendan Wilder'ın neden polislik mesleğini seçtiğini artık biliyordu.Kötü bir şoför yüzünden anne ve babasını çok küçük yaşta kaybetmişti.O şoför ondan anılarını dahası çocukluğunu çalmıştı. Brendan da kötülerle savaşabilmek adına iyilerin yanında saf tutmayı seçmişti.Bahar , seçilen mesleğin kişinin karakterini yansıttığı savına tamamen katılıyordu.

Ebelik mesleğini neden seçtiğini düşündü.Arkadaşlarından kimisi para kimisi üniforma merakından dolayı seçmişti ; fakat o bu mesleği bebek kokusu için seçmişti.Bebekleri seviyordu onlara yakın olmak istiyordu annelikle iç içe olan bu meslek ona kendi ailesinin yaşattığı boşluğu unutturuyordu.Annesi ve babası ayrıldığında henüz ilk okula bile başlamamıştı.Okulun ilk günü, beslenme çantasını hazırlayan , ona notlarını sorup saçlarını okşayan kötü kabuslarında 'korkma ben yanındayım,' diyen hiç kimsesi olmamıştı.Velayeti babasına verildiğinde babasından yakınlık göreceğini sanmıştı ; oysa zamanla yanıldığını acı bir şekilde anlamıştı.

O,her ne kadar gündeme getirmek istemese de evlilik dışı bir ilişkiden dünyaya gelmişti ve anne babasının hatasını yirmi sekiz yıldır kendisi ödüyordu.İstenmeyen bir çocuk olduğu için de ne Türkiye'ye ne de Los Angeles'a sığıyordu.Gözlerine dolan yaşları elinin tersiyle silerek asla evlilik dışı bir çocuk dünyaya getirmeyeceğim diye mırıldandı.Çocuğunun annesiz ve babasız büyümesi en son isteyeceği şeydi.

Genç kız , Brendan'ın odasında gördüklerine bir kez daha bakarak etkilendiğini fark etti.O piyanoyu görmesi bir anlamda Brendan'ı çözmesine neden olmuştu.Eski fotoğrafı ve gazete parçalarını düşündü. O da tıpkı kendisi gibi çocukluğunu yaşayamamıştı.Ortak birçok noktaları olduğunu düşünerek derin bir nefes aldı gazete parçasını çekmeceye koyduğunda eline sert bir cisim temas etti.Sert metali kavrayıp çıkarttığında bunun Brendan'ın silahı olduğunu anladı.

Parmaklarıyla kavradığı silaha güçlü parmakların da dokunduğunu bilmek tarifsizce heyecanlanmasına sebep oldu.Silahlardan korktuğu doğruydu ; ama silah kullanma isteği bu korkusunu köreltiyordu.Babasının da silahı vardı mermileri çıkartıp yeniden taktığı günleri anımsadı.Tetiği çektiğinde tehlikeli bir oyun oynadığının bilincinde olmayan küçük bir çocuk gibi hissediyordu.Yatağın kenarına oturarak tehlikeli oyuncağı incelemeye başladı.

*
Kendisini oldukça zor durumda bırakan esmer güzelinin uzun saçlarından yayılan koku başını döndürüyordu.İçinde bulukları durumu objektif bir gözle değerlendirdiğinde ateşe dokunmuş gibi bir hisle başını çevirdi.

" Ah Brendan...Sana dokunmak öyle güzel ki."

Uykudan uyanırcasına silkelenip genç kadını kucağından sertçe indirdi. Calanthe şaşırmış bir ifadeyle kendisine baktığında ayağa kalıp yerdeki elbiseyi aldı.Enfes vücuduna bakmamaya çalışarak genç kadının üstünü örttü.

" Üzgünüm Calanthe sen..." boğazını temizleyerek devam etti."Sen gerçekten güzel bir kadınsın ; fakat benim kadınım olamazsın."

Gözlerine dolan yaşlardan ölesiye nefret ediyordu hayal kırıklığı içinde dalgalanıyordu.

" Ah Tanrım, ama neden ? "

Boğazını temizlerken doğru sözcükleri aradı bulduğuna emin olduğunda birbiri ardına sıraladı.

" Pekala.Sana karşı dürüst olmam gerekiyor.Aklımda başka bir kadın varken seninle birlikte olamam.Bu her ikinize de haksızlık olur."

Calanthe yere bakarak " Bu benim için sorun olmaz.Beni sevmeni bekleyebilirim." dediğinde çoktan kapıya yönelmişti.

" Üzgünüm Calanthe. Bugün olanları unutalım ve hayatımıza kaldığımız yerden devam edelim.Çünkü bu söylediğin benim karakterime ters."

Kapıdan çıkmak üzereyken sırtına vuran kelimeler duraksamasına neden oldu.

"Kasabaya yeni gelen kız değil mi ? Adı tuhaf bir şey Bahar sanırım. Jack söylemişti onun barında kahvaltı etmişsiniz. Herkes sizi konuşuyor."

Öfkeyle Calanthe'ye dönerek "Biz sadece konuşuyorduk beraber kahvaltı etmiyorduk.Ayrıca da hayatıma girecek kadına ben karar veririm.Özel hayatım hiç kimseyi ilgilendirmez.Anladın mı beni?"

Calanthe ağlamaklı bir ifadeyle Brendan'a bakıp " Peki." dediğinde arkasına bakmadan evi terk etti.Genç kadın bu defa Brendan'ın ardından dökülen göz yaşlarına engel olmadı.

Bu kadar kısa sürede nasıl her şey yerle bir olurdu aklı hayali almıyordu.Kurulu bir düzeni kasabada saygın bir imajı vardo.Bahar'dan uzak durması gerektiğini biliyordu.Onun hayallerine cevap vermeyeceğini de biliyordu. Kadın geldiği günden beri başına dert açıyordu.En güzeli kadından uzak durup klişelerle dolu hayatına eskisi gibi devam etmeliydi.

Tanrı aşkına, onu neden evime getirdim ki diye düşünerek kulübesine doğru ilerledi.Onu düşünmek anlamsızdı.Birine bağlanamazdı kadınlar hep sorun yaratıyordu ve Bahar da üstünde felaket bulutlarıyla dolaşıyordu.Başındaki bela bulutlarını savuşturmak onun görev tanımında yoktu.

Ona başının çaresine bakması gerektiğini söyleyecekti. Calanthe'ye söylediklerini düşündü aklımda başka bir kadın var derken neyden bahsediyordu acaba ?

Hızlı adımlarla içeri girdiğinde hızlıca ortalığı taradı ne var ki gözlerinin yeşil durağı ortalarda görünmüyordu.Umarım kendisilğinden gitmiştir diye düşünmek sarsıcı olsa da salona geçtiğinde özenle hazırlanmış kahvaltı masası burnuna dolan kahve kokusu eşliğinde yutkunmasına sebep oldu.En son ne zaman güzel bir kahvaltı yaptığını düşünüyordu.Bu kadına alışmaktan korkuyordu.Bahar kendisine fazlaydı filizlenmekte olan duygularını söküp atmaya karar verdi.

Soğukkanlı bir kadına güvenemezdi; onu sevecek ve onu ölüme bırakacaktı.

Resmi olmaya çalışarak boğazını temizledi "Bayan Johansen neredesiniz? " diye seslendiğinde cevap alamadı.Artık sizli bizli konuşmasına gerek olmadığını düşünüyordu; çünkü kız dün gece misafiri olmuştu.Ancak böylesi daha doğruydu.Hüzünle dolup taşan yeşil gözleri aklına geldiğinde bir küfür savurdu.Ufak yatak odasının kapısı aralıktı ve içerisi boştu.

Kendi odasına yöneldiğinde kapalı kapının ardında olmamasını dileyerek kapıyı sertçe açtı.

Bahar, suç üstü yakalanmış olmanın verdiği panikle açılan kapıya baktı. Çektiği tetiğe parmağı dokunduğunda zamanı geri almayı diledi. O, saniyelerin kıymetini anlayamadan silah büyük bir gürültüyle patladı.

 

Bölüm parçası; The Pretty Reckless_Cold Blooded
Dikkat, emeğe saygı için oy vermeyi ihmal etmeyin lütfen!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%