@buhayatboylegecmez
|
Ceylan Ciwan ismini duyması ile ürpermişti . Ben ise sandayleme iyice yayılmış kahvemi içmeye başlamıştım. "B-ben ne dediyseniz onu yaptım yoktu hiçbir bilgi ." Bir anda elimdeki kahveyi üstüne fırlatmam ile çığlık atmıştı. "Ay çok pardonn demek isterdim ceylan fakat her yalanında bana orospu demenin cezasını çekeceksin bak gene iyi günündesin sadece yalan söylediğinde " ceylanın gözlerinin içine bakarak gülümsedigimde titrek gözler ile bana bakıyordu . " Kime çalışıyorsun ?" Ben sorumu sorarken Büşra ceylanın arkasına gelmiş ve neredeyse tüm yükünü elleriyle ceylana yaslamıştı. Ceylan bedenindeki halatlarla ne kadar bükülebilirse okadar bükülmüş ve benim soruma cevap arıyordu "B-ben sadece paramı aldım bana sadece senin hakkında bilgi vermemi istediler kimseyi tanımıyorum yemin ederim ." "ARABADA öpüştüğün kimdi LAN ozaman ." Büşra ceylana doğru bağırmış ve daha çok yükünü yaslamıştı. "S-siz nerden biliyorsunuz benimi takip ettiniz ." Ay bu kızı ben niye asistan aldım aklım almıyor embesil enayinin önde gideni gizli kapaklı iş yapıyor bide etrafında olan bitenii görmüyor gerçi ceketinin içindeki ses kaydını nasıl görecek oda ayrı mevzu ama hadii neyse . Bu sırada herkes birer sandalye çekmiş ceylanın etrafına oturmuşlardı. "Ceylan anlatmaya başlamak için beş saniyen var aksi halde seni burda büşrayla bırakırım gerisini sen düşün artık ne gelir başına ." Ceylanın bu hayatta korktuğu kişilerden biride Büşra idi aslında bütün karakol bile korkardı ondan manyaktı çünkü sırf konuşmadı diye bir tane adamı saatlerce bıkmadan usanmadan dövmüş tü. Adam en son iki hafta komada kalmıştı. Komadan çıkınca birdaha dövmüştü manyak . Aklıma gelenler gülme isteği uyandırırken ceylan yaratık görmüş gibi bize bakıyordu . Sonra kekeleyerek konuşmaya başladı " Abbas o gün arabadaki kişi abbastı ama yemin ederim başka kimseyi tanımıyorum " "Abbas kim onun hakkında ne biliyorsan anlat geveleme AGZINDA" büşranın sonlara doğru yükselen sesi ile ceylan iyice ürkümüş tir tır titremeye başlamıştı . Büşraya yavaş olması konusunda bir bakış attıktan sonra ceylana geri döndüm. "Sevgilim Abbas benim sevgilimdi fazla ilerisini tanımam etmem onu bilirim o soktu beni bu işe Abbas hakkındada fazla bir bilgim yok sadece goçmen olduğunu b-biliyorum ailesi yok işinden de bbahsetmez fazla bana bütün b-bildiklerim bu kadar y-yemin ederim " ceylanın göz bebeklerinin içine baktığımda birşey daha söylemek veya saklamak arasında bir ikilemde olduğunu gördüm bir yanı bizden diğer yanı onlardan korkuyordu ve bunu açıkça belli ediyordu. "Söyle" diye bir soru yönelttim ceylana "N-neyi ?" "Kafanda söylemek veya söylememek arasında kaldığın her neyse söyle. " "B-birde şey bir eylem planladıklarını duydum sadece Abbas telefonda konuşurken duymuştum ." Oturduğum sandalyeden yavaşça kalkıp çıkışa yöneldim ceylan dışında herkes nereye gittiğimi biliyordu arabaya gittiğimde şoför koltuğunu değilde sağ koltuğun kapısını açtım ve içerdeki ceylanın çantasını aldım kapıyı kapatıp içeri geri döndüğümde Bekir Ali ve poyraz telefona bakıyordu yavuz ile Büşra ise birbirine ters ters bakmakla meşguldü gerçi ters ters bakan sadece büşra idi yavuz hiçbir tepki vermeden Büşraya bakıyordu . Çantayı açıp içinden telefonu çıkardım telefonunda şifre olmadığını görmek işimi kolaylaştırsada Şifre koymaması içinden pek birşey çıkmayacağınında göstergesiydi aslında bu kadar enayi değildir diyerek içimden geçirdim ve telefonu incelemeye başladım berzanla olan mesajlaşmalar vardı fakat mide bulandırcı olmaktan başka hiçbir şey barındırmıyordu. "Hadi ama ya bı insan bir sevişir iki sevişir ne azgın köpekmişsiniz arkadaş üff " içimdeki çatlak gene vırvır konuşmaya başlamıştı. Biraz daha gezindikten sonra buradan birşey çıkmayacagını anladım telefonu tekrar çantaya attım ve oturduğum sandalyeden ayaklandım . " Hadi çıkalım Büşra bir ekip yolla buraya şunu alsınlar çantayıda sen al emniyette incelettir ." Büşra kafasıyla beni onaylayıp çantayı elimden aldı ikimiz ve arkamızda Bekir ile birlikte ön tarafa ilerlerken diğerleri arka tarafta ilerliyordu . Büyük ihtimalle arabayı orda bırakmış olmalılardı. Büşra arkasına dönüp hayırdır der gibi bakış atınca Bekir konuşmaya başladı. "Burda tertemiz mis gibi araba varken bizimkilerin boklu arabasıyla gidemem valla hem şarkı açtırmıyorlar orda burda açarım ." Sinirim bozulmuş şekilde gülmekten başka cevap vermedim . Direksiyona geçtiğinde arabayı çalıştırdım ve yola koyulmaya başladım . Saat sekizdi ve oldukça yorulmuştum eve gitmek istiyordum sadece artık adliyeye gidemezdim allahın belası Burak iti beni mesleğimden etmişti . O ona göre sadece bir meslekti ama bana göre değildi bana göre vatandı yaptığım iş şimdiye kadar kaç çocuga bulaşacak uyuşturucu teşkilatını önlemiştim buraga göre sadece bir görevdi hatta görev bile değildi o vatan hainiydi . Ama ben her o uyuşturucuları onların elinden aldıgımda aklımdaki tek şey kurtarabildigim gençlerdi ve her silah deposu her terörist çetesi patlattığımda düşündüğüm tek şey masum insanların canıydı . Düşüncelerimden sıyrıldığımda tekrar yola odaklandım yavuzların arabası önümdeydi arkalarını takip etmekten başka hiçbirşey yapmadım sessizce takip ettim sadece; bekirin arkadan açtıgı popu bile kulağım duymuyordu aklımdaki tek ses "beni vatanımdan , görevimden ettiler , beni vurabilecekleri en derin yerlerden birinden vurmaya kalktılar ." Bu düşünce bana okadar çok şey hissettiriyordu ki ama en başta öfke vardı geri alacaktım elbet görevime geri dönecektim ama onların burunlarindan fitil fitil getirecektir hepsini o dört duvarda sürüm sürüm süründürecektim.. kırmızı ışıklarda durduğumuzda sağımizdaki tekel bayiyi gormemle hafif sağa kırıp arkadaki araçların ilerlemesine müsade ettim ve kenara park ettim arka koltuktaki çantamı aldım ve arabadan indim Büşra alacağım şeyin markasına kadar bilirken Bekir hafif sorgular şekilde bakıyordu fakat o bile bir soru sormadı öğrenmişlerdir ne olduğunu son dakika gitmeye karar verdiğim yerde bile ordaydilar , Ne garib iki senedir hiç bir şekilde olmayan insanlar geldikleri gibi iki adım arkamızda olmaya başladılar sorunda buydu ya neyse tekel bayiye girdiğimde iki şişe rakı dört şişede bira aldım Parasını ödedim ve çıktım . Arabaya geri döndüğümde elimdeki şişeleri büşraya verdim . O poşetin içine baktığında sadece güldü ama normal bir gülümseme değildi bu sınırı bozulmuş bir gulumsemeydi . Rakının biri benim diğeri Büşranındı bagajda bardaklarımız bile vardı diğer dört kutu bira ise erkeklerindi . Arabayı çalıştırıp . Yola devam edecekken önümde gene aynı aracı gördüm beklemişti beni . Bilmişti ne yaptığımı ,ne aldığımı , ben arabayı çalıştırınca oda devam etti yola ortalama yarım saat daha gittikten sonra durduk . Uçuruma gelmiştik . Arabadan indik hepimiz ben arka bagaja ilerlerken hepsi çime çökmüşlerdi . Bagajın sol köşesindeki iki kadehi aldım ve bagajı kapattım . Tek boş yer poyraz ve yavuzun arasıydı bende her zamanki yerime oturdum herkes yerini ezbere bilirdi Bekir ve poyrazın arasına Büşra yavuz ile poyrazın arasına ben yavuzun yanına Ali. Hep aynı şekilde daire olurduk herkes herkesi görürdü. Yerleştim yerime büşra poşeti açtı herkese verdi tek tek içkisini ben rakı şişesini aldım ,doldurdum iki bardağa da . Verdim birini büşraya . Hepimiz sustuk kimse azını açıp kimseye bir şey demedi. Ben yavaş yavaş içtim bardağımdaki rakıyı . Baktım uçurumdan devamına uzun uzun şimdi nolucaktı . Bundan sonra nasıl devam edicekti aklımda okadar çok soru vardıki aslında ama bir soru hepsinden önce geliyordu , mesleğimden bile önce; "Yanımdaki adam ile ben ne yapacaktım ?" Bir tek bu soru benim kalbimi ilgilendiriyordu . Bir yudum daha aldım rakıdan sonra bir yudum daha boğazımdan geçen o acı tat git gide uyuşuyordu . Sayamadım kaç kez bardağımı bitirip yenisini doldurdugumu artık tamamen uyuşmuştu beynim tam biten bardağımı tekrar dolduracaktım ki şişem elimden alınmıştı . Alan kimmiydi . Ah bu soruyu niye soruyordum ki . Müstakbel bin başı yavuz araf aslanoğlu . Cidden ismi bile yakışıklıydı . Heybetliydide hemde okadar heybetliydiki benim omuzlarımdan üç tane yan yana gelse ancak onun omzu ederdi dönen bir kez daha değil defalarca dönüp bakardı . Acaba askeriyede varmıydı onunla ilgilenen , kesin vardır. Kim bilir belki de bir sevgiliside vardır . Olamazmı yıllar geçti kesin vardır . " Sişemi geri ver ." "Hayır çok içtin bu kadar yeter. " " Ya sanane ister bir şişe içerim ister iki istersem burda sızana kadar içerim seni ilgilendirmez şişemi ver ." O ise beni hiç duymuyormuş gibiydi . İlk önce kendi kalktı ayağa sonra ise belimden tutarak beni ayağa kaldırdı . Ne kadardır burdaydık ki biz . Sanki beynimin içerisinde birşeyler uçuyordu . Yavuz beni belimden tutarak kendi arabasının sağ koltuğuna bindirdi . Kapıyı kapatıp kendide sürücü koltuğuna geçtiğinde ilermeye başladık. Ben ise yavuza bakıyordum , hakket ben neden dik dik Yavuz'a bakıyordum. " Neden gittin?" Yoldan bir kaç saniyeliğine bana döndüğünde gözümün içine baktı en derinlerine baktı . Sanki o göz bebeklerinin içerisindeki genç kızı çıkarmak istiyordu . Ama artık çok geçti o kız rafa kaldırılalı çok olmuştu. "Bir soru sordum bin başı?" Gene hiç bir cevap vermedı sadece bir kaç saniye gözümün içine baktıktan sonra önüne döndü. " SANA BİR SORU SORDUM ALLAHIN CEZASI ADAMBANA ARTIK BİR CEVAP VER NEDEN TERKETTİN BENİ . NEDEN BIRAKTIN ? " Boğazım acıyordu fakat ben bu umursamadan bağırmaya devam ettim . BEN ORDA BABAMIN YASINI DAHA TUTAMAZKEN SEN BENİ NEDEN BIRAKTIN . BEN YASLANACAK BİR OMUZ ARARKEN NEDEN KOLUMU KANADIMI KIRDIN . DAHA BABAMIN KIRKI ÇIKMAYI BIRAK AYI DOLMAMIŞTI AYI TEK BİR MESAJ BİLE ATMA ZAHMETİ BİLE GÖSTERMEDİN SEN . BEN SENİ BEKLEDİM YAVUZ AYLARCA BEKLEDİM HER KAPI ÇALDIĞINDA ACABA GELMİŞ OLABİLİRMİ HEVESİYLE AÇTIM O KAPIYI" Bir yandan bağırıp bir yandan da hıçkıra hıçkıra ağlıyordum . Göz yaşlarımı elimin tersiyle silecekken araba ani frenle durmasıyla öne doğru savruluyordum. Bir kaç saniye anlamsızca etrafıma baktığımda yavuzun kolunu önümde sper ettiğini gördüm . Tekrar ona döndüğümde beklediğim son şey vardı karşımda
Gözleri yaşlı bir yavuz vardı karşımda bir binbaşı değildi o şuan yavuz araf aslanoğlu değildi. Sadece yavuzdu. Benim yavuzum " Ben ne zaman içimdeki çocuğu gömdüm biliyormusun yavuz , Babamı toprağa gömdüğümde değil. Ben seni kaybettiği-" konuşan dudaklarımı parmağıyla susturdu. " Beni kaybetmedin bak burdayım Güzelim . Sen beni görmedin ama ben her zaman yanındaydım . " Başımı iki yana doğru sallayıp reddettim " Yalan söylüyorsun " " Yalanmı " hafif bir tebessüm ile bana baktı. "Üniversitenin ilk günündesin altında mavi bol Jeanin üzerinde kırmızı beyazlı bluzun , herkes mutlu sen donuk bakışlarla etrafa bakıyorsun ama belli birini arıyorsun " Seni " iyi ve kısılan sesim ile cevap verdim Yavuz'a "Sonra ikinci sınıfsın vize haftan kütüphaneden geç çıkmıştın . Ogün sana yaklaşan piçleri dövecegim diye imanım gevremisti ." Fazla güzelsin okadar güzelsin ki seni kimseye göstermek istemiyorum . Hep bana kal istiyorum . " " Niye hiç çıkmadın karşıma ? Okadar yıkıldığımı gördün hiçmi sızlamadı için . " " Seni her gördüğümde kendimi öldürmek istedim . Ama yapamazdım . Daha baban yeni şehit olmuşken seni bu duruma sürükleyemezdim ne seni nede büşrayı yeni kaybetmiştiniz ikinizde babalarınızı ağır gelirdik biz size varlığımızım acısındansa yoklugumuz daha iyiydi hepimiz için en azından biz bir gün şehit edilirsek bunun acısıyla yüzleşmezdiniz." " Eğer şehit olsaydınız daha az acırdı içim biliyormusun yavuz bir belirsizlikte kalmazdım en azından başım dik vatan sağolsun derdim . Aynı babama dediğim gibi . Ama canım bu kadar yanmazdı. Sen beni terkettin yavuz bunun bir geri dönüşü olamaz. Olmayacak bitti . Şimdi sür şu arabayı ." Yüzümü tekrar yola döndüm ve elimin tersi ile göz yaşlarımı sildim . Ne kadar daha yol gittik hatırlamıyorum, o geceden tek hatırladığım yavuzun üzerime kendi ceketini örtmesiydi. Geri kalan karanlık
Bİtttiiiiii
Şimdi güzel okuyucalırm diyecekki abla bıraktığın yeri ......
BEnde sizi seviyorum aşklarımmmmmm
Diger bölümde yolda uzun zamandır kitappad beni almadığı için yazamadım oyuzden hepinizden özür diliyorum
Mutlu kalınnnnnnnn
|
0% |