Yeni Üyelik
23.
Bölüm

19. Bölüm

@bu2r3ci4n

Eve gelince arabamı park edip konağa girdim.

Korumalar önce beni süzdüler sonra ne yaptıklarını anlamış olacaklar ki geri önlerine döndüler.

Ben olsam ben de bakardım yani ilk kez beni bu kadar renkli görüyorlardı.

Saat daha 10 olduğundan yattıklarını düşünmüyordum.Üzerimi değiştirmek için şuan yorgundum odaya çıkınca değiştirirdim.

Şark odasına doğru ilerledim.Kapı yerine kolonlar vardı direk içeri girdim.

Baktığımda herkes buradaydı Abiler, kardeşler, Yusuf ve Ahsen hanım.Daha sonra biraz daha bakınca Poyrazı gördüm.Onu görünce gülümsemeye başladım.

"Poyraz" dedim.Beni görünce ayağa kalkıp tebessüm etti "Dişi kurt"dedi."Hadi sarılmayacakmısın Esrigününe" dedi.Bu dediğiyle gülümseme daha da çoğaldı ona koşarak sarıldım.Esrigünüm derdim ona hep yani fırtınam.Ona bu hitabı çok yakıştırırdım gözleri masmavi olduğu için. "Çok özlemişim be oğlum" dedim."Kızım 2,5 senedir yoksun tabi özlersin" dedi sitemle.Ondan ayrılınca Ahsen ve Yusuf bey dışındakiler kaşları çatık bakıyordu.

Sonra beni baştan aşşağı süzdüler. Daha da kaşları çattilar.Te allahım ya.

"Asena??" Dedi Bulut."Efendim Bulut??" Diye sordum bununla daha da kaşları çatıldı."Sen neredeydin??" Diye sordu.Poyrazı çekip bir yere oturduk."Tim komutanın ailesi timce bizi yemeğe çağırmıştı.Komutanda hepimize kıyafet getirmiş içtimadan sonra terlediğimiz için bana da bu elbiseyi getirmiş." Dedim omuz silkerek.Poyraz bana dikdik bakmaya başladı.Tabi Yusuf beyde. "Kim bu komutan?!?!" Diye sordular aynı anda.Bununla göz kırpıştırdım.Daha sonra kendimi toplayarak "Napıcaksınız Allah aşkına. Zaten tanıyosunuz onun ailesini siz. Kandemir aşiretinden Demir kandemir.Ha bu arada sizi bir gün yemeğe davet ediyorlar." Dedim.Evet tam olarak böyleydi. "Demir mi???" dedi kendi kendine Azad sonra birşeyler dedi sinirle ama anlamadım. "Ondan sıkıntı gelmez onun yıllardır sevdiği vardı zaten" dedi Arasda kendi kendine.

Demir komutanında demek sevdiği varmış...

Bize de inşallah benim yaşadığımı yaşamaz demek düşüyor.

Ama anlaşılan o da biraz cesaretsizmiş...

Yıllardır dedi bulut.

Bir insan bir insanı nasıl yıllardır sevebilir ki...

Benim ki de soru ben de gevheri yıllardır sevmekten vazgeçmemiştim ki...

Sevmiş besbelli o da...

Adam gibi sevmiş sevdiğini ama bu kadar beklemesi anlamsız yani o insanın başkasını sevmesi hiç mi üzmemiş??

Ben de neyi düşünüyorsam reddedilmişte olabilir...

Ama kadında safın teki koskoca yüzbaşıyı da reddetmek, ne bileyim yani...

'Kızım malmısın sen Demekki bir hatasını görmüş. Hem sanane kadından burda yıllık shipim son buldu ağlıcam şimdi!! Güzel miydi ki kadın????' dedi iç ses.Kızım bana diyon kendin düşünüyon kadını te allahım ya.

"Asena!! Dünyadan Asenaya, dünyadan Asenaya" dedi poyraz."Hıh noldu dalmışım" dedim."Diyorum ki Babannem seni sordu diyor ki belki bir kaç haftaya ben de gelirim" dedi bu dediğiyle şokla açtım gözlerimi."Poyraz ne yap et engelle. Sen yaparsın.Zaten kadına iki cilve yapsan yağ gibi eriyor maşallah." Dedim sitemle bu dediğimle saçlarına elini daldırıp çapkın bir gülüş attı "Biliyorum canım yaşlıda olsa cazibeme dayanamıyor işte" dedi bu dediğine güldük.

Bakın şimdi iyi dinleyin nasıl göt yapıyorum "Evet bu yüzden her dakika yakışıklı minnok dedeme cinnet geçirtip kendini vurdurtuyorsun" dedim.Bu dediğimle yüzünü buruşturdu.

Sonra poposuna baktı "Canım g*tüm çok özür dilerim" dedi hüzünle ağlıcak gibi.Bu dediğine hepimiz güldük.

Ahsen hanım şaşkınca "Şimdi seni Ahsenin dedesi popondan mı vurdu oğlum" dedi üzgüncede.Bu dediğine katıla katıla gülebilirdim şuan.Herkes kendini sıkıyordu poyraz bile sonra kendini düzeltti.

Ve Bu dediğine poyraz hüzünle "Evet Ahsen Anneciğim" dedi şerefsiz.

Oğlum daha ben anne demedim kadına be!!!

Bu dediğine Ahsen hanım tebessüm etti.Ben ise poyrazın ensesine şaplattım "Sus lan ben senin annene diyormuyum Anne diye" dedim sitemle.

Omzunu silkti sonra hınzırca gülüp Ahsen hanıma baktı "Anam canım anam size ana diyebilirmiyim" dedi sinsice.Yılannnn.Tıslaması eksik bir tek yılanın.Ona gıcık dedim.Sonra biraz lafladıktan

Sonra ayağa kalktım "Ben üzerimi değiştireyim sonra halletmem gereken dosyalar var" dedim."Tamam kızım" dedi Yusuf bey sonra poyrazla konuşmaya daldılar.

Yukarı doğru ilerledim ve odama gittim.İçinden pamuklu pijamalarımı giydim.'Şunu da belirteyim üzerinde maymun 🐒 resimleri de var' dedi iç ses.

Kızım sen benim iç sesimsin ne alıp veremediğin var benimle.'Yalan mı?!?! Kızım sen koskoca Bordoberelisin' dedi mal.Sus lan sana mı sorucam ne giyip giymiyeceğimi hem çokta güzel oldum yani.'Aynen bütün karizma yerleri paspaslıyor!!'. "Te Allahım ya.Te allahım!!! Allahım şizofren olmak istemiyorum ama sen benim derdimi biliyorsun be allahım şu malı siktir et baş- tövbe estağfurullah günaha sokuyor beni şurada!!".Oooof. "Tamam sakinim bir derdim yok.Mutluyum" dedim gülümseyerek."Hayatıma gevher diye biri girmedi... Topal diye biri girmedi" dedim dişlerimi sıkmaya başlayarak. "27 yıllık hayatım yalan çıkmadı!!" Dedim sinirle."Yok olmuyor vallahi de billahi de tillahi de olmuyor.Benim acilen bir psikologa görünmem gerek!!" Dedim sinirle.

"Sonunda deli olduğunu kabul edebildin" dedi biri."Tövbe estağfurullah garipten sesler de duymaya başladım.Allahım sen affet nolursun yanlış duymuş olayım" dedim ağlamaklı bir sesle elimi semaya açarak. Yok ya yanlış duymuşumdur...

Sonra biri gülmeye başladı."Allahım bu gülmeye de başladı noluyo lan!!! Karşıma çık lan siktiğimin sesi.Bak ben şizofren olmak istemiyorum valla çok gencim" dedim sesim sona doğru sessiz çıktı.

"Arkana bak yüzbaşım" dedi biri arkama döndüm. "Demir???" Dedim şaşırarak.Bunun ne işi vardı burada???

"Sizin ne işiniz var burada??". Diye sordum.

"Görev vardı da o yüzden seni almaya geldim.Telefonunu açmamıştın bu da bahane oldu işte zaten karargaha giderken buradan geçiyordum." Dedi."Haa komutanım tamam" dedim.Sonra aklıma gelen şeyle kaşlarım çatıldı!!

"Siz mi deli demiştiniz bana!??!" Diye sordum sinirle. Tek kaşını kaldırıp baktı alayla "Komutana bağırmak ha peki kendine cezadan ceza beğen yüzbaşı" dedi tehditkâr bir sesle. "Komutanım ben daha bir şey demedim siz de ne meraklısınız bana ceza vermeye" dedim ayıplar bir şekilde cık cıklıyarak. Evet şuan tam da kendimi kurtarmaya çalışıyordum!!

Hakareti ben yiyim cezayı da ben yiyeyim!!!

Bu dediğime sırıttı sonra beni süzdü ve kaşları hem şaşkınlıkla daha sonra alayla kalktı ve benim yüzüme sırıtarak bakıp "Maymun ha??? İyi seçim yüzbaşım size de cuk demiş oturmuş" dedi.İlk başta bir şey demedim daha sonra dediği şeyi fark edince "Laaan!!!!" Diye bağırdım.Daha sonra komutanım(!) olduğu aklıma gelince.Dişlerimi sıkarak "Komutanım ayıp olmuyor mu sizce de!!!" Diye sordum kötü kötü bakarak.

O ise sırıtıyordu hâlâ!!! "Yaa yoksa sen komutanını mı sorguluyorsun cık cık cık çok ayıp yüzbaşım" dedi alayla beni taklit ederek.Daha sonra "Hadi ben aşşağıdayım abinlere bakayım bak yine iyisin seni de överim biraz" deyip ben bir şey demeden gitti.

"Gıcıııık!!!" Diyip kapıyı sertçe kapadım."Ne varmış lan benim halimde ne varmış ne güzel maymuncuklar var işte. benim belki maymun takıntım vardı yani olamaz mı!!" Diyip sinirle üzerimi değiştirdim.

Mavi eşofman ve beyaz crop üzerine de mavi gömlek giydim.İyidi bu.

Aşşağı doğru inmeye başladım kimse beni fark etmemişti zaten sadece azad, bulut ve Demir vardı.Daha sonra azad bağırarak bir şeyler demeye başladı kendimi kolonun arkasına saklayıp dinlemeye başladım."Ne zaman söylemeyi düşünüyorsun demir!!" Dedi sinirle Azad.

"Asıl sen ne yapmamı bekliyorsun abi yıllar sonra gelmiş ben sana 8 yıldır deliler gibi aşıktım ama sen başka adamı seviyordun mu diyeyim!!" Dedi sinirle.

1-2 saat önce öğrendiğim sevdiği...

Demek 8 yıldır seviyormuş...

İyi sabretmiş...

"Oğlum Malsın ya harbi!!.Milyonlarca kadının arasında nasıl denk getirdin çok merak ediyorum!!" Dedi bulut da sinirle.

Şuan noluyor lan bu aşşağılık yerde diye bağırabilirim.Siz ne alaka yani abilerim sizene adamın aşk hayatından.

Hem neyden bahsediyor bu mal bulut abim.

"Bulut bari sen yapma nereden bilebilirdim ha!!" Dedi yorgun bir sesle.

Üzüldüm adama... Kadın kim asıl onu merak ettim de neyse.

(ŞARKI-Yıllar Sonra)

"Ne yapıcaksın!! Allahın cezası ne!!" Diye bağırdı azad.

"Bilmiyorum Allah kahretsin ki bilmiyorum!!" dedi.

Azad "Söyliceksin bunu söyliceksin!! Lan o kız ne kadar ağladı biliyor musun!! Kız geldi benim omzumda ağladı hüngür hüngür!! Lan benim canımdan can koptu o an!! Nasıl aşık oldunuz diye sordum?? Ne cevap verdi biliyomusun!! Ben o mektubu yazan adama aşık olmuştum dedi!! Ve benim kardeşim o adam için ağlıyor ama hâlâ dik durmaya çalışıyor!! ama o da insan Demir..." Dedi

"Ne...?" Nidası çıktı ağzımdan sadece.

Onca dediklerinden sonra sadece bunu diyebilmiştim...

De-demir -... Nasıl olabilirdi...

Yazardan

Asenanın ağzından onca denilenden sonra sadece çıkan tek kelime bu olmuştu...

Asena duyduklarıyla sarsılmıştı...

Hâlâ kavga ettiklerinden Asenayı fark edememişlerdi...

Asena kapıya doğru ilerledi kendini belli etmeden.

Dışarı çıkıp nefes almaya çalıştı...

Tek düşündüğü Nasıl olabilir di bu!! Nasıl...

Hayatı mecazen değil... Gerçekten de yalanlardan ibaretti ve o yeni bir yüzleşmeyle karşılaşmıştı...

Ama bilmediği başka şeyler de vardı...

Mesela Topalın ona bir anda neden düşman kesildiği...

Gerçekten topal neden düşman kesilmişti....

Hiçkimsenin bilmediği... Gevherin dahil bilmediği ne olabilirdi...

Herşey bir bir çözülecekti ama zamanla...

Herşey zamanla...

Önce Asena herkesin bildiklerini öğrenip sindirecekti...

Daha sonra kendini düzeltmeye çalışacaktı...

Yeni bir düzen kurmaya çalışacaktı...

Yine birşey ters gidecekti ama..

Daha sonrası kaderdi...

Ama bilmesi gereken tek şey...

Asena için zaman işlemeye başlamıştı, uzun zaman önce...

Ve zamanın dolması demek...

Ya herşeyin silbaştan olması ya da...

Herşey tepetaklak olup onun sonu olmasıydı...

Bunun sonunu kimse bilemiyordu... Bu oyunu başlatan kişi bile...

Bu oyun kader oyunuydu...

Kader... Kader... Kader.... Herşey kader...

Asena da bir kader mahkumuydu...

Hiç istemediği bir kaderin mahkumu...

Öğrendiği bütün gerçekler ona ağır gelmişti...

Gelmeye de devam edicekti...

Sevdiği adam, aşık olduğu kişi gevher değil Demirmiş...

Mektupcu adam oymuş...

Ama imkansız dahilinde gibi bir şeydi bu...

İnanmak istemiyordu, bu kadarını da yapmaz diye düşündü gevher hakkında...

Ama işte doğrular...

Doğrular bazen yalan çıksın isterdik ama bu asıl imkansız olandı...

Ne yapıcaktı peki şimdi hiç birşey bilmiyormuş gibi hayatına devam mı edicekti, yoksa...

Demirle konuşacak mıydı...

Peki konuştuktan sonra ne yapıcaktı...

Onunla sevgili mi olucaktı hiçbir şey olmamış gibi...

Yoksa Normal çiftler gibi birbirlerine aşk sözcükleri mi söyliyeceklerdi onca şeyden sonra...

Hiçbirşey yokmuş gibi...

8 yıl sonra....

Asena düşündü bu 8 yılı...

Kulağa sadece tek rakam ama onca hayata denkdi...

Ne yapıcaktı şimdi....

Yorulmuştu artık bunlarla uğraşmaktan ama şunu da bilmeliydi ki bu yalanlar için son çok yakındı...

Hem de hiç tahmin etmediği kadar...

   

______________________________________

Aklımda daha güzel bir şey vardı mektupla ilgili ama ben yollayayım dedim.

Eğer kötü derseniz kaldırayım bölümü.

Sizce neden Topal düşman kesildi Asenaya bir anda??

Demir??

Azad??

Gevher??

Mektup???

Topal??

Yazarınız???

Yorum yapın valla sanki boş boş yazıyormuşum gibi hissediyorum.

Yoksa yazmam haaa.(Şaka la ben Demirimle öykümü ve sizi yarı yolda bırakmam.) Ama sizde yorum yapın karakterler hakkında.

      

 

     

Loading...
0%