Yeni Üyelik
2.
Bölüm

2. Bölüm ☽ Kimsin Sen?  ☽

@buket9

Kimsin Sen?

Karşımda elinde valiz ile bana gülerek bakan kişi hiç şüphesiz Ufuk’tan başkası değildi. Benim peşimden Almanya’dan gelmesine herkes şaşırmış özellikle amcam hiç memnun olmamıştı.

“ Oğlum senin ne işin var burada?”

Ufuk’un gülümsemesi yavaşça solmuş gözünü benden alıp babasına çevirdi.

“ Evime döndüm baba neden şaşırdın bu kadar? Artık şirkette Aylin ile çalışacağım. Birimiz yazılımcı birimiz İnşaat mühendisi o şirketi sırtlar götürürüz!” Dediğinde gözlerimi devirmeden edemedim.

“ Oğlum orada ki şirketi neden bırakıp geldin biz hallediyorduk zaten burayı!”

“ Oğlum burası zaten senin gelmene bile gerek yoktu ama iyi oldu özledim seni.” Diye tabi ki annesi Şengüldü.

Burası da senin derken? Yarısını kastetmiştir umarım!

“ Neyse daha bunları konuşacak çok vaktimiz olacak!”

“ Ufuk hoş geldin oğlum.”

“ Hoş buldum amca.”

“ Hoş geldin.” Dememle sarılmak istedi. Sadece elimi uzatıp tokalaştım.

“ Sen de hoş geldin Aylin!” Sahte bir gülümseme ile çantamı aldım. Daha fazla burada sahte aile saadeti dinleyemezdim.

“ Hepinize iyi akşamlar! Ben artık kalkayım yol yorgunuyum. Haftaya şirkette çalışmalara başlarız nasılsa.” Deyip arkamdan edilen itirazları duymazdan gelerek dış kapıdan çıktım.

Arkamdan Ufukta geldi ve kolumu tutmasıyla durmak zorunda kaldım.

“ Aylin oturup konuşalım mı?” Oflayarak baktığımda bana tam tersi gülümseyerek baktı.

“ Ufuk yorgunum uyuyacağım, ayrıca konuşacak bir şey yok lütfen aynı konu için beni rahatsız edeceksen ben Almanya’ya geri giderim!”

Bu tehditimi beklemiyor olacak ki şaşırdı. Ne diyeceğini bilemedi.

“ Tamam Aylin, kendimi sana ispatlayacağım. Seni ne kadar çok sevdiğimi göreceksin ve gün gelecek sende beni seveceksin! “

Hiçbir şey demeden Ferit ile birlikte arabaya geçip gittim. Başıma daha geldiğim ilk günden ağrılar girmeye başladı. Ufuk çok ısrar ederse abime bu konuyu anlatmayı düşünüyordum.

Eve geldiğimde Yadigar ablanın çoktan uyuduğunu gördüm. Sessizce odama geçip pijamalarımı giydim. Yorucu bir gün geçirdiğim için uykuya dalmamda kolay oldu…

 

Aren Boratay’dan…

“ Gücüme güç katmaya devam diyorsun yani ha dostum?”

“ Aynen öyle! O şerefsiz babamdan intikamımı aldığıma göre annem artık mezarında rahatça yatacak Volkan! Benim de vicdanım biraz olsun susacak…”

“ Ulan ben zaten hiç inanmadım o piç babana!”

“ Bende inanmadım ama elden ne gelir? Öğrendiğimde O it çoktan annemi öldürmüştü! Cezasını da kendi ellerimle kestim, dünyadan bir pislik kurtuldu!”

“ Sırada ne var? Babanın iş ortakları ile arayı iyi mi tutacaksın yoksa onlara da mı ceza keseceksin?”

Oturduğum deri siyah koltuktan kalktım ve pencerenin önünde manzarayı izlemeye başladım. İstanbul ayaklarımın altındaydı sanki.

İstanbul’a geleli bir hafta olmuştu. Geldiğim günden beri de babamı pusuya düşürecek planı yapıyordum. Bitmişti işte! Dün gece annemin çektiği acılar sanki son bulmuş vicdanımın sesi susmuştu.

Artık rüyalarımda annemi ağlayarak değil gülerken mutlu anılarımla görecektim….

“ İlk olarak Taşkın İnşaattan başlayacağız. Sahibi Erdal ve Mehmet Taşkın iletişime geçti benimle. Haberleri izlemiş bir hayli tırsmışlar. İşler batacak diye ödleri kopuyor! Her yere baya bir borcu var, borç batağından onları çekip kurtaracak kişi olarak kimi görüyorlar bil bakalım?”

Volkan da koltuktan ayağa kalkıp yanıma geldi. Gülerek bana baktı.

“ Bingo Aren Boratay!” Demesiyle ikimizde kahkaha attık.

“ Aynen öyle! Borçlarını ödemek için şart koşacağız. Şirketi bize devredecekler!”

“ Kabul eder mi sence? O Erdal Taşkın paraya tapıyor, tek geliri emeği o şirket bir anda verir mi Aren?”

Volkan haklıydı ancak tüm bu dediklerini zaten hesaplamıştım.

“ Aren ve Volkan olarak iki ortak isterse sıkıntı çıkarabilirler, Peki ya Baron isterse?” Dememle göz kırpıp tekrar kahkaha atmıştım.

“ Sonunda İstanbul’da da kartlar yeniden dağıtılacak ha desene keyiflendim bak! Karımı arayıp bu muhteşem haberi ona da vermeliyim!”

“ Kılıbık!”

“ Lan bak Yasmin’e dersem Baron falan dinlemez ha benim Karım sağlamdır kimseye pabuç bırakmaz!”

“ Bu yüzden benim dostum aynı zamanda Avukatım ya kardeşim!”

Volkan gülerek odadan çıktı. Akşam tekrar buluşacak ve son kontrolleri yapıp Taşkın İnşaat ile anlaşma yapacaktık…

“ Size kötü bir haberim var beyler!” İstanbul’da bulunan ama İstanbul’a oldukça uzak evimde toplandık.

Volkan ve Yasmin ile önce yemek yedik daha sonra evin bahçesine oturduk. Yasmin mutfaktan kahve yapıp geldiğinde yüzünde endişe tohumları geziyordu.

“ Ne oldu sevgilim?” Volkan’ın sorusu ile olduğum yerden biraz daha kalkıp dikildim.

“ Nur topu gibi bir düşmanımız daha oldu!” Yasmin’in bu söylemine yarım ağız gülmüştük.

Düşman hep vardı ve olacaktı…

“ Sevgilim bize bilmediğimiz bir şey söyle!” Volkan’ın kahkahasına sinir olan Yasmin omzuna sert bir yumruk geçirmesi ile Volkan susmuştu.

“ Ölen savcının yerine gelen adam Önder Ata. Tanıdık geldi mi Aren?”

Önder Ata… Önceki yıllarda bana en çok yaklaşan adamdı. Neredeyse beni bulması ve hapse atması an meselesiyken onu sürgün ettirip anca kurtulabilmiştim.

Bana ulaşmaya çalışmaktan başka zararı dokunmadığı için onu öldürmemiştim ancak görüyorum ki tekrar ayak bağı olacaktı.

“ Yasmin, avukat olarak yapman gerekeni biliyorsun!”

“ Aren, adam başsavcı olarak atandı İstanbul’a. Kaldığı yerden izini sürmeye devam edecek belli ki. Ben ise avukatım. Şirket avukatı üstelik! Ne gibi bir görevim olacak merak ediyorum!“

Yasmin isyanında elbette haklıydı kendine göre, ancak o savcının bu sefer beni yakalamasına fırsat vermeyecektim!

“ Ne demişler; dostunu yakın tut, düşmanını ise daha da yakın…”

 

1 Hafta sonra

Aylin Taşkın’dan…

Bugün şirkette resmi olarak işe başlayacaktım. Dün akşam Konya’dan abim sürpriz yapıp geldi. Birkaç gün burada kalacak sonra ise dönecekti.

Sabah alarmdan önce uyanıp geceden hazırladığım kıyafetleri giydim. Beyaz takım yeleği ve kumaş pantolon giydim. Kahve tonlarında makyaj yaptım. Uzun siyah saçlarıma hafif bir dalga şekli verdiğimde hazırdım. Kahverengi topuklu ayakkabılarımı da giyip çıktım.

Abim misafir odasında hala uyuyordu. Gece geç geldiği için uyandırmadım.

İçeriye geçtiğimde Yadigar abla bana kahvaltı hazırlıyordu. Krem rengi çantamı salona koyup mutfağa geçtim.

“ Günaydın Yadigar abla.”

“ Günaydın kızım gel hazır kahvaltı yapalım.”

Sandalyeyi çekip oturduğumda en sevdiğim kaşarlı omlet yapmıştı. Tabağıma kahvaltılıklardan alıp biraz atıştırdım.

“ Yadigar abla sana afiyet olsun ben daha fazla trafiğe kalmayayım hadi akşam görüşürüz!” Deyip evden çıktım.

Arabam birkaç gün önce teslim edildiğinde Ferit’e gelmesine gerek olmadığını söyledim. Gri arabama binip şirkete doğru yol aldım.

“ Ufuk, Aylin hazır mıyız bugün şirkete Aren Bey gelecek toplantı yapacağız. Artık onunla çalışacağız!”

“ Hazırız amca elli kere hatırlattın zaten!”

“ Olsun kendisi çok önemli bir iş insanı, babasından bile daha çok faydası olacak büyüyecek bu şirket!”

Amcam oldukça heyecanlı görünüyordu. Sabahtan beri tüm şirkette bir hazırlık havası vardı. Televizyon da gördüğüm yakın zamanda babası ölen adam gelecekti. Artık beraber iş yapacaktık.

“ O adamı da hiç sevmedim baba kasıntı herifin teki araştırdım doğru düzgün bilgi bile çıkmıyor!”

Ufuk haklıydı. Bende araştırmış ancak pek bilgiye ulaşamamıştım. Yakın zamanda babası pusu kurularak öldürüldüğü, annesini geçen yıl beyninde ki tümör yüzünden öldüğü ve işle alakalı projeleri yazıyordu.

Özel hayatı ile alakalı da pek bir bilgi yoktu. Evli mi bekar mı bilmiyorduk. Kaç kardeş nereli bunlar adeta sır gibiydi yada kendisi kaldırtmıştı!

“ Oğlum ne yapacaksın hayat hikayesini! Bizene hayatından nikahına mı alacaksın? Bizim işlerimiz düzgün gitsin gelirimiz artsın ve adımızı duyuralım yeterli!”

Amcamda ki bu hırsla biz tüm dünyaya da duyurulurduk!

Amcamın asistanı Aren Bey’in geldiğini haber verdiğinde amcam bir karşılama ekibi eksikmiş gibi davranıyordu. Neredeyse kalkıp kırmızı halı serecekti.

Babam ile birbirimize bakıp gülmüştük. Amcam ve babam asistanı ile birlikte gitmişti. Odanın içinde Ufuk ve ben kalmıştık. Asansör durduğunda meşhur Aren Boratay gelmişti. Üzerinde ki takım elbise kusursuz duruyordu. Haberlerde gördüğümden daha heybetliydi. Bastığı yerleri titretiyordu sanki yoksa ben mi titriyordum?

Bakışları beni bulduğunda baştan aşağıya süzdü ve gözlerimde takılı kaldı. Kaşlarını çatmasıyla sol kaşının üzerinde ki yara izine gitmişti gözüm. İzine baktığımı anladığında daha çok çatmıştı kaşlarını. Soğuk bakışları fırtına gibi aramızda esiyordu sanki.

Dünya durmuş ve sadece ikimiz kalmış gibi bakması beni rahatsız etmişti. Bakışlarımı yanlarındaki iki adam ve kadına çevirdim.

Yanında ki adamı ve kadını araştırırken görmüştüm. Evlilerdi. Volkan Demircioğlu, Aren’in sağ koluydu. Aren kadar olmasa da o da uzun boylu ve sarışın bir adamdı. Gözleri renkliydi. Bakışları ise Aren’e göre daha sıcak ve samimiydi.

Yanında ki sarışın kadın, Volkan’ın eşi Yasmindi. Yüzünde belli olan çilleri vardı. Makyajla çok az kapatmıştı. Eşi gibi sarışın ve renkli gözlüydü. Şirketlerinin ve Aren’in şahsi avukatıydı. Başarılarını magazin sayfalarında okumuştum. Genç ve güzel bir avukattı.

“ Buyurun ayakta kaldınız geçin oturun Aren Bey!” Amcamın seslenmesi ile hepimiz koltuklara oturduk. Amcam daha samimi bir ortam oluşur belki diye toplantı odasına bile almamış kendi odasından ağırlamak istemişti.

“ Merhabalar, ben Aren Boratay! Barbaros Boratay’ın oğluyum. Babamla iş yaptığınızı ve hangi seviyede olduğunuzu biliyorum. Tüm detaylara hakimim. “

Sesi kendinden emin çıkıyordu. Sesi bile yeterdi karşısında ki adamı titretmeye…

“ Çok memnun olduk Aren Bey, bende Taşkın İnşaatın kurucusuyum. Abim Mehmet ile beraber yönetiyoruz. Sevgili oğlum Ufuk Taşkın kendisi İnşaat mühendisi ve Almanya da çok sayıda işe imza attı. Artık o da şirketimizde çalışıyor. “

Amcam herkesi Aren Bey’e tanıtıyordu. Ufuk, Aren’e ne kadar umursamaz bakmak istese de Aren’den haz almadığı yüzünden belli oluyordu.

Sıra bana geldiğinde gözlerimiz tekrar kesişti. Gözleri bir bana bir Ufuk’a kayıyordu. Amcam bizi tanıtırken hiç tepki veya mimik oynamıyordu yüzünde, sanki bizi önceden tanıyor gibiydi.

“ Yeğenim Aylin Taşkın, kendisi Almanya’dan geçen hafta geldi. Orada ki başarılarını herkes biliyor, kendisi şirketimizin yazılımcısı. O varken sırtımız yere gelmez evelallah!”

Amcamın anlatımına gülümserken o benim gülümseme bakıyordu. Ufuk benim fark ettiğimi fark etmiş olacak ki bana biraz daha sokuldu.

Aren’in gözleri Ufuk’un koluna bakıyordu. Ufuk haddinden yine çok fazla bana yakında bulunuyordu. Biraz koltuğun diğer tarafına gitmemle Ufuk bana alttan kötü bakışlarını atmayı ihmal etmiyordu.

Bizi sevgili gösterme çabası hep sık yaptığı bir durumdu artık şaşırmıyordum.

“ Memnun oldum, hepiniz alanınızda eminim ki çok başarılı işler yapmışsınızdır ancak ben buraya başka bir amaçla geldim Erdal Bey.”

Amcam böyle bir şey beklemediği için şaşırmış anlamaya çalışıyordu. Ufuk pür dikkat karşısında ki adamı dinliyordu.

“ Nasıl bir amaç Aren Bey?” Amcamın neredeyse sesi titreyip kekeleyecekti.

“ Babamın ölüm sebebi hepinizin malumu, iş yaptığı insanları araştırırken elbette sizi de araştırdım. Şirketinizin büyük bir borç batağında olduğunu öğrendim.”

Amcam gerilmişti. Babam ise kravatını düzeltmek ister gibi bir hali vardı. Borç batağına hiç şaşırmamıştım çünkü tam amcama yakışır hareketlerdi.

“ Borç batağı mı? Ne diyor bu adam baba!” Ufuk sinirlenirini kontrol edemiyordu.

“ Ufuk Taşkın ben lafımı bitirmedim!” Aren’in bariton sesi ile ortam sanki buz kesmişti.

“ Battığınız bu borç batağından sizi ancak ben çıkarabilirim ancak her şeyin bir bedeli vardır değil mi bu hayatta!”

Bu adam ne istiyordu ve amacı neydi?

“ Nedir Aren Bey?” Amcam çoktan bedel ödemeye hazır gibiydi…

“ Şirketinizi bana devretmek! Detayları Avukatım Yasmin hanım ve Ortağım Volkan bey size anlatacaklar. Düşünmek için üç gününüz var, kararınızı ortağım Volkan Bey’e iletirsiniz. Hepinize iyi çalışmalar!” Diyerek şirketten çıkıp gitmişti.

Hepimize bomba etkisi yaratan sözlerinden sonra arkasına bakmadan gitmişti Aren. Amacı iş veya para kazanmak değildi. Haberlerde babasının ölümüne bile üzülmediğini anlamıştım.

Bu adam sır küpüydü. Onu çözmek o kadar kolay olmayacaktı. Amacı ne ise öğrenecektim. Ailemin emeklerini ne için harcıyor bunun peşine düşecektim…

Kimsin Sen Aren Boratay!

Devam edecek..

Yıldıza basmayı ve yorum yapmayı unutmayın.

Yıldızımız hep parlasın…

Loading...
0%