Yeni Üyelik
18.
Bölüm

18. Bölüm ☽Sonsuza dek ☽

@buket9

Sonsuza dek

Almanya’ya gelmiştik. Aren’in birçok ülkede evi olduğu gibi burada da vardı. Bahçeli iki katlı bir evdi. Saat gece yarısını çoktan geçmişti. Evi incelemeyi daha sonraya bırakıp Aren ile birlikte yatak odasına gittik.

“ Güzelim üzerini değiştir uyuyalım. Yoruldun bugün.” Kafamı sallayıp onayladım.

Haklıydı, bugün çok yorucu ve kötü birgün geçirmiştim. Üzerimi değiştirip dolabın kapağını açtığımda bir sürü kıyafet dikkatimi çekti. Çoğunun etiketi üzerindeydi.

“ Aren, bunlar benim için mi? Yoksa her bu eve gelen aynı hizmeti mi görüyor?” dememle bana bakıp çapkınca gülmüştü.

“ Bu eve gelen ilk kadın olarak sadece sana hizmet ediyorum güzelim, kıymetini bil!” deyip belimden sarılmıştı. Boynuma öpücük kondurması ile çaprazımdaki aynadan göz göze geldik.

“ Peki öyle olsun.” Dememle omzumu ısırdı.

“ İnanmıyor musun sen kocana kadın!” dediğinde gülmüştüm.

“ Hala kocam değilsin üzgünüm!” deyip kollarından çıkıp üzerimde ki kıafetleri çıkarıp yere attım.

Gözünü benden ayırmıyordu. İç çamaşırım ile karşısında dikildim.

“ Nikah memurunu eve getirtme bana Ay parçası!” dediğinde ona doğru yaklaştım. Dudaklarına bakıyordum.

“ Evlenmeden önce bana söylemek istediğin bir şey var mı Aren?” dememle gerildiğini hissettim. Yasmin’in dediği şeyi belki bana açıklar umuduyla onu test etmek istedim.

“ Ne gibi yavrum?” benim bir şey bilip bilmediğimden emin olmak istiyordu.

“ Bilmem, seninle alakalı mesela?” dememle gözlerimin içine baktı.

“ Yok güzelim, şimdilik!”

“ Aren, eğer yalanını yakalarsam evlenmiş olmamız bile umrumda olmaz hayatını mahfederim biliyorsun değil mi?” dediğimde gözlerini kısıp bakmaya başladı.

“ Yeter ki yokluğunla sınama beni Aylin, onun dışında ne yaparsan başım gözüm üstüne!”

“ Üzgünüm ama, aramızda bir gizlilik varsa ben durmam Aren! “ belimden tutup beni kendine çekti. Başını boynuma gömdü.

“ Bırakmam, bırakamam! Benden her şeyi iste ama bunu isteme!”

“ O zaman hiçbir şey saklamak yok söz mü?” dediğimde başını boynumdan çıkardı. Gözlerime uzun uzun baktı.

“ Hadi uyuyalım yoruldun bugün.” Söz vermemişti. Aren’in bir şeyler sakladığına emin olmuştum artık.

“ Sakladığın her neyse bulacağım!” dediğimde güldü.

“ Ondan hiç şüphem yok!”

Aren’den ayrılıp pjamalarımı giydim. Daha fazla konuşmak istemedim. Yatağa yatıp arkamı döndüğümde ışığı kapattı ve arkama sokuldu. Belimden tutup kendine biraz daha çekti. Onun kokusuyla hiç zorlanmadan uykunu kollarına bıraktım kendimi.

Sabah gözlerimi açtığımda Aren yanımda yoktu. Yataktan kalktığımda komodinin üzerinde ki beyaz laleler ve yanında ki küçük zarf dikkatimi çekti. Aren bana nikah çiçeği almıştı. Gülümseyerek notu açtım.

‘ Günaydın dünya güzeli. Bugün Mrs.Boratay olur musun? Cevabını sesli duymak istiyorum. Uyanınca beni mutlaka ara! ‘

Yüzümde ki gülümseme gidieirek artmıştı. Komodinin üzerinden telefonumu aldım ve Aren’i aradım. İlk çalışta açması telefonun başında benim uyanamamı beklediği belliydi.

“ Aren..”

“ Ay parçam uyanmış!”

“ Aren notun ve çiçeklerim çok güzel.. Teşekkür ederim..”

“ Birazdan nikah için kıyafetin gelecek. Kuaför de yolladım. Hazırlandıktan sonra Sadi seni getirecek güzelim. Süprizim bitmedi.” Dediğinde heyecanlanmıştım.

“ Hadi gelsin bir an önce merak ediyorum.” Çocuksu çıkan sesime gülmüştü.

“ Aylin, seni çok seviyorum!”

“ Bende seni çok seviyorum sevgilim!” deyip kapattığımda kapı çalmıştı. Aşağıya inip kapıya baktığımda Sadi ve yanında iki kadın vardı.

“ Aylin hanım, kuaför ve kıyafetiniz geldi.” Dediğinde kafamı sallayıp kenara çekildim. İki kadın girmişti.

“ Aylin Hanım çok güzelsiniz!” kadınların bu iltifatına şaşırmıştım. Gülümsedim.

“ Teşekkür ederim sizde öylesiniz.”

İsminin Sera olduğunu öğrendiğim kadın, elbiseyi kılıfından çıkardı. Elbiseyi gördüğümde ağzım açık kalmıştı. O kadar güzeldi ki..

Balık model, straplezdi. Dantel eldiven detaylıydı ve kollarımı kapatıyordu. Duvak uzun ve işlemeliydi. Ben sade bir nikah elbisesi beklerken gelinlik gelmişti. Gelinliğimi giydikten sonra koltuğa oturdum.

Saç ve makyaj yapılacaktı. Ensemde bir topuz istemiştim. Hafif bir makyaj ile hazırdım.

“ kızlar çok teşekkür ederim harikalar yarattınız!” türkçe konuşmayı kısmen biliyorlardı. Anlaşmakta hiç zorlanmamıştık.

“ Asıl harika sizsiniz!” dediklerinde gülümsedim.

Aşağıya inip kapıyı açtığımda beyaz üstü açık bir araba süslenmiş kapıdaydı. Yavaşça adım attığm sırada Aren’i karşımda görmeyi beklemiyordum.

“ Aren, Sadi ile gideceğimi sanıyordum.” Dediğimde yanıma gelmişti. Elimi tutup öptü.

“ Böyle bir güzelliği kimseye emanet etmek istemedim. O kadar güzelsin ki…” dediğinde boynumdan öpmüştü.

“Sende o kadar yakışıklısın ki…” dediğimde dudağından öpmüştüm.

“ Hadi gidelim ve seni bir an önce Mrs. Boratay yapalım!” demişti.

Arabaya binmiş ve nikahın olduğu yere yola çıkmıştık.

Yaklaşık yarım saat sonra sahil kenarında durmuştuk. Anlamayan gözlerle Aren’e baktığımda gülümseyip elimi tuttu. Arabadan indiğinde benim de inmeme yardımcı oldu.

“ Aren nereye geldik?” dediğimde hiç konuşmuyor ve elimden tutup yürüyorduk.

Işıklı ve denize giden bir yol vardı. İlerde bizi bir kalabalık bekliyordu. Nikahta kimsenin olmayacağını demişti.

Işıklı yoldan yürüdükçe kalabalığa yaklaşıyorduk.. bir anda alkış sesleri ile Aren’e baktığım da gülümseyerek bana bakıyordu.

Karşımda ki topluluğu görmeyi hiç beklemiyordum. Karan, Beril, Yasmin, Volkan, Sofia hatta Korkut ve kız arkadaşı bile…

Tüm sevdiklerimiz gelmişti. Gözlerimin dolması ile Aren gelip burnumdan öptü. Herkes alkışlıyordu. Bir anda havai fişekler patladı. Denizin üzerinde renkli dumanlar çıkmaya başladı.

Aren cebinden yüzük kutusu çıkardı ve önümde diz çöktü.

“ Sen benim hem gücüm hem zaafımsın..

Sen benim gönül evimin dört duvarı taşısın..

Sen benim dünyamın Ay parçasısın..

Sen benim ömrümün en büyük devrimisin… “ gözyaşlarım istemsiz akmaya başlamıştı. Aren’den hiç duymadığım bu sözler kalbimi heycanlandırmıştı.

“ Sensiz daha fazla bir yastığa baş koymak istemiyorum. Benimle evlenir misin dünya güzelim?” dediğinde alkış sesleri yükselmişti.

EVET SONSUZA DEK EVET ! Dediim an yüzüğü takmıştı.

Ayağa kalkıp dudaklarımdan öptü. Alkış sesleri bir an olsun kesilmedi…

“ Yengem gerideydi benden önce evlendi valla helal olsun! Kararlılıkta abim gibi olun!” Korkut’un cümlesi ile hepimiz kahkaha atmıştık.

Nikah memur gelmiş ve nikahımızı kıymıştı. Artık Mrs. Boratay olmuştum.

Nikahtan sonra hepimiz masada oturmuştuk. Kendi aramızda küçük bir kutlama yapıyorduk.

“ Ulan Aren, düğün masrafından kaçmak için hepimizi buraya toplamadın değil mi?” Karan’ın sorusu ile hepimiz gülmüştük.

“ Doğru ya, benim kocam bana üç gün üç gece düğün yaptı!” Beril de kocasına destek çıkmıştı.

“ Ben dünya güzelime en iyi düğünü yapacağım, kaç gün ve nerede isterse!” dediğinde Volkan ıslık çalmıştı..

“ Teşekkür ederim sevgilim.” Dememle kolunun altına beni daha çok çekmişti.

Kutlama bitmiş ve eve gelmiştik. Aren kapıdan geçeceğim sırada beni kucağına almış öyle geçirmişti.

“ Güçlü kocam!” dediğimde gülmüştü.

“ Birazdan göstereceğim sana güçlü kocayı!” dediğinde daha çok gülmüştüm.

“ Aren, zaten gerginim korkutma beni!”

“ Ne demiştim sana ben..”

“ Ben varken hiçbir şeyden korkma Ay parçası!” onun sesini taklit ettiğimde çoktan odaya gelmiştik.

Beni kucağından indirdiğinde dudaklarıma yapışması bir oldu. Tutkulu öpüşmemizin sonunda ayrılıp sırtımı çevirdi.

Gelinliğimin iplerini hızlıca çözüyor zaman kaybetmek istemiyor gibiydi. Gelinliğim kollarımın arasından sıyrıldı. Ayaklarımı da içinden çıkardım. Kollarımda ki eldivenleride çıkardı.

Ona doğru döndüm ve duvağımı da çözmeye başladı.

“ Sikeyim nasıl yapmışlar bunu!” dediğinde gülmüştüm.

“ Gül sen göstereceğim sana birazdan!” çıkarmasına yardım ettim ve duvakta yere düştü.

Karşısında çıplaktım. Yavaşça ona uzanmamla ceketini çıkardım. Gömleğinin düğmelerini yavaçşa çözerken bir anda kollarımı tuttu. Gömleğinin iki arafından tutup yırttı.

“ Sana yardımcı olayım güzelim!” dediğinde gülmüştüm onun bu aceleci tavrına…

Pantolonun düğmesini yavaçşa çözüyor ve ellerimi erkekliğine bastırıyordum.

“ Sen beni delirtecek misin kadın!” dediğinde kendisi çıkarıp kenara attı.

“ Aren, biraz tadını çıkarsak?”

“ Bu sıkıcı aşamaları hızlıca geçtim, tadını çıkaracağımızdan hiç şüphen olmasın yavrum!” dediğinde beni yatağa yatırdı.

Karşımda tamamen çıplak olduğunda üzerime uzandı. Bacaklarımı ayırmamla yerini alıp dudaklarımız buluştu. Elleri rahat durmuyor göğüslerimi sıkıyordu.

Dudaklarımdan ayrılıp vücudumda kendine yeni rota çizdi. Çenemden öpmeye başlayıp sol göğüs ucuma kadar geldi.

Sol göğüs ucumu ağzına aldı, diliyle etrafında daireler çizdi. Diğer göğsüme geçtiğinde ucunu ısırması ile çığlık attım.

“ Ahh Aren yapma şunu!”

“ Seviyorum ısırmayı, tüm sinir uçların ayağa kalkıyor!” dediğinde kafamı yastığa daha çok gömdüm.

Göğüslerimden göbeğime kadar her yerimi öptü yaladı. Dilinin değdiği her yerim yanıyordu adeta…

Kendini biraz daha aşağı kaydırması ile kadınlığım ile aynı hizaya geldi. Gözlerimin içine bakıp gülümsedi ve dilini kadınlığıma dokundurdu.

Kendimi inleyip ona kaldırmıştım. Tamamen bilinçsiz yaptığım bir şeyden dolayı Aren bambaşka bir zevk alıyordu.

“ Kadınım…” deyip öpücük kondurdu.

“ Güzelliğim..” bir dil darbesi..

“ Bu gece Ay hiç batmayacak…” kadınlığımı yaladı.

“ Bundan sonra her gece koynumda olacaksın!” eliyle kadınlığımı ayırdı ve yaladı.

“ Ahh Aren..!”

“ Aren değil, kocan!”

“ Göster o zaman kocam olduğunu!” dediğimde gülmeye başladı.

“ Ne gülüyorsun?”

“ Az önce aceleci davranma Aren diyen kadın gitti, yerine ateşli hatun gelmiş! “

“ Beni de kendine benzettin!”

“ Dişi kaplanım!” dediğinde erkekliğini kadınlığıma sürttü.

“ Hazır mısın her anlamda benim olmaya?” dediğinde yalnızca kafamı salladım.

Aren erkekliğini kadınlığımda sürtmeye devam etti. Kadınlığım ıslak olduğu için girişinin de bir o kadar kolay olacağını düşünüyordum.

Erkekliğini yavaşça itmesi ile önce kasıldım. Uyarısı ile kendimi gevşettiğim an içime girdi.

“ Ahh Aren yavaş!” içimde ki dolulukla kendimi kastım.

“ Sikeyim yavrum bu ne darlık, biraz gevşe hareket edemiyorum!” dediğinde yavaş yavaş gevşemeye ve bu durumdan zevk almaya başladım.

“ İşte böyle kadınım!” dediğinde daha da gevşememele Aren içimde ki hareketlerine devam etti.

Elleri rahat durmuyor göğüslerimi sıkıyordu. İçimdeki gelgitleri hızla devam ederken ikimizde inliyorduk. Odada çarpan vücut seslerinden başka ses yankılanmıyordu.

“ Ay parçam.. Hayalimden bile güzelsin!” Aren hızlanmıştı. Kadınlığımın duvarları iyice kasılmaya başlamış Aren hızlandıkça zevk sularım akmaya başlamıştı.

“ Ahh Aren!” inlemelerime birde çığlıklarım eklenmişti.

“ Geliyorum karım!”

“ Immm Aren sanırım bende!” dememle önce ben boşalmıştım.

Titremelerim devam ederken Aren daha da hızlanmıştı. İçimde ki kasılmaları kadınlığıma çarparken ağzından güçlü bir inleme koptu. Boşalmasıyla içimden çıkmadan üzerime yığıldı. Nefeslerimiz düzensizdi. Aren nefes nefese konuşmaya çalıştı.

“ Seni gördüğüm an üzerine atlamadığıma pişmanım dünya güzeli!” demesiyle gülmüştüm.

“ Aren, her şey çok güzel rüya gibi…”

“ Bu yalan dünyamda tek gerçek sensin bebeğim!” deyip dudaklarımızı tekrar birleştirdi. Erkekliğinin içimde uyarılmasıyla güldüm.

“ Aren yorulmuyorsun hiç! Bir dur be adam!” dememle oda gülmüştü.

“ Aren’i şu saatten sonra kimse tutamaz, sen bile Aylin Boratay!”

Soyadı yakışmıştı ismimin yanına…

Sabah güneşin doğuşunu da izleyip öyle uyumuştuk Aren ile. Şimdi ise saat neredeyse öğleden sonrayı bulmuştu. Yatakta biraz daha kıpırdanıp arkamı döndüğümde Aren çoktan uyanmış tavanı izliyordu.

“ Aren.” Seslenmem ile bana doğru dönüp biraz daha yaklaştı. Dudağıma kısa bir öpücük koydu.

“ Günaydın Ay parçam!”

“ Neredeyse akşam olacak biz daha yeni uyanıyoruz!” dememle imalı bir şekilde bakıp gülmüştü.

“ Dün gece işimiz bitmek bilmedi güzelim.”

“ Bitmek mi bilmedi yoksa sen mi bitirmedin bir türlü?”

“ Sende bitmesini istemedin, tek suçlu ben olamam değil mi yavrum!” dediğinde omzuna vurup kalkmaya çalıştım ancak müsaade etmedi.

“ Aren, çekil duş alacağım!”

“ Bu bir davet mi güzelim?”

“ Çok beklersin demek canım!” dediğimde çoktan yataktan kalkıp banyoya girmiştim.

Suyu ayarlamaya çalıştığım esnada Aren arkamdan kabine girmişti.

“ Aren hayır çık!” desem de beni dinlememiş belime sarılmıştı.

“ şşt kocaya itiraz edilmez!”

“ Aren… lütfen!” dememle boynumu öpmesi bir oldu. Asla yorulmak nedir bilmiyordu.

“ Duramam hatun!” elleri göğüslerimi sıkıyor erkekliğini kalçalarımda sürttüyordu.

Bu şartlarda ona daha fazla karşı koyamadım. Kendimi ona itmemle beni duvara yasladı. Saçlarımı omzumun bir tarafında toplayıp açıkta kalan boynumu öpmeye başladı.

Bacaklarımı ayırıp eli ile kadınlığımı okşamaya başladı. Onun bir dokunuşu ile uyarılan vücudum anında tepki verdi.

Kadınlığım elinin altında ıslanmaya başladı. Aren’in parmakları içime girip çıkıyor erkekliğine yer hazırlıyordu.

Erkekliğini kadınlığımın girişine sürtmeye başlamasıyla inledim. Kenidimi ona daha çok bastırmam ile oda inlemişti.

“ Aren neyi bekliyorsun?” dememle kendini içime itti.

“ Ahh!” inlememle boynumu daha çok öpmeye başladı.

“ Kadınım…” içime bir vuruş yaptı.

“ Güzelliğim…” bir vuruş daha…

“ Aren’in kadını…” bir vuruş daha… o içime sert vurdukça inliyordum.

“ Ay parçam…” güçlü bir vuruş yapması ile boşaldı.

Sıvılarının bir kısmı içime bir kısmı bacaklarımın arasından aktı.. Parmağı ile kadınlığımın tepe noktasını okşamasıyla bende titreyerek kolları arasında boşaldım.

“ Dünya güzelim, yıkanalım sana süprizim var.” Dediğinde beni kendine çekmişti.

“ Ne sürprzi Aren?”

“ Önce güzel bir kahvaltı, sonra bir yere gideceğiz.” Dediğinde ikimizde birbirimizi yıkamaya başladık.

Banyoda ki işlerimizi hallettikten sonra ilk önce ben çıktım. Giyecek kıyafet bakarken Aren’de belinde havlu ile geldi.

Dolaptan mavi uzun, önünde yırtmaç detayı olan bir kot etek aldım. Üzerine ise siyah sıfır kol bir bluz aldım. Aren belinde ki havluyu çözüp yatağa attı. Arkamı dönüp ona bakmamaya çalısam da aynadan bana gülerek baktığını gördüm.

Onu umursamadan bornozumu çıkarıp attım. Siyah iç çamaşırı takımlarımı giyerken Aren arkamdan geldi ve sütyenimin kopçasını takmama yardımcı oldu. Önce kot eteğimi giydim. Daha sonra bluzu da giydiğimde Aren’in hala beni izlediğini ve giyinmediğini fark ettim.

“ Aren neden giyinmiyorsun?” dediğimde yavaş yavaş arkamdan gelip sarıldı.

“ Bu kadar güzel olman bana ve kalbime zarar, seninle ne yapacağım diye düşünüyordum.” Dediğinde gülmüştüm.

“ Güzel olduğum doğru, taliplerimde çok sende haklısın!” diyerek saçlarımı savurup önünden geçeceğim sırada beni tutup kendine çevirdi. Oldukça sinirli bakıyordu.

“ Kim lan taliplerin! Siktirtme bana onları!” dediğinde gülmüştüm.

“ Aylin gülme bak beni çıldırtma!”

“ Aren, abartma şaka yaptım!”

“ Fark etmez yavrum hepsiyle hesaplaşırız sıkıntı yok!” gözlerimi devirdim ve makyajımı yapmak için pufa oturdum.

“ Kıro Aren hoş geldin, bayadır yoktun aramızda!”

“ Kıro falan anlamam ben! Adamın ciğerini söker eline veririm ona göre!” Aren’i umursamayıp saç makyajımı hallettiğimde Aren de giyinmişti.

“ Hadi güzelim çıkalım!”

Aren ile birlikte kaldığımız evden çıkmıştık. Önce güzel bir kahvaltı için Almanya’nın en çok tercih edilen yerlerinden bir yere gittik. Kahvaltımzı yaptıktan sonra Aren’in süprizi olan bir mekana geldik.

Ara sokaktan yürüyerek geçmiş ve küçük kapısı olan bir depo gibi bir yere gelmiştik. Gece kulübünün arkası olduğu belliydi. Yol boyu sorularımla Aren’i bunaltsam da bir ipucu vermemişti.

“ İşte geldik güzelim.” Kahverengi kapıyı çaldığında kapıyı kısa sarı saçlı bir kadın açmıştı. Gözlerinde yoğun sürme vardı. Bizi bekliyor gibi içeriye davet etti.

Dar bir alandan geçtikten sonra uzun saçlı bıyıklı esmer bir adam karşıladı. Yanında ki oldukça cesur giyinimli bir kadın yatıyordu. Kalktığında kapıyı açan kadına para uzattı ve gitti.

Aren’e baktığımda uzun saçlı adam ile tokalaşıyordu.

“Aren hoş geldin dostum!”

“ Hoş buldum Massimo! Eşim Aylin Boratay.” Dediğinde adam bana elini uzatmıştı. Kısaca tokalaştığımda Aren ile koltuklara oturduk.

Aren telefondan bir şeyler gösteriyordu.

“ Kolay, çok uzun sürmez başlayalım!” dediğinde Aren ceketini çıkarıp uzandı.

“ Aren, ne oluyor?” dediğinde Massimo, Aren’in telefonundan gösterdiği fotoğrafı kağıda çıkartmış bana uzatmıştı.

“ Bu dövmeyi yapacağız ikinize de!” dediğinde gözlerim kocaman açıldı.

Kağıdı alıp baktığımda yarım hilal vardı. Tam ortasından ise Kılıç saplanmıştı. Aren’e baktığımda dövmeye çoktan başlamışlardı. Kulağının arkasından boynuna doğru olan bir alana yapıyordu adam.

“ Aren keşke böyle bir şeyi bana da sorsaydın! Ben yaptırmak istemiyorum!” dediğimde adam gülmüştü.

“ Acımayacak merak etme. Sana da Pony yapacak!” dediğinde kapıyı açan kadın gelmişti. Uzanmam için sedyeyi göstermişti.

“ Güzelim, eminim sana da çok yakışacak, benim için anlamı olan bir dövme. Korkma ben buradayım. Canın acırsa söyle burayı ateşe vermem uzun sürmez!” dediğinde uzun saçlı adam gülmüştü.

“ Aylin acırsa da söyleme, deli kocanın dükkanımı yakmasını istemiyorum!”

Sedyeye uzanmıştım. Dövme hoşuma gitmeseydi hiçbir kuvvet bana yaptıramazdı ama beğenmiştim.

Yarım saat içinde Aren’in dövme işi hallolmuştu. Dövmesine baktığımda gerçekten güzel olmuştu Farklı bir hava katmıştı Aren’e. Yanıma gelip elimi tutmuş ve öpmüştü.

Benim dövmem de hallolduğunda aynadan baktım. İkimize de çok yakıştırmıştım. Aren gelip dövmemin üzerinden öpmüştü. Onun kılıcının üzerinde A harfi vardı ancak benimkinde B harfi vardı.

“ Aren bende neden A yok? Aren’in A’sı.”

“ Boratay’ın B’si seninki de.” Dediğinde kafamı olumlu anlamda sallamıştım.

Aren ile birlikte tüm gün Almanya’yı gezmiş ve akşama doğru uçağa binmiştik. Artık Aren’in evinde yaşayacaktım. Önce kendi evime gidecektim. Yadigar abla’ya benimle gelmesini teklif edecektim. Aren’in evinde bir çalışan vardı ancak Yadigar abla benim için çok özel biri olduğu için onu yanımda istiyordum.

Uçaktan inmiş ve arabaya binmiştik. Evin önünde durduğumda Aren’de benimle birlikte gelmişti. Kapıyı çaldığımda bir süre açılmasını beklemiştik.

Yadigar abla kapıyı açmıştı. Beni görünce gülümsemiş ve sarılmıştı. İçeriden Abim’in geldiğini görmemle şaşırmıştım.

“ Aylin neredesin sen? Babamla kavga etmişsin!” dediğinde önce beni daha sonra Aren’i fark etmişti.

“ Kim bu adam?” dediğinde gerilmiştim.

“ Abi bu Aren..” Aren daha fazla benim kıvranmamı istememiş olacak ki araya girmişti.

“ Merhaba ben Aren Boratay. Aylin’in kocasıyım!” dediğinde ikisi de bana kocaman gözlerle bakmaya başlamıştı.

“ Af buyur neyisin?” Abim sinirlenmeye başlamıştı.

“ Abi, içeriye geçelim anlatacağım!”

“ Lan neyi anlatcaksın? Sen ne zaman evlendin? Babam bu yüzden mi küs seninle! Aylin yoksa… Yoksa sen hamile misin?”

“ Düzgün konuş lan karımla!” Aren’in bağırması ile abimde öfkelenmişti. Yadigar abla abimi tutmaya çalışıyordu ancak imkansızdı.

“ Lan o benim kardeşim sana ne lan!” diyerek Aren’e yumruk atmak istemesi ile Aren abimin yumruğunu havada yakalayıp bükmüştü.

“ Bana bak Akgün, ben senin mahallede racon kestiğin dalyaraklara benzemem! Seni şu an gebertmiyorsam Karımın hatrına! Aylin hamile falan değil, olsada kimseyi ilgilendirmez. Seviyoruz ve evlendik. Daha fazla zaman kaybetmek istemediğim için ikna ettim onu! Baban da sende alışacaksınız bu duruma! Şimdi uslu dur yoksa diğer yüzümle tanışmak istemezsin kayınço!” deyip abimi itmişti.

“ Defol git lan buradan! Al karını da!” deyip Yadigar ablayı kolundan tutup eve sokmuştu. Yüzüme çarpan kapı ile gözyaşlarım da yerini aldı.

“ Neden, neden herkes karşı!” diye kapıyı yumruklamaya başlamamla Aren kollarımı tutup bana sarıldı.

“ Sana söz ay parçam, bugünler geçecek. Gözyaşlarının hesabını herkes tek tek verecek!” deyip sarılmıştı.

Aren kucağına almış ve arabaya bindirmişti. Yol boyu ağlamıştım. Aren sesini çıkartmadan sırtımı okşadı. Daha fazla dayanamayan gözlerim kapandı…

Devam edecek…

Yıldıza basmayı unutmayın.

Oylarınız ve Yorumlarınız benim için çok kıymetli :)

Yıldızlar parlasınnnn....

Loading...
0%