Yeni Üyelik
10.
Bölüm

♕9.Bölüm♕

@bsrarikan__

Davetsiz misafir olup çalsam yüreğinin kapısını, ellerimdeki çamur kirletir mi ruhunun askısını?

Kapı eşiğindeki manzara karşısında birkaç saniye donakaldı.Bir merak dalgasının vücuduna yavaş yavaş yayılmaya başladığını hissetti.Silahını çevik bir hamleyle yerine koyduğunda büyümüş gözlerini kapıdan ayıramıyordu.Karşısındaki yabancı tam karşısında duruyordu.

Brendan'ın bu tuhaf hali Bahar'ı daha da tedirgin etti odadan çıktı.Adamın geri adım atmasından faydalanarak demir kapıdaki manzaranın görüş alanına girmesini sağladı.Yirmili yaşlarının ortalarında çekik gözü genç bir adam nefes nefese bir halde kapı eşiğinde durmuş ; yüzünü ıslak bir ifadeye bürüyen ter damlalarını silerek yalvaran gözlerle Bahar'a bakıyordu.

"Ne olur yardım edin.Karım...karım..."

Yeşil gözlerini birkaç saniyeliğine adamdan ayırdığında yolun karşısındaki kadını fark etti.Kadının karnı burnunda , kıyafetleri ise çamur içindeydi.Yan tarafındaki paslı elektrik direğinden kuvvet alarak ayakta durmaya çalışıyordu.Adama "Lütfen sakin olun." diyerek karşısındaki kadına doğru koşup aceleyle koluna girdi. Demir kapının kenarında şaşırmış vaziyete öylece duran Brendan, çekik gözlü adamın omzuna dokunarak ona bir nevi manevi destek olmaya çalıştı ardından çamurlu yolun karşısındaki hamile kadına yöneldi. Brendan , panik halindeki birçok insanla muhatap olmuştu fakat doğurmak üzere olan gebeyi gördüğünde çok şaşırmıştı.En son ne zaman doğurmak üzere olan bir gebe gördüğünü düşündü bu sorusuna yanıt bulamadı.

Bahar , genç kadını " Sağlık evine kadar dayan tatlım. Derin derin nefesler al korkma ben ebeyim.Elimi tut istersen." diyerek cesaretlendirmeye çalıştı.

Brendan , "Bana bırak.Ben hallederim." dediğinde Bahar'ın şaşkın bakışlarına maruz kaldı. Brendan ,Bahar'a aldırmaksızın hamile kadını tek hamlede kaslı kollarına aldığında bu güç karşısında nefesi kesildi.Üstelik de eli yaralıyken.

"Acele edin Bay ...Wilder."

Brendan , kollarındaki kadının acı çektiğini yüzünden okuyabiliyordu. Kadın sık aralıklarla nefes alıp kesik kesik inliyordu.Brendan, birbirinden farklı birçok olaya tanıklık etmişti ; fakat böylesini daha önce hiç yaşamamıştı.Doğum anı yaklaşan bir gebeye nasıl davranması gerektiği hakkında en ufak bir bilgisi yoktu.Kadına karşı temkinli davranmaya çalışarak açık olan demir kapıdan içeriye süzüldü.

İçeri girdiklerinde Bahar , telaş içerisinde jinekolojik masayı aradı.Doğum masası olmadan doğum yaptırmak bir hayli zor olur diye düşünüyordu. Nihayet aradığı masayı laboratuvar kapısının arkasında bulduğunda içten içe sevinerek demir kapının yanındaki Brendan'a ardından da kucağındaki kadına baktı.Kadının inlemeleri şiddetini arttırmış bu da yorgun düşmesine neden olmuştu.Jinekolojik masayı odanın ortasına çekerek kapının yanındaki Brendan'a seslendi.

"Gebeyi buraya yatırabilirsin."

Genç adam kollarında güvercin taşıyan ufak bir çocuk gibi nazik hareketlerle ilerleyerek zarar vermekten korktuğu gebeyi masaya yatırdı.Bahar , genç kadına eğilerek onunla göz teması kurmaya çalıştı.Kadının sarı saçları terden ıslanan yüzüne yapışmış gözleri korkudan iyice açılmıştı.

" Seni muayene etmem gerekiyor.Bu biraz canını yakabilir ama doğumun için yeterli açıklığının olup olmadığına bakmam gerekiyor." dediğinde genç kadın başını salladı.

Çekmecelerde steril eldiven ararken genç kadının eşi masaya yaklaşarak karısına seslendi "Harmony tatlım ne olur diren.Bebeğimiz için diren.Ben yanındayım."Genç adam cümleleri yayarak konuşuyordu eşinin elini tutup ona moral vermeye çalıştı.Bahar, adamı kapının eşiğinde gördüğü an Koreli olmalı diye düşünmüştü.Eline uygun eldivenleri nihayet bulup giydiğinde genç adamla bir an göz göze geldi.

"Eşinizin ilk doğumu mu?"

Adam gözlerini eşine çevirerek " Hayır ikinci doğumu.Buraya gelmeden önce vadi hastanesine gittik ama yerimiz yok diyerek bizi gönderdiler.Tanrım, ben ne yapacağımı bilemiyorum.Ne olur yardım edin çok çaresizim." dedi. Brendan , kapıya dayanmış vaziyette Bahar'ı izliyordu.Birden konuya dahil oldu.

"Kasabanın merkezinde özel bir hastahane vardı oraya götürebilirdiniz."

Bahar , Brendan'a ters bir bakış atıp tekrar gebeye odaklandı.Çekik gözlü adam Brendan'a bakarak " Şey, evet o hastaneyi biliyorum ama bir süredir işsizim." deyip başını önüne eğdi.

"Sorun değil burası da bir sağlık kurumu. Sizi biraz dışarı alabilir miyim ? Eşinizi muayene etmeliyim." dediğinde genç adam dışarı çıktı kapıyı kapatarak genç kadının çamaşırlarını sıyırdı.

"Lütfen yardım edin artık dayanamıyorum!"

Genç kadının elini tutarak "Tatlım biliyorum ama çektiğin her ağrıyla bebeğin sana bir adım daha yaklaşıyor.Şimdi lütfen benim dediklerimi yap burnundan nefes al tıpkı gül koklar gibi ve ağzından ver.Bu bebeğine daha çok oksijen gitmesini sağlayacak.Ben de bu sırada muayeneni yapacağım."

Ölçtüğü açıklığın doğum için fazlasıyla yeterli olduğunu düşündü. Eldivenleri çıkartırken girdiği doğumlar aklına geldi.Doğum, ekip işiydi anne ve ebenin birbiriyle uyumlu davranmasının doğuma kolaylık sağladığını biliyordu.Çalıştığı hastanede doğum yaptırırken ebelerin birbirine yardım etmesiyle her şeyin ne kadar kolay gerçekleştiğini anımsadı ; fakat burada diğer ebeler yoktu.Burada bir tane ebe vardı o da kendisiydi.

Duruşunu dikleştirip derin bir nefes aldı."Pekala minik bebeğimize hoş geldin demeye hazırlanalım."

Laboratuvarın kapısını açtığında genç kadının eşi ve Brendan yanına geldi.Avuç içleri terlemişti lateks eldivenden olmalı diye düşündü.

"Bay Wilder temiz çarşaf ve havlu lazım.Bulabilir misiniz?"

Brendan ," Hemen gelirim." diyerek hızla çıktı.

Koreli olduğunu tahmin ettiği adam Bahar'a bakıyordu " Karım iyi mi ? " diye sorduğunda Bahar , adama gülümseyerek yanıt verdi. "Daha iyi olacak."

Genç adam panikle tekrar sordu " Peki ya bebek o da iyi mi ?" diye sordu.Bahar , adamın koluna dokunarak " İkisinin de sağlığı için elimden geleni yapacağım. Merak etmeyin." dedi.

Brendan'ın bir an önce gelmesi için dua ederken içeriden genç kadının inleme sesi duyuldu " Chae Sang..." Çekik gözlü adam hızla odaya girdi.

"Buradayım tatlım.Yanındayım merak etme."

"Chae Sang ben..Ben çok korkuyorum."

Chae Sang ,Harmony'nin saçlarını okşayarak karısına bir şey olmaması için dua etti.

*

Brendan , koşarcasına geldiği sağlık evinin kapısını yumrukladı.Nefes nefese kalmıştı.Günün yoğunluğunda böyle bir geceyi hayal dahi edemezdi.Bir an düşündü eğer o kapı çalmasaydı Bahara ne söylemeyi planlıyordu ? Her şey birden gelişmişti.Kontrol edemediği cümleler ağzından bir bir sıralanıvermişti.

Eğer o kapı çalmasaydı muhtemelen Bahar'la öpüşüp sevgili olurlardı peki ya sonra ? Ölene kadar sevgili kalamazlardı. Bahar da her genç kız gibi o beyaz gelinliği giymek isterdi.İçerideki genç kadın gibi o da doğurmak dahası yuva kurmak isterdi.Onun bu hayallerini gerçekleştiremezdi.Kadınlara güven olmazdı daha iyisini bulduklarında bırakıp giderlerdi ve Brendan ikinci kez yıkılmaya hazır değildi. Bahar'a daha mesafeli davranması gerektiğini düşündüğü sırada kapının açılmasıyla bunun ne kadar zor olduğunu bir kez daha anladı.

"Tam zamanında."

Tanrım, meleksi bir yüze kondurulmuş yeşil gözler...Ona böylesine yakın olmamalıydı.

"Bayan Johansen bu akşamı unutalım.Yani size söylediklerimi-"

Bahar , genç kadının çığlığıyla afalladı."Tanrı aşkına, şimdi bunların sırası değil." diyerek hızlı adımlarla içeri geçti.İçeri girdiğinde genç kadının bacaklarından akan sıvıyı gördü.Tüm bedeninin ürperdiğini hissetti.Doğum yaptırmayalı birkaç yıl olmuştu ve pratik yapmadığından körelmiş olmaktan korktu.Domino taşlarının birbiri ardına düşmesi gibi içindeki panik de öylece yayılıyordu.

" Doğum başladı."

Adının Chae Sang olduğunu öğrendiği adam telaşla ayağa kalktı. " Başladı mı ? Harmony hayatım ben buradayım sakin ol olur mu ? Kocan yanında sakin ol bebeğim." adamın telaşı Bahar'ı gülümsetti.Bu adam ilgili bir eş ve ilgili bir baba olmalı diye düşünürken Chae Sang , birden bayıldı Brendan , adamı yerden kaldırmaya çalışırken genç kadın " Bebek geliyoorr !" diye yeni bir çığlık attı.Bahar , telaşla üzerine mavi önlüğü geçirmeyi başardı.Çekmeceyi açarak gerekli malzemeleri aradı her şey son derece kısıtlıydı. Tanrım lütfen yardım et diyerek bildiği tüm duaları sıraladı.

Brendan , Chae Sang'ı pansuman odasına getirip sandalyeye bıraktı. Bahar'ın yanına döndüğünde Bahar'ı çekmeceleri kurcalarken buldu.Bebeğin başı görünüyordu.Bahar , çok zor bir doğum olmayacak diye düşünüyordu.

" Ikın tatlım.Büyük abdestini yapar gibi ıkın."

Türkçe dile getirdiği kelimeler boşlukta yankılandı.Ah hadi ama, elin yabancısı nereden bilsin büyük abdesti ? Harmony , şaşkın bir vaziyette Bahar'a baktı.malzemeleri kendisine uzatacak bir ekip arkadaşının olmasını şuanda çok isterdi.Epizyotomi işlemini yaparken bebeğin doğum sonrası ilk aşılarını hazırlayacak biri olsa ne iyi olurdu diye düşündü.

Genç kadının çığlık sesleri arasında birden Brendan'ın ayak seslerini duydu.

" Hey Brendan Wilder! Bu gecelik polisliğe veda edip ebe yardımcısı olmaya ne dersin? " diye seslendi.

Brendan , yanlış duymuş olmayı dileyip boğazına takılan tükürükle öksürdü :

"Ne?"

Bölüm parçası; Birdy_Not About Angels

Dikkat, emeğe saygı için oy vermeyi ihmal etmeyin lütfen!


Loading...
0%