7. Bölüm

Bölüm 6 (Kahverengi Bavul)

Sultan B. G
bukalemun7

O gece bir anda sabah oluvermişti.

Gözlerini aralayıp yatakta kıvrandı. Eli ile yokladı. Başını kaldırdığında Caner’i bavula bir şeyler yerleştirirken gördü.

‘’Günaydın.’’ Dedi.

‘’Uyandın mı?’’ Caner elindeki kazakları sıkıştırdı. ‘’Geç kaldım. Annemler aşağıda, gelmişler. Gelin kahvaltısı bekliyorlar ama önemli değil.’’ Bavulun fermuarını çekti. ‘’Çok vaktim yok hemen aşağı inmem lazım.’’

Hiçbir şey anlamamıştı. Üzerindeki örtüyü çekip ayağa kalktı. Caner’in kendisine uzattığı elbiseyi aldı. Alel aceleydi. Bu hazırlığına bir türlü anlam veremedi.

‘’Hemen inelim, yoksa uçağı kaçıracağım.’’

‘’Ne uçağı?’’ Bir anda gözleri parladı. Hemen elbiseyi üzerine geçirdi. Tabi ya, balayına gideceklerdi.

Caner bir eli ile çenesini okşadı. ‘’İstanbul’a gidiyorum.’’

Yüzündeki gülümseme dondu. ‘’Gidiyorum mu?’’ Sesi fısıltı gibi çıktı. ‘’Yalnız mı?’’

Caner başını salladı. ‘’Yarın okulun ilk günü. İlk günden geç kalamam.’’ Gülbin’in başından aşağı kaynar sular dökülmüştü. Sersemlikle:

‘’Ama dün gece...’’

‘’Evet uyuduk, ama bu olmayacağı anlamına gelmiyor. İkimiz de çok yorgunduk.’’ Gülbin’i omzundan yakaladı. ‘’Okul tatil olur olmaz döneceğim.’’

‘’Bundan hiç bahsetmedin.’’

‘’Fırsatım olmadı.’’

‘’Sen bir yalancısın.’’ Sanki birkaç saliseliğine Caner’in gözlerinde nefreti gördü. O his bir ışık gibi yanıp sönmüştü.

‘’Sana okulumdan, hedeflerimden bahsettim. Eşim olarak buna ortak olmanı bekliyorum.’’

‘’Eşin olmadım.’’ Diyebildi. Sesi boğuk çıkmıştı.

‘’Anlamıyorum Gülbin.’’

Caner’in gözünde arsız bir kız gibi görünmek istemiyordu.

‘’Biz daha dün evlendik, henüz bir şey yaşamadık.’’ diyebildi.

‘’Her şeyin zamanı var.’’ Omzundan silkeleyip bırakmıştı. Gülbin afalladı. ‘’Seni anlıyorum ama senden bir eş olarak bana destek vermeni istiyorum.’’

Gülbin’in dili tutulmuştu. ‘’Ama.’’ Konuşamadı.

‘’Tatilde geleceğim, söz.’’ Caner titriyordu. ‘’Hem o zaman balayına da gideriz.’’ Gülbin doğru söyleyip söylemediğinden emin olmak için pür dikkat bakıyordu. Caner orta yolu bulmak zorunda olduğunu anladı. ‘’Sana söz veriyorum buna da sabret, seni hep arayacağım.’’

Göz pınarları ıslanmıştı. ‘’Ben de seninle geleyim.’’

‘’Ben orada okuyacağım!’’ Hızlı hızlı soluyordu. Her nefes alışında göğsü inip kalkıyor, elleri üstündeki damarlar belirginleşiyordu. ‘’Doğru olan senin burada, annemlerin yanında kalman.’’ Gülbin’e yaklaştı. Çenesinden tuttu. Dudaklarına ıslak bir buse kondurdu. ‘’Onlara layıkıyla gelinlik yapmalısın.’’ Bir buse daha kondurdu. ‘’İşleri yoluna koyduğum ilk anda seni yanıma alacağım.’’ Bir buse daha… ‘’İnan bana beşik kertmem.’’ Elleri omzundan kalçalarına indi. Gülbin kendinden geçmişti. Islak gözlerindeki yaşlar dindi.

‘’Söz mü?’’ Yine sevgisine yenilmişti.

‘’Söz.’’

Elinden tuttu. Diğer eline de bavulunu alıp aşağı indiler. Anne ve babası avludaki çardağa oturmuş onları bekliyorlardı. Annesinin gözü yaşlıydı.

‘’Oğlum.’’ Dedi. ‘’Gurbetin yükü ağır, özlemi sert olur.’’ Höykürdü. ‘’Bunca varlığı bırakıp ne diye gidersin İstanbullara, ne var şu gökdelenlerde?’’

Annesine sarıldı. ‘’Yapma anne, gelinin bile razı oldu. Sen yapma.’’

Kadıncağız konuşamadı. Oracıkta vedalaştılar. Caner anne ve babasının ellerini öptü. Dayısına, teyzesine, halasına, amcasına tek tek sarıldı. Sonra gerisin geri arabaya döndü. Bavulunu şoföre uzattı. Gülbin’e baktı. Küçük çiçekli elbiseler içinde süzüm süzüm süzülüyordu. Parmaklarındaki kınalar nar gibi kızarmıştı. Titriyordu. Besbelli ağlamamak için kendini sıkıyordu. Bir eli ile akmasına engel olamadığı gözyaşını sildi. Kollarındaki bilezikler şıngırdadı.

İşte o an Caner’le göz göze geldi. Arabaya binip penceresinden bakarken zaman yavaşlamıştı. O an bir gurbet ateşi bağrına çalınmış, kemirgen bir kurt kalbine düşmüştü. Dönüşü belirsiz bir kavuşmanın hasreti kalbine yerleşmişti. Araç uzaklaştı. Hıçkırdı. Taze gelin, daha kadın olamadan yar yolu gözlemeye mecbur bırakılmıştı.

Kendini daha fazla tutamadı. Merdivenleri koşar adım çıkıp odasına kapandı. Yatağına uzanıp hıçkıra hıçkıra ağladı. Islak gözleri Hatice’nin verdiği çarşafa takıldı. Teni tenine dokunamadan, gelinliğin tadına varamadan eşinden ayrı düşmüştü.

Başını Caner’in bir gece uyuduğu yastığına yasladı. Kokusunu içine çekti. Ağlamaları bir türlü dinmiyordu. Komodinin üzerindeki pijamayı göğsüne bastı. İncecik süzülen göz yaşları yastığa dökülüyordu.

O günden sonra o pijamaları hiç yıkatmadı. Her gece ona sarılıp uyuyordu. Caner’in varlığını sürekli yanında hayal ediyordu. Artık hayali yetmez olsa da elden bir şey gelmezdi. Razı olduğu hasret içini yaksa da bu çileyi çekmek zorundaydı.

O günden sonra kaynanası ile de arası açılmıştı. Oğlunu yanında tutamayışını, evine bağlayamayışından dolayı gelinine kızgındı. Oysa bilmezdi ki Caner, kadını olmasına bile müsaade etmemişti.

Hiç bilmediği bir ailede bilmediği insanlara anne baba demeye alışıyor, gelinlik yapmaya çalışıyordu. Görümcesi ile geçinmeye, evin düzenini öğrenemeye çabalıyordu. Bütün bunlar içinde bir de yârinin yolunu gözlemek onu oldukça yıpratıyordu.

Oralarda biz söz vardı: Gelini, geldiği evde tandırdan sokup küllerden çıkarır el kapısı; gelini yeniden yapar. İşte tam olarak böyle oluyordu. Evin eşyasını koyuş şekilleri bile kendi ailesinden farklıydı. Bardakların yeri, tabaklar, banyo düzeni her şey farklıydı. Bütün bu farklılıklara alışması çok zordu. Hele ki kocası yanında yokken bu evde yabancı hissediyordu.

Ellerinde ki kınalar kuruyor, rengi soluyordu. Yani zaman geçiyordu. Kimi zaman pencere önünde Caner’in aramasını beklerken sabahı ediyor, kimi zaman uyuyakalıyordu.

Caner ile pek konuşamıyorlardı. Dediğine göre çok yoğundu. Aklını derslerine vermesi gerekiyordu. Gülbin’e hep bu bahaneyle geliyordu.

Kaynanası her defasında bu durumu kabul ettiğini yüzüne vuruyordu. Evin içinde yârinin yokluğuna sızlanamıyordu bile.

En çok da kazağının kokusunun usulca kaybolmasına üzülüyordu. Onu çok özlüyordu.

Her gün bin aydı Gülbin’e. Tazecik gelin her günün hızla geçip gitmesi, vuslatın bir an evvel gelmesi için dualar ediyordu.

Bölüm : 16.04.2025 14:33 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...