Yeni Üyelik
29.
Bölüm

29. Bölüm☽ Bir Ateş Bir de Baron! ☽

@buket9

☽ Bir Ateş Bir de Baron!

 

Aren’in beklenmedik itirafından sonra gözyaşlarım yağmur gibi akmıştı adeta. Yanıma gelip gözyaşlarımı sildi. Alnımdan öptü ve çıkış kapısına doğru ilerlemeye başladı.

“ Tamam!” dememle durup bana dönmüştü. Gözlerinde ki umut ışığı kalbimi ısıtmıştı.

“ Boşanma işini bebeğimin doğumuna kadar askıya alıyorum.” Dememle gülümseyip yanıma gelmişti.

“ Birde, karnıma dokunduğundan beri bebeğim senin sesine tepki veriyor. İçimde çok hareketli.” Dememle gülümsemesi genişlemiş ve karnıma bakmaya başlamıştı.

“ O yüzden bu gecelik beraber uyumamızda bir sorun yok, yani istersen gitmene gerek yok!” dediğim an hızla gelip karnıma dokunmaya başlamıştı. Eğilip karnımı öpmesiyle gözümden bir damla yaş daha süzüldü.

“ Daha fazla ayakta kalma güzelim hadi gidelim.” Dediğinde kafamı olumlu anlamda sallayıp odaya gittik.

Banyoya yönelip üzerimdeki elbiseyi çıkardım ve şortlu pijama takımımı giymiştim. İçeriye döndüğümde Aren, pantolonunu ve gömleğini çıkarıp uzanmıştı. Tavanı izliyordu.

Yanına gidip sırtımı ona döndüm ve ışığı kapattım. Bir süre öylece sessizliği dinledik. Nefeslerimiz konuştu biz sustuk sanki…

Aren’in yatakta kıpırdanması ile beni kendine biraz daha çekti ve elini karnıma koydu. Nefesleri boynuma çarpıyordu. Eli karnımın üzerini okşuyordu.

“ Özür dilerim… Ne kadar dilesem de beni affetmeyeceksin. Gözlerinde ki kırgınlık bunu sürekli hatırlatacak bana. Şu an yan yana yatmamız bile umutlandıramıyor beni. Ama tek istediğim bebeğimin de seninde sağlıklı olman. Sağlıkla doğum yapman. Böyle mutlu olacaksan bebeğimiz doğduktan sonra açarsın dava tek celsede biter.” Dediği anda kalbimden bir şey kopmuştu sanki.

İlk defa onu bu kadar güçsüz ve yenilmiş görmüştüm. Çaresiz Aren’e hiç alışkın olmadığım bir gerçekti.

“ Vazgeçiyorsun yani? Bu kadar erken pes etmeni beklemiyordum!” sesimi alaycı tutmaya çalışsam da titremesine engel olamamıştım.

“ Asla! Tek isteğim sağlıklı ve mutlu olmanız…”

Son cümlemiz bu oldu. Birdaha ikimizden de ses çıkmamış öylece sarılıp uyumuştuk.

Sabah gözlerimi açtığımda Aren’in göğsündeydim. Kafamı yavaşça kaldırdığımda uyanmış bana bakıyordu. Kendimi toparlayıp kalkacağımda midemin bulantısı tekrar nüksetti. Koşarak yataktan çıkıp banyoya yönelmemle Aren’de peşimden gelmişti.

Klozeti açıp kustuğumda Aren saçlarımı tutup sırtımı okşuyordu.

“ Güzelim, iyi misin?” dediğindekafamı sallayıp kalkmama yardımcı oldu.

“ Hep böyle mi? Ne zaman geçecek?”

“Sabahları böyle. Bir süre daha devam eder normal bir durum.” Dediğimde odaya gelmiştik.

Yatağa oturduğumuzda ona aldığım bir takım kararlardan bahsetmiştim.

“ Aren, evime gitmek istiyorum.” Dediğinde kaldığımız evi düşündüğü için gözleri parlamıştı.

“ Gidelim güzelim. Hemen uçağı ayarlayalım.”

“ Kendi evimde kalacağım. Yadigar abla ile birlikte.” Dediğimde gülüşü solmuştu. Kafasını sallayıp bir şey demedi.

Korkut’u çağırıp eşyalarımı toplamama yardımcı oldu. Uçak yarım saate hazırdı. Arabaya binip uçak için yola çıkmıştık.

“ Güzel kızım hoş geldin.”

“ Hoş buldum Yadigar abla.”

Kendi evime gelmiş ve Aren bu evi de hazırlatmıştı. Yadigar abla kapıda beni karşıladığında en sevdiğim yemekleri yaptığını anlatıyordu.

“ Ben şirkete geçiyorum güzelim, Korkut kalacak. Bir şey istersen ara beni!” dediğinde kafamı sallamıştım.

Aren son kez bana bakıp evden gitmişti.

“ Kızım o adama da yazık. Yapma böyle neye kızdın, kırıldın bu kadar?”

“ Bana yalan söyledi Yadigar abla. Büyük bir yalan..” dediğinde Yadigar abla daha fazla bir şey söylemeyip mutfağa geçmişti.

Yadigar abla meyve tabağı hazırlayıp bahçeye çağırdığında bende gittim. İkimiz saatlerce bahçede oturup eski günleri yad etmiştik. Kafam bayağı dağılmıştı. Uzun zamandır bu kadar gülmemiştim.

Kapının çalması ile Yadigar abla kapıya gittiğinde bahçedeki koltuğa ayaklarımı uzatmıştım. Yadigar abla yanıma geldiğinde yüzü bir tuhaftı.

“ Kimmiş Yadigar abla?” dediğinde kafasını arkaya işaret etmesi ile koltukta oturup arkaya baktığımda kızların geldiğini görmüştüm. Yadigar abla içeriye gitmiş bizi yalnız bırakmıştı.

“ Aylin, hoş geldin çok özledik seni.”

“ Canım iyi ki geldin!” Yasmin ve Beril gelip bana sarılmışlardı.

Onlara oldukça mesafeliydim. Yasmin mahcubiyetle karşıdaki koltuklara oturmuştu.

“ Sizde hoş geldiniz.”

“ Aylin, bebek nasıl?” Beril’in sorusu ile karnımı okşamıştım.

“ İyiyiz.”

“ Aylin, neden bu evde kalıyorsun? Ne zaman affedeceksin bizi?”

“ Konu bu mu Yasmin? Bundan daha önemli bir konu var, mesela bana yalan söyleyip kandırmanız, aptal yerine koymanız!”

“Aylin ne olur bizi dinle. Haklısın am söyleyemezdik. Aren söylemiyorsa bize laf düşmez. Çok dedim söyle diye kavga bile ettim!” Yasmin’in ağlayarak kendini açıklamasına çok üzülmüştüm.

“ Sizi affedersem Aren’i de affetmek zorunda kalacağım!” dememle ikisi de yanıma gelip elimi tutmuşlardı.

“ Hayır, herkesi farklı değerlendir. Aren sürünsün biraz!” Beril’in cümlesi ile gülmüştüm.

“ Bebek doğduktan sonra boşanacağız!” dediğimde ikisi de şaşırıp birbirlerine bakmışlardı.

“ Aren boşanmaz!”

“ Kendisi söyledi.” Dediğimde Beril gülmüştü.

“ İkinci Karan resmen!” dediğinde gülmüştüm.

“ Benim bir planım var!” Yasmin’in ortaya attığı cümle ile gözler ona dönmüştü.

“ Bir şartla anlatırım, bu planım işe yararsa bizi affedeceksin!” dediğinde kaşlarımı kaldırıp düşünüyor gibi yapmıştım.

“ Sen anlat bilelim plan neymiş!”

“ Aren boşanalım dediği için köpek gibi pişman olacak Aylin. Bana güven. Onu o kadar iyi tanıyorum ki!” Yasmin’in keyifle söylediği cümleye gülmüştük.

Yasmin keyifle planını anlattığında hoşuma gitmişti. Aren’i çıldırtma en sevdiğim şeylerden biri olacaktı.

“ Anlaştık!” deyip göz kırpmamla ikiside gülerek hızla bana sarılmışlardı.

Kızlar gideli yarım saat oluyordu. Yasmin’in attığı konuma gitmek planın ilk aşamasından biriydi. Hemen odama gidip üzerimi değiştirmeye başladım. beyaz pileli kısa bir etek üzerine ise yine beyaz sporcu sütyenimi giydim. Kısa beyaz çoraplarımı ve spor ayakkabımı giydiğimde hazırdım. Siyah saçlarımı at kuyruğu yaptım. Beyaz şapkamı da taktığımda hazırdım.

Odadan çıktığımda Yadigar abla salondan çıkıp beni görmesiyle olduğu yerde durup bana bakınca gülmeye başladım.

“ Ne oldu niye öyle baktın Yadigar abla?”

“ Maşallah kızım, ne güzel olmuşsun da etek çok kısa değil mi?”

“ Tenis oynamaya gideceğim rahat etmek istedim. “ dediğimde gülmüştü.

Evden çıktığımda kapıda Korkut’u görünce gözlerimi devirip arabama doğru ilerledim. Korkut koşarak yanıma gelmişti.

“ Yenge af buyur ama nereye gidiyorsun?”

“ Tenis oynamaya, bir sorun mu var Korkut?”

“ Yenge abimin haberi va..”

“ Yok!”

“ Bir saniye arıyorum yengem!”

“ Sen ara kolay gelsin bay bay!” deyip arabama geçtiğimde Korkut’da arabaya geçmiş peşimden geliyordu.

Yasmin’in attığı konuma gelince arabadan indim. Korkut’un arkamdan seslenmesine aldırmadan içeriye girdim.

Tenis hocam Yasmin’in arkadaşı Ayaz olacaktı. Aren’i boşanalım dediğine pişman edeceğim için bir kurbana ihtiyacım vardı ve Ayaz seve seve kabul etmişti.

Aren birazdan peşimden gelecekti. Ayaz ile tenis oynamaya bir an önce başlamam gerekiyordu. Karşıda tenis oynayan beyaz şapkalı, lacivert tişörtlü sanırım Ayaz’dı.

“ Ayaz!” diye seslenmeme dönüp koşarak yanıma gelmişti.

“ Aylin değil mi?”

“ Evet, Yasmin’in arkadaşı.”

“ Yasmin planı anlattı. Sizin için canımı tehlikeye atıyorum umarım değer!” dediğinde gülmüştüm.

“ Söz veremeyecğim Ayazcım. Hadi başlayalım!” dediğimde sahaya geçmiş ve topları getirmişti.

“ Çok yorma beni lütfen ben iki canlıyım.” Dediğimde gülmüştü.

Çok keyifl almıştım. Plan en çok bana yaramıştı sanırım. Aferin kız Yasmin! Kendi kendime konuşup gülmemle Ayaz’da gülmüştü.

“ Sıra golf oynamakta. Gel şuraya gidelim.” Ayaz elim uzun ince bir sopa vermiş ve nasıl pozisyon almam gerektiğini anlatırken o muhteşem ses kulaklarımıza hatta tüm sahaya yayılmıştı.

“ Aylin! Çek lan ellerini karımın üzerinden!”

“ Başlıyoruz!” Ayaz’ın bana dönüp gülmesiyle bende gülmüştüm.

Aren ve Korkut hızla yanımıza gelmişti Aren ise hızla Ayaz’ın yakasından tutmuştu.

“ Kimsin ulan sen? Karımın yanında ne işin var!”

“ Ayaz ben, spor hocasıyım!”

“ Ne bok arıyorsun lan hamile karımın yanında!”

“ Bana tenis ve golf öğretiyor Aren, senin ne işin var burada!” Aren’in gözleri beni bulduğunda baştan aşağı beni süzmüş ve Ayaz’ı bırakıp itmesiyle yere düşmüştü.

Eğilip kaldırmak istediğimde bir anda kolumu tutup kenara çekmişti.

“ Eğilme! Bu halin ne Aylin? Beni delirtmeye mi çalışıyorsun?”

“ Ne varmış halimde?” Umursamaz hallerim onu daha çok delirtiyordu.

“ Ulan giyinmeyi mi unuttun bu eteğin hali ne?”

“ Dolabımı yenileme kararı aldım, ayrıca sanane? Boşanacağın kadına hesap mı soruyorsun?” Aren hızla elini saçlarının arkasından geçirip tekrar dibime girmişti.

“ Ulan ne ilgisi var boşanmakla bu konunun?”

“ Neyse izin verirsen Ayazcım ile çalışacağım!” deyip yanından kıvırta kıvırta gitmemle gülümsemiştim.

Ayaz da bana gülmüş ve tekrar aynı pozisyonu aldığımda Aren Ayaz’a bakıyordu.

“ Canını seviyorsan buradan siktir olur gidersin!” sakince kurduğu cümle ile Ayaz ve ben yutkunup birbirimize bakmaya başladık.

“ Karışma bana pozisyon gösteriyor!” Aren yanıma doğru yürümüş ancak gözü Ayaz’da kalmıştı.

“ Pozisyon..” Sesi sorgular gibi çıkmıştı.

Korkut’a kaş göz yapması ile Korkut Ayaz’ın kolundan tutup götürmüştü.

“ Gel kardeşim sen bana öğret şu pozisyon nedir ne işe yarar.” Yanımızdan uzaklaşan ikiliye gülmemek için yanağımı ısırıyordum.

Aren arkama geçip beni öne doğru biraz eğmişti. Vücutlarımız birbirine yapışmıştı. Sopayı elime tutarak bana nasıl atacağımı anlatıyordu ancak anın etkisi ile onu duymuyor gibiydim.

“ Böyle vuracaksın. Başka pozisyon istersen uygulamalı daha önce göstermiştim aslında ama unuttuysan tekrar gösterebilirim!” dediğinde nefesi boynuma çarpıyordu.

Hangi ara bu kadar dibime girmişti. Eli bacaklarımdan yukarıya doğru okşayarak çıkıyordu. Eteğimin hemen bitişinde ki eli mantıklı düşünmeme engel oluyordu.

Bir eli çıplak karnımı okşuyor boynunu da boynuma iyice sokmuştu.

“ Aren..” diye inleyerek söylemiştim adını. Tıpkı ilk zamanlarda söylediğim gibi..

“ Ay parçası…” oda benim gibi inlemişti. Kalbimin atışını duyabiliyordum.

“ Tamam… Tamam gidelim bu kadar yeterli!” deyip çekilmek istediğimde boynumu öpmeye başladı.

Erkekliğini arkamdan baskılıyordu. Adeta varlığını bana ispat etmek istiyor gibiydi. İnlememek için dudağımı ısırdığımda karnımda ki eli dudaklarıma dokundu.

“ o taptığım dudaklarına eziyet etme. İlla acısını çıkaracaksan benim dudaklarım emrine amade!” dediğinde kafamı arkaya yaslamamla boynumu daha çok öpmeye başlamıştı.

Dudaklarımda ki eli göğüslerime inmiş okşuyordu. Biraz daha böyle devam ederse kucağına atlamama ramak kalmıştı.

“ Lan oğlum bu nasıl pozisyon, çek lan ellerini !”

“ Beyefendi ne alakası var siz ısrar ettiniz.”

Korkut ve Ayaz’ın sesiyle kendime gelmiş hızla Aren’den uzaklaşmıştım..

“ Hay ben sizin pozisyonunuzu sikeyim! “ Aren’in küfür ile arkama dönmş ve gülmüştüm.

Ben önde o arkada arabaya doğru yürüyorduk.

“ Hay ben bu eteği diken fabrikaya sokayım!” arkamdan söylenmelerini duymamazlıktan geliyor ve daha fazla kıvırtarak yürüyordum.

Kendi arabamın kapısını açacağım sırada Aren beni arabaya yaslamıştı.

“ Çekil ne yapıyorsun?”

“ Güzelim, sen hep böyle kıvırta kıvırta mı yürüyordun yoksa hamilelikten sonra mı böyle oldun?”

“ Yok hep böyleydim, demek ki kıymetimi hiç bilememişsin. Hiç fark etmemişsin ne kadar seksi bir kadın olduğumu!” deyip kapıyı açacağım sırada tekrar beni yaslamıştı.

“ Senin ne kadar seksi bir kadın olduğun benim tüm benliğime işledi güzelim sen rahat ol, ama sen unuttuysan bu gece hatırlamana yardımcı olurum seve seve..”

“ Gerek yok, nasılsa boşanacağız!”

“ Anladık ulan ezberlettin!”

“ İyi, hiç çıkarma aklından!” deyip kapıyı açıp arabama bindim.

Öfkeyle arabayı çalıştırıp eve doğru sürdüm. İçimde ki öfkenin sebebi neydi? Aren’e ilk boşanalım diyen bendim. İlk adım atan bendim. O da kabul etmişken öfkem kimeydi?

Kendime mi yoksa Aren’e mi?

Arabada tüm bu düşüncelerle boğuşurken hızlı gittiğimin farkında değildim. Önüme bir anda kedinin atlaması aniden frene basmamla kedi son anda kurtulmuştu.

Yolda araba olmaması en büyük şansım olmuştu. Derin derin nefesler alıp sakinleşmeye çalışmamla kapım birden açıldı.

“ Aylin, iyi misin ne oldu?” Aren gelip beni arabadan indirmişti.

“ Kedi vardı. Çarpmamak için durdum. Hızlı gidiyordum farkında olmadım.” Dediğimde çekip beni sarılmıştı.

Kalbim çok hızlı atıyordu. Aren saçlarımı sevip öpüyordu. Kokusu ile daha çabuk sakinlemiştim.

“ Buradayım korkma güzelim.” Aren ceketini çıkarıp belime sardığında ne yapmak istediğini anlamadım.

Bir anda kucağına alıp kendi arabasına götürdü. Ön kapıyı açıp benide bindirdi.

“ Bu ceket niye?”

“ Etek o kadar kısa ki kucağıma alınca iyice yok olacak!”

“ Abartma Aren, altımda sanki hiçbir şey yok. Bikini gibi düşün.” Deyip omuz silkmiştim.

“ Altına giydiğinde yok gibi zaten, nereyi kapatıyor anlamıyorum!”

“ İyi birdahakine hiçbir şey giymeden gelirim.” Dememle Aren elini ceketinin içinde sokup kadınlığımın üzerine koymuştu.

“ Ahh Aren!” diye inlememle parmaklarını kadınlığımın üzerinde hareket ettirmeye başladı.

“ Bir daha söyle!”

“ Neyi?”

“ Demek hiçbir şey giymeden geleceksin öyle mi?”

“ Evet!” Parmaklarının etkisiyle zar zor cevap veriyordum. Bu hissi ikimizinde özlediğini biliyordum.

“ O zaman olacaklardan ben sorumlu olmam güzelim!” deyip dudakları yanağımı öpüyor dudağıma çok yakın yerlerde dolanıyordu.

“ Hiçbir şey yapamazsın zaten boşanmayacak mıyız?”

“ İyi, bir çocuk daha yaparız öyle boşanırız!” demesiyle öfkem gün yüzüne çıkmıştı.

Hızla elini çekip onu itmemle arabadan indim. Ceketi yüzüne çarpıp arabama doğru gideceğim esnada beni tekrar arabaya yasladı.

Onu itiyor tekme atıyordum ancak etkilenmiyordu.

“ Bırak beni. Nefret ediyorum senden!” kollarımı sabitleyip dudağıma yapışması ile öpüşmeye başladık.

İnatlaşmamış karşılık vermiştim. Bu ceza ikimizi de aşmıştı. Hasretle öpüşüyorduk. Ellerimi bırakmasıyla boynuna doladım. Beni kendine çekmesiyle inledim. Nefes almak için uzaklaştığımda alnını alnıma yasladı.

“ Vazgeçtim..”

“ Neyden?”

“ Ölürüm de boşanmam senden! “ dediğinde gülmüştüm.

“ 8 ay sonra boşayacağım seni!” dememle elini dudaklarımın üzerinde gezdirmeye başladı.

“Bir ateşle bir de Baron ile oynanılmaz güzelim, öğrenemedin mi hala?” demesiyle tekrar öpmeye başladı.

Tutku dolu öpüşmenin ardından evin önüne gelmiştik. Akşam olmuş hava kararmıştı. İneceğim sırada Aren kolumu tutmuştu.

“ Ne zaman evimize döneceksin?”

“ Zamana bırakmaya karar verdim.”

“ Bu gecede koynunda uyut beni!” sesi yalvarır gibiydi. Elimi tutup öptüğünde gülümsemiştim.

“ Yemeğe gel istersen. Yadigar abla senin de sevdiğin yemekleri yapmış.” Dediğimde gülmüş ve kafasını sallamıştı.

Arabadan inip içeriye geçtiğimizde Yadigar abla kapıyı açıp bizi görünce mutlu olmuştu.

“ Hoş geldin oğlum gel yemek hazır!” dediğinde içeriye girmiştik.

Salona masaya geçeceğim sırada Aren kolumdan tutup çekmişti.

“ Güzelim şu kıyafetini değiştir, dikkatim dağılıyor. Bir daha da giyme şunu!”

“ Tamam çıkarayım yine giyerim nasılsa.” Diye saçımı savurup gideceğim sırada Aren tekrar kolumu tutmuştu.

“ Bir dahaki giydiğinde bu kadar anlayışlı olmam üzerinde parçalamadan bırakmam haberin olsun bebeğim!” deyip yanağımı öpmüştü.

Kalbim dört nala koşmuş gibi atarken o içeriye gidip masaya oturmuştu. Odaya gidip hemen üzerimi değiştirdim. Yadigar abla yemekleri koyarken Aren geldiğimi bile fark etmeden haber izliyordu.

Dönüp baktığımda haberlerde Baron’dan bahsediyorlardı. Oturup sesini açtığımda hepimizin dikkati haberdeydi.

“ Baron örgütü ve Kamer çetesi yine dünya basınında! Tüm dünyadan aldığımız görüntülere göre halk sokaklarda Baron için yürüyüşler yapıyor ve çeşitli sloganlar yapıp pankart açıyorlardı. Halk, Baron’un bir adalet dağıtıcı olduğuna inanıyor ve daha çok haberlerde görmek istediklerini vurguluyorlardı.”

Aren’e baktığımda gülümseyerek sandalyesine yaslanmış bana bakıyordu. Ben onun kadar rahat olamıyordum. İçimi yine bir korku sarmıştı. Önümde ki suyu zorla içmiş Aren ise gözünü kırpmadan beni izliyordu.

Yadigar Abla mutfağa gittiğinde elimi tuttu ve öptü.

“ Aklından geçenleri biliyorum. Sana ve bebeğime kimse dokunamaz! Seni hiç bırakmayacağım güzelim. Bu günler bitecek söz!” deyip alnımdan öpmüştü.

Yemekler yenmiş ve saat gece yarısına gelmişti. Yadigar abla uyumaya gitmiş Aren ve ben ise salonda oturuyorduk.

“ Uykun gelmedi mi güzelim? Yatalım mı?” dediğinde kafamı sallamıştım.

Elimi tutup odaya gittiğimizde üzerindekileri çıkarıp yanıma gelmişti.

“ Hala affetmediğini ve korktuğunu biliyorum. Kendimi affettireceğim bebeğim. Şimdi sadece ailem ile birlikte uyumak istiyorum.” Dediğinde ikimizde yatağa girmiştik.

Beni kendisine daha çok çekmesi ile ona sarıldım. Yarınların ne getireceğini bilmeden sarılıp uyudum. Tek ihtiyacım şey buymuş gibiydi. Ne de olsa öfkeli tarafımızında bazen bir şefkate ihtiyacı vardı…

 

 

Devam edecek…

 

OY SAYILARI DÜŞÜK:(

 

LÜTFEN OY VERMEYİ UNUTMAYIN SEVGİLİ HAYALET OKUYUCULARIM!

 

SİZLERİN YORUMLARI VE OYLARI BENİ YAZMAYA İTİYOR.

ANCAK

 

BÖYLE OLUNCA HEVESİM KAÇIYOR...

 

GÜNCELDE 40. BÖLÜMÜ YAZIYORUM...

 

SİZLER OY VERDİKÇE

 

DESTEK OLDUKÇA

 

BEN DAHA SIK BÖLÜM ATACAĞIM!

Loading...
0%