Merhaba arkadaşlar nasılsınız,iyi misiniz?Sizden bir ricam olacak kitappad geleneği olarak kitaba başladığınız tarihi yorum olarak yazar mısınız?Vee instagram hesabımızı da bırakıyorum buraya,takip edin lütfen bölüm duyuruları oradan geliyor.İyi okumalar :)) @bukalemun_misali
Ankara'ya geleli dokuz ay olmuştu buraya geldiğimde ilk işim hemen bir kadın sığınma evine yerleşmek oldu.Orada biraz misafir ediyorlar ama gençsen ve çalışabileceksen bir an önce misafirliğin bitmesini istiyorlardı.Onlarda haklıydı sonuçta o evlere sığınmak için her gün en az beş kadın geliyordu Bu yüzden bende bir kafede iş bulmuştum.Psikolojik olarak tam iyi değildim,birileri beni tanıyacak,yakalayacak diye çok korkuyordum.O kafede çalışmayı seviyordum ama müşterilerini sevmiyordum çünkü buraya gelenler hep zengin çocukları,kibirliler,bize üstten bakmaya bayılıyorlar.Ben kürdüm esmerim ve gözlerimde ela evet biliyorum dikkat çekiyorum,bu konuda mütevazi olamam güzelim ve farkındayım ama keşke kaderim güzel olsaydı.Bu zengin züppeleri kafede çalışan kızlara asılıyorlardı,yürümeyip direk koşuyorlar patronumuz Halil Abi bizi konuda olduğu gibi her konuda korurdu.Hemen müdahale ederdi erkekler böyleydi ama kızlarda bizi eziklemeye bayılıyorlardı.Yanındakilere hava atmak için bile bilerek kahvenin soğuk geldiğini söyleyip yenisini isterlerdi.Mertle o kafede tanışmıştık,o zamanlar kadrolu polisti gece devriyesinde mutlaka uğrardı kahve almaya.Bir iki kerede kızların böyle hareketlerine denk gelmişti.İlk başlarda sanki bilerek benimle iletişim kuruyor diye düşünmüştüm sanki beni onlara verecek gibi geliyordu çünkü benim ailemde Şırnak'ta polislerle askerlerle içli dışlılardı,devletle birlikteydiler o zamanlar içimizdeki teröristler rağmen babam olacak insan ve Agit amca askerlere koruculuk da yaparlardı.Ama sonra onların beni zaten aramayacaklarını düşündüm ve Mertle rahat rahat sohbet etmeye başladım.Mert diyorum ama aslında benden beş yaş büyüktü o zamanlar ona abi derdim onunda hoşuna giderdi, mutlu olurdu.Yine bir gece mesaiye kalmıştım bu ay maaşını da aldığım zaman bir odalı bir ev tutabiliyordum.Müşterinin istediği kahveyi götürdüğümde adamın kibarlık edip 'teşekkür ederim' demesine bende gülümseyerek 'afiyet olsun' demiştim.Tüm konuşma bundan ibaretti ama yanındaki kadın sanki adama cilve yapıyormuşum gibi kolumdan itekleyerek,'hadi canım hadi başka kapıya' demesi çok sinirlendirmişti ama tabi sesimi çıkarmamıştım çünkü onlar çok güçlü daha önce böyle durumlarda tepki verdiğimde Halil abiye gidip beni işten çıkarması için baskı yapıyorlardı.Bir daha gelmeyiz her yerde kötüleriz burayı müşteri kaybedersin diye tehdit eden bile olmuştu.Onun için sustum ve tezgahın arkasına geçtim.Kadın ise ondan korktuğumdan sustuğumu sanıp oturduğu yerde daha da yayılmıştı.Kapının açılma sesiyle o tarafa döndüğümde Mert'in geldiğini gördüm.Üniformanın yakışmadığı erkek var mıydı?
"İyi akşamlar,bana her zamankinden yapar mısın" ona başımı sallarken konuştum
"Tabi yaparım abi"
"Nasıl geçti bugün var mı vukuat" her geldiğinde soruyordu böyle bende ona
"Asayiş berkemal amirim" diyordum çok hoşuna gidiyordu.İkimiz öyle kıkırdarken o kadın geldi arada Mert in olduğu zamanlar burada oluyordu.Ve Mert'e baktığını da görmüştüm
"Hayırdır memur bey bu kız sizi de mi rahatsız ediyor" kaşlarımı çatarak ona döndüğümde hala Mert'e bakıyordu
"Hanımefendi bir isteğiniz yoksa lütfen başka müşterilerimi rahatsız etmeyin" deyince sinirle bana döndü
"Kes sesini sürtük" ben ilk defa böyle bir hakaret almanın şaşkınlığıyla kalakalırken Mert kadını tuttuğu gibi arka tarafa götürdü her şey bir anda olmuştu.Kadının masasına baktığımda farkında değillerdi bende hemen geçtim arkaya Mert kadının sırtını göğsüne yasladı kulağına eğilmişti
"Bana bak asıl sürtüğün kim olduğu apaçık ortada bir daha senin bu kızla uğraştığını görürsem mahvedersem seni" tıslamıştı resmen kadın korkuyla bakarken hızlı hızlı kafasını sallıyordu Mert onu tekrar sarstı
"Duydun mu" kadın transa geçmişti hala kafasını sallıyordu
"Duydum duydum bırak beni" itekleyerek bıraktığı kadın ellerinin üstüne düştü.
"Özür dile" diyip kadının bakımlı elinin üstüne bastı,bağıramasın diye de ağzını kapattı gerçekten psikolopatlar gibi davranıyordu bu kadar şiddet fazlaydı.Yere oturdum ve kadının elindeki ayağını kaldırdım
"Napıyorsun kendine gel yeter,abarttın" dediğimde bana da aynı öfkeli gözlerle baktı kadın benden aldığı destekle elini çekmişti,bana baktığını görünce bende gözlerinin içine baktım.Kötü bir kadın bile olsa böyle bir şiddeti hak etmiyordu
"Özür dilerim gerçekten özür dilerim" deyip ayağa kalktığı gibi ön tarafa koşup gitti.
"Bizde geçelim öne,benden başka çalışan yok" arkamdan geldiğini botlarıyla yeri döver gibi yürümesinden anlamıştım.Kadının masasına baktığımda aceleyle toparlandığını gördüm,gidiyordu iyi en azından olayı büyütmemişti.
"Gökçe" ben yerime geçerken o da tezgahın önüne geçmişti ona bakmadan yarım kalan kahvesini yapmaya devam ettim.
"Bak gecelere kadar çalışıyorsun,arkadaşın yok,sessizsin,ürkeksin" biraz soluklandı
"Geçen gece seni takip ettim" duraksadım ama bakmadım ona
"Kadın sığınma evinde kalıyormuşsun" bir şey dememi bekler gibi durdu yine.Bu sefer konuştum
"Ee yani nolmuş,kalamam mı ne anlatıyorsun sen" yaptığım kahvesini önüne bıraktım sertçe,gözlerine baktım
"Çocuk değilim ben,işini doğru yap artık benimle muhatap da olma.Kahvesini alıp içmeye başladı,gözleri kadını takip ederken konuştu
"Bir gece mesaisinden çıktığında o sokakta seni serserilerden kurtaran da bendim" şaşırmıştım.O serseriler beni taciz edince aklıma o şerefsizin bana yaptıkları gelmişti hiçbir şey yapamamıştım.Kriz geçirmişim orada uyandığımda hastanedeydim demekki o bana görünmeden kaybolan kahraman Mertmiş.Ben düşünürken bana bakmadan devam etti sözlerine
"Zaten o günden sonra sürekli geldim buraya.Bak benim kız kardeşim bi serseri yüzünden hayatını bitirdi.Eğer yaşasaydı seninle yaşıttı" ona baktım gözleri dolmuştu hala karşıya bakıyordu.Eline doğru uzattım elimi ama dokunamadım korktum,gözlerindeki yaşlar aktı elime.
"Gözlerinde onun gibi korkular var,sana da acı çektirmişler görüyorum anlıyorum ben.Onu yaşatamadım bırak seni yaşatayım.Beni en çok sana çeken ne biliyor musun?Adın Gökçe değil senin,buradakilere Gökçe demişsin öyle sesleniyorlar sana ama o hastanedeki gece kimliğini ben verdim Diyar yazıyordu." gözlerini sildi,yüzünü temizledi
"Kardeşimin adını ben koymuştum Gökçeydi adı,bu kadar tesadüf olamaz.Allah kardeşimin yerine seni gönderdi bana.Bırak da abiliğimi sana yapıyım.Annem var babam var babam emniyet amiri annem de avukat.Sana her türlü imkanı veririz sen yeterki bizim Gökçemiz ol.Bak sana şuan deli saçması geliyor olabilir tüm bunlar ama beni de anla.Kardeşimin yokluğuna dayanamıyorum Gökçe lütfen bana güven gel tanış ailemle sığınma evinde daha fazla kalamazsın biliyorum,bu yüzden sürekli mesai yaptığını da biliyorum.Gel bizim kızımız ol akıllı kızsın küçüksün de daha sınavlara girersin istediğin bölümde istediğin üniversiteye gidersin.Hem "telsizinden gelen sesle aniden kalktı ben denilenlerden bir şey anlamamıştım ama o çoktan hareketlenmişti
"Geleceğim yine" koşarak çıkmıştı kafeden bende öyle şaşkınlığımla kalmıştım.
O avukatın bana sürtük demesi o günleri hatırlatmıştı bana.Beni hiç tanımayan bir adamın sırf biri bana sürtük dedi diye yaptıklarını hatırladım.Oysa Baran ve Mirza o kadının yanında oldular.Hiçbir şey yapmadılar ona sus bile demediler.Gözlerim yine yaşla dolunca dayanamadım bu sefer elimi ağzımı kapattım ve çöktüğüm yerde iki büklüm oldum.Şimdi ağlayabilirim işte bu seferde kötü düştüm ama ben kalkarım daha güçlü kalkarım.Burada ne kadardır ağladığımı bilmiyorum ama telefonumun mesaj sesiyle hemen ekranı açtım.Özel harekatçı her zaman ne koşulda olursa olsun telefonuna duyarlı olmalıydı.Müdür timimi bahçeye çağırıyordu hemen toparlanmam lazım.Yüzümü kollarımla kuruladım sesimin düzgün çıkması içinde boğazımı temizliyorum ama tuvalete gitmek benim için daha iyi olacak.Yüzümün kırmızı gözlerimin şiş olduğuna eminim hızlıca kalktım ayağa odadan çıktım.Yanımdan geçenlere çok bakmamaya çalışarak yürürken karşımdan gelen Mirza'yı fark edince havaya kalkan ayağım sekteye uğradı,çaktırmadan yoluma devam ederken önümü kesti.Ona bakmadan bekledim sadece derin br nefes aldı
"Bir özür dileseydin bari,bu kadar mı değiştin?" ona kırgınlığımın üstüne kırgınlık eklenmişti o kız bana 'sürtük' dediğinde sessiz kaldı ya o dayağı hak etti iyi yaptım.Arkamdan yine o kadının sesi geldi
"Mirza seni bekliyoruz hadi" işte o zaman baktım Mirza'ya,yüzümü gördüğünde ağlamam onu şaşırtmıştı.İçimdeki kırgınlığa rağmen öfkem baskın geldi iğrenç bir varlıkmış gibi baktım ona.Omuz atıp geçtim yanından.İlerideki tuvalete girdim aynada kendimi gördüğümde bende acıdım kendime.Şişmiş kızarmış gözler,dudaklar neyse dedim yüzümü iyice soğuk suyla yıkadım migrenim tuttu derim.Hızlıca çıktım koşar adım bahçeye indim fazla oyalanmıştım.Tim yine aynı çardakta oturuyordu kaynaşmış da görünüyorlardı.Beni görünce Murat yana kaymıştı onlar sormadan konuştum
"Müdür fazla ütüledi kafamı,migrenim tuttu o zamanda böyle mal gibi oluyorum."
"Dedim size dinleyin geçin diye" Dilaver e güldüm ve ayağa kalktım
"Şimdi de bizi bahçeye çağırdı burada olur birazdan,sebebini bende bilmiyorum" derken merkezin kapısında göründü diğerleri de ayağa kalkarken müdür bey eliyle oturun işareti yaparken konuştu
"Rahat olun arkadaşlar,artık hepiniz tamamsınız timinizin adı Devrim timi,amirlerin soy ismini kullanıyoruz.Bir operasyon var aramıza sızan avukatlar ve hakim var avukatlarla ilgili güzel ilerleme oluyor fakat hakimin açığını bulamıyoruz.Bu konuda sizden destek almayı uygun bulduk çünkü hakim yenilerin aklına girip yanlarına çekmeyi seviyor.İstihbaratla beraber çalışacaksınız operasyon bilgilerini size onlar verecek.Yarın çalışmıyorsunuz dinlenin ertesi gün için bilgiler size ulaşacak telefonunuzu takip edin" deyip tek tek hepimize baktı
"Var mı bir sıkıntısı olan" Alparslan abi boğazını temizledi
"Müdürüm yeniler dediniz de yani bizden yeni olanlar mı görevli" bende orasını tam anlamamıştım
"Zümra,Murat ve Alparslan sen üçünüz özel harekatçı olarak ilk görev yerinize geldiniz o yüzden siz hakime yem olacaksınız.Sizin güvenliğiniz için geri kalanlarda sürekli sizinle olacak.Hakime yanaşmaya bakın hatta şöyle düşündük hakim gün içinde burada olacak onun karşısına çıkın tesadüfi tanışın zaten o sizi hemen araştıracak.Çünkü buradaki herkesi çok iyi tanıyor yeni olduğunuzu hemen fark edecek.Hakim operasyonu için bizden bir kadın onunla flört aşamasında o yüzden bir gün olmasa ertesi gün mutlaka uğruyor buraya.O geldiği sıralarda karşısına çıkarsınız mesela Gökçe'nin sabahki operasyonda yaptığını sorarsınız ona bunu sormanız bile sizin devlete tam güvenmediğinizi gösterir ve şerefsiz hakimin hoşuna gider zayıf görür sizi." müdürün sözü bittiğinde Zümra elini kaldırdı,minnoş bir kızdı
"Müdürüm hepimiz olduğumuz gibi davranacağız değil mi yani kılık değiştirmiyoruz.Görev içinde gizli görev yapıyoruz doğru mu anladım"
"Aynen öyle dediğim gibi detayları zamanı geldikçe konuşacağız" Müdür Bey konuşurken kaşlarıyla kapıyı gösterdiğinde o tarafa döndük hepimiz ama bu müdürün hoşuma gitmedi tısladı resmen
"Arkadaşlar öyle hemen dikkatini çekmeyin adam zaten pimpiriklinin teki kıllandırmayın" doğru söylüyordu trene bakar gibi hep birden bakmıştık adama.Hakim giriş kapısından geçtiğinde kendince bize doğru çaktırmadan bir bakış atmıştı.Şubeden içeri girdiğinde müdür de ayaklandı
"Hadi bakalım dikkatli olun ve bu operasyondan aileniz de dahil kimseye bahsetmek yok" hepimiz 'emredersiniz' diye onayladık onu.Müdür de merkezden içeri girince Zümrayla Murat kalktı
"O zaman biz kantine falan geçelim bi dolanalım abi sende dışarıda bekle.Bakalım kimi seçecek" o ikisi giderken Alparslan abi de kalkmıştı geriye kalan Zehra,Dilaver,Anıl,Ahmet,Mehmet,Oğuzhan,Koray kalmıştık.
"Bir çay içelim mi amirim" Dilaver in önerisiyle acıktığımı hissettim.
"Arkadaşlar ben bi yemek yiyeyim sonra da spora geçicem,size afiyet olsun bir şey olursa haberleşiriz" onlar çay içmeye kantine giderken bende spor çantamı almaya çıktım.Buranın spor salonu da güzeldi boş oturmaya gerek yok spor iyi gelir.Karşıdan gelen hain hakimi görünce telefonumu çıkarıp mesaj yazıyormuş gibi yaptım.
"Af edersiniz" yanımdan geçerken birden seslenince gerçekten de irkildim ve tepkime şaşırmadı.
"Siz yeni tayine gelenlerdensiniz galiba?" müdür demişti zaten sizi fark eder diye
"Merhaba evet siz kimsiniz avukat mı?" biraz bozuldu tahminime
"Hakimim ben,Destan Sayer" uzattığı elini tuttum şerefsiz seni
"Gökçe Devrim" kaşlarını kaldırıp yüzünü yana attı
"Ayağının tozuyla adam yakan Sıyrık Gökçe ha?" elimi hala tutarken tepkimi merakla bekliyordu.Elimi çektim ve cebime soktum iyice yıkamalıydım.
"Aslında bu kadar meşhur edecek bir olay değildi.Yoksa bana dava açıldı,mahkemeye intikal etti de benim mi haberim yok" iğrenç esprimi kafasını geriye atıp gür sesiyle kahkaha atarak karşıladı.Gerçekten iğrenç bir insan
"Hayır merak etmeyin bu güzellikle sizi mahkeme salonunda ağırlamayı istemem.Ama sizinle bir hoşgeldin kahvesi içmek isterim" haydaa bu nereden çıktı şimdi ayrıca bu adam bana mı yürüyor ben mi yanlış anlıyorum acaba.Ne yapmam gerektiğini müdüre sormam lazım planda ben yoktum
"Şöyle yapalım benim bir evrak işim vardı ben bir ona bakıyım ona göre size cevap vereyim.Uzun sürecekse başka zamana erteleyelim kısaysa halledip geleyim." sevindiği gözlerinin parlamasından belliydi yavşak herifin.
"Memnuniyetle benimde bir görüşmem var,bahçede buluşuruz" onu gülümseyerek onayladım ve toplantı odasına doğru yürüdüm omzumun üstünden onu takip ederken bir odaya girdiğini görünce adımlarımı hızlandırıp müdür beyin odasına geldim.Kapıyı tıklayıp içeri girdiğimde dosyadan kaldırdığı başını bana çevirdi
"Haline bakınca bir sorun olduğunu düşünüyorum,geç otur" hemen oturdum önündeki koltuğa
"Şerefsiz hakim benimle kahve içmek istedi" kaşlarını çatınca devam ettim
"Çantamı almaya gidiyordum spora inecektim,karşılaştık yanından geçerken kim olduğumu bilerek laf attığını düşünüyorum.Çok sahte cümleler kullandı daha önce düşündüğü kesin." ayağa kalkıp camın önüne yürüdü
"Ne cevap verdin" hemen yanıtladım onu
"Evrak işlerim vardı bi bakıyım fazlaysa başka zaman gidelim diye oyalayıp buraya geldim" düşünüyor gibiydi masasına gelip bilgisayarında bi şeyler yaptı hışırtılardan sonra hakimin sesi geldi
"Sare sanırım beni yanlış anlıyorsun ya da ben yanlış anlamana müsaade ettim.Aramızda herhangi bir şey olamaz ben ilişki adamı değilim bundan sonra görüşmesek daha iyi olacak" anlaşılan flört ettiği kadın personelin odasına dinleme cihazı koymuşlar
"Ama Destan ne oldu böyle birden sende istiyor gibiydin.Ben yanlış bir şey mi yaptım" Sare Hanım gerçekten şaşkınca konuşuyordu operasyon için bu önemli bir adımdı çünkü.O esnada müdür beyin telefonu çaldı bana bir bakış atıp açtı telefonu
"Bizim yem yapacağımız timin amiri Gökçe'yi kahve içmeye davet etmiş.Amacı ne anlamadım şimdi duyduk bizde beraber dinliyoruz,Gökçe onu oyalayıp bana söylemeye gelmiş" karşı tarafı dinledi bi süre sesi kıstığı için hakimin de ne dediğini duyamıyordum
"Tamam bekliyoruz" telefonu kapattığında baktım yüzüne
"Planda değişiklik olacak gibi adamın ilgisi sana kaymış.Sare'nin yerini sen alabilirsin" sıkıntıyla oflayıp kalktım ayağa
"Ben yapamam" dümdüz söyledim müdür de dümdüz bana bakıyordu
"Bakın ben çuvallarım anlamam öyle işlerden,yavşarsa çarparım ağzına hiç öyle kırıtamam müdürüm adama iki dakika sabredemedim." müdür de oflarken kalktı yine camın önüne geçti
"Biliyorum,dosyanda vardı öyle bir olay trafikte sarkıntılık eden birini komalık edene kadar dövmüşsün" sesimi çıkarmadım en azından o da yapmamı istemiyordu.Kapı tıklatılınca gelenlerin sivil polis olduğunu anladım sanırım plan için gelmişlerdi.
"Akif Müdürüm, şimdi ne yapacağız?" adamlardan biri sorduğunda müdür bana uzun uzun baktı
"Yemi değiştiriyoruz zaten bence böylesi daha iyi olacak.Yeni yemimiz Gökçe Devrim"