Yeni Üyelik
15.
Bölüm

♕14.bölüm♕

@bsrarikan__

Umutlarını altın tozuna bulasa değerlenir miydi gözünde?

Kafası karışmış bir halde gözlerini kırpıştırdı.Kendisini uçsuz bucaksız bir kumsalda Hindistan cevizi ağaçlarının altında görüyordu.Elbette kasabanın aykırı polis memuru da orada tam karşısındaydı.Dalgalar kıyıya vurdukça utangaç bir ifadeyle kendisine bakıp gülümsüyordu.Işıltılı gülümsemesiyle Bahar gözlerini araladı kıyıya vuran dalga sesleri zihninde yankılanırken o, bu hayalde var olmanın isteğiyle yanıp tutuşuyordu.

"Lütfen kal.Gitme..." diye mırıldandı.Zihnindeki görüntü kaybolurken karşısındaki görüntü netlik kazanıyordu.

Brendan , yanından hiç ayırmadığı ve tek dostum diyerek sarıp sarmaladığı silahını Bahar'ın elinde gördüğünde silahını evde unutmakla büyük bir hata yaptığını anlayarak durmak ve geri dönmek arasında bocaladı. O, bu ikilem arasında bocalarken silahtan firar eden bir mermi sol omzunu sıyırarak kapıyı delip geçti.Acıyla yüzünü buruşturduğunda kadının şok olmuş bir vaziyette gözlerini kırpıştırdığını gördü.

İrkilerek omzunu tuttuğunda parmaklarının arasından sızan kan, ufak halının kapatmakta yetersiz kaldığı tahta yer döşemesinin üzerine damladı.Zihninde aydınlanan notalar dokunduğu kan kadar katıksız ve acıydı.Karşısındaki gözlere bakmamaya çalıştı; bakarsa vazgeçiyormuş gibi hissederdi eğer bakarsa kendinden geçerdi.

Kadın onu isteyerek vurmuş olamazdı bunun için hiçbir nedeni yoktu.Kasabaya geldiğinden beri ona hep yardım etmişti ve Bahar yapılan iyiliğe karşı nankörlük edecek birine hiç benzemiyordu. Brendan , silahların üzerine 'Kadınların silah kullanması yasaktır.' yazan bir etiket yapıştırmanın şart olduğunu düşünerek acıyla inledi.Hayır, bu mesleğini layıkıyla yerine getiren kadın polis arkadaşlarına haksızlık olurdu bir küfür savurarak odadan çıktı.

Bahar , olayın şokunu atlatmış sayılmazdı adamı acı içinde gördüğünde birkaç dakika öncesini düşünerek tiz bir çığlık attı "Aman Tanrım ! Ne yaptım ben?"

İstemeden de olsa onu yaralamıştı.Kendisine iyilik yapan bir adamın başına her defasında bela olmayı başarıyordu. Brendan'a daha fazla sorun çıkartmadan buradan gitmeliydi ama öncesinde yaptığı yanlışları düzeltmesi gerekiyordu.

"Bay Wilder ben ...Ben gerçekten çok üzgünüm bu istemeden oldu."

Tanrı aşkına, Daniel'e savurduğu yumruk sonucunda eli yeterince hassastı bir de üzerine omzunu sıyıran kurşun yarası hiç iyi olmamıştı.İş yerindeki meraklı dedikoducuların silah sesini duymamasını umarak sağ eliyle sol omzuna bastırırken Bahar'ı duymazdan gelip salona doğru ilerledi.Kadın mani olamadığı gözyaşları yanaklarından süzülürken sesini yeniden duyurmaya çalıştı.Ah, hadi ama ağlayan kadınlardan nefret ederdi.Bu çok küçük düşürücüydü ve haliyle dün akşamki cesur profilinden eser yoktu.

"Ben ... ben inanın bana sizi vurmak istemedim her şey kazayla oldu."

Brendan , ayağına temas eden metale bakarak yere eğildi.Kapıyı delen mermi, ahşabın üzerinde ufak bir delik açılmasına sebep olmuştu.Silahından çıkan mermiyi eline aldı.Ufak merminin ucu kendi kanına bulanmıştı günün birinde kendi silahıyla vurulacağını hiç düşünmemişti mermi sıyırıp geçtiği için kısmen şanslı sayılırdı.Mermiyi mutfak tezgahının üzerine bırakırken Bahar koluna dokundu.Genç kadına istemsizce baktığında kirpiklerinde asılı kalan göz yaşlarını gördü.

"İlk yardım yapmamız lazım.Bu şekilde kan kaybediyorsunuz."

Onun tarafından görmezden gelinmek son derece yıpratıcıydı. Lanet olsun! Öfkelense hatta bağırsa şimdiki sessizliği kadar canımı acıtmaz diye düşünüyordu.

"Bay Wilder, vakit kaybediyoruz.Elimizde yeterli malzeme yok.Sağlık evinde olduğundan şüpheliyim.Hemen hastaneye gitmeliyiz."

Bir adım gerileyerek muhatabını yanıtladı "Hastaneye gitmek istemiyorum.Senden şikayetçi olurum diye korkuyorsun değil mi? İstemeden de olsa devletin memurunu yaraladın ve hapse girmekten de deli gibi korkuyorsun öyle değil mi?"

Ah, hadi ama cidden mi? Duyduğu sözler karşısında afalladı.Kazaya hiç bu açıdan bakmamıştı yaralıyken üstelik parmakları arasından sızan kanı gördüğünde aklına şikayet konusunu hiç getirmemişti.Bir adım yaklaşarak ela gözlerinin en derinine baktı.

"Bay Wilder. Bugün olanlar benim hatamdı bunu kabul ediyorum merakıma yenik düştüm ve odanıza girdim silahı bulmayı beklemiyordum.Tanrı aşkına, o silahı incelerken odaya geleceğinizi ve silahın patlayacağını nereden bilebilirdim ki? Ayrıca beni şikayet etmeniz umurumda bile değil.Şimdi lütfen omzunuza bakmama izin verin."

Öz güveni karşısında şaşırmıştı. Bir çocuk gibi huysuzlanarak ikili koltuklardan birine oturduğunda kadının panik içinde bir şeyler aradığını gördü.Hırçınlığı asilliğini kamçılıyordu.Şu haliyle öylesine inatçıydı ki...Ne söylese gitmeyecekti.Birden zihninde bir şimşek çaktı genç ebe çok eskiden husumetli olduğu birileri tarafından sırf intikam uğruna başına musallat edilmiş olabilir miydi?

"Ne arıyorsunuz Bayan Johansen? Yarım bıraktığınız işi tamamlamak mı istiyorsunuz belki bilmek istersiniz başka silahım yok." diye homurdandı.

Kadın öfkeyle dişlerini sıktı. "Hayır Bay ukala silah falan aramıyorum.Ben sadece ilk yardım için kullanacağım birkaç malzemenin derdindeyim hepsi bu."

Hızlanan kalbine birkaç küfür savurdu.Öfkeliyken daha da güzel oluyor diye düşünerek genç kadının pembeleşen yanaklarına dokunma isteğini bastırdı.Bu kadından uzak durması gerekiyordu ve bugün yaşananlar uzak durması için gereken bahaneyi altın tepsi içinde kendisine sunuyordu.Yıllardır polislik mesleğinin içindeydi ve suçluyla suçsuzu ayırt etmesi çok uzun sürmezdi.Beden dili okumadaki başarısı onu mesleğinde üst kademelere taşımıştı.Kendisini kazayla vurduğunu biliyordu; fakat onu suçlamak işine geliyordu.Husumetli birileri olabilirdi birçok suçluyu kodese tıktırdığı gün gibi aşikardı ama yine de...

"İlk yardım çantası mutfak tezgahının üstünde.Hayret etrafı karıştırırken onu nasıl fark etmediniz şaşılacak şey doğrusu!"

Onu duymazdan gelerek mutfak tezgahına yöneldi.Tahmin ettiği gibi malzemeler çok kısıtlıydı.Ufak tencereye su koyarak biraz ısınmasını sağladı.Yaptıklarının steril olmadığını biliyordu ama şu anda yarayı temizlemek için başka çaresi yoktu.Çekmecedeki birkaç ufak havluyu ve ısınan suyu yanına alarak adamın yanına oturdu.

"Pekala bu şartlarda yapabileceğimin en iyisini yapacağım.Öncelikle gömleğinizi çıkartmamız gerekiyor."

Tişört ya da gömlek tarzı rahat kıyafetler tercih etmesini iş yerinde daha özgür hareket etme isteğine bağlıyordu.Hastanede çalışırken giydiği formalarını düşündü.Hastaneden çıkarken formalarını yanına almamıştı gideceği kasabada formaya ihtiyacı olmayacağını biliyordu.Kendi kıyafetlerine baktığında Jaguarın içinde kalan bavullarını düşündü ona ayrılan kulübeye yerleşemediğinden kıyafetlerini arabasında değiştirmeyi tercih etmişti.Bavulun içinde kırışan kıyafetlerini düşünmemeye çalışarak adama odaklandı.

Üzerindeki kumaşa uzanırken ellerinin titremesini görmemesini umuyordu. Genç kız acemi bir tavırla üzerini çıkarırken mümkün olduğunca kollarını kaldırarak yardımcı olmaya çalıştı.Bahar'ı kendisinden uzak tutmak için onun canını sıkmak iyi fikir olabilir diye düşünerek oyununa devam etti.

"Tanrı aşkına, hayatında hiçbir erkeğin üzerini çıkartmadın mı? Ah Tanrım tecrübesiz kadınlar erkeklerin korkulu rüyasıdır." diyerek gözlerini devirdi.

Bahar , kızaran yanaklarına aldırmaksızın elindeki ıslak havluyu fazla derin olmayan yaraya bastırdı. Brendan acıyla yüzünü buruşturduğunda yaptığı yanlışla dudağını ısırdı.Adamın kaslı göğsü kıyafetlerin altında harcanıyordu.Model olmayı falan düşünüyor muydu acaba? Başındaki düşünceleri savarak karşısındaki kaslı vücuda bakmamaya çalıştı.

Kendisine utanmaması gerektiğini fısıldayıp duruyordu.'Ben bir sağlık çalışanıyım o ise hasta.Ben sadece görevimi yapıyorum.' Metil alkolle ıslattığı ufak sargı bezini Brendan'ın sol omzuna sararken genç adamın kalbinin sesini duyar gibi oldu.Tenine dokunduğunda adamın sıcaklığı başını döndürdü.

"Mermi omzunuzu sıyırıp geçmiş.İçeride kalmadığı için çok şanslıyız." dediğinde Brendan , alaycı bir gülüşle " Ne demezsin." diye mırıldandı.

Sargıyı alüminyum bir çengelle tutturarak derin bir nefes verdi."Şimdi daha iyi.Ani hareketlerden kaçınmalısınız enfeksiyon ihtimaline karşı antibiyotik şart ayrıca da yaranın düzenli olarak temizlenmesi havalanması da ger-"

Aniden sözü kesildi "Tanrı aşkına, her şey senin yüzünden oldu şimdi kalkmış bana ne yapmam gerektiğini söylüyorsun."

Cevap vermek için ağzını açtığında Brendan'ın telefonu çaldı. Brendan çalan cep telefonunun sesiyle oturduğu yerde doğruldu telefonun ekranında Çavuş Darly adını okuduğunda panikle yerinden kalktı.Birkaç saniyenin ardından dudaklarından dört kelime döküldü :

"Anlaşıldı komiserim hemen geliyorum."

Bahar boş bakışlarla karşısındaki adama baktığında çoktan yatak odasına yönelmişti. Genç adamın pürüzsüz sırtına bakmamaya çalışarak yutkundu.Kısa bir süre sonra geri döndü, bordo renk bir gömlek üzerine ise gri bir hırka giymeyi tercih etmişti.Siyah kotunu değiştirmemesi dikkatinden kaçmadı.Ona doğru bir adım atarak şimdi görünmeyen sargıyı işaret etti "Bu halde işe gitmeyi düşünmüyorsunuz değil mi ?" diye sorduğunda umursamaz bir tavırla yere baktı.Bu umursamaz tavırları onu deli edebilirdi.

"Sadece ufak bir sıyrık elbette işe gideceğim.Siz de yetişkin bir bayan olup evimi daha fazla karıştırmazsanız çok sevinirim. Odamda ne aradığınız hakkında daha fazla düşünmek istemiyorum."

Alev içindeki vücuduyla yerin dibine girdiğini hissetti.Sabah istemeden de olsa adamın özel alanını işgal etmiş bu da yetmezmiş gibi onu yaralamıştı.

"Şey ben...Her şey bir kazaydı tekrar özür dilerim."

Yeşil gözlü güzelin acı çektiğini hissediyordu kendisi için endişelenen biri olması onun için yeni olan bir şeydi.Gördüğü bu ilgi karşısında mutluydu ne var ki bu mutluluğu kendisine itiraf edemiyordu.Ciddi bir ilişkiye hazır değildi ve bu kadına haddinden fazla yüz vermişti. Aslında onun iyiliği için onu kendisinden uzak tutmak istiyordu.

"Pekala, Bayan Johansen özrünüz kabul edildi.Ben çıkıyorum umarım siz de bugünden itibaren sağlık evindeki sorumluluğunuzun bilincinde hareket edersiniz."

Kalbine saplanan bir sızıyla yüzüne baktı kendisine mevsim diye hitap eden, ona bir gebenin doğumunda yardım eden adamla şimdi son derece mesafeli bir şekilde Bayan Johansen diye hitap eden adamın aynı kişi olması onu üzüyordu. Brendan , kapıdan çıkarken son kozunu oynamak üzere seslendi.

"Bu arada söylemeyi unuttum akşama bayan misafirim gelecek."

Bahar yumruk yaptığı elini öfkeyle sıktı. Brendan'ı başka bir kadınla düşünmek canını sıksa da umursamaz göründü.Neticede yetişkin bir adamdı daha da önemlisi özgür bir adamdı ve onun hayatında yeri yoktu kendi aptallığına kızarak oldukça kuru olan dudaklarını ıslattı.

"Sorun değil akşam burada olmayacağım."

Sessizlikle örülü birkaç saniyenin ardından kapı yüzüne kapandı.


*

Larissa Nolan, geniş yatağın saten çarşaflarına sarılarak sağına döndü. Ted ağzı açık vaziyette horluyordu. Larissa parmaklarını çıplak adamın göğsünde gezdirerek birlikte geçirdikleri geceyi düşündü.Elleri boğazına gittiğinde parmaklarıyla değerli kolyesini okşadı. "Her şeyin bir bedeli var." diye mırıldanarak geniş yataktan kalktı. Geceye dair çok içtiklerini ve Ted'in otel görevlisine rahatsız edilmek istemiyoruz diyerek yüklü miktar bahşiş verdiğini hatırlıyordu sonrası ise film şeridi gibi kopuktu.

Komodinin üzerindeki telefonun saatine bakarak esnedi.Duşa girerek vakit kaybetmek istemiyordu bunun yerine yerdeki kıyafetlerini giyerek Ted'in pantolonuna uzandı.Kabarık cüzdanı eline alarak alması gereken ücretten daha fazlasını aldı.

"Aptallığın işime geliyor." diye mırıldanarak yataktaki adama son kez baktı.Cüzdanı aldığı yere bıraktığında Ted'i düşünmek istemiyordu omuzlarını dikleştirerek odadan çıktı.

Otelden ayrıldığında öğlen olmak üzereydi.Caddenin karşısına geçerek bir taksi çağırdı.Ehliyeti vardı fakat ;yakışıklı bir şoförüm olsa hiç de fena olmazdı diye düşünerek önünde duran taksiye bindi.Araç hareket ettikten iki dakika sonra taksi şoförü huzursuzca kımıldayarak genç kadına baktı.

"Affedersiniz bayan nereye gittiğimizi hala söylemediniz."

Larissa , dikiz aynasının yansıttığı kadarıyla şoförün otuzlu yaşlarda sarışın bir adam olduğunu gördü. Genç kadın şoförün geniş omuzlarına bakarak Ted'den daha yakışıklı olduğu kesin diye düşündü.Genç adama davetkar bir şekilde bakarak dudaklarını yaladı cevap vermek için dudaklarını aralayarak dilindeki sözcükleri serbest bıraktı :

"Portola Valley'e gidiyoruz."


Bölüm parçası; Shawn Mendes_In My Blood
Dikkat, emeğe saygı için oy vermeyi ihmal etmeyin lütfen!

 

Loading...
0%