Yeni Üyelik
13.
Bölüm

13. Bölüm ☽ Kriz☽

@buket9

Kriz

“ Beni mi merak ettin Ay parçası?”

Gelmişti. Karşımda sapasağlam duruyordu. Onun karşımda görünce tüm korkum bir toz bulutu gibi dağılmış yerine saf bir sevinç almıştı.

“ Yok yani ben haberleri görünce şey yaptım.” Dünyanın en saçma cümlesini az önce ben kurmuş olabilirdim.

Yasmin ve Volkan’ın bana gülmemek için zor tutan bakışları altında iyice küçülmüştüm sanki.

“ Ne yaptın? Patronuma bir şey olursa işsiz kalırım diye mi korktun!” Demesiyle gözlerimi kısıp baktığımda kalbimden bir şey koptu sanki.

Boğazımda ki yumru artarken konuşmak istemedim, konuşamadım… Dudaklarım ağlamamak için titrerken Yasmin ve Volkan’a baktığımda en az benim kadar şaşkındı. Hiçbir şey söylemeden koltukta duran çantamı ve ceketimi aldım.

Yüzüne bile bakmadan geçip gittim. Kapıdan çıktığımda nefesimi tuttuğumu fark ettim. Gözyaşlarımın yanağımı ıslatmasına izin verdim. Artık onları tutmama gerek yoktu.

Arabama doğru gitmemle Yasmin’in sesini duydum. Arabaya bineceğim sırada kolumdan tutup engel oldu.

“ Aylin dur lütfen, sen bizim misafirimizsin. Gitmesi gereken de sen değilsin. Aren’in kusuruna bakma zor bir gün geçirmiş belli.” Dediğinde kafamı salladım.

“ Sorun değil Yasmin, her şey için size teşekkür ederim ama gitmek istiyorum lütfen.” Dediğinde ısrar etmedi.

Kenara çekildiğinde arabaya binip gittim. Yol boyu gözyaşlarım akmayı bir an olsun bırakmadı. Neye bu kadar kırılmıştım, bu gözyaşlarımın sebebi neydi? Ben onu deli gibi merak ederken hak etmediğim bir davranış görmek mi beni yıkmıştı?

Yol kenarında sahile doğru sürdüm ve arabayı park ettim. En sevdiğim şeylerden biriydi sahilde bir banka oturup içim çıkana kadar ağlamak. Annemin ölümünde İstanbul’a geldiğimde de böyle yapmıştım. Cenaze işleri bittikten sonra kendimi sahile zor atmıştım.

Canım yine yanıyordu ve ben yine kendimi buraya zor atmıştım.

“ Aptal herif aptal! Soğuk suratlı! Nefret ediyorum senden!” Ellerimi banka vuruyor aynı zamanda deli gibi bağırıyordum.

“ Bok vardı da hayatıma girdin! Uçuşun iptal olsaydı da gelemeseydin!” Hıçkırarak ağlıyor artık etrafı bulanık görüyordum. Ne kadar süre orada oturdum bilmiyorum ama artık üşümeye başladım.

Gözyaşlarımı silip ayağa kalktım. Gecenin serinliği tenime işliyordu. Sahile gürültüyle bir araç daha durdu. İnen kişiye baktığımda Aren olduğunu gördüm.

Onun sesini bile duymak istemediğim için arabama doğru koşmaya başladım. Bir an önce buradan gidecek ve onu görmeyecektim.

Arabaya koşmaya başlamamla anlamıştı. Bana doğru koşarak geliyordu. Arabanın kapısını açıp içeri bindiğim an kapıyı tuttu.

“ Aylin, dur lütfen!” Kapıyı tutup kapatmaya çalışsam da güçlü kolları buna izin vermiyordu .

“ Defol git buradan! Bırak Manyak herif !” Dediğimde bacağımla tekme attım ancak havada yakalamıştı bacağımı.

“ Özür dilerim Ay parçası öyle demek istemedim dinle beni lütfen!” Bacağımı elinden kurtarmaya çalışıyordum ancak arabanın içine doğru biraz daha girmişti.

“ Ya bırak dinlemek istemiyorum! Hangi cehenneme gidersen git!” Diğer bacağımı da tuttuğunda koltukla arasına sıkışmıştım.

“ Ağlama daha fazla benim gibi bir pislik için!” Dediğinde ağladığımı yeni fark etmiştim.

“ Senin için ağlamıyorum üzerine alınma! Defol git diyorum sana, Bıraksana be adam!” Sinir krizi geçiriyordum sanki.

Ağlamam hıçkırığa dönüşmüş nefes almakta zorlanıyordum. Aren arabanın içinde daraldığını anlamasıyla kucağına alıp çıkardı. Arabanın kaputuna oturtup kendisi de bacaklarımın arasına girdi.

“ Aylin nefes al, derin derin nefes al güzelim buradayım korkma!” Bir yandan gözyaşlarımı siliyor bir yandan sakinleştirmeye çalışıyordu.

“ Buradayım güzelim çek temiz havayı içine. “ ağlamalarım derin bir iç çekişlerine dönmüştü.

Uzun zaman sonra ilk defa bu denli bir ağlama krizi geçirmiştim. Ben içime atsamsa vücudum benden izinsiz dışarıya atmanın bir yolunu buluyordu.

“ İyiyim, eve gitsem daha iyi olacak.” Deyip burnumu çektim. Bacaklarımın arasından çekilmiyordu.

“ Gideceğim çekil iyiyim.”

“ Ben bırakayım eve seni.” Gün yüzüne tekrar çıkan öfkemle ona baktım.

“ Neden, çalışanına bir şey olursa işler yarım kalır diye mi korkuyorsun?” Deyip onun bir anlık boşluğundan faydalanıp yere indim.

Arabaya geçip kapımı kapattım. Arabayı çalıştırıp oradan ayrıldım. Aynadan baktığımda Aren aynı yerinde dikiliyor arkamdan bakıyordu.

Bundan sonra ona anlayış göstermeyecektim. Gerçek anlamda patronumdu ve öyle davranacaktım.

Eve geldiğimde arabadan indim. Bir an önce eve gidip uyumak istiyordum. Eve girdiğimde Yadigar abla uyuyordu. Sessizce odama geçip üzerimdekilerden kurtuldum. Kendimi yatağa attığımda uykuya dalmam zor olmadı.

Sabah alarmın sesi ile anca uyanabilmiştim. Böyle geç kalktığım zamanlarda Yadigar abla mutlaka uyandırırdı ancak bugün uyandırmaya gelen olmamıştı.

Banyoda işlerimi hallettikten sonra pembe elbisemi giydim. Saçlarım dalgalı olduğu için yarısını topladım. Makyajımı da hallettiğimde mutfağa geçtim. Yadigar abla yoktu. Bahçeye baktım orada da yoktu. Gittikçe endişelenirken odasına bakmaya gittiğimde yatağının kenarında ayağa kalkmaya çalışıyordu. Endişe ile koşup yanına gittim.

“ Yadigar aba iyi misin ne oldu sana?” Dediğimde hiç konuşmaya hali yoktu. Zorla kaldırıp arabaya götürdüm. Arkaya oturttuğumda bende binip hastaneye doğru sürdüm.

Hastaneye geldiğimiz de sedye diye bağırdığımda doktor ve hemşireler gelmişti. Yadigar ablayı götürdüklerinde bende peşlerinden gittim.

“ Yadigar Topal’ın nesi oluyorsunuz.” Diye soran sekretere “ Yakınım.” Demekle yetindim.

Doktorlar içeride Yadigar abla ile ilgileniyordu. Çantamda çalan telefonumu aldığımda arayan babamdı.

“ Alo Baba.”

“ Kızım şirkete neden gelmedin?”

“ Baba Yadigar abla fenalaştı hastaneye getirdim.” Dediğimde babam da endişelendi.

“ Kızım neyi var, geleyim mi nasılsınız?”

“ Gerek yok baba, doktorlar ilgileniyor merak etme haber veririm ben sana öpüyorum.” Deyip kapatmıştım.

Doktor çıktığında bana iyi olduğunu ve tansiyonu düştüğünü söyledi. Derin bir oh çekmemle yanına girdiğimde uyuyordu. Serumlar uyutmuştu sanırım.

Yanında ki koltuğa oturmamla telefonum çalmaya başladı. Babamın aradığını düşündüğüm de arayanın Aren olduğunu gördüm. Elbette açmayacaktım. Ne yüzle arıyordu arsız!

İki dakika sonra Yasmin’in aradığını görmemle onun arattığını anladım.

“ Alo.”

“ Aylin günaydın, nasıl oldun canım merak ettim seni.” Gülümsedim.

“ İyiyim Yasmin hastanedeyim.” Dediğim de arkadan sesler geliyordu.

“ Hastene mi neden ne oldu Aylin iyi misin?” Endişeli geliyordu sesi. Aren de endişelenmiş miydi?

“ Yadigar abla sabah fenalaştı onu getirdim canım.” Dediğimde rahat bir nefes vermişti.

“ Çok geçmiş olsun yapabileceğim bir şey var mı?”

“ Yok canım teşekkür ederim kapatmam lazım sonra konuşuruz.” Deyip kapatmıştım.

Aren’in arattığına hatta belki yanında dinlediğine emindim. Anca uzaktan bakacaktı…

Yarım saat sonra Yadigar abla kendine gelmişti. Kantinden bir şeyler getirdiğimde zorda olsa yedirdim. Bugün şirkete geç gidecektim. Doktor gelip çıkabilirsiniz dediğinde durmamış eve gitmek istemişti.

“ Yadigar abla bir gün daha kalalım dinlen.” Desem de dinlemedi.

“ Yok kuzum bak iyiyim sağ olasın, sende işinden oldu gidelim artık.”

“ Ne işi Yadigar abla aşk olsun. Sen benim için işten önemlisin duymamış olayım!” Dediğimde gülmüştü.

“ Tamam sinirlenme deli kız!”

Hastaneden eve gelmiştik. Ne kadar evde kalmak istesem de Yadigar abla okula zorla gönderen anneler gibi beni işe göndermişti.

Evden çıkıp arabaya bindiğimde yolda Sofia aramıştı.

“ Hello beybi nasılsın bakalım?” Neşeli sesi kulaklarıma doldu.

“ İyi tatlım sen nasılsın?”

“ İyiyim ama seni duyunca daha iyi oluyorum! “ demesiyle gülmüştüm.

“ Bende öyle inan bana Sofia!” Dememle inanmayan ses çıkardı

“ Sen onu külaha anlat!” Dediğinde kahkaha attım. Yine Türkçe bir deyimi kendine göre çevirmişti.

“ Ne oldu sen güldüğüne göre yanlış konuştum değil mi?”

“ Külahıma anlat denir!” Dediğimde oda gülmüştü.

“ Aylin bu programa girdim dün ben, Makedonya hasılatı açıklamalı yüklü bir para yatmış Sadi beyden yine bilgin var mı?” Makedonya’ya gitmişti Aren. Sadi de oradaydı demek ki.

“ Hayır bilmiyorum. Makedonya’ya gitmişti Aren doğru, demek ki Sadi de oradaydı. Büyük ihtimalle iş için gittiğinde ki kazancın bir kısmını bu hesaba yatırıyorlar orasını anladık artık ama neden? Ve Arlin ne demek daha çözemedik!”

“ Aynen bizim Ricky araştırıyor bakalım yakında çıkacak kokusu inanıyorum ben.”

Şirkete gelmiştim. Araçtan inip yürümeye başladım.

“ Sofia ben şirkete geldim, bir şey olursa ara saat kaç olursa olsun tamam mı?”

“ Tamam canım kolay gelsin öpüyorum.” Demesiyle kapatmıştık.

Adım adım Aren’in amacının ne olduğunu bulmaya yaklaşıyordum…

Şirkette işlerimi halletmiştim. Sabah doğu düzgün bir şeyler yemediğim için acıktığımı hissediyordum. Eşyalarımı toplayıp karşıda ki kafeye gidecektim. Tek başıma yemek yemek veya bir yere gitmeyi sevmediğim için masada duran telefonumu alıp Yasmin’i aradım. Telefon uzun uzun çaldı ancak açan olmayınca kapattım.

Şirketten çıkacağım esnada telefonum çaldı. Arayan Yasmindi.

“ Alo Yasmin.”

“ Aylin işim vardı açamadım canım, ne yapıyorsun?”

“ İşim bitti yemek yemeye gideceğim müsaitsen gel sende.” Dediğimde ilk önce ses gelmedi sanırım düşünüyordu.

“ Tamam konum at geliyorum canım.” Dediğinde onaylayıp kapattım.

Kısa sürede şirketin karşısında olan kafeye gelmiştim. On dakika kadar bekledikten sonra Yasmin de gelmişti.

“ Hoş geldin canım.” Yasminle sarılmıştık.

“ Aylin nasılsın canım biraz daha iyi misin?” geçen gece Yasminlerin evinden çok kötü çıkmıştım. Etkisi hala üzerimdeydi sanki.

“ İyiyim canım.”

“ Aylin bak ben Aren’in adına da özür dilerim. Sen gittikten sonra kavga ettim onunla. Kötü bir gün geçirmiş sanırım sinirini senden çıkardı.” Kafamı olumlu anlamda salladım. Daha fazla kendisini suçlamasını istemiyordum.

“ Senin bir suçun yok Yasmin. Kavga etme boşver. Bundan sonra sınırımı bileceğim. Patronum sonuçta haklı ona göre davranacağım.”

“ Aylin ben Aren’i çok uzun zamandır tanıyorum, o şu an daha tam olarak emin olmasada duygularından bu belli oluyor. Sana olan ilgisi gözle görülüyor. Aren senden hoşlanıyor ama bu duyguyu nasıl yöneteceğini bilemiyor.” Yasmin’in bu beklenmedik itirafı karşısında şaşırmış ve ne diyeceğimi bilemedim. En yakını böyle diyordu peki gerçekten öyle miydi?

“ Yasmin ben öyle olduğunu düşünmüyorum, olmaması da gerekiyor bence.”

“ Neden olmaması gerekiyor, seninde hoşlandığını görüyorum Aylin.” Dışardan öyle mi duruyordum gerçekten. Kendime bile itiraf edemezken bir başkasının söylemeesi beni dumura uğratmıştı.

“ Ben.. Yani hoşlantı değil, belki beğeni belki bilmiyorum başka bir şey.. Yasmin kapatalım lütfen çünkü biz olmayız ve olmamalıyız..” dediğimde ısrar etmemişti.

Yemeğimizi bitirdğimiz sırada garson elinde tepsi ile geldi. Masaya en sevdiğim pasta diliminden bırakmaya başladı. Yasmin de bende birbirimize bakmıştık çünkü pasta siparişi vermemiştik.

“ Pardon yanlışlık oldu sanırım biz pasta siparişi vermedik.” Dediğimde garson gülümsemiş ve kırmızı şarapda koymuştu.

“ Efendim bunları size bir hayranınız gönderdi. Buyurun bu notu da vermemi istedi. Aylin hanım değil mi?” dediğinde kafamı salladım. Kırmızı küçük bir zarf verip gitmişti. Yasmin’e baktığımda oda benim kadar şaşkındı. Notu açıp okumaya başladım.

Yaptığım kabalığı unutturmak ve yerine senin güldüğün anıları koymak istiyorum. Bugün ki kadehini mutluluğa kaldır Ay Parçası.. En çokta bizim mutluluğumuza.. A.B!” notu okurken yüzümde istemsiz tebessüm oluştu. Yasmin’e baktığımda oda gülüp göz kırpmıştı.

“ Bana deseler ki Aren Boratay gönül almak için çırpınacak, bir kadını gülümsetmek için kötü anılarını bile yok edecek… Kusura bakma ama siktir oradan derdim!” Yasmin’in söylemesine kahkaha atmıştım.

Etrafıma baktığımda Aren yoktu. Yasmin kadehi açıp bardaklara boşalttı.

“ Aylin bu geceye kadar içiyoruz tatlım!” dediğinde kadehimizi kaldırdık.

“ Mutluluğumuza Sarışın!” dediğimde gülümsemiş kadehlrimizi tokuşturmuştuk.

“ Aylin Taşkın sence bir şaraba kanacak kadın mı?” Yasmin’e sorduğum soru ile kahkaha atmıştı.

“ Bir an çabuk affettin diye ödüm koptu. Süründürmek kadınlığın şanındandır arkandayım tatlım!” dediğinde ikimizde kahkaha atmıştık. Masada duran telefonuma gelen mesaj ile kadehimi koyup telefonuma baktım.

Yüzünün gülümsemesi içimi eritiyor güzelim, sen hep gül! ‘ Aren’in mesajı ile etrafa tekrar bakmış ancak göremedim. Tam mesajına cevap vercekken yeni bir mesaj geldi.

‘ Başka yerde arama, bak göğsümde izin var! ‘ Mesajı okuduğumda tango yaptığımız anlar geldi gözümün önüne. Kalbim deli gibi atıyordu. Ne yazacağımı bilememiş dudaklarımı ısırıp düşünmeye başladım. Yasmin’e baktğımda telefonda Volkan ile görüşüyordu sanırım. Tekrar mesaj bildirimi ile telefonu açtım.

‘ Dudaklarını rahat bırak güzelim, bir cevap yazmak zorunda değilsin ben cevabımı alıyorum zaten. ‘ Bu sefer cevap yazacaktım.

‘ Gönderdiklerin için teşekkür ederim ama izleme lütfen rahat edemiyorum izlenirken.. ‘ deyip telefonumu kenara bıraktım.

Yasmin ile saatlerce oturup çok güzel sohbet etmiştik. Yasmin son zamanlarda bana en iyi arkadaş olmuştu. Akşam olunca eve gitmek için kalktık.

“ Aylin çok güzel bir gündü nasıl geçti anlamadım.” Dediğinde gülmüştüm.

“ Bende aynı şeyi düşünüyorum. Tekrarlayalım bunu iyi geliyor.” Dediğimde beni onaylamıştı.

Yasmin ile kafeden çıkmıştık. Benim arabam şirketin otoparkındaydı. Yasmin’in arabası ise kafenin önünde olduğu için binip gimişti. Otoparka yürümeye başladığımda ister istemez etrafa bakıyordum. Aren hala beni izliyor muydu acaba?

Otoparka geldiğimde arabamın sileceklerine bir zarf sıkıştırılmıştı. Aren’den geleceğini düşünüp aldım. Arabaya bindiğimde çantamı yan koltuğa koydum. Notu açtığımda yüzümde ki gülümseme silinmiş kaşlarım oldukça çatılmıştı.

‘ Aren Boratay’a dikkat et, yakında karşılaşacağız Aylin Taşkın! E.T ‘

Devam edecek…

Yıldıza basalım lütfen :)

Sizce E.T kim? :)

 

Loading...
0%