Yeni Üyelik
9.
Bölüm

♕8.Bölüm♕

@bsrarikan__

Bazı yaralar dikiş tutardı, bazı yaralar uçurtmanın sapına bağlı; o dokununca acısı uçardı.

Bahar , pansuman odasındaki çelik dolabı açarak ilk yardım için kullanacağı malzemeleri ufak bir tepsiye koydu.Biraz batikon biraz da gazlı bez şimdilik işini görürdü.Sağlık evi küçük bir yerdi ve bukadarını bulduğuna içten içe seviniyordu.

"Bunlar ilk yardım için yeterli olur." diye mırıldanarak arkasına döndüğünde Brendan'ın siyah deri ceketini çıkartıp kapının kenarındaki sandalyeye bıraktığını gördü. Genç adam V yaka beyaz tişörtüyle oldukça karizmatik görünüyordu.

Polis olduğunu söylemişti fakat üniforma giymiyordu.Sivil polis olabileceğini düşündü adam belki de gizli bir görevdeydi ve kimliğini açık etmemesi gerekiyordu.Zihnindeki bu düşünceleri kovup tekrar göz göze geldiğinde onu , siyah kot pantolonunun kemerini çözerken yakaladı.

Yanaklarının kızarması dilinden dökülen soruya mani olamadı.

"Ne yaptığınızı sorabilir miyim acaba ? "

Kemerini çıkartmış olmanın verdiği bir rahatlıkla gerinerek Bahar'a baktı.Ne yaptığı hakkında bir fikri yoktu.Bahar, ona üzerindekileri çıkartsana demişti ve o da kendisine denileni yapıyordu.

"Üzerindekileri çıkartsana demiştiniz ben de o yüzden -"

Yanlış anlaşılmanın verdiği bir panikle söze atıldı." Şey .. Evet ama ben soyunun demek istememiştim ceketinizi çıkartmanız benim için yeterliydi."

Tanışalı az bir zaman olmuştu ve bazen senli benli konuşsalar da çoğunlukla siz ekini kurdukları cümlelere ekliyorlardı.Bahar , bir an kendisini sek sek oynarken hayal etti. Brendan'la arasında görünmez çizgiler vardı üstelik bu çizgiler tebeşirle değil kaderle çizilmişti.Oyunun kuralı basitti o çizgilere ilk temas eden yenilmiş sayılıyordu.Dile getirilmemiş olsa da ikisi de bu oyunun farkındaydı. Brendan, kendisini aptal gibi hissediyordu.Ne umarak soyunmaya çalışıyordu ki ? Burası bir pansuman odasıydı ve genç ebe eline pansuman yapmak amacıyla 'gel benimle' demişti. Bir pansuman odasında cinsel fanteziler kurmak utancını kat kat arttırıyordu ne var ki hormonlarını dizginleyemiyordu kasıklarına saplanan bir ağrıyla irkildi.

"İyi misiniz ? Oturun isterseniz."

Yumuşak sesi kulağında yankılandığında kapının kenarındaki sandalyeye oturdu.Kadın, laboratuvardaki ufak tabureyi alıp karşısına geçtiğinde kendi aptallığına içinden küfürler savurmakla meşguldü. Bahar'ın narin ellerini bileğinde hissettiğinde bu anın buz gibi biranın sağladığı o harika anlardan kat be kat daha iyi olduğunu düşündü.Narin eller,sağ elini avucuna almış ufak kızarıklığı inceliyordu. Brendan kızın gözlerinde bir anlam aradı şefkat , merhamet ya da başka bir şey ; fakat bir duygunun izine rastlayamadı.Bahar eliyle ufak bir noktaya baskı yaparak "Burası acıyor mu ? " diye sorduğunda "biraz." diye geçiştirdi.Az evvel yaşananlar hiç yaşanmamış gibi davranması mesleki profesyonelliğini yansıtıyordu.

"Elimdeki malzemeler sınırlı.Kırık olduğunu sanmıyorum.Büyük ihtimalle doku zedelenmesi gibi görünüyor.Buz olsa daha iyi olurdu en azından morarmasını engellerdik ; fakat buz dolabında sadece aşılar vardı bu yüzden ben-"

Genç adam sözünü keserek " Sorun değil Mevsim.Bundan daha kötülerini de yaşadım." dedi.Bahar elindeki kısıtlı imkanlarla zedelenen eli temizleyip gazlı bezle sardı.

"Geçmiş olsun."

"Teşekkür ederim...O adam kimdi eşin mi ?"

Tuzak soruyu fark etmişti fakat cevap vermekte bir sakınca görmedi.Pansuman odasındaki ufak muslukta ellerini yıkarken Brendan'ın er ya da geç bu soruyu soracağını biliyordu.

"Eşim değil. O, eski erkek arkadaşımdı."diye bir çırpıda söyledi.

Brendan , evli olmadığını öğrendiğine seviniyordu ; fakat belalı bir eski erkek arkadaş canını sıkmıyor da değildi.Sandalyesinde sıkıntıyla kımıldayarak ikinci sorusunu sormaya hazırlandı.

"Özel değilse neden ayrılmıştınız ? "

Aldığı nefesi sıkıntıyla geri verdi.Bu konu canını yeterince sıkıyordu hatta kendisini aptal gibi hissettiriyordu. Yeni tanıştığı bir adama aldatıldım demek kolay bir şey değildi ve zaman zaman bunu kendisine bile itiraf edemiyordu.

"Gerçek bir kadın olmadığım için." diyerek kestirip attı.

Anlam veremediği bir içgüdüyle onu Portola Valley'e çeken esas sebebi öğrenmek onu daha yakından tanımak istiyordu fakat oradan bakıldığında Bahar ona tüm hayatını anlatacak gibi görünmüyordu. Gerçek bir kadın olmak ne demek diye düşündü.Bahar , gerçek bir kadın değil miydi yani? Çift cinsiyetlilere pek benzemiyordu. İtiraf etmesi gerekirse gayet hoş bir kadındı.Saçlarının dalgası , minicik elleri , gül yaprağını andıran dudaklarıyla her erkeğin hayalini süsleyebilecek bir kadındı.

Boğazını temizleyerek oturuşunu dikleştirdi " Gerçek bir kadın olmamak derken neyi kastediyorsun ? "

Ah hadi ama, bu soruları cevaplamak istemiyordu.Konuyu değiştirmek istedi.

"Unut gitsin.Elin nasıl oldu daha iyi mi?"

Pekala , çetin cevize toslamıştı.Beden dili okumadaki ustalığı bu ufak kadın karşısında sekteye uğruyordu.Aradığı cevapları bu gece alamayacağı aşikardı bu gece değildi belki ama eninde sonunda tüm yanıtları alacaktı.Cevabı bilinmeyen sorulara anlamlı cevaplar bulmak onun işiydi.

"Daha iyiyim.Teşekkürler."

Birkaç dakika hiç konuşmadan oturdular.Bahar , Brendan'a içecek bir şeyler ikram etmek istediğini düşündü fakat bunun olamayacağı aşikardı.Bir an Brendan'ın ona gülümsediğini gördüğünde o da gülümsemesine gülümseyerek yanıt verdi.Bu adam da onu çeken bir şeyler vardı.Adını koyamadığı tehlikeli bir şeyler...

Aniden ayağa kalktığında o da kalktı gözleri tekrar buluştuğunda aralarındaki çizgiler yok olmak üzereydi.Öylesine yakındılar ki...Bir şekilde bu adamın dünyasında yer almak istiyordu.Bu yaşa kadar bir koruyucuya ihtiyaç duymamış aksine bir erkeğin arkasına saklanan kadınlardan nefret etmişti.Brendan Wilder'ın karşı konulmaz şefkati koruyucu tavrıyla birleşince derinlerdeki bir şeyin-en gizli arzuların- paslı kilidi açılmıştı.

Bakışlarındaki derinlik kaybolmak üzereyken dudakları aralandı

"Şunu bilmeni isterim ki sen...Sen Tanrım, gerçeklik algısını yitirmiş kişilerin yorumlarına aldırma.Sen benim gördüğüm en-"

Sağlık evinin paslı demir kapısı büyük bir gürültüyle yumruklanmaya başlayınca dilinin ucundaki sözcükler düğme misali boğazında iliklendi.

Yüzünden geçen bir panik dalgasıyla şakın vaziyette Brendan'a bakıyordu.Daniel, geri gelmiş olabilir miydi ?

"Bu saatte kim gelmiş olabilir ? " diye soran Brendan'a bilmiyorum diyen gözlerle bakıp demir kapıya yöneldi.

İri cüssesi önüne geçip "Sen geride dur." dediğinde içinin ısındığını hissederek karşıdaki ufak odaya geçti. Brendan , sandalyedeki ceketini giyip cebindeki silahı çıkarttığında büyümüş gözlerle Brendan'a baktı. Ne bekliyordu ki o bir polisti ve silah taşıması çok normaldi.O silahın patlamamasını diliyordu.

Israrla çalan demir kapının yanına geldiklerinde Brendan korkusuz bir hareketle demir kapıyı ardına kadar açtı.Kapıyı açmasıyla birlikte gördüğü manzara ona hayatının şokunu yaşattı.

Bölüm parçası; Missio_Twisted

Dikkat, emeğe saygı için oy vermeyi ihmal etmeyin lütfen!

Loading...
0%