Yeni Üyelik
49.
Bölüm

38. Bölüm Kan...

@bu2r3ci4n

Bu gün düğünümüz vardı... Evleniyorduk...

Şuan üzerime gelinliğimi giymeye çalışıyordum ama bu aralar biraz kilo almıştım...

Neden bilmiyorum ama bir tık fazla aldım gibi hissediyorum dışardan bakan biri normal kilon der ama çok zayıf biri olarak... Fazla kilo aldım...

Annem zaten yüzüne renk geldi kilo verme dedi o yüzden çok takmadım...

Zaten kiloya takam bir insan da değilim ama normal bir insana göre baya bir kilo aldım...

Şuan gelinliğimi giymiş bizim konakta makyajım yapılıyordu...

Makyöz "Çok güzelsiniz Asena hanım" dedi hayranlıkla.

Tebessüm edip "Teşekkürler o sizin güzel bakışınız" dedim.

İçeri pat diye defne girdi. "Ayabalar geldi ayabalar!!!" Dedi bağırarak.

Onun bu haline güldük.

Bütün kızlar burdaydı.

Zehra "Hangi ara geldiler" diyip pencereye gitti.

Peşinden Ezgi ile İrem de gitti.

İrem "Ohaa!!! Eniştede hiç bir masraftan kaçınmamış haa" dedi gülerek.

Ona anlamaz bakışlar atarak kadından izin isteyerek ayağa kalkıp pencereye ilerledim.

Korna sesleri geliyordu....

Pencereye ilerleyince gördüklerimle şok oldum.

Ellerinde beyaz sis bombalarıyla geliyorlardı.

Yüzlerce kişi vardı. Arkalarından da Arabalar takip ediyordu onları.

Arkadan makyöz "işimiz bitti zaten isterseniz gidebilirsiniz Asena hanım" dedi.

Kadına dönereke onayladım.

İrem "Durun en önemli şeyi unuttuk" dedi.

Hepimiz ona anlamaz gözlerle baktık.

Ne unutmuş olabilirdik ki herşey tam dı...

Gülerek "Ayakkabıların altına isim yazmadık" dedi.

Onun bu dediğiyle güldük. Sanem ve Zehra "Biz evliyiz zaten" deyip isimlerini yazdırmadılar.

Ezgi,Esra ve İrem isimlerini yazdıktan sonra Defne "Beyi de unutmayın" dedi peltek peltek.

Zehra ona sen iflah olmazsın bakışı atıyordu.

Defne ona masum masum gülüp Esraya ismini yazdırttı.Esra kıyamayıp onun da ismini yazdı.

   

 

Herkes çıktı en sonda ben kaldım.Aynadan son kez kendime baktım.

"Sonunda sevdiğimiz adamla evleniyoruz ha??" Dedim kendi kendime.

Çaktırmayın 5 aydır evliydik ama.

"Kızım" diye bir ses geldi o tarafa bakınca babamı gördüm.

Gözleri kızarıktı. "Baba..."dedim.

Kollarını açarak bana doğru geldi.

Yanına gidip sıkı sıkı sarıldım.

"Evleniyosun ha??" Dedi sorar bir şekilde.

Onu onayladım yavaş yavaş.

Gözleri dolmuştu.Benimde.. "Ama baba yapma böyle" dedim.

"Sus kız benim bu hayatta bir tane kızım var onu da şimdi evlendiriyorum." Dedi sitemle.

Ah be baba bilsen ben 5 aydır evliyim.

"Biliyorum!! Biliyorum merak etme sen!! Koskoca albaydan mı saklayabilecektin bunu!!" Dedi sinirle.

Lan!!! Hangi ara!! Ben bunu dışımdan mı dedim hem.

Offff. "Özür dilerim baba.Ama napayım baksana biz 1 aya kalmaz evleniriz sanıyorduk ama 5 ay sürdü" Dedim.

Bana onaylamaz bakışlar attı ama dayanamayıp ben sarıldım bu defa.

"Affettim ama bu trip atmayacağım anlamına gelmiyor.Senin yüzünden karımdan 5 ay boyunca sır sakladım" dedi sitemle.

"E baba ben mi dedim git bizi araştır diye" dedim homurdanarak.

"Hadi neyse gidelim misafirler geliyor.Bu konuyu sonra konuşucaz" dedi.

Onu onaylayıp koluna girdim. Önce baştan aşşağı süzdüm onu.

"Annemde şanslı kadın haa.Senin gibi yakışıklı, boylu poslu adamı kapmış" dedim överek.

Göğsünü kabartıp "Aynen öyle.Nereden bulacaktı benim gibi yak- sus kız beni kandırmaya çalışıyor birde" deyip kapıyı açtı ve çıktık.

Buradan düğün yerine gidecektik.

Merdivenlerden yavaş yavaş inip salona geldik.

Herkes buradaydı.Azad abim elinde kırmızı kuşak ile yanıma geldi.

Bir yerde okumuştum kırmızı kuşağı Her bağlamada besmele çekilir ve toplamda 3 besmele söylenirmiş.

İlk bağlama da, Allah mesut etsin denir. İkinci bağlamada yine besmele çekilerek, Allah ayırmasın denir.

Üçüncü bağlamada ise, besmele yine çekilir ve Allah yuvanızı bozmasın duası edilirmiş.

Bunun gibi bir çok anlamı var ama doğrusu buymuş.

Abim yanıma gelince aynılarını yaptı ve daha sonra yanıma fırat abim gelip aynı işlemleri yaptı...

Daha sonra babamın koluna girdim.

Defne kapıyı açınca Demir ve yanlarında sağdıç olarak Serhat ve Ferhat vardı.

Demir gözlerimin en derinine baktı.Tebessüm ederek bize doğru yaklaştı.

Babam kolumdan ayrılınca Demirin kulağına bir şeyler fısılda dı.

Demir onu onayaldıktan sonra benim koluma girdi.

Ve davullar eşliğinde kapıdan çıktık.

Dışarıda hâlâ korna sesleri devam ediyordu.

Demir beni arabaya bindirdikten sonra kendisi de şoför koltuğuna oturdu.

Daha sonra arabayı çalıştırınca hâlâ arabada ki sessizlik devam ediyordu.

En sonunda sesizliği bozan o oldu. "Asena..." Dedi.

Ona dönüp "Efendim??" Dedim.

Bana dönüp tebessüm etti. "Beni hiç bırakma olur mu???" Dedi lütfeder gibi.

"Bırakmam... Ne demişler bizim sevdamız pazara kadar değil mezara kadar" dedim gülerek.

Bu dediğimle tebessümü derinleşti.Elimin üzerine elini koyup "İnşallah bu ellerimiz ayrılmaz güzelim" dedi.

"İnşallah" dedim.

İnşallah... İnşallah ellerimiz hiç bir zaman ayrılmazdı...

Ama işte kader... Ne getireceğini bilemeyiz...

İçimde bir yerlerde sıkıntı var ama tek seçenek bu sıkıntıyı yok saymaktı...

Düğünümüz büyük bir otelin bahçesinde yapılacaktı.

Araba durunca önce demir indi.

Daha sonra benim kapımı açarak inmeme yardımcı oldu.

Daha sonra herkesle beraber içeri girdik.

Büyük bir yerdi ve misafirleri görünce şaşırdım. Sat'dan Jöh'e kadar üzerinde forma olan birsürü özel harekatdan tanıdığım, tanımadığım bir sürü insan vardı.

İçeri girince kendi masamıza gittik.

Demir benim sandalyeye oturmama yardımcı oldu.

Düğün yeni başlamıştı....

Herkes bir o tarafa bir bu tarafa koşturuyordu...

Arka fondada güzel şarkılar çalıyordu...

Koskoca 1,5 sene geçmişti...

İyi günleriyle kötü günleriyle 1,5 sene...

Değdi... Çoğu şeye değdi... Babana hiç kızgın mısın diye sorsalar... Biraz kırgınlığım da olsa Baba o da...

Hem nereden bilebilirdi ki o namlunun ucunda bir kadın olduğunu...

Bilmiyorum... Bildiğim tek şey şuan mutlu olduğum...

Yanımda bir nefes hissettim oraya dönünce Demir bana elini uzatmış bekliyordu.

Ona anlamaz bakışlar atıyordum.Bu halime güldü "Karımla dans etmek istiyorum hanımefendi izin verirseniz". Dedi.

Bu dediğiyle gülüp elini tutarak kalktım..

Daha sonra beni piste çıkarıp elini belime yerleştirdi... Ben de ellerimi boynuna dolayarak ona ayak uydurdum.

(Şarkı-Medya Sana ben şiirler)

Kulağıma yaklaşıp "Artık karım olduğunu saklamamıza gerek kalmadı karım..." Dedi.

Bu dediğiyle tebessüm edip "Öyle mi oldu kocam..." Dedim alayla.

Bu dediğimle tebessüm edip beni onayladı "Sen bu aralar kilo mu aldın??" Diye sordu.

Bu dediğiyle somurtup "Bak sende farkındasın kilo almışım işte" dedim.

Allah'tan kiloya takılan bir insan değildim(!)

Demir bu dediğime güldü "Hayır seni daha da güzelleştirmiş hem kilo almakta ne var yani ben kilo alsam sen beni sevmiyecek misin??" Dedi sorar bir şekilde.

Hiç düşünmeden "Hayır.Kaslı bir kocam varken neden göbekli bir kocayı tercih edeyim ki yani" dedim.

Bu dediğimle ya sabır der gibi güldü.

"Peki karım senin için hep kaslı kalmaya çalışıcam a-" diyordu ki bir gürültü koptu.

Büyük bir gürültüyle beraber herkes kaçışmaya başladı demir beni kendisine çekip yere çömelterek sarmaya başladı.

İşte o an benim nefesimi kesen bir gürültü daha koptu.

Her yeri saran gri dumanlarla beraber, donmuştum.

Ve kulağıma "Beni affet sa..yem..." Diyen boğuk bir fısıltı.

Hayır!!! Hayır!!! Hızla kendime gelip bağırmaya başladım "Demir!!! Demir!!! Demir!!!" Dedim boğazım yırtılırcasına.

Beni sarmalayan kolları gevşeyerek serbest kaldı.

Hızla kollarından çıkıp yüzünü ellerimin arasına aldım. Gözünden bir damla yaş gelmişti...Ve göğsünden akan kanlar... Onun bir damlasına karşın benim binlerce damlam dökülüyordu...

"Demir nolursun beni bırakma!!! Yalvarırım!!! Kaldıramam!!! Yapma,kaldıramam!!!" Dedim ağlayarak.

"Bırakma... Yalvarırım" dedim hıçkırıklarımın arasında.

Gelinliğim kırmızıya boyanıyordu...

Ağlarken üstüme baktım...

Aklıma gelen şeyle "Hayır... Hayır!!! Hayır!!! Olamaz.İki can çok demir olmaz!!!" dedim hıçkırıklarımın arasında.

O gün Asena canından iki parçayı kaybetme korkusuyla kavruldu...

​​​​​​Biri canından çok sevdiği Eşiydi... Diğeriyse canı olacağı bebeğiydi...

Ama işte kader... Kader bizim çizelgemizdir...

Allahın takdiri buymuş... Asena daha kokusunu içine çekemediği bebeğini kaybetti...

Daha varlığından haberi olmadığı bebeğini...

Tek hayali anne olmak olan bir kadın vardı ve bu kadının çocuğu olmuyordu ama işte olmuştu....

Milyonda bir gerçekleşen bir şey olmuştu ve.....

onu kaybetmişti...

Koruyamamıştı...

Ya da korumasına izin vermemişlerdi...

Canını kaybetmişti peki canından çok sevdiği... yari olan Demir'i....

O peki....

​​​____________________________________

Kendi yazdığım kitaba ağlamam norma mi???😔

O bebek yaşasaydı peki...

Güzel olmaz mıydı...

Biliyorum ben yazdım bu bölümü... Ama işte ne bileyim kötü hissettim...

Nasıldı bölüm...

Şey birde... Biraz kendimizi sona hazırlasak iyi ederiz....

Artık final yapmak istiyorum ya...

Bu arada ay parçasına YB bekliyenler.Şimdi yazıcam akşama gelir büyük ihtimal.

 

 

 

 

   

 

Loading...
0%