Yeni Üyelik
14.
Bölüm

14. Bölüm ☽ Korku☽

@buket9

Korku

Kimdi bu E.T? Yine neyin içine düşmüştüm… Aren’e neden dikkat etmemi istiyordu? Bir notla yine kafam allak bullak olmuştu. Notu kenara atıp arabayı çalıştıracaım sırada ani fren sesleri duydum.

Çaprazıma siyah lüks bir araç geldiğinde tedirgin oldum. Bir an önce buradan gitmek istiyordum. Hemen arabayı çalıştırıp otoparktan çıktım. Caddeye ulaştığımda az önceki siyah aracın peşimden geldiğini fark etmemle korkum artmıştı. Telefonumu alıp Yasmin’i aradım ancak açmadı. Eve giden yoldan farklı bir yola girmiştim. Olabildiğince kalabalık yollara sapmalıydım.

Telefondan Volkan’ın numarasını bulduğumda aradım. Çalmaya başladı ancak henüz açan yoktu. Saat geç olduğu için uyuduklarını düşündüm. Aren’i aramak istemesemde şu an bana ondan başka yardım edecek biri gelmedi aklıma.

Telefondan onun adını bulup arayacağım sırada onun beni aradığını görmemle rahat nefes alıp hemen açtım.

“ Alo Aren.” Dediğimde nefes nefese kalmış gibi geliyordu sesi.

“ Aylin, peşinde birileri var. Şu an gittiğin yoldan devam et ve ilerde ki yol ayrımından sola dön güzelim korkma yolun sonunda seni bekliyor olacağım.” Aren benim takip edildiğimi nereden öğrenmişti?

“ Aren, sen nasıl biliyorsun? Ben Yasmin’i ve Volkan’ı aradım ama açan olmayınca..”

“ Bundan sonra ilk beni araman gerektiğini anlamışsındır umarım!” dediğinde beni oyalayıp korkumun geçmesini sağlamak istediğini anlamıştım.

“ Aren, seninle konuşuyorum diye sakın affettiğimi düşünme şu an bana senden başka kimse yardım edemez o yüzden konuşuyorum!” dediğimde içinden kendine küfretmişti.

“ Sana benden başka kimse hiçbir zaman yardım edemez güzelim bunu çoktan anlamış olman gerekiyor!” dediğinde yol ayrımına geldim ve soldan döndüm.

Arkamda ki araç ışıkları yakıp söndürüyor bana bir şey demek istiyor gibiydi.

“ Aren bu arkamda ki araç ışıkları yakıp söndürüyor. Korkuyorum neredesin?”

“ Aylin çok yaklaştın sakın durma hızlan dikkatli ol. Birazdan karşında tırlar olacak. Onların yanına doğru park et sakın çıkma içinden eğil arabada tamam mı?” korkum iyice artmıştı. Neler oluyordu? Kimdi bu peşimdekiler?

“ Aren korkuyorum, kim bunlar ne istiyorlar?”

“ Ben varken hiçbir şeyden korkma, onlar korksun güzelim gördüm senin arabanı!” dediğinde tırları görmüştüm. Uzunlamasına iki tır yolu kapatmıştı.

Tırların kenarında ki yolun boşluğuna yaklaşıp arabamı aniden durdurdum. Aren telefonu kapatmamıştı.

“ Aylin eğil sakın çıkma!” dediği anda silahlar patlamaya başladı. Çığlık atıp yan koltuğa doğru eğildim.

Arabamın arka camlarına kurşun sıkmışlardı. Camın patlama sesi ile artık ağlıyordum. Ölüm ile ilk defa bu kadar çok yakınlaştığımı hissediyordum. Yaklaşık beş dakika kadar silah sesleri devam etti. Ellerim ile kulaklarımı tıkıyor bir yandan da ağlıyordum. Silah seslerinin yavaş yavaş kesilmesi ile gözlerimi açtım.

Arabamın kapısı bir anda açılınca çığlık attım. Kollarımı tutup biri beni çekmeye çalışıyordu.

“ Aylin güzelim korkma benim gel!” dediğinde Aren beni kucağına çekmişti.

Elim ayağım titriyor kalbim çok hızlı atıyordu. Nefeslerim düzensizdi. Aren beni kucağında kendi arabasına taşımıştı. Koltuklara oturmuş beni de kucağına çekmişti. Onun varlığı ile kendimi güvende hissetmiştim.

Aren’e sımsıkı sarılmam ile oda bana sarılmıştı. Belimden tutup kendine çekmişti. Kafasını boynuma sokmuş kokluyor ve sakinleştirmeye çalışıyordu.

“ Geçti güzelim buradayım ben korkma, kimse sana zarar veremez güvendesin.” Dediğinde ağlamaya başladım. Duygu ve sinir boşalması yaşıyordum sanırım.

Aren saçlarımı sevdikçe ağlamalarım iç çekişine dönüyordu. Onun kolları arasında kendimi huzurlu hissediyordum.

“ İyi misin güzelim?” ellerimi boynundan çekip biraz uzaklaştığımda bana bakıyordu.

“ İyiyim sinirlerim boşaldı sanırım, kimdi onlar Aren benden ne istiyorlar?” dediğimde saçlarımı sevmeye devam ediyordu.

“ Henüz bilmiyorum ama bulacağım, seni bu denli korkutanların hesabını soracağım güzelim.” Dediğinde gözlerinde ki öfkeyi hissetmiştim. Kucağında olduğum gerçeği gün yüzüne çıkınca kalkmaya çalıştım ancak Aren izin vermedi.

“ Biraz daha kal, hala korkudan titriyorsun, ben bırakırım eve seni.” Dediinde kucağına daha çok çekmişti.

Omzuna başımı koydum. Ayaklarımı koltuğa uzattım. Eli saçlarımı okşamaya devam ediyordu.

“ Peşinde birilerinin olduğnu duyunca korktum Aylin, sana bir şey olma ihtmali beni çok öfkeli bir adama dönüştürdü.” Bu itirafı karşısında ne diyeceğimi bilemeyince şakaya vurdum.

“ normalde sanki çok sakinsin de öfkeli adama dönüştün!” dediğimde dudakları kıvrılmıştı..

“ Konu sen olunca böyle bir adama daha sık dönüşmeye başladım diyelim o zaman.” Gece gece bu itirafları kalbimin atışını hızlandırıyordu.

Hiç cevap vermedim o da konuşmadı. Kaç saat gecenin sessizliğini dinledik bilmiyorum ama her yerim uyuşmuş gibiydi. Yerimde kıpırdanıp kafamı kaldırınca Aren’in gözlerinin kapalı olduğunu gördüm.

Yüzünü hiç bu kadar yakından ve uzun uzun inceleme fırsatım olmamıştı. Elim bir anda kaşının üzerinde ki küçük ize gitti. Yavaşça dokundum. Saçları uzamış kıvırcıkları belirgin olmuştu. Ona kıvırcık saç yakışıyordu. Yüzümde ki gülümseme daha çok belirgin olmuştu.

Aren yavaşça gözlerini açmasıyla gözlerimiz kesişti. Kaçırmadım ilk defa gözlerimi. Uzun uzun bakıştık sanki.. elim hala yara izindeydi.

“ Yara izimde takılı kaldın sanırım?” dediğinde gözlerim anlık dudağına kaydı.

“ Nasıl oldu?”

“ Küçükken tellerden atlarken oldu.” Dediğinde gülümsedim.

“ Ne oldu?”

“ Yaramaz küçük Aren!” dediğimde dudakları kıvrıldı. Gözlerim yine dudaklarına kaymıştı. Bu kadar yakınımda olması en çok kalbime zarardı.

“ Bir şey söylerdim ama şimdi utanıp kalkmak istersin de bu anı bozarsın diye demiyorum.” Demesiyle gözlerimi kısıp onun ne demek istediğini anlamaya çalıştım. Bu halime gülmüş ve burnumun ucunu öpmüştü.

“ Aren, öpme..” son kelimeyi öyle kısık söylemiştim ki sanki duymasın ve öpsün ister gibi söylemiştim.

“ Öpme derken bile öp dediğinin farkında mısın acaba Ay parçası?” bana hep böyle sesleniyordu.

“ Neden bana Ay parçası diyorsun?” uzun uzun yüzümü inceledi. Sonra konuşmaya başladı.

“ İsminin anlamı bende o kelimeyi çağrıştırıyor. Ay ışığı.. Sen bir ay isen ben o ay’ın karanlık tarafıyım sende benim parçamsın güzelim!” dediğinde gözlerim dudaklarındaydı.

Bu itirafları karşısında kalbimin atışını duyuyordum. Şu an tek istediğim onu öpmekti. Cesaret edemiyordum. Kendime her defasında uzak dur dedikçe yine kendimi onun kollarında buluyordum.

Aren yüzünü bana biraz daha yaklaştırmıştı. Gözlerimi kapattığımda ondan gelecek öpücüğü bekledim. Alnıma değen dudaklar ile gözlerimi açtım. Bu hareketine gülümsemiş ve kendime gelmiştim.

“ Aren eve gitmek istiyorum artık. Eşyalarım arabada ve cam parçalandı.”

“ Eşyaların gelir şimdi. Arabanı yarın yaptıracağım güzelim merak etme. Sabah işe ben bırakırım seni..”

“ Yok ben taksi ile gelirim.” Gözlerini açıp kapattığında sinirlendiğini anlamıştım.

“ Ulan illa inatlaşacaksın benimle!” Bu daha başlangıçtı.

“ Siz koskoca patronsunuz, öyle herkesi işe bırakırsanız ohoo..” dememle sessizce küfür etmişti.

“ Hay patronuna Aylin!” dediğinde kucağından kalkıp karşı koltuğa oturmam ile iyice gerilmişti.

Kapının açılması ile çantamı getirmişlerdi. Çantamı alırken zarf ise yere düşmüştü. Benden önce davranıp Aren almıştı.

“ Bu ne?” dediğinde notu okuyordu. Buruşturup küfür etti.

“ Ulan siktiğimin heriflerine bak! Karşıma çıkmaya yemiyor benimle oyun oynuyorlar! Ulan sizin götünüze giymeye donunuz yok nereden bileceksiniz silahı mermiyi! Ulan Bar..” cümlesini tamamlamadan son anda susmuştu. Sonra bana döndü.

“Başka not gelirse haberim olsun Aylin. Lütfen!” dediğinde kafamı sallamıştım. Aren’i ilk defa bir cümle içinde bu kadar çok küfür ederken görmüştüm.

Arabanın çalışması ile yola çıktığımızı anlamıştım. Göz ucuyla Aren’e baktığımda camdan dışarıyı izliyor oldukça düşünceli duruyordu. Yol boyu eliyle çenesini sıvazlamış düşünceler ile boğuşmuştu. Arabanın durması ile eve geldiğimizi anladım. Aren bana dönüp baktığında çantamı aldım.

“ Teşekkür ederim hayatımı kurtardığın için Aren..” dediğinde gülümsemişti.

“ Sabah birini göndereceğim, seni şirkete bırakacak malum beni istemiyorsun!” diye imalı konuşmasına gülmüştüm.

“ Peki şirketin benim için ayarladığı özel şoförü kabul edebilirim.” Dediğimde kafasını salladı.

“ İyi geceler Ay parçası..” dediğinde arabadan inmeden son kez dönüp baktım.

“ İyi geceler Aren..” deyip inmiştim.

Eve geçtiğimde Yadigar abla uyumuştu. Odama geçip camdan baktığımda araba yeni hareket etmişti.

Üzerimdekilerden kurtulup bir an önce uykuya dalmak istiyordum…

Sabah kalkmakta oldukça zorlanmıştım. Dün gece yaşadıklarım aklıma geldiğinde hala ürperiyordum. Ölümün kenarından dönmek bekled,ğim bir durum değildi. Yataktan kalkıp banyoya girdim. İşlerimi halledip her zamanki rutin işim ola dolabın önünde kıyafetlerle bakışma seansım başlamıştı.

“ Ne giyeceğim ben ya?” diye kendi kendime söylenirken kapıda beni izleyen Yadigar ablayı görmüştüm.

“ Her sabah aynı şey, küçükkende böyleydin. Çekil bakalım kenara ben bulacağım sana şimdi!” demesiyle beni kenara itip kıyafetlere bakmaya başlamıştı Yadigar abla.

Elime aldığı çiçek desenleri olan, ucunda fırfır detaylı elbiseyi bana doğru uzatıp salladı. Elbiseye alıcı gözle bakmaya başladığımda hoşuma gitmeye başlamıştı.

“ Peki çok ısrar ettin bunu giyeyim bari!” dememle gülmüştü.

Odadan çıktığında bende giyinmeye başladım. Altına pembe topuklu ayakkabımı giyecektim. Saçım makyajımı da yaptm mı hazırdım.

Odadaki işlerimi bitirmiş ve mutfağa masaya oturmuştum. Kısa bir kahvaltıdan sonra evden çıktığımda kapıda bir araç ve siyah takım elbiseli bir adam görmüştüm.

Dün gece yaşananlar aklıma gelmesiyle elime telefonumu alıp Aren’i aramıştım. Kısa bir çalmanın ardından açmıştı.

“ Günaydın güzelim.”

“ Aren kapıda biri var.” Dediğimde ilk ses gelmese de daha sonra konuşmaya devam etti.

“ Plaka 34 MHL 20 değil mi?” dediğinde plakaya baktğıımda doğruydu.

“ Doğru evet.” Dediğimde gülme sesini işittim.

“ Güzelim dedim ya şoför göndereceğim işe bırakacak. Araban çıkana kadar sana eşlik edecek şoför Korkut!” dediğinde daha çok rahatlamıştım.

“ Peki teşekkür ederim. Arabam en kısa zamanda yapılır umarım!” dediğimde homurdanmış ama anlamamıştım.

“ Yapılır güzelim yapılır!” dediğinde kısaca konuşup kapatmıştık.

Arabaya doğru yürümemle Korkut kapımı açmış beni bekliyordu.

“ Merhaba Korkut değil mi?” dediğimde kafasını salladı.

“ Evet Aylin Hanım, size bir süre ben eşlik edeceğim.” Demişti.

Kibar ve esprili bir adama benziyordu. en fazla yirmilerinin sonunda gibi duruyordu. Esmer, uzun boyluydu. Çok zayıf olmasada zayıftı. Ama kollarının kasları takım elbiseden bile belli oluyordu.

“ Korkut benim kapımı açma olur mu? Ben o tarz davranışları sevmiyorum!” dediğinde önce anlam verememişti. İlk defa böyle bir tepki aldığı belliydi. Onun bu haline gülmek istesemde ciddiyeti bozmamak için gülmedim.

“ Emin misiniz Aylin Hanım? Genelde neden açmıyorsun diye tepki aldım böyle bir durumla ilk defa karşılaşıyorum.” Dediğinde gülmüştüm.

“ Eminim eminim merek etme, Aren kızar diye korkuyorsan ben hallederim onu!” dediğimde oda gülmüştü. Sonra yanlış bir şey yapmış gibi hemen eski haline dönmüştü.

Arabaya bindiğimde Korkut’da binip sürmeye başladı. Radyodan hep damar müziklerini açıyor, hareketli parçaları atlıyordu. Sabah sabah içim şişmişti gerçekten. Kollarıma jilet atmama az kalmıştı.

“ Hareketli şarkıları sevmiyorsun sanırım?” dediğimde derin bir iç çekmişti.

“ Sormayın Aylin Hanım, ben damar dinlemeyeyim de kim dinlesin!” dediğinde bir derdi olduğunu anlamıştım.

“ Çok içten söyledin bir sorun yoktur inşallah?” dediğimde aynadan bakıp bana anlatmaya başladı. Konuşmayı seven ve hiç yabancılık çekmeyen birine benziyordu…

“ Aşık oldum Aylin Hanım ama zalımın kızı beni istemiyor!” dediğinde şaşırmıştım. Korkut gayet yakışıklı işinde gücünde biriydi. Neden istememişti ki?

“ Neden peki?” dememle kırmızı ışıkta durmuştuk.

“ Şoför olduğum için ailesi istemedi. Kızda ailesini dinledi. Ya şoförüm ama alnımın teriyle kazanıyorum dedim. Haram nedir bilmem ayrıca patronum en çok beni sever dedim, yok dinlemediler!” dediğinde onun bu komik anlatışına ne kadar gülmek istesem de gülmedim çünkü Korkut bayağı dertliydi.

“ Kızın gönlü var mı yok mu? Yoksa aile baskısı mı görüyor?”

“ Esma’m beni seviyor Aylin Hanım, o anası aklını bulandırıyor!” dediğinde kafamı onaylar anlamda salladım.

Arkadaki arabaları düdük sesi ile Korkut kendine gelmiş camdan yandaki arabalara bağırmaya başlamıştı.

“ Ne var lan şurada derdimizi anlatıyoruz beklesen ölür müsün? Hay ben senin… İnsanlık ölmüş!” demesiyle gülmeye başladım.

“ Korkut bu durumu Aren’e bahsettin mi?”

“ Yok yeng.. Aylin Hanım, abim zaten yoğun çalışıyor birde kendi derdimle mi sık boğaz edeyim.” Dediğinde kafamı salladım.

“ Ben söyleyeyim mi? Bence Esma’nın ailesin ikna eder, hatta sana düğün bile yapar!” dememle gülmüştü.

“ Doğru dedin bak söylesem kesin yapar ama o benim ne kadar abim olsa da patronum yakışı kalmaz böyle bir şey istememin.” Dediğinde çoktan bu işe el atacağımı aklıma kazımıştım.

Şirketin önünde durmamızla gelmiştik.

“ Korkut sen burada mı duracaksın?”

“ Evet, acil ihtiyaç falan olur diye abim bir süre sizin yanınıza gönderdi beni.” Demesiyle onaylayıp inmiştim.

Şirkete girdiğimde odama geçtim. Amcamın odasına öleden sonra gidecektim. Bugün yeni bir iş için görüşmeye geleceklerdi. Onlar gelmeden diğer işlerimi halledecektim. Önce çantamdan telefonumu çıkarıp Aren’i aradım. Korkut olayına el atmasını isteyecektim. Korkut’a gerçekten kanım ısınmıştı ve üzgün görmek istemiyordum. Telefon ikinci çalışında açılmıştı.

“ Alo Aylin.” Kendi gibi telefon açması da soğuktu!

“ Aren, nasılsın? Ne yapıyorsun iyi misin?” arka arkaya sorduğum saçma sorulardan Aren bir şeyler olduğunu anlamıştı bile…

“ Aylin bir şey mi diyeceksin? Söyle güzelim.” Dediğinde daha rahat bir tavırla söze girdim.

“ Aren uzatmadan diyeceğim. Korkutla konuştum ben sabah biraz ve bana bir takım sıkıtılarından bahsetti.” Dediğimde önce ses gelmedi daha sonra dinlediğine dair ses çıkardı.

“ Evet, yani?”

“ Korkut bir kızı seviyor ama kızın ailesi sıkıntı çıkarıyor. Bende düşündüm ki sen bu işi çözersin! Sonuçta Korkut iyi bir adamın, üzülmesini istemezsin.” Dediğimde sanırım dediklerimi kendi içinde tartıyor gibiydi.

“ Peki benim bu işten ne gibi bir çıkarım olacak?” demesiyle gözlerimi devirdim. Pis çıkarcı!

“ Ne isterdiniz Aren Bey? Ayrıca bir çıkarın olmasa şaşırırdım!” dememle düşünüyor gibi bir ses çıkardı.

“ Bu devirde her şey karşılıklı güzelim. Korkut bir süre senin emrinde olduğu için karşılığımı da senden almam gerekecek doğal olarak! “ demişti.

“ Ne istiyorsun?” aksi çıkan sesime gülmüştü.

“ Hatırlıyor musun sana kızımla tanışacağın günü sabırsılıkla bekliyorum demiştim.” Kızı dediği bir vahşi hayvandı!

“ Aren o vahşi bir kaplan! Beni sevmez yabancı olduğum için nasıl tanışacağım onunla olmaz!” dememle gülmüştü.

“ Şu dünya üzerinde seni sevmeyecek bir canlı daha tanımadım güzelim. En kısa zamanda bu işi halledeceğim merak etme!” dediğinde kalbimin atışı yine hızlanmıştı.

“ Peki sen önce hallet de bakarız!” demiş ve kapatmıştım.

Ah Korkut senin için neler yapıyorum bir bilsen…

“ Aylin Hanım, Bulutoğlu İnşaat’tan gediler. Erdal Beyin odasındalar.”

“ Tamam canım geliyorum.” Bugün başka bir şirkettn iş anlaması için görüşmeye geleceklerdi.

Birkaç dosyamı alıp odadan çıktım. Koridorda yürürken bana doğru gelen Korkut’u görmemle şaşırdım.

“ Korkut bir sorun mu var?” Korkut etrafa gözlerini kısıp bakmaya başlaması ile bende baktım ancak bir sorun yoktu.

“ Aylin Hanım, Ekrem Bulut geldi, kendisini tanırım pekte haz etmem. O yüzden sizi yakın korumaya almaya geldim.” Demesiyle hiçbir şey anlamamıştım.

“ Yakın koruma derken?”

“ Bir sorun olursa yakın temasla sorunu kökünden çözmek, zayıf olduğuma bakmayın dövüş sporlarında iyiyimdir. İsterseniz abime sorun!” demesiyle gözlerimi devirdim.

“ Korkut saçma sapan konuşma! Yok yakın temas falan burası ring mi? Koskoca şirket! Bak bir sorun istemiyorum yoksa benim yakın temasımla tanışmak zorunda kalırsın!” deyip yanından geçip gittim beni hiç akıllısı bulmazdı zaten!

Bulutoğlu şirket ile yaptığımız toplantı bir saatin sonunda bitmişti. Adnan ve oğlu Ekrem Bulut’un vermiş olduğu para teklifi amcamı tatmin etmemiş olacak ki anlaşma sağlanılmamıştı. Bir yandan iyi olmuştu çünkü oğlu Ekrem’i hiç sevmemiştim.

Toplantı boyu sapık gözleri üzerimdeydi. Korkut haklıydı sanırım. Toplantı bittiğinde hepimiz odadan çıkmıştık. Koridorda odama doğru ilerlerlen arkamdan seslenilmesi ile durdum. Ekrem peşimden geliyordu.

“ Aylin, müsaitsen bir şeyler içmeye gidelim mi?” dümdüz surat ifademle Ekrem’in bir kamera şakası olduğunu düşünmeye başladım çünkü bu hareketleri pek mantıklı gelmiyordu.

“ Neden?”

“ Yakından tanımak için, toplantıda bana baktığını gördüm. İş konusunda anlaşamamış olabiliriz ama belki kalplerimiz anlaşır.” Deyip gülümserek bana bakan suratını dağıtmamak için kendimi zor tutuyordum.

“Ekrem Bey inanın çok işim var. İyi günler size!” deyip yanından gitmiştim. Isarla arkamdan gelmeye devam etmesi ile gözlerimi devirdim. Onu duymuyor gibi yapmama oldukça sinirlenmiş olacak ki kolumdan tutup çekmesi ile neredeyse düşecektim. Odamın kapısında bekleyen Korkut koşarak bize doğru geliyordu.

“ Lan bırak lan Yengemi puşt!” deyip suratına bir yumruk geçirmişti. Yumruktan çok Korkut’un yenge deyişine takılmıştım.

“ Ulan piç seni günahım kadar sevmezdim zaten ama bak Allahın işi seni gebertmem için bana bir fırsat verdi.” Korkut arka arkaya yumruklarını sallıyordu. Kendime gelip Korkut’u tutmaya çalışşsam da asla engel olamıyordum.

“ Korkut!” Koridoru inleten sesi işitmemiz ile Korkut ve ben durup sesin geldiği yöne baktık…

Devam edecek…

Oy verelim lütfennn :)

 

Loading...
0%