@bukalemun_misali
|
Bebeğimin kapısını açıp koltuğuma oturdum çok seviyorum bu arabayı.Bana konforlu gelen her şeyi seviyorum ama arabamı bir başka.Mehmet'in attığı konuma gelince arabamı kafenin önüne park ettim.Hava biraz serinlemişti buraya kış çabucak gelir yani gelirdi hala öyle midir bilmem.Kafeden içeri girdiğimde Mehmet elini kaldırdı üçüde ayaklanırken elimle durun durun işareti yapınca geri oturdular yerlerine. "Selam arkadaşlar" onlara elimi uzatmadım ben temas sevmem mecbur kalmadıkça kimseyle tokalaşmam.Onlar da zaten böyle bir girişimde bulunmadı. "Hoşgeldiniz amirim" üçüde aynı anda konuşurken onlara gülümseyip sandalyeye yerleştim "Başka gelen olmayacak galiba ne içersiniz amirim ne yersiniz" Mehmet'in bu heyecanlı halleri komik geliyor bana.O kadar belli ki toyluğu. "Sen daha önce hiç çalıştın mı kaç yaşındasın bakıyım" utandı biraz "Ben 25 yaşındayım amirim hayatımda ilk defa çalışmaya dün başladım.Hayatım boyunca hep polis olmak istedim her seferinde bir sorun çıkardılar üçüncü denememde kazandım." şaşırttı beni goygoycu bir karakter sanmıştım onu. "Valla helal olsun demekki bu kadar mutluluktan fevrisin.Bildiğim iyi oldu senin hakkında yanlış düşüncelere kapılmam." başını daha da dik tutup 'eyvallah' anlamında eğdi.Diğerlerine bakıp devam ettim "Sen Murat ve sen Alparslan sizler anlatın birazda sizi tanıyayım" Murat bekliyormuş zaten hemen atıldı "Amirim bende polis olarak 23 yaşında çıktım okuldan da özel harekat eğitimini başarıyla tamamlamam iki üç turu bulduğu için ancak seçildim.Özel harekatçı olarak ilk defa görev yapıyorum.Kadrodayken çocuk şubedeydim orası da güzeldi ama özel harekat başka bir boyut" onunda çabalayarak buraya gelmesi sevindirdi beni.Bizde çabalamayan kazanamaz gerçekten istemeyen de kazanamaz. "Ben polis okulundan sonra bir sene özel harekat eğitiminden geçip de başladım amirim" üçümüzde çay içiyorduk ve Alparslan'ın da söylediğinden sonra ister istemez sıra bende gibi bir şey oldu.İnsanlarla arama mesafe koymayı beceririm ama burada daha da dikkatli olmam gerekiyor çünkü timin amiriyim.Ne fazla konuşup detay vermeliyim ne de az konuşup despot olmalıyım. "Ben 28 yaşındayım beş sene oldu Alparslan gibi polis okulundan sonra eğitim aldım bir sene dereceye girdiğim için Ankara'da görev yaptım.Sonra da buradayım işte."çayımı yudumlayıp Alparslan'a baktım "O zaman kaç yaşındasın sen" hiç beklemeden cevapladı "30" kafamı salladım o zaman ona abi demem gerekiyor muydu.Ben en iyisi burada nasıl davranmam gerektiğini öğrenmek için baba beyi arayayım. "Burası güzel aslında ben sürekli bir operasyon çatışma olacak gibi gelmiştim.Ama baksanıza saat akşam 10 dışarı hala kadınlar ve çocuklar var.Rahatlar yani ben böyle beklemiyordum açıkçası" Murat'ın söyledikleri beni geçmişe götürdü.Bir anda konuşmuş bulundum "Böyle değildi" bana merakla bakarlarken elmecbur devam ettim "Yani Hendek Operasyonları zamanında burası çok kötüydü.Akşamları sokağa çıkma yasakları vardı teröristler her yeri kazıyorlardı.Kendinden olana bile acımıyorlardı çok kötüydü.Her an her yerden bir acı olay duyuluyordu.İnsanlar kapıdan kafasını çıkaramıyorlardı.Bu şehir buralara hiç kolay gelmedi.Çocuklar hastalanıyorlardı hastaneye gidemiyorlardı,yatağa bağlı hastaların kontrolü geliyordu doktorlar eve gelemiyorlardı.Yahu hamile kadınlar evde doğurmak zorunda kalıyorlardı.Her yer kan,ebe bir evden bir eve saklana saklana gidiyordu.Kadınlar kendi çabalarıyla doğurmaya doğurtmaya çalışıyorlardı bebekler ters geldiği için doğarken yanlış müdahale olduğundan ölüyorlardı.Ya da anneleri ölüyordu.Burası bu hale gelene kadar çok acı çektiler bırakta şimdi insanlar sefasını sürsün aslanım." üçününde yüzleri bembeyaz olmuştu.Ortamda biraz sessizlik olduğunda sıkılırdım ben "Tamam arkadaşlar sakin olun bunları hiç mi duymadınız haberlerde söyleniyordu.İnanmıyor muydunuz yoksa" "O anlatırken ki yüz ifadeniz çok gerçekti yaşamış gibiydiniz de" Alparslan'a ne diyeceğimi bilemedim dikkatliydi ve sorguluyordu.Yalan söylemekten nefret ederim ve asla da beceremem zaten illa ki yakalanırım en iyisi ortamdan kaçmak belki de samimiyet kurmamalıydım. "Empati yeteneğimin yüksek olduğunu söylerdi eğitmenlerim.Her neyse arkadaşlar bana müsaade kimse de gelmedi bir gün şöyle timce bir yemek ayarlayalım" derken bardaktaki son yudum çayımı da içtikten sonra ayaklandım "Haydi iyi geceler" onlarda 'iyi geceler' diyerek karşılık verirken çıktım kafeden.Bebeğimin kapısını açıp yerleştiğimde derin bir nefes bıraktım.Olduğum yere şöyle bir göz gezdirirken anlattıklarımla aklıma düşen anılarla dalgalandı gözlerim.Gerçekten de çok değişmiş burası ama güzel anlamda.O zamanlar çok kötüydü her gün silah sesleri,çatışma sesleri gelirdi kulağımıza.Bir zaman sonra alışmıştık ama o doğurmaya çalışan kadınların sesleri var ya onların çığlıkları gitmiyor kulağımdan bazen sesleri kesilene kadar tüm ev halkı ağlardı.Sesleri kesilene kadar diyorum ya o çığlıklardan sonra gelen bebeğin ağlaması olmazsa o kadın öyle bir bağırırdı ki işte o zaman babamın bile gözünden yaş geldiğini görmüşlüğüm var.Bir komşumuz vardı kadının birkaç yıl çocuğu Olmamış.Sonra bir gün anneme geldiğini hatırlıyorum hamile olduğunu söylemeye gelmiş nasıl da mutluydu ağlıyordu bile mutluluktan.Doğumu tam da bu operasyon zamanına denk gelmişti ama teröristler onun hastaneye gitmesine izin vermediler.Kadın mecburen evde doğurmak zorundaydı her şeyi hazırlıyorlardı sıcak su,bez,kova.Ebe kim bilir nerede olduğu için kadının bacaklarının arasına teyzem girmişti.Daha önce bir ebeye yardım ettiği için kadınlar onun yapabileceğine inanıyorlardı.Kadın çığlık çığlığa bağırırken kocası birden içeri koşarak girdi odadaki diğer kadınlar onu tutamadılar da zaten niye tutmaya çalıştıklarını da anlamamıştım.Adam kadının elini tutmuştu bir dua okuyordu kadında onu tekrarlıyordu.Kadın sakinleşmişti birbirlerini gerçekten sevdikleri o kadar belliydi ki adam kadının alnına yasladı alnını kadının çığlıkları tekrar başladı ve ortalığı inleten bir 'ingayla' artık bebek doğmuştu.Adam heyecanla teyzemin bebeği temizlemesini beklediler.Bebek ınga demişti ama çırpınan kolları ve bacakları yavaşlayarak durmuştu.Teyzem bebeği babasına verdiğinde heyecanla eşine döndü ama onlarda ters giden bir şeylerin farkına vardılar.Kadın bebeğini çekip aldı kocasından sarstı,sarstı teyzeme baktı.Yüzündeki o ifadeyi hiç unutamam.O dudaklarındaki titremeyi gözlerinden ardı ardına akan damlaları kocasına bakışını.Eşi bebeğine uzandığında çekip göğsüne koydu bebeğini
"Ağlayacak" fısıltısı ölüm sessizliği gibiydi'hadi bebeğim hadi yavrum bırakma bizi,seni çok bekledik böyle olmaz'diyerek bebeğini öpüp kokluyordu ama geri dönüşü yoktu.Herkes bi köşeye çekilip içi çıkana kadar ağladı.Adam kadının koynundaki yavrusunu usulca aldı eşini de kolunun altına aldı öylece ağladılar.Operasyon haberlerinin hiçbirinde böyle bir tablo yoktu ama biz yaşamıştık işte.O masum can bir hastanede olsaydı kurtarılırdı ama o lanet operasyon yüzünden kaybedilmişti bebek.Bu daha bizim evde olan bir şeydi operasyon bittikten sadece bizim evde böyle bir acının yaşanmadığını öğrenmiştik. Hatırladığım anılarla gözlerimden gelen yaşlar yüzümü sırılsıklam etti yan koltukta aldığım mendille temizledim.Tamam Gökçe sakin olman lazım nefes al nefes ver tamam o piç döllerinden yaşayamayan bebeklerin intikamını da alacaksın.Her zaman torpitomda olan suyumdan aldım birkaç yudum tamam iyiyim.Acaba o zamanlar bebeğini kaybeden ailenin başka çocuğu olmuş mudur.Bir anda gelen merakla kontağı çevirdim aksiyon yaşamayalı epey zaman olmuştu.Sokaklar değişmiş evlerin çoğu yıkılmış yeni binalar yapılmış ama belki onlar hala aynı yerdedir.Bebeğimi şöyle güzel bir yere bırakıp yaya gitmem daha güvenli dikkat çekmemem lazım.Bebişimi bir binanın parkına bıraktım silahımı da belime koyup indim.Bu ara sokaklar çok değişmemiş yolları hala saçma sapan bi düzeltmemişler.Yavaş yavaş yürürken arada insanların bakışları bana kayıyor ama sonra tekrar önlerine dönüyorlardı insanlar artık evlerine gidiyorlar.Bazı binalarda ışıkların çoğu kapatılmış burada erken yatılır erken kalkılırdı demekki o adet değişmemiş.Evin olduğu sokağa yaklaşınca artık kimse yoktu etrafta temkinlice ilerlerken gerildiğimi fark ettim.Hadi dostum sen operasyonun ortasında gelip çat çat adam alan kadınsın.Kendime gaz verirken birden gözüme tutulan fenerle tavşan gibi kaldım. "Sen kimsen" sesini duyduğum gibi fotoğrafı da düştü gözümün önüne "Bey amca kayboldum yolumu arıyorum" feneri kafamdan çekip vücudumda gezdirdi "Erkeğe benzersin sesin ince kız mısın sen" o an beni yakından da görse tanımayacağını düşündüm kaçsam da kovalayamazdı ama bağırırsa duyan herkesi peşime takardı. "Aslında ben yokum sen rüya görüyorsun" fenerin ışığının büyüyüp hareket etmesiyle bana doğru geldiğini anladım. "Diyorum ki rüyadasın dayııı gir içeri yat,bana bulaşma hadi eyvallah" deyip küçükken kısa yol olarak kullandığımız duvara atlayıp tırmandım.Hızlı hızlı koşarken arkamdan birilerini gönderdiğini duydum ve benim haricimde koşan ayak sesleriyle yan mahallede gördüğüm kamyona koşup altına girip yattım.Seni bunak az kalsın başıma iş açıyordun küçükken de böyle belaydı bu bahçesinden incir alıyoruz diye bize tuzak kurup kulağımızdan çeke çeke babamın yanına götürmüştü.Hala ölmemiş milletin başına bela. "Boşver şu bunağı belki de cinler musallat olmuştur gece gece boşuna yoruyor bizi" arkamdan gelenler de pes edip giderken tuttuğum nefesimi bıraktım.Gittiklerinden emin olunca yavaşça çıktım ve doğruldum iyi maceraydı he. |
0% |