Yeni Üyelik
21.
Bölüm

21.Bölüm☽ Uçurum☽

@buket9

 

 

 

Uçurum

Yasmin’in doğum günü eğlencesi gece yarısına kadar sürmüştü. Aren ile birlikte eve çok geç dönmüştük. Eve gelir gelmez ise uyumuştuk. Sabah yüzüme değen öpücükler ve kulağıma fısıldanılan güzel sözcükler ile uyanmıştım.

“ Benim meleğim..” yanağıma bir öpücük…

“ Dünya güzelim..” çeneme bir öpücük..

“ Uyan da güneşim doğsun artık!” ve son olarak dudağıma konan öpücük ile uyanmıştım.

“ Günaydın canım kocam!”

“ Gün şimdi aydı benim için!” deyip bana sarılmıştı.

“ Aren.. Böyle uyandırmanı seviyorum, güne seninle başlamayı seviyorum..” dediğimde saçlarımı sevmeye başlamıştı.

“ Bende çok seviyorum güzelim.. Koynumda uyuyup uyuduğun her geceye şükrediyorum!” yanaklarından tutup kendime çektim ve dudağından öpmeye başladım.

Aren benim bu öpüşümü karşılamış ve üzerimde ki yerini almıştı. Bacaklarımı açmamla kendini bana daha çok bastırdı. Öpüşmemiz hiddetlenirken inlemelerimiz birbirine karışmaya başlıyordu.

“ Güzelim, o kadar çok özledim ki ön sevişme olmayacak gibi!” demesiyle gülmüştüm. Kendimi ona bastırmamla cevabımı çoktan vermiştim.

“ Beklemiyorum öyle bir şey zaten!” dediğim an üzerimde dikilip şortunu çıkardı.

Eğilip benim pijamamı da çıkardığında erkekliğini kadınlığıma sürttü.

“ Hazır mısın Dünya güzelim?” dediğinde yalnızca kafamı sallamıştım.

İçime kendini itmesiyle çığlık attığımda öpmeye başladı. İnlemelerim dudaklarının arasında kayboluyordu.

İçimdeki hükmünü ritmik hareketleri ile sürdürüyordu. Odada yalnızca inleme seslerimiz ve vücutlarımızın çarpma sesi yankılanıyordu…

“ Aren…Ahh!”

“ Ay parçam.. Geliyorum!” demesiyle son kez kendini içime itti ve boşaldı.

“ Ahhh! Ölüyorum sana kadın!” diyerek göğüslerimi sıktı.

“ Aylin’im artık korunmayalım!” bir anda böyle bir şeyi beklemediğim için şaşırdım.

Her ilişki sonrası yada ilişki sırasında korunuyorduk. Çocuk meselesini rafa kaldırmıştık aslında ancak Aren’in bu isteği beni şaşırtmıştı.

“ Aren, ailem ile arayı düzeltip ufak bir organizasyonla düğün yapacağız daha. Bunlar olmadan çocuk olmaz!” dediğimde kafasını sallamıştı.

“ Bunları halledersem peki?”

“ Bunlar kolay şeyler değil ki!”

“ Ay parçası bana söz ver, eğer tüm bunları halledersem korunmayacağız ve bir çocuğumuz olacak kabul ediyor musun?” dediğinde biraz kendi içimde düşündüm sorguladım.

“ O zamana bilemiyorum ama olur gibi!” dememle gülmüştü.

“ Güzelim bugün Yasmin ve Volkan evlat edinmek için kuruma gidecekler. Normalde şartları taşımıyorlar ancak hallettim. Bugün bu işi de halledecekler!” dediğinde kaşlarım çatılmıştı.

“ Aren, onların yazın üç yıl olacak. Şartlarda beş yıl evlillik ve en az otuz yaş diyor.. nasıl hallettin bunları?” dediğimde öpücük atıp yataktan kalkmıştı.

“ Aren Boratay sırrı yavrum! “ göz kırpıp banyoya gitmişti. Arkasından şaşkın şaşkın bakan bir ben bırakmıştı.

Aren’in gücünü sorgulamama kararı almıştım çünkü ne zaman sorgulasam işin içinden çıkmıyordum. Sevdikleri için her şeyi yapar olmazları bile oldururdu. Onun bu gücü kadınlık gururumu da okşuyordu.

Sabah evden kahvaltımızı yapıp çıkmıştık. Aren şirkete gitmiş ben ise Yasmin ve Volkan’ın evine gidecektim. Beraber kuruma gidip Volkan’ın araştırmış olduğu bir bebeği evlat edinecek işlemleri başlatacaktık. Süreç normalde bu kadar çabuk olmadığını aylarca bile beklenildiğini biliyordum ancak konu Aren Boratay olunca işlemler hızlanmıştı.

Arabayı park edip indim. Yasmin ve Volkan kapıdan çıkarken yakalamıştım. Beni görünce Yasmin yanıma geldi.

“ Aylin, hoş geldin bizde erken çıkma kararı aldık duramadım evde.” Dediğinde gülümsemiştim.

“ İyi yapmışsınız hadi bebeğimizi görmeye gidelim.” Dememle arabalara yerleşmiştik.

Yaklaşık yarım saatlik yolculuk sonrası kurumun önüne gelmiştik. Arabadan indiğimde Yasmin ve Volkan da gelmişti.

“ Çok heyecanlıyım normal mi?” diyen Yasmin’e gülmüştük.

“ Bende heyecanlıyım bebeğim!” Volkan ve Yasmin el ele tutuşmuşlardı.

Hep birlikte içeriye girdiğimizde müdürün odasına doğru yürümeye başladık. Kapıyı tıklayıp içeriden duyduğumuz ses ile kapıyı açıp girdik.

Müdüre hanım bizi görünce ayağa kalkıp yanımıza gelmişti. Esmer bir kadındı. Gözlüklüydü. Saçlarını sımsıkı bir topuz yapmıştı.

“ Hoş geldiniz Demircioğlu ailesi!” diyen kadınla tek tek tokalaşmıştık.

“ Hoş bulduk Nuran Hanım!”

“ Sizi tanıyamadım?” diyen kadın bana yönelttiği soru ile koltuğa yerleşip cevap verdim.

“ Aylin Boratay, Aren’in eşiyim!” dememle gülümsemişti.

“ Öyle mi kusura bakmayın, Aren Bey de gelseydi keşke!”

“ Toplantısı olduğu için katılamadı.”

“ Nuran Hanım, bahsettiğiniz bebek ne durumda sağlığı iyi mi? Annesi ile görüşme nasıldı?” Volkan’ın arka arkaya sorduğu sorulara Nuran Hanım gülümsemiş ve gözlüğünü çıkarmıştı.

“ Volkan Bey, bebeğimizin annesi ile görüştük gerekli imzaları aldık. Hiçbir hak talep edemez sizden. Bebeğimizi beş gün önce çöpten bulduk, polis ekipleri anneye ulaştı. Daha sonra bizde bir görüşme gerçekleştirdik. Anne durumundan dolayı ve babanın bebeği istememesinden dolayı bıraktığını, isteyerek olmadığını söyledi. Anne gazinoda çalışıyor, doğal olarak bebek bakma durumu yok.” Anlatılanlar karşsında şok olmamak elde değildi.

Ne hayatlar vardı.. Ne suçsuz, günahsız insanlar…

“ Peki ismi ne? Nasıl bir bebek?” Yasmin’in sorusu ile gözler yine müdür hanıma çevrildi.

“ Annesi ismini Hayat olarak koymuş ancak kimliği henü yok yani siz isterseniz başka bir isim koyabilirsiniz. Sarışın mavi gözlü bir kız çocuğu… sizlere çok benzediği için ve Aren Bey biraz durumlardan bahsetmesi ile de bu güzel bebeğimizi uygun buldum ve Volkan bey ile de görüşmemizde çok istekliydi.”

Yasmin’in gözleri dolması ile Volkan elini tutmuştu. Müdüre hanım yanında ki kadına baş işareti yaptıığnda kadın odadan çıkmıştı.

“ Yasmin Hanım bunlar emin olun mutluluk gözyaşları. Keşke herkes sizler gibi olsa.. Minik bebek sizlerle olacağı için çok şanslı…” demesiyle kafamı olumlu anlamda sallamıştım.

“ Yasmin’den o kadar güzel bir anne olacak ki..” dememle gülmüştü.

Kapının sesi ile hepimiz dönüp bakmıştık. Az önceki kadın elinde bir puset ile girdiğinde anladım ki bebeği getirmişlerdi.

Yasmin’in ayağa kalkması ile kadın puseti Yasmin’e verdi. Yasmin bebeği görür görmez gözyaşlarına hakim olamadı. Volkan Yasmin’e destek olurken bende kalkıp bebeğe baktım.

Çok güzel bir kız bebekti. Sarı, mavi gözlü güzel bir kız çocuğu olacaktı. Tıpkı Yasmin gibi…

Eve geldiğimde Aren çoktan gelmiş ve salonda oturuyordu. Benim geldiğimi görmesi ile ayağa kalkıp sarıldı. Tüm gün onu biraz daha fazla özlemiştim…

“ Sevgilim ne zaman eve geldin?”

“ Yarım saat oluyor güzelim. Neler yaptınız anlat bakalım?” dediğinde çantamı masaya bırakıp koltuğa yanına oturdum.

“ Aren, bebeği görmen lazım o kadar tatlı ki… Yasmin gibi.” Aren benim saçlarımla oynuyor bir yandan gülümseyerek dinliyordu.

“ Çok mu sevdin bebeği?”

“ Ay evet! Sürekli Yasmin’e giderim sevmek için artık, gerçi Beril’e de giderim Aslan’ı sevmek için..”

“ Güzelim bebek sevmen için bir yere gitmene gerek yok.

“ Neden onlar mı gelir?”

“ Hayır, senin de bebeğin olabilir. İkimizden bir parça.” Elleriyle karnımı okşamaya başlaması ile adeta hipnoz olmuştum. Bana biraz daha yaklaşan Aren, tüm dikkatimi dağıtmıştı.

“ Karnında bir bebek düşüncesi bile beni çıldırtmaya yetiyor.. Seni o halde görmek için sabırsızlanıyorum!” deyip dudaklarımdan öpmeye başladı.

Son zamanlarda aramızda çocuk muhabbeti sık sık gündeme geliyordu. Aren’in bu kadar çok istediğini bilmek beni de şaşırtıyordu. Alnımı alnıma yasladım.

“ Sevgilim bu konu hakkında ki düşüncemi söylemiştim!” dediğimde gülmesiyle tehlike çanlarının benim için çaldığını anladım.

“ Hafta sonu düğünümüz var güzelim!” kaşlarımı olabildiğince çatmış Aren’e bakıyordum. Söylediği cümleyi algılamakta güçlük çekiyordum.

“Anlamadım?” ellerimi tutan Aren ayağa kalkmış ve benide kaldırmıştı.

“ Aren ne düğünü? Nereye gidiyoruz?” elimden tutup evin alt katına giden merdivenlerden indiriyordu. Aşağıda kapalı yüzme havuzunun olduğunu biliyordum.

“ Aren ben yüzmek falan istemiyorum, sorularıma cevap ver!” beni duymuyor gibiydi.

Alt kata geldiğimizde havuzun karşısında ki odanın önüne gelip kapıyı açtı. Ben orayı giyinme odası zannederken spor salonu gibi bir oda çıkmıştı.

Spor aletleri, asılı boks torbası ve bir sürü sporla alakalı aletler…

“ Güzelim, gel biraz dövüş yapalım!” demesiyle elimi bırakıp kapının arkasında ki dolaptan kıyafetler çıkardı. Üzerini soyunmaya başlaması ile dikkatimi yine tamamen dağıtmıştı.

Üzeri tamamen çıplak altında ise sporcu şortu vardı. Bana doğru yaklaşması ile gözlerimiz kesişti.

“ Güzelim, kıyafetler orada giyinmeyecek misin?” dediğinde kafamı sallamıştım.

Yanından geçip dolaba gittiğimde beni izlediğini hissediyordum. Altımda ki pantolonumu düğmesini çözmemle Aren’in hafif öksürük sesi ile kafamı çevirdim. Gülümseyip kafasını başka yere çevirmişti. Bu hareketine gülümseyip ona doğru döndüm.

Boks eldivenlerini giymiş ve boks torbasına yavaş yavaş vuruyordu. Gözlerini benden bir an olsun çekmeden torbaya vuruyordu.

Madem beni buraya getirerek kendince bir şeyler ispat etmek istemişti, o zaman karşılık verme zamanı gelmişti.

Pantolonumun fermuarını indirip bacaklarımdan sıyırdım. Üzerimde ki tişörtü de bir çırpıda çıkarıp attım. Göz ucuyla Aren’e baktığımda ise boks torbasına vuruşları hızlanmıştı.

Dolaptan aldığım kısa siyah şortu giydim. Üzerimde ki sütyenimin kopçasını elbette kendim açabilirdim ancak Aren’den yardım almak en iyi fikir olduğu aklıma gelmişti.

“ Sevgilim, kopçasını açamadım takıldı sanırım yardımcı olur musun?” dememle Aren son kez boks torbasına hızlıca vurması ile eldivenleri yavaçşa çıkarıp yere attı.

Yanıma gelmesiyle arkamı döndüm. Parmakları sırtıma değmesi ile biraz irkildim ancak toparladım. Parmak uçlarının değdiği yerler alev alıyordu. Terlediğimi ve dudaklarımın kuruduğunu hissediyordum.

Kopçayı açmış ancak bırakmıyordu. Boynuma doğru yaklaşması ile nefesimi tuttum.

“ Uçurumun kenarlarında dolanıyorsun, beni o uçurumdan atıp sonra yine kendin kurtarıyorsun!” deyip kopçayı bırakması ile sütyenim aşağıya kayıp düşmüştü.

Aren’in arkamdan çekilmesi ile ona doğru çıplak olduğumu aldırmadan döndüm. Gözlerimiz buluşmuştu. Göğüslerime bakmamak için kendiyle savaş veriyor gibiydi. Dolaptan aldığım sporcu sütyeni ile Aren’e doğru gittim. Göğüslerim çıplak tenine değiyordu.

“ Koskoca Aren Boratay, uçurumun kenarında yürümekten mi korkuyor yoksa?”deyip arkamı dönmemle bir anda koluma yapışması ile kendimi yerde onun altından buldum.

“ Korkmak ve ben cümle içinde yan yana bile gelemeyiz yavrum sen kocanı daha tanımadın mı?” demesiyle hırsla göğüslerimi öpmeye başlamıştı.

İki eliyle göğüslerimi tutuyor sıkıyordu. Önce sol göğüs ucumu ağzına alıp ısırması ile inledim. Diliyle etrafında daireler çiziyordu.

“ Ahh ısırma Aren!”

“ Ulan delirttin beni yine!”

“ Sen getirdin bizi buraya!”

“ Getiren aklımı sikeyim!”

“ Çekil o zaman pişmansan, sanki zorla gel öp dedim!” deyip itmeye çalıştım ancak kıpırdamadı bile.

“ Ulan ben ne bileyim karşımda çıplak duracağını, seni soyacağımı!” dahada hırsla öpmeye başlamasıyla kendimi kollarına bırakmama çok az kalmıştı.

“Ahh çekil öpme! Aren bırak diyoru.. Ahh!” ısırması ile cümlem havada kalmıştı.

“ Ay parçam… öpme ne demek, ben sana dokunmadan yaşayabilir miyim?” hızlanan hareketleri yavaşlamış yerini daha tutkulu bir ana bırakmıştı.

“ Düğün meselesini açıklamadın hala!”

“ Bugün baban ve abinle görüştüm, yarın akşam yemeğe davet ettim.” Demesiyle gözlerim kocaman açıldı.

“ Aren bana ne zaman söylemeyi düşünüyordun?”

“ Beni kışkırtmasaydın spor yaparken anlatacaktım !” tam cevap vereceğim sırada merdivenlerden Yadigar ablanın seslenmesi ile Aren üzerimden hızla kalkıp kapıya doğru gitti.

“ Güzelim giyin üzerini, dolabın arkasına geç!” dediğinde hemen üzerimi giyinip dolabın arkasına geçtim.

“ Aylin kızım?” Yadigar abla’yı kapıda karşılamıştı Aren.

“ Buyurun Yadigar Hanım.”

“ Aren bey, Aylin’in telefonu çaldı ısrarla bende önemlidir diye getirdim.”

“ Tamam teşekkür ederiz!” dediğinde Yadigar abla gitmişti.

Aren kapıyı kapatıp yanıma geldiğinde telefonumu kurcalamaya başladı.

“ Aren verir misin telefonumu kim aramış bakacağım!” desemde kendisi bakmaya başladı.

“ Ulan bu piç seni niye sekiz kez aramış!” kaşlarımı çatıp bahsettiği kişinin kim olduğunu anlamaya çalıştm.

“ Kim aramış?”

“ Ufuk gavatı!”

“ Allah allah ver geri dönüş yapayım neden o kadar aramış?” diye elindem telefonumu almaya çalıştım ancak Aren vermedi.

“ Aren versene!”

“ Bu şerefsizle muhatap olmanı istemiyorum, it herif sana başka gözle bakıyor!”

“ Aren bende meraklı değilim bir öğrenelim derdi neymiş!” elinden telefonu alıp Ufuk’u geri aradım. Hoparlöre almıştım. Aren sinirle bekliyordu.

“ Alo canım?” Ufuk’un bu samimi seslenmesi ile Aren daha fazla dayanamamış telefonu elimden almıştı.

“ Ulan pezevenk, senin canını sikerim düzgün konuş karımla!” Telefonu Aren’in elinden almaya çalışsam da izin vermemişti.

“Oo Aren, demek haberler doğru. Evlenmişsiniz!”

“ Lan sen bunun için mi karımı elli kere aradın?”

“ Emin olmak istedim, zorla evlendirildiğini düşünüyorum. Yoksa tehdit mi ettin?”

“ Lan şerefsiz it, kendine kaçacak delik ara lan! Seni o Almanya’ya sokak direği yapmazsam bana da Ba.. Aren Boratay demesinler! “ deyip telefonu kapatmıştı.

“ Aren, neden benim konuşmama müsaade etmedin? Ben gayet cevabını verirdim!”

“ Herif yavşak lan ne konuşacaksın!”

“ Bana bağırma!”

“ Suç bende ama, çoktan halletmeliydim onun işini!”

“ Halletmek derken Aren?” diye sinirle sorduğumda yüzüme bakıp yanımdan geçip gitmişti.

Yerde duran boks eldivenini giydi ve boks torbasına hızla arka arkaya yumruk attı.

Bir köşede yalnızca onu izledim. Bakışı oldukça soğuk ve yumrukları da bir o kadar sertti. O kadar hızlı yumruk atıyordu ki torbayı patlatmasından korktum. Yavaşça karşısına gitmeye başladım. Boks torbasına biraz daha yaklaşmamla bağırmasını işittim.

“ Dur orada!” demesiyle torbayı kendine çekip yumruk atmayı kesmişti.

Yanına doğru ilerledim ve tam karşısında durdum.

“ Anladık güçlüsün, en demir yumruk sensin anladık!” deyip ona biraz daha yaklaştım.

Omuzlarına dokunmamla kasılsa da yüzünde ki ifade sabitti.

“ Ve bende bu güçlü, demir yumruk olan adamın karısıym!” dememle dudaklarına yapıştım.

Bu anı bekliyor gibi beni kucağına aldı. Yan taraftaki koltuğa doğru ilerledik. Elindeki eldivenleri koltuğa oturunca çıkardı. Kucağında biraz hareket etmemle inleyip kalçalarımı daha çok sıktı.

Kalçalarımdan kaldırması ile altımda ki şortu çıkardı. Sporcu sütyeniminde altından tutup kollarımdan çıkardığında dudaklarıma tekrar yapıştı. Öpüşmelerimiz daha derin daha tutkulu olmuştu.

Bir eliyle beni belimden tutarken diğer eliyle koltuktan biraz havalanıp kendi şortunu indirdi. Önümüzde tek engel tangamdı ancak Aren eliyle onuda kenara sıyırıp bir anda içime girdi.

“ Ahh!” diye inlemem tüm salonun duvarlarına çarpmıştı sanki.

İçimde hızla gelgitlerini sürdürürken kadınlığımdan akan zevk suları onun erkekliğinden süzülüyordu.

Sertleşmiş ve ucu belirginleşen göğüs ucumu ağzına alıp dişleri arasında zevkle ezdi. İçindeki hırsı göğüslerimden çıkarır gibi bir hali vardı. Üzerinde zıplamam ile göğüs oluğumu öpmeye başladı. Terlerimiz karışıyor inlemelerimiz artıyordu.

“Bebeğim daracık kadınlığındayım!”

“ Aren.. Kocam.. Imm..”

Zıplamalarım arttıkça vücut seslerimiz de yükseliyordu. Son kez zıplayıp titreyerek kucağına kendimi bırakmamla boşlamıştım.

“ Ahh Aren..”

“ Karım, rahatladın mı?” sorusuna sadece kafamı sallamakla yetindim.

Aren içimde hızla yükselirken onunda sona yaklaştığını anladım. Güçlü bir inleme dudaklarından kopmuştu. Başını alnıma yaslayıp soluklanmalarını düzene koymaya çalıştı.

“ Nasıl olsa ailenle barıştın düğünümüzde olacak, artık korunmayalım!” Yine bir klasik Aren konusu açılmıştı…

“ Aren bu halde onu mu düşünüyorsun?”

“ Her an düşünüyorum tek bu an değil ki!”

“Sen zaten dünyanın en iyi ve en güçlü babası olacaksın, bu acelen ne?”

“ İyi ya hemen olmak istiyorum işte!” demesiyle gülmüştüm. İflah olmayacaktı.

“ Peki bu seferlik korunmayalım.” Dememle dudaklarımı tekrar öpmeye başladı. Zorla ondan ayrılıp sarılmıştım.

“ Sende dünyanın en güzel annesi olacaksın güzelim.”

“ Şimdiden kendimi hamile gibi hissediyorum!” dememle Aren kahkaha atmıştı.

“ Üzerimde ki etkimin bu kadar büyük olduğunu bilmiyordum yavrum!”

“ Dalga geçme. Hadi kalk biraz boks yapalım yumruk yerken de bakalım böyle gülebilecek misin?” demiş ve üzerinden kalkıp giyinmeye başlamıştım.

Aren de kalkıp giyinmişti.

“ Tak bakalım eldivenlerini dişi kaplanım!” demesiyle öpücük atıp eldivenleri takmaya başladım.

Aren önce bana birkaç savunma hareketi göstermişti. Onları tekrar edip uygulama üzerinde gösterecektim.

Hareketleri göstermesini tamamladığında onun üzerinde denemeye başladım. İlk yumruğumu havada kapması moralimi bozmuş olsa da pes etmedim…

İnat etmiş yumruklarımı arka arkaya sallıyordum ancak Aren hepsine bir karşılık veriyordu.

“ Aren, maşallah sende yani!” dememle gülmüştü.

“ Pes etmek yok, günden güne çok daha iyi dövüşeceksin bebeğim artık çalışmalara başlıyoruz!” demesiyle yine bir hırsla vurmuştum.

Kafasına gelen yumrukla Aren sendelemişti.

“ Ay kocam iyi misin? “ diye yanına gittiğim an belimden kendisine çekmişti.

“ Sen böyle cilveli cilveli kocam diyeceksen hep yumruk at bana ay parçası!”

“ Aren ya bir şey oldu sandım korktum!” dememle gülmüş ve beni öpmüştü.

Boks maceramızdan sonra ikimizde duş almaya çıkmıştık. Yarın erken kalkıp ailem için yemek planı yapacaktım. Yarın akşam ilk defa bir aile yemeği yenecekti. Aren özellikle abimi nasıl ikna ettiğini çok merak ediyordum.

Yarın yemekte tüm sorular cevap bulacaktı…

 

 

 

Devam edecek…

 

 

 

Oy vermeyi unutmayalım..

Loading...
0%