Yeni Üyelik
22.
Bölüm

22.Bölüm ☽Ceza☽

@buket9

 

Ceza

Gün çoktan aymıştı bizim evde. Sabah erkenden kalkıp mıtfağa indim. Yagidar abla ve Gönül abla yemeklere başlamışlardı. Abimin ve babamın en sevdiği yemekler pişecekti. Yadigar abla’nın yemeklerini ikisinin de özlediğini biliyordum.

“ Günaydın hanımlar nasıl gidiyor ?” Neşeli sesimle iki güzel kadının da gözleri bana dönmüştü.

“ Günaydın kuzum, başladık çoktan. Hamurun da kabarmasını bekliyoruz. Aren bey oğluma kahvaltı hazırladım.” Kafamı olumu anlamda sallayıp bahçeye gittim.

Kahvaltıyı havalar güzel olduğu için bahçede yapıyorduk. Aren’i uyandırmak için tekrar odaya çıktım. Kapıyı sessizce açtığımda Aren çoktan kalkmış ve gömleğini düğmeliyordu. Kapıyı kapatıp yanına doğru gittim.

“ Sevgilim uyanmışsın, bende seni uyandırmaya gelmiştim.” Deyip yanağından kocaman öptüm ancak Aren pek oralı olmamıştı.

“ Neredesiniz siz Aylin Hanım?” Ondan önce uyanıp gitmeme bozulmuştu anlaşılan, onun bu haline gülümsedim.

“ Buradayım aşkım.” Ellerimi boynuna doladım.

“ Hiç cilve yapıp sokulma koynuma!” biraz daha yaklaştım. Burunlarımız değiyordu.

“ Sen bana kıyamazsın ki, koynundan kovacak mısın yoksa?” gömleğinin yakasını düzeltiyor gibi yapıyordum. Tenine değen parmaklarım ile gerilmesi yüzümü gülümsetmişti.

“ Benimle dalga geçiyor birde!”

“ Ama sevgilim erken diye uyandırmadım. Mutfağa gitmem gerekiyordu.”

“ Keşke sana bu sabah söyleseydim ailenin geleceğini!”

“ Aren abartma kocam!”

“ Abartma mı? Abartma öyle mi!” dediği anda belimden tutup duvara yaslaması ile ne olduğunu anlayamadım. Kendisi arkama geçmişti. Bacaklarımı ayırdı.

“ Aren ne yapıyorsun! Bırak !”

Beni duymuyordu. Arkamdan önce şortumu sonra tangamı sıyırdı ve köşeye fırlattı. Parmakları kadınlığımı bulmuştu. Önce en tepe noktamı okşamaya başladı. Nefesi boynumdan içeri süzülüyordu.

“ Abartma öyle mi Aylin hanım!” dediği anda ıslaklığımı tüm kadınlığıma yaydı ve parmağını içime itti. Çığlık atacağım sırada diğer eliyle ağzımı kapattı.

İçimde olan iki parmağı hızla hareket ediyordu. Kadınlığımın duvarlarına çarpan parmakları beni daha çok azdırıyordu.

Kafamı hareket ettirip ağzımı açmasını sağladım ancak ağzımı sımsıkı kapatmıştı. İnlemelerim ve çığlıklarım avcunun içinde dağılıyordu. Ayaklarımla tekme atmaya çalıştım ancak kendini bana iyice yaslaması ile hareketlerimi kısıtladı.

Boynumu serçe öpüyor ısırıyordu.

“ Sen hala anlamadın sanırım sana olan tutkumu ha?” içimdeki parmağını hızla itti.

Çığlık atamadığım için gözlerimden yaş geliyordu. Bağırmaya çalışıyordum ancak eli buna müsaade etmiyordu.

Kulak mememi ağzına alması ile kafamı arkaya doğru kaldırdım. Ona adeta bir alan yarattım. Kadınlığım yanıyor duvarları daha da dolgunlaşıyordu. İçimde ki parmağı gitgide büyüyordu sanki.

“ Hadi bebeğim, parmaklarıma boşal..” son noktaya geliyordum artık.

Gözlerim kararıyor, nefeslerim düzensizleşiyordu. Bir anda içimdeki parmaklarını çıkardı ve üzerimde olan ağırlığı yok oldu. Elini ağzımdan çekmeden boynuma doğru sıcak nefesini üfledi.

“ Bu sabah seni göremeyince bende böyle oldum, ama abartma güzel karım alışıyorsun!” deyip elini ağzımdan çekmişti.

Bacaklarım beni daha fazla taşımadı. Tutunacak yer aradım ancak bulamadığım için yere çökeceğim sırada Aren tutmuş ve yatağa oturtmuştu.

Olanları hala anlamamış şoktaydım sanki. Kadınlığım yanıyor büyük bir istekle kavrulurken Aren beni yarım bırakmıştı. Gözyaşlarım daha da hızlandı. Kafamı kaldırdığımda karşımda dikilip bana bakıyordu. Yavaşça ayağa kalktım. Tam karşısına tekrar dikildim. Gözyaşlarımı görünce bakışı değişti ve elini kaldırıp gözyaşlarımı sileceği sırada kafamı çektim.

“ Ruh hastası! Bunu yanına bırakırsam bana da Aylin Taşkın demesinler!” dememle bana doğru bir adım attı. Bu lafım onu sinirlendirmişti.

“ Taşkın değil zaten Boratay!” dişlerini sıkarak konuşması beni keyiflendirmişti.

“ Şu an seni gebertmemek için kendimi zor tutuyorum!” diye ağlayarak konuşmamla belimden çekip sarılmasıyla onu itmeye başladım.

“ Bırak beni.. Pislik bırak.. Dokunma!” bağıra bağıra ağlıyor bir yandan da ona vurup itmeye çalışıyordum.

“ Ay parçası ağlama.. Özür dilerim.. Ben çok sinirlendim sana ceza vermek istedim!”

“ Bırak manyak herif! Ne cezası be, ben senin çalışanın mıyım!”

“ Haklısın.. Ağlama ne olur!”

“ Dokunma bana bundan sonra!” ağlayarak kollarından kurtulmuştum. Geriye gidip yatağın diğer köşesine gittim.

“ Ölürüm sana dokunmazsam!”

“ Umrumda bile değil.. Ceza demedin mi? Seninde cezan bu !” yavaş yavaş üzerime geliyordu. Ellerimi kaldırıp durmasını söyledim ancak dinlemedi.

“ Gelme defol git!” dememle yatağın üzerine çıktım. Yataktan atlayıp kapıdan çıkıp gidecektim.

Yataktan atlayıp kapıya doğru koşmamla arkamdan yakalamıştı. Kapıyla beni arasına sıkıştırması ile kucağına alıp yatağa attı. Yatakta geri geri gitmemle bacaklarımdan çekip üzerime çıkması ile çığlık atıp kalkmaya çalıştım.

“ Ulan bu halde bırakır mıyım seni?” altımda hiçbir şey yokken kaçmaya çalışmıştım ancak gözümü karartmıştım bir kere!

“ İzin ver affettireyim, unutturayım sana. Yarım bıraktığımı tamamlayayım!”

“ Çekil git, bundan sonra bana bunu yapmana izin vermeyeceğim!” deyip altından kalkmaya çalışmamla daha çok kendini bana bastırdı.

“ Ulan gözüm döndü, sana ceza vereyim derken kendi topuğuma sıktım! Aklımı sikeyim, kurban olduğum affet.. izin ver affettireceğim kendimi..” demesiyle üzerimdekini çıkarıp attı.

Göğüslerimi öpmeye başlaması ile yine tüm hakimiyeti eline almıştı. Ona bu kadar çabuk teslim olmaktan nefret ediyordum ancak, Aren Boratay böyle biriydi. Ona karşı koymakta oldukça güçlük çektiğim biriydi.

Az önce ki sinirim çoktan uçmuş yerini zevke bırakmıştı. Büyük bir tutkuyla öptüğü göğüslerimden ayrılıp kadınlığıma doğru yol aldı. Bacaklarımı ayırması ile kafasını kadınlığıma bastırdı. İnleyip kendimi ona daha çok bastırdım.

“ Ölürüm bu tadını almazsam.. Dokunmamak ne demek lan! Çek vur sesim çıkmaz!” deyip dilini ustaca kullanmaya başladı.

Dili kadınlığımın her bir köşesine ulaşıyor ve tadını almadan bırakmıyordu.

“ Aren.. Bir daha bunu yaparsan seni odaya bile almam!” demesiyle gülmüştü.

“ Tövbe kadınım!”

Kadınlığımda ki dili yerini artık erkekliği alacaktı. Üzerimde dikilip pantolonunu sıyırdı. Erkekliğini sıvazlayıp ıslak kadınlığımda sürtmesiyle gözlerime baktı. Gülümsememle hazır olduğumu anlamış olacak ki kendini içime itti.

“ Ahh.. Bu histen bir daha mahrum kalmayacağım değil mi kocam?” dememle kendini daha çok itmişti.

Erkekliği kadınlığımın duvarlarına çarparak içimde ilerliyordu. Aren’in ritmik hareketleri hızla devam ediyor ikimizde kor alevlerde yanıyorduk.

“ Koynumdan hiç çıkarmak istemiyorum!” deyip içimdeki hareketleri hızlanmıştı.

Odada inlemelerimiz tekrar yükselmişti.

“ Ahh.. Aren geliyorum..”

“ Gel dünya güzeli.. Erkekliğime akıt sıvılarını..” demesiyle son raddede olan tutkum patlamıştı.

Titreyerek kendimi Aren’in kollarına bıraktım. Nefeslerim düzensiz kalbimin atışı kulaklarıma geliyordu.

“ Meleğim.. Nefesim.. Geliyorum yuvama..” Aren de güçlü bir inleme ile benim arkama hemen boşalmıştı.

Kendini üzerime bıraktı ve boynumu öpmeye başladı. İkimizinde nefes sesleri düzensizdi.

“ Seni çok seviyorum dünya güzeli karım.. Ay parçam…”

“ Bende seni çok seviyorum kocam…”

“ Kızım telaş yapma her şey hazır sen geç hadi salona”

“ Olsun ben yardım edeyim Yadigar abla!”

“ Masa hazır sen geç hadi kocanın yanına!” Yadigar ablanın beni mutfaktan tabiri caiz kovması ile salona geçmiştim.

Aren tekli koltuğa oturmuş haberleri izliyordu. Yanına gidip koltuğun kenarına oturdum. Omzuna elini koymamla diğer elimi tutup öptü.

“ Güzelim, biraz fazla mı heyecanlısın?”

“ Aren, bu gece benim için çok özel. Ailem ilk defa geliyor ve küsmüşlerdi. Nasıl oldu da kabullendiler anlamıyorum!”

“ Sen bunları takma kafana, zaten kabul edeceklerdi ben biraz işleri güzel karım için hızlandırdım sadece.” Deyip göz kırpmasıyla gülümsemiştim.

“ Seni çok seviyorum!”

“ Bende seni çok seviyorum bebeğim!” deyip dudağına yaklaşıp öpeceğim sırada kapı çalması ile durdum. Hemen uzaklaşıp kapıya gitmeye çalışmamla Aren bileğimden tuttu.

“ Nereye öpücüğümü vermeden?”

“ Aren, saçmalama bırak geldiler!”

“ Öpmeden senin şuradan şuraya gitmene izin vermem!” demesiyle yaklaşıp dudaklarını öptüm.

“ Devamını bu gece isterim!” demesiyle gözlerim kocaman olmuştu.

“ Sen hiç doymak nedir bilmez misin be adam! Yok devamı falan!” deyip tekrar gideceğim sırada babam ve abim kapıdan girmişlerdi.

Aren, elimi tutup yanıma geldi. Sanki ikisi de zorla gelmiş gibiydiler. Bu gerçek kalbimi acıtsada gülümseyip yanlarına doğru yürüdüm.

“ Hoş geldin baba!” deyip sarılmak istedim ancak elini kaldırıp istemedi. Sahte bir gülümseme peydah oldu dudaklarına.

“ Hoş buldum!” Yanımdan geçip gitmişti. Hemen toparlanıp abimin yanına gidip sarıldım.

“ Abiciğim hoş geldin!” dediğimde sarılmama karşılık verip saçlarımdan öpmüştü.

“ Hoş bulduk abim!” deyip bahçeye masaya doğru ilerlemiştik.

Aren masanın başına oturmuştu. Soluna ben sağına ise babam oturmuş abim ise yanıma oturmuştu.

Yadigar abla ile kısaca sohbetin ardından servise başlanmıştı.

“ Öncelikle evimize hoş geldiniz. Bundan sonra daha sık yemekler yiyeceğimiz günlerimiz olur inşallah!” Aren’in cümlesi ile ben gülümserken babam suyunu içip gülümsemişti.

“ İnşallah.”

Aren ile göz göze geldiğimizde benim moralimin bozulduğunu anlamıştı. Gülümsedi ve konuşmasına devam etti.

“ Aile arasında takdir edersiniz ki küslük olmaz. Mehmet Bey, kızmanızı anlıyorum ancak bu durum karımı çok üzmeye başladı. Herkesin bildiği üzere Annemi ve babamı kaybettim. Dostlarımdan başka ailem yok derken Aylin çıktı karşıma. O benim ailem oldu.

Sizler de benim için çok kıymetlisiniz. Aylin size çok değer veriyor ancak bu onu istediğiniz gibi üzüp kırabileceğiniz anlamına gelmiyor!” dediğinde abim yanımda gerilmiş ve içinden bir şeyler homurdanmıştı.

“ Ulan herif bize daha rahat posta koyabilmek için çağırmış!” abimin sessizce mırıldanmasını yalnızca ben duymuş ve ayağımla onu dürtmemle gülümsemişti.

“ Yani demem o ki, hafta sonu Aylin’in istediği tarzda bir düğünümüz olacak. Sizin evinizden gelin çıkacak. Bu dargınlığa bu gece bir son verelim!” dediğinde babama bakıyordum.

Babam ile gözlerimiz kesiştiğinde bana bu sefer içten bir gülümseme yollamıştı.

“ Ben yalnızca seni daha tanımadan bu kadar kısa sürede ve ailesinin fikrini almadan evlenmesine kızdım. İki çocuğum da bana rahmetli eşimin emanetleri. Onların üzülmesi en son isteyeceğim bir şey bile değil! Baba olunca benim ne demek istediğimi anlarsın Aren oğlum!” dediğinde Aren ve babam pür dikkat birbirlerine bakıyorlardı.

Aren gülümseyerek bana döndü.

“ Hız konusunda haklısınız ancak bu benim sorumluluğumda! Bir suçlu varsa benim. Bir an önce evlenmek ve aile kurmak istedim çünkü kendimden ve karımdan emindim. Baba olmak konusuda evet orada da haklısınız. Baba olmadan anlayamam. Baba olmak şu hayatta en çok istediğim şeylerden biri. Hiç şüpheniz olmasın ki karımıda çocuklarımı da canım pahasına koruyacğıma ve üzmeyeceğime söz veriyorum!”

Gözlerim dolu dolu Aren’in konuşmasını dinliyordum. Masada duran elimi tutup öpmesi ile gözlerimden bir damla yaş çoktan firar etmişti. Kendimi hemen toparladım ve bende birkaç bir şey söylemek istedim.

“ Aren haklı baba. Seninle kavga edince çok mantıklı hareket edemedim o an ancak pişman değilim. Yine olsa yine yaparım. Evliliğimden eminim. Sadece sizin gönlünüzü almadan yapmak tatsızdı… izin ver bunuda telafi edeyim. “ babamın gözlerine beklentiyle bakmaya başladım.

Masada duran ellerini ellerimin üzerine koyması ile gülümsedim. Ayağa kalkıp yanına gittim ve sarılmıştım. Onunla küs olmak huzursuz etmişti beni. Şimdi ise huzura kavuşmuştum…

“ Canım kızım sen mutluysan bizde mutluyuz.”

“ Aylin’im her zaman arkandayız, olur ya hep mutlu şeyler olmaz. Mutsuzluğunda da yanında ve dağ gibi arkandayız kardeşim!” abimin Aren’e bakarak göz dağı vermesini anlamasam da gülümsemiştim.

“ Biliyorum abi. Teşekkü ederim!” deyip ona doğru gitmiş ve sarılmıştık.

Gecenin geri kalanını salona geçmiş ve kahve içmeye başlamıştık. Aren ve abim arasında bir atışma olduğu belli oluyordu. İki laflarından biri birbirlerine laf sokmakla geçiyordu.

“ Aylin’im Konya’ya tekrar gel özletme kendini! Kocandan sıkılırsan falan çık gel!” Abimin cümlesi ile Aren yüzünü sıvazlamaya başlamıştı. Gülümseyerek ortamı yumuşatmaya çalıştım.

“ Abiciğim, kocamla da gelirim tabi niye gelmiyim.” Dememle abimde Aren’e bakmaya başlamıştı. İkili arasında soğuk rüzgarlar esmeye başladığında babam olaya müdahale etmeye başlmıştı.

“ Akgün geç oldu kalkalım artık oğlum!” deyip ikisi de ayaklandığında bizde kalkmıştık.

“ Baba otursaydınız ne olacak? İsterseniz burada kalın. Abi olmaz mı?” dediğimde Aren de beni desteklemişti.

“ Yok kızım gidelim biz sağ olun. Sizde gelin mutlaka!” deyip çoktan kapıya kadar gelmiştik.

“ Hadi iyi akşamlar hepinize!” deyip arabaya binip gitmişlerdi.

Aren ile birlikte içeriye girip salona geçmiştik. İkili koltuğa oturan kocamın yanına gidip oturmuştum. Bu gecenin mimarıydı…

“ Her şey için teşekkür ederim sevgilim!” deyip sarılmamla beni kucağına çekmişti.

“ Sen hep gül ay parçası!” saçlarımı sevmesi ile gözlerimi kapattığımda dudağımı öpmeye başladı. Aklıma gelen soru ile ondan uzaklaşmıştım.

“ Aren, abim ile aranızda ne sorun var?” koltukla arkaya uzanması ile benide kendine çekti.

“ Buraya gelmesi için onu biraz zorlamış olabilirim!” demesiyle kafam iyice karışmıştı.

“ Nasıl yani tehdit mi ettin?”

“ Ona benzer bir durum diyelim!” demesiyle şok olmuş bir şekilde Aren’ bakıyordum.

“ Sana inanmıyorum Aren!”

“ Karım için herkesi her şeye zorlarım bundanda gocunacak değilim!” demesiyle kalkıp benide kucağında yukarı gitmeye başladı.

“ Aren indir beni!”

“ Odamıza gidiyoruz yavrum.” Odaya geldiğimizde beni de koltuğa bırakmıştı.

“ Bunun için benimle küsmeyeceksin değil mi?” dediğinde omzumu silkmiş ve ayağa kalkmıştım.

Üzerimi değiştirmeye başlamamla Aren koltuğa oturmuş beni izliyordu. Yavaş yavaş soyunmaya başladım. Üzerimdeki elbisemin askılarını indirip üzerimden düşmesini sağladım. İç çamaşırım ile karşısında duruyordum. Ona doğru biraz daha yaklaşıp koltğua doğru eğildim. Yüzlerimiz çok yakındı.

“ Böyle yatsam sorun olmaz değil mi senin için, çok sıcakta…” deyip dudaklarına bakmamla oda dudaklarıma bakıyordu.

“ Yok, yok canım yani ne sorunu olacak!” deyip yanımdan geçip soyunmaya başladı.

Siyah gömleğinin düğmelerini çözmeye başlamasıyla yutkunup onu izlemeye başladım. Gömleğini kenara fırlatıp atmasıyla pantolonunu da çözmüştü. Bacaklarının arasından kayan pantolonu da kenara itmesi ile boxer’da çıkarıp atmasıyla kendimle savaşımda başlamıştı.

Gözlerim erkekliğine bakmak için diretsede bakmıyordum. Yavaş yavaş yanıma gelmesi ile üzerime doğru eğildi. Burunlarımız değiyordu.

“ Çıplak yatsam koynunda sorun olmaz değil mi ay parçası?” demesiyle gözlerim kapanmıştı.

Gülümseyerek gözlerimi açtığımda dudaklarıma bakıyordu.

“ Hiç sorun olmaz sevgilim!” deyip yanından kalkıp yatağa yattım.

Sırtımı ona doğru dönüp kendimi biraz sakinleştirmeye çalıştım. İkimizde yemin etmiş gibi birbirimize dokunmuyorduk. Yatağın diğer tarafının çökmesi ile onunda yattığını anladım.

Kaç saat yada dakika geçti bilmiyorum ancak gözüme uyku girmemişti. Diğer tarafa döndüğümde Aren sırtüstü yatıyor kolunu kafasının altına almış gözleri kapalıydı. Uyumuş muydu yani?

Bir kolumun üzerinden destek alıp yüzüne biraz daha yaklaştım. Nefesleri düzenliydi. Kesin uyumuştu.

Oflayarak yataktan kalkıp en alt kata yüzme havuzunun olduğu yere indim. Biraz serinlemeye ihtiyacım vardı. İç çamaşırlarımı çıkarıp çırılçıplak bir şekilde havuza atladım. Suyun derinliklerine indikçe kendimi rahatlamış hissediyordum. Suyun yüzeyine doğru yüzmeye başlamamla ayağımdan geri çekilmem bir olmuştu. Ayağımı kurtarmaya çalışırken nefeslerimi düzensiz aldığım için boğuluyor gibi hissettim.

Ayağımı kurtarıp su yüzüne çıkmamla derin derin nefesler alıp etrafıma baktım ancak hiç kimse yoktu. suya tekrar dalacağım sırada belimden tutulup havalanmamla çığlık attım. Beni tutan kişiyi görmeden yumruklarımı ve tekmelerimi arka arkaya savuruyordum.

“ Korkma bebeğim benim kocan!”

“ Aren, senin ne işin var burada! Öldüm korkudan ya!” deyip ondan uzaklaşmak istememle kahkaha atıp beni kendine çekti.

“ Senin arkandan kalkıp geldim! Sen niye uyumadın?”

“ Sen niye uyumadın?” deyip onu geçiştirmiştim. Bana doğru yaklaşması ile havuzun köşesine gittim. Artık köşe ile onun arasında sıkışmıştım.

“ Yanımda ateş gibi bir hatun yatıyordu, dokunmama da izin çıkmayınca uyuyamadım. Sen peki?” demesiyle dudaklarına bakmaya başladım.

“ Şey.. Bende şeyden uyuyamadım.. Sıcak..!” Aren gülümseyip kendini bana bastırması ile inledim.

“ Neyin inadı bu? Seni istiyorum güzel karım!” demesiyle belimden tutup kaldırdı. Bacaklarımı beline dolamıştım.

“ Aren..” adını inlememle kalçalarımı tutup sıktı.

“ Söyle güzel karım..”

“ istiyorum..”

“ Ne istiyorsun? Söyle istediğini vereyim.. Sen iste dünyayı ayaklarının altına sereyim..” boynuma yönelmiş öpüşüyle beni etkisi altına almıştı.

“ Seni.. Seni istiyorum.. kocamı istiyorum..” dememle havuzun içinde erkekliğini kadınlığımın girişine yasladı. Bir anda içime itmesiyle gözlerim karardı.

“ Ahhh Aren..” inlememe çığlıklarımda eklenmişti.

“ O kadar çok içine girmeme rağmen hala daracıksın bebeğim!”

Bu edepsiz cümlelerine dayanmak oldukça zordu benim için. İnlemelerim artmış kendimi tamamen Aren’in kollarına bırakmıştım.

“ Ahh Aren.. sanırım geliyorum..”

“ Bırak kendini bana sevgilim.. Kollarıma bırak!” demesiyle zirveyi çoktan görmüş ve kendimi oradan bırakmıştım.

“ Ahh.. Aren beni bırakma düşeceğim!”

“ Bırakmam.. Seni hiç bırakmayacağım!” demesiyle içime akan sıcak sıvılardan onunda boşaldığını anlamıştım…

“ Güzel karım.. Benim karım..” dudaklarıma kapanmıştı. Öpüşmemiz yavaş ve tutkuluydu.

“ Aren, durmalıyız artık!”

“ Neden durmalıyız? Ben durmak istemiyorum hiç.” Dediğinde tekrar dudağıma kapanmıştı. Ona karşılık vermemek imkansızdı.

Öpüşmemiz derinleştiğinde ondan uzaklaşıp alnına yasladım.

“ Sevgilim… Odamıza gidelim mi?”

“Gidelim bebeğim.” Aren, kucağında beni önce havuzun kenarına oturtumuş daha sonr kendisi de çıkmıştı.

Yanda duran havluyu beline sardı. Diğer havluyuda bana sarıp tekrar kucağına aldı.

“ Aren yürüyebilirim.”

“ Biliyorum.”

“ O zaman indir!”

“ Şşşt sessiz ol!” deyip yukarıya kadar beni indirmemişti. Odaya geldiğimizde beni yatağa bıraktı. Saçlarım ıslak olduğu için kurutma makinasını çıkarıp saçlarımı kurutmaya başladı.

“ Zaten sıcak hava kururdu zahmet ettin.”

“ Olsun, kurutalım güzelim.” Deyip kurutma işlemine devam etti.

Kurutma işlemi bittiğinde ikimizde yatmıştık. Koynunda yatıyor ellerim göğsünde geziniyordu.

“ Aren, yarın ne yapacağız?”

“ Yarın Yasmin’e bebek görmeye gideceğiz. Karan ve ailesi de gelecek. Karan’ın yakın koruması da gelecek. Onla da tanışısınız.”

“ Kimmiş?

“ Pars ve Sıla.”

“ Beril bahsetmişti. Sıla çok yakın arkadaşım demişti.”

“ Evet güzelim. Daha sonra Gelinlik mağazasına göndereceğim sizi. Mekan da süpriz olsun!”

“ Yarın gelinlik mi seçeceğim Aren..” diye gülümseyerek ona bakmaya başlamamla gülmüş ve burnumun ucunu öpmüştü.

“ Evet, sonra sana birkaç ders verceğim!” kaşlarımı çatıp düşünmeye başladım.

“ Ne dersi?”

“ Yarın görürsün bebeğim hadi uyuyalım.” Demesiyle alnımdan öpmüştü. Bende ısrar etmedim ve ona daha çok sokuldum. Yarın yine dolu bir gün bizi bekliyordu…

 

Devam edecek…

 

YILDIZA BASILSIN :)

Loading...
0%