@bu2r3ci4n
|
Merhabalar sınir koymuştum ama dayanamadım atayım dedim.... --------------------------------------------- Kameradan giriş çıkışlarına baktık. Korumaların görev saatlerine kadar baktık. Uzun bir görev olucaktı ama değicek gibi görünüyordu... Anladığımız üzere Adam sadece akşamları sadece uyumaya geliyordu buraya. Onun dışında Ailesinden sadece anladığımiz üzere Annesi, Babası ve bir tane de Abisi ya da Erkek kardeşi vardı. Meryemden Abisini de araştırmasını istemiştim. Şuan da karakola veri dönüyorduk. Şuanlık yeteri kadar bilgi bulabilmiştik. Hatta kafamda herşey kurgulamıştım bu dosyayla ilgili ve şuna emindim ki çok verimli bir sonuç alıcaktık bunun sonunda... "Bir şey planladın mı bari" diye sordu Hasan abi hafif alayla. Onun bu dediğine hafifçe gülüp "Dosyaya ilk göz attığım andan beri" dedim. Bu dediğimle şok oldu "Hangi ara kızım??" Diye sordu. "Sen güven kardeşine. Zaten o kadar da zorlayıcı bir şey değil sadece biraz zaman alıcak" dedim. "Peki Bakalım... Beni evime bırak geç oldu sen de evine git abim."Dedi onu onaylayıp evine doğru yol aldım. Sabahtan beri yağan yağmur hâlâ devam ediyordu... Her mutsuz sonla okuduğum kitapta eğer iyi biri ölmüşse o gün o şehir ağlarmış... Bunu da yağmur yağarken belli edermiş... Hep merak etmişimdir acaba gerçek mi?? Diye... Eğer gerçekse Ankara bu gün kime ağlıyordu.... Kim için di bu yağmur... Ben kirlerimin arınması için yağmurun altında dururken kimler biri için o yağmurun altında ağlıyordu... Ben istemezdim... Kimsenin benim yüzümden bu yağmurun altında oturup saatlerce ağlamasını istemezdim... Belki sizler için bu durum farklıdır ama ben kimsenin benim için saatlerce oturup ağlamasını istemezdim tam tersi mutlu olmalarinı beklerdim... Kim böyle bir dünya da yaşamak isterdi ki... Kim kötülüğün, yalnızlığın, her gün kadın cesediyle karşılaşılan bir dünyada yaşamak isterdi ki... Ben istmezdim... Yalandan ibaret bir yerde yaşamayı istemezdim... Kimsenin benim yuzümden gözyaşı dökmesini de... Yağmur yağarken şimşek çaktı... Bu gece baya yağmurlu bir gece olucaktı galiba... Evin önüne gelince durdum "İyi geceler abi yengeye selam söyle" dedim. "Sana da abim hadi iyi geceler" diyip arabadan inerek koşa koşa binanın kapısını açarak içeri girdi... Daha sonra arabayı çalıştırıp sürmeye başladım... Biraz daha ilerleyince bir pastanenin önünde durup arabadan indim. Yağmur yağmaya devam ederken gülümsedim... Çok güzel yağıyordu. Yavaş yavaş pastaneye ilerleyerek girdim. Yarın toplantı için ben de buluşursak çayın yanına koymaya tatlı alacaktım. Burası çok sevdiğim bir ustanın yeriydi.Hemen pastaların reyonlarının olduğu bölüme ilerledim ve en sevdiğim meyveli pastayı aldım. Ve elime alıp tam ilerliyordum ki geri geri gitmesem pasta berbat oluyordu. "Dikkat etsenize" dedim önümdekinin yüzünü incelemek yerine elimdeki pasta sağlam mı diye İncelerken. "Pardon" dedi bir adam sesi. Onun yüzüne bakmadan ilerlemeye başladım. Kasaya gelip elimdeki pastayı paketlemelerini istedim. Arkamda hâlâ bakışlar hissediyordum ama bakmadım. Salih amca gülerek "Hiç meyveli de şaşmıcaksın değil mi??" Diye sordu. Bu sorusuna gülüp "Napayım Salih amca sen de bu kadar güzel yapma o zaman" dedim. Saçımı kulağımın arkasına sıkıştırırken. Paketleyip bana uzattı "Al bakalım" dedi. Tam parayı da uzatıyordum ki "Bu defa benden olsun" dedi. "Salih amca öyle şey olur mu o kadar emeğin var senin bunda" diyip parayı eline tutuşturdum. "Bir dahakine almam bak." Dedi. "Tamam tamam" diyip geçiştirerek pastayı aldım ama hâlâ o bakışları hissediyordum. Arkama dönüp baktığımda çoğu kişi önünde ya pastalarıyla ya da telefonuyla ilgileniyordu. Umursamamazlıktan gelip pastaneden çıkıp arabama ilerledim. Arabayı çalıştırıp tekrar sürmeye başladım. Bu defa radyom da eskilerden en sevdiğim şarkı Anlamazdım çalıyordu. *********** Adam gördüğü yüzle donmuştu... Kadın... Kadın çok güzeldi Duru bir güzelliği vardı... Bu gelip geçici bir hevesmi bilmiyordu ama kadını sanki çok önceden tanıyor gibi olmuştu... Sesi... Sesi çok tanıdıktı... Hele bakışları... Gülüşü çok tanıdıktı... Noluyordu böyle, işte aptal bir tanıdıklık hissiyatıydı... Ama dayanamayıp adam, Kadın gittikten sonra yaşlı adamın yanına ilerledi. "Az önceki kadını tanıyor musunuz??" Diye sordu merakla. Adam tebessüm etmişti tahmin edebiliyordu bir kaç şeyi... Ama bir şey demeden "Bir tek her hafta buraya meyveli pasta almaya gelir.O gelmezse de arkadaşları gelir.İyi kızdır, kalbi temiz bir yavrucaktır..." dedi yaşlı adam sadece. Adam hem tebessümle hem de umutsuzca kafasını sallayıp elindekileri ödeyerek dükkandan çıktı... Kimdi ki o kadın... Ama adam biliyordu bu birbirlerini son görüşleri değildi, daha doğrusu görüşü çünkü kadın yüzüne bile bakmadan ilerlemişti... Adam arabasına binip radyoyu açmıştı... Ayla dikmenin Anlayamazsın şarkısıydı bu.. Annesi hep dinlerdi o küçükken... Yine sabahtan beri yağan yağmur devam ediyordu... Adamın aklından hâlâ gitmeyen tek şey o bir çift gözdü... --------------------------------------------- Yeni kurgumla herkese merhabalarar bayanlar baylar. Diğer kurgularimı da okumanızı öneririm.... Sevdiniz mi yeni kurguyu?? İlk bölümler biraz sıkıcı gibimiydi??? Ama merak etmeyin siz burda daha temelini oluşturyoruz kurgunun o yüzden. KOnusunu belirledim sadece yazma işim var. NAsıldı ilk iki bölüm???? Hadi yorumlara doluşun. Oy da verin haaa. Heyecandan kontrol etmeden atıyorum hatam varsa affola. 😚😘🥰 723 Kelime
|
0% |