Yeni Üyelik
35.
Bölüm

35. Bölüm ☽ Kadere Rest! ☽

@buket9

☽ Kadere Rest! ☽

 

Elbette seni inciteceğim.

Elbette sen de beni inciteceksin.

Elbette birbirimizi inciteceğiz.

Varoluşun koşulu da budur.

Bahar olmak, kışı göze almaktır.

Var olmak da yok olmayı göze almaktır…

Küçük Prens.

 

Aren ile yolun sonu ne olursa olsun göze almıştım ben. Bu yol, bu uğurda elbette incinmiştim hatta incinmiştik. Ancak yan yana olmaktan bir türlü vazgeçememiştik.

Aren’in söylediği yirmi bir gün kuralı bizim içinde geçerliydi. Sahi ya birbirimizi ömrümüzden silmek için kaç yirmi bir güne ihtiyacımız vardı?

Hiçbir eşya ile gelmediğim İtalya’dan yine hiçbir eşya almadan gidiyordum. Sadi ile uçak yolculuğumuz çoktan başlamıştı. Aren hala kaçak olduğu için ve durulmadığı için ülkeye girmesi oldukça riskliydi.

Hoş Aren’di bu. Mutlaka kafasına koyduğunu yapardı. Girmek istese yasak, kaçak dinlemezdi. O istemezse habersiz kuş bile uçmazdı. Bana verdiği güven tamda böyleydi işte…

Ufak çaplı sinir krizimden sonra İstanbul’a gelmek istememi geri çevirmemişti. En yakın sürede kavuşacağımızı ve bu günlerin son bulacağını kulağıma fısıldamıştı yine.

Bu sürede onu bilmem ama ben çok yıpranmıştım. Bebeğimi kaybettikten sonra kendime gelmeye çalıştıkça bir aksilik çıkmıştı. Kader sanki Aren ile beni yan yana getirmemeye yeminli gibiydi. Ancak Baron kadere de rest çekerdi, biliyordum… Daldığım düşüncelerden Sadi’nin seslenmesi ile kendime geldim.

“ Aylin Hanım inelim mi?” kafamı olumlu anlamda sallayıp uçaktan inmiştik.

Korkut arabasıyla gelmiş beni bekliyordu.

“ Yenge hoş geldin.”

“ Hoşbuldum Korkut. Tokam nerede buldun mu?”

“ Yadigar Hanıma teslim ettim yenge.” Gülümseyip arabaya geçmiştim.

“ Eve mi yenge?” bir süre düşünüp kararsız kalsam da evime gitmek şimdilik en mantıklısıydı.

“ Evet Korkut. Eve geçelim.” Kafasını sallayıp eve doğru sürmüştü.

“ Aylin daldın gittin yine ne düşünüyorsun?” Eve geldiğimde Yasmin bize gelmişti. Şimdi ise mutfakta oturmuş Türk kahvesi içiyorduk.

“ Ne ne oldu?”

“ Ohoo Üsküdarda sabah oldu canım.”

“ Dalmışım Yasmin.”

“ Onu anladık canım ne oldu?”

“Daha ne olsun Yasmin? “ oflayıp kahvemi içmeye başladım.

“ Aylin bak haklısın ancak bitecek bu günler. Aren’in planlarını bilemeyiz ama şu an böyle yapıyorsa vardır bildiği.”

“ Anca onu savun zaten!” dememe gülmüştü.

“ Onu çok iyi tanıdığım için diyorum.” Kafamı olumlu anlamda sallamakla yetinmiştim.

Kahvelerimizi içtikten sonra Yasmin geç olu diyerek eve gitmişti. Volkan onu bebekleri ile almaya gelmiş kısa bir süre de bebeklerini sevmiştim.

Yadigar abla çoktan uyumuştu. Tokamı aldığımda ise içime huzur gelmişti resmen. Kendimi daha güvende hissetmiştim.

Mutfaktan çıkıp odama geçtim. Üzerimdekileri çıkarıp şortlu pijama takımımı giyip yatağa yattım. Hiç uykum yoktu. Çekmecede ki yedek telefonu alıp Aren’i aramak istedim ancak ona kızgın olduğum için aramadım.

Telefonu çekmeceye koyduğum sırada camımda bir hareketlilik oldu. Gölge camın önünde dolanıyordu. İçimi yine korku kaplamış ve dolabın arkasına geçmiştim. Korkut gelmiş olabilir miydi? Sonuçta daha önce gelmişti.

Pencerenin kulpu zorlanıyordu. Komodinde ki telefonumu alıp hızla dolabın arkasına saklandım. Korkut’u bulup aramaya başladım. üçüncü çalışında açmıştı.

“ Alo yenge.” Sesi uykulu geliyordu. Bu durum daha çok korkmama sebep olmuştu.

“ Korkut sen uyuyor muydun?”

“ Evet yenge bir şey mi oldu?”

“Penceremi biri açmaya çalışıyor. Sen zannettim. Aren İtalya’da o olamaz! Hırsız mı acaba?”

“ Panik yapma yenge hemen geliyorum. Korumalar orada zaten yönlendiriyorum.”

“ Çabuk ol lütfen!” deyip telefonu kapatmamla Pencere açılmıştı.

Biri içeriye girmiş ve perdenin altındaydı. Elimde beyzbol sopam ile pusuda bekliyordum resmen. Perdenin altından çıkması ile omzuna vurabilmiştim.

“ Ahh Lan ne oluyor!” ışığı açmamla elimdeki sopa yere düşmüştü.

“ Yavrum sinirin geçmedi mi hala bana?”

“ Aren! Senin.. senin burada ne işin var? Yakalanmadan nasıl girdin?” Omzunu tutarak bana doğru gelmesiyle şaşkınlığımı üzerimden atmıştım.

“ Bazen kocanın Baron olduğunu unutuyorsun sevgili karım. Hatırlatma zamanı gelmiş anlaşılan.” Dediği anda beni kalçalarımdan tutup masaya oturttu.

Dudakları ise dudaklarıma yapışmıştı sanki. Ne ben ne de o çekemiyorduk. Bir eli göğsümü yoğururken diğer elini şortumdan içeriye soktu. Yavaşça aşağılara inerken giydiğim tanga önünüde ki tek engeldi.

Parmağı hassas noktamı bulduğu an ağzının içine inledim. Öpüşmemiz daha da derinleşmişti. Dudaklarının yönü de aynı zamanda değişti. Boynuma geldiğinde küçük ısırıklar bırakıyordu. Yarına kesin moraracaktı. Ama bu şu an düşündüğüm son şey bile değildi.

Askılı tişörtümü çıkarmamı kulağıma fısıldamıştı. Tüm tüylerim ürpermişti şehvetli ses tonuyla. Hemen dediğini yapıp tişörtü kenara attım. İçimde iç çamaşırım yoktu. Gözleri bir süre göğüslerimde takılı kaldı. Nedensizce utanmamıştım. Çünkü öyle hayran bakıyordu ki gururum okşanmıştı. İçinden bir küfür mırıldandı. Ama tam anlamamıştım.

Yavaşça dudaklarının yönü göğüslerim olmuştu. Önce öpüyor sonra emiyordu. Ufak ısırıklar bırakıyordu. Sonra bi anda geri çekildi. Ben bu durumdayken geri çekilmekte ne demekti şimdi? Biz bu hale nasıl gelmiştik?

“ Kadınım.. Çok özledim.. Kırgın gitmene, küs uyumaya gönlüm razı gelmedi. Sadi biliyor tek geldiğimi. Sabah olmadan gideceğim. Koynunda uyut beni olur mu?” çocuk gibi boynunu bükmesine dayanamamış ve öpmüştüm.

“ İyi ki geldin. Uyuyalım kocam. “ dediğim anda kucağına alıp yatağa yatırmıştı. Muhtemelen sabah olduğunda Aren yanımda olmayacaktı.

Kollarının arasında olmak bile yetmişti işte. Gelip yine aklımı başımdan almıştı. Tüm öfkem toz bulutu misali dağılmıştı.

Saçlarımı seviyor ve sık sık öpüyordu. Kulağıma güzel şeyler fısıldıyor hayallerinden bahsediyordu. Uykununn kolların bırakmama çok az kalmıştı. Aren beni nasıl uyutacağını biliyordu.

Gözlerim kapanmak üzere iken dışardan yükselen polis siren sesi ile gözlerim aniden açıldı. Aren apar topar yataktan kalkıp pencereye koştu. Evin önü bir anda birçok polis arabaları ile dolmuştu.

Korku ile Aren’e baktığımda telefonundan birini aramaya başladı.

“ Polisler geldi. Yerimi buldular!” öfkeyle çenesini sıvazlayıp odanın içinde dolanmaya başladı.

“ Sadi biliyordu tek. O yapmaz! Planı öne çekeceğiz. Bana içerde birini gönder haber yollayacağım sana.” Kiminle konuştuğunu bilmiyordum.

Ayakta dikilmiş onu izliyordum. Göz göze gelmemiz ile polis ekiplerinden biri eline mikrofon alıp seslenmeye başlamıştı.

“ Baron, içeride olduğunu biliyoruz. Zorluk çıkarma teslim ol!” gözlerini benden çekmeden telefonda ki konuşmasını bitirip bana doğru geldi. Gözlerimden bir damya yaş süzüldü engel olamadım.

“ Ağlama Ay Parçası. Senin gözyaşın benim kıyametim olur. Sakın korkma, endişelenme. Baron’a hiçbir şey olmaz!” deyip sarılmıştı.

Ağlamam şiddetlenirken yüzümü ellerinin arasına aldı ve gözyaşlarımı sildi.

“ Çok fazla ayrı kalmayacağız güzelim merak etme.”

“ Aren, polis seni buldu nasıl ayrı kalmayacağız. Kaç yıl ceza verecekler bilmi..”

“Hayır, öyle bir şey olmayacak güzel karım. Hiçbir kuvvet beni senin koynunda ayıramaz! Şimdi gideceğim. Yasmin ile gelirsin yanıma olur mu?” kafamı hızla sağa sola sallayıp sarılmıştım.

“ Hayır hayır ben hazırlanıp geleceğim bırakmam seni!” Arenden ayrılıp hızla üzerime ilk bulduğum şeyleri giymiştim.

Yadigar abla kapıyı tıklatıp olanları anlamaya çalışıyordu.

“ Aylin polisler Aren oğlumu soruyor ne oluyor kızım?” Aren ile odadan çıkmamıza Yadigar abla oldukça şaşırmştı.

“ Aren oğlum senin burada ne işin var?”

Aren ile el el dış kapıya çıkmıştık. Polisler Aren’i görünce tüm silahları üzerimize doğrultmuştu. Aren beni arkasına almış ve içeriye geri sokmaya çalıştı.

“ Aylin sen içeriye gir. Yasmin ile gel çabuk!” istemesemde zorla beni sokup kapıyı kapatmıştı.

Aren’e yaklaşan dört polis memuru kelepçe takmış ve arabaya bindirmişlerdi. Aren hiç konuşmamış veya zorluk çıkarmamıştı.

Yadigar ablaya sarılmış arkasından hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Hiçbir şeyin yanlış olmadığı ama hiçbir şeyin de doğru hissettirmediği tuhaf bir ruh halinde sıkışmış hissediyordum kendimi…

Bazen beynime bir sarkaç misali vuruyordu sorular. Neresinde yanılmıştık biz bu yaşamın? Neresini tam olarak eksik yada yanlış yapmıştık? Neden bir türlü mutluluğa kavuşamıyorduk?

“ Güzel kuzum ağlama artık kendini heba ettin.” Salona geçmiş Yadigar ablanın dizine yatmıştım.

Ağlamam bir an olsun geçmemişti. Kapının gürültülü çalınması ile sıçrayarak kalktım. Sabah olmuş güneş doğmuştu. Koşarak kapıyı açtığımda nefes nefese kalan Yasmin ve Volkan’ı görmüştüm.

“ Aylin, Aren neden geldi ülkeye? Nasıl yakalandı?” kapıdan kenara geçmemle karı koca içeriye girmişlerdi.

“ Bilmiyorum Yasmin. Peşimden gece gelmiş. Sabaha karşı dönecekti. Sadi biliyordu tek dedi. Sonra zaten polisler geldi o da teslim oldu.”

“ Biri izliyor onu muhakkak!” dediğinde Yasmin kafasını sallamıştı.

“ Hazırlan gidelim. Avukatı olarak göreceğim. Normalde sana yasak ama Aren Sadi ile haber yollamış karımı getirin diye.” Dediğinde kafamı sallayıp odaya geçtim.

Üzerimdekileri makineye atıp dolaptan yeni kıyafet çıkardım. Hızlıca giyinip salona geçtiğimde Yasmin ve Volkan’da ayaklanmıştı.

“ Hadi gidelim.” Deyip yola çıkmıştık.

“ Avukat Hanım yalnızca siz görebilirsiniz.”

“ Peki önce ben gireyim.”

“ Eşinin beklemesine gerek yok gidebilir.”

“ Yok ben burada bekliyorum.”

Emniyete gelmiştik ancak Aren’i görmeme müsaade etmiyorlardı. Yasmin avukatı olarak girmişti. Volkan ile kordidorda beklemeye başlamıştım. Aren’in olduğu odanın içinden öfkeli sesi geliyordu.

Emniyet müdürü odasından çıkmış buraya geliyordu. Yasmin bir anda odanın kapısını açmasıyla tüm gözler oraya kaydı.

“ Uğur Bey, müvekkilim eşi ile beş dakika görüşsün lütfen!” kır saçlı hafif göbekli takım elbiseli adam Yasmin’in tam karşısında durmuştu. Önce bana sonra tekrar Yasmin’ baktı.

“ Baron alındığında zaten eşinin yanındaydı. Görüşmeye gerek yok avukat hanım. İşiniz bittiyse sizde gidin!” demesiyle içeriden Aren’in öfkeli sesini işittik.

İçeride ki polis memurları Aren’i tutmakta zorluk çekiyorlardı. Kendimi ağlamamak için oldukça zor tutuyordum.

“Ulan sen kimsin ki karımı görmeme engel oluyorsun!” Aren’in bağırması koridorlarda yankılanıyordu.

“ Emniyet Müdürü Uğur Şenci. Burası benim çöplüğüm Baron efendi! Burada benim borum öter. Karını göremezsin diyorsam göremezsin!” Müdür kapıda, Aren ise odanın içinde birbileri ile münakaşaya girmişlerdi.

Polisler Aren’i tutuyorlardı yoksa her an müdüre saldırabilirdi. Yasmin ise Aren’in yanında sakinleştirmeye çalışıyordu.

“ Bana bak müdür, ben buradan siktir olup gidene kadar her Allah’ın günü karımı göreceğim ve sende hiçbir bok yapamayacaksın! Bir saat içinde eline yazı gelmiş olur. Eğer artistlik yapmaya devam edersen kendine haritadan yer seç ulan! Bırakın lan sizde beni! Sıçtırma lan eline koluna!” kapı kapanmış müdür ise oldukça gerilmişti.

Aren’in dediğini yapmasından biraz korkuyor gibiydi. Hiçbir şey söylemeden odasına hızla gitti ve kapısını şiddetle kapattı.

“ Volkan ne olacak şimdi?” Oflayarak sandalyeye oturması ile bende yanına oturdum.

“Aren bir şeye güvenmese böyle konuşmaz Aylin. Sende biliyorsun. Ben burada çok kalacağını bile düşünmüyorum.”

“ Volkan o bir kaçaktı. O Baron. Kırmızı bültenle aranan biri. Elini kolunu sallaya sallaya çıkacak mı yani?”

“ Öğreniriz Yasmin’den dur bakalım, üzülme seni böyle görmesin.” Kafamı olumlu anlamda salladığımda Yasmin odadan çıkmıştı.

Ayaklanıp yanına gittiğimde oldukça gergindi.

“Yasmin ne oldu?”

“ Aren bana bir numara verdi iletişime geçin o her şeyi halledecek dedi. Seni her gün görmek için bir dilekçe yazdırmış onun haberi gelir yarım saate. Müdür’e çok sinirli. Birazdan da yeni savcı gelecek Aren ile görüşmek için. Bir avukat daha ayarlayayım dedim ama kabul etmedi.” Dediğinde hepimizi sandalyelere oturmuştuk.

“ Yasmin, Aren nasıl kurtulacak buradan?” sesim titriyor ağlamamak için kendimi sıkıyordum.

“ Aren yakalandığı için öfkeli veya gergin değil aksine senden uzak kaldığı için öfkeli. Çok rahat. Onun rahat olması bana da iyi geliyor. Demek ki güvendiği bir durum var. Anlarız nasılsa.”

“ Verdiği numarayı aramayacak mısın?”

“ Hayır akşam ortak bir buluşma ayarlayacağım gizli bir yer olsun takip edilmediğinize emin olun dedi.” Kaşlarımı çatıp neler olduğunu anlamaya çalışıyordum ancak Aren’in işlerine akıl sır ermiyordu.

“ Sadi nerede?”

“ O bir süre ortalıkta olmayacakmış.” Kafamı olumlu anlamda salladığımda koridorun başından gelen topuklu sesi ile hepimizin yönü o tarafa çevrilmişti.

Uzun boylu, beyaz tenli, siyah uzun düz saçlı bir kadın bize doğru geliyordu. Müdür Uğur Bey odasından çıkmış gelen kadın ile tokalaşmıştı.

Uğur Bey ve o kadın yanımıza doğru geliyordu. Yaklaştıkça kadının masmavi gözleri dikkat çekiyordu. Gerçekten güzel bir kadındı.

Yasmin’in ayağa kalkması ile hepimiz ayağa kalkmıştık.

“ Merhabalar, ben İstanbul Başsavcısı Birce Sipahi.” Deyip elini uzatması ile Yasmin karşılık vermişti.

“ Hoşgeldiniz Sayın Başsavcım. Ben Yasmin Demircioğlu. Aren Boratay’ın avukatıyım.” Demiş ve gülümsemişti.

“ Sizde Aylin Boratay değil mi?” bana bakıp elini uzatması ile bende elimi uzatmıştım.

“ Evet, eşiyim.”

“ Uğur Bey, size Aren Boratay’ın dilekçesi gelmiştir. Onu hemen işleme alalım çünkü Aren Boratay eşi ile her gün görüşecek!” Birce Hanım’ın kendinden emin çıkan sesi ile Uğur Bey neye uğradığını şaşırmış ve zorda olsa gülümsemişti.

“ Tabi Savcım.”

Yasmin ve Birce Hanım ile birlikte Aren’in sorgulanacağı odaya girmiştik. Aren beni görünce ayağa kalkıp sarılmıştı.

“ Güzel karım. Çok özledim seni.” Aren ile sarılmamızı Birce Hanım’ın öksürük sesi ile sonlandırmıştık.

Hepimiz masanın etrafına oturmuştuk.

“Aren Boratay mı demeliyim yoksa Baron mu?” Birce Hanım’ın sorusu ile Aren gözlerini benden çekip karşısında ki mavi gözlü kadına çevirmişti.

“ Başsavcı ne demek isterse o!” demesiyle Birce Hanım gülümsemişti.

Yasmin önceden yeni savcıyı Aren’in tanıdığı biri olarak tanıtmıştı. Birce ve Aren nereden tanışıyordu?

Gözlerim ikili arasında gidip gelirken Yasmin söz almıştı.

“ Sayın Başsavcım, müvekkilim Aren Boratay bir örgüt de..”

“ Yasmin hiç savunma yapmana gerek yok. Ben buraya Aren ile tanışmaya geldim. Bence biz ikiliyi baş başa bırakalım.” Deyip ayaklanması ile Yasmin de ayaklanmıştı.

“ Memnun oldum Baron! Seninle tanışmak keyifliydi!” deyip odadan çıkmışlardı.

Aren bana dönüp ellerimi tutmuştu.

“ Güzelim, sakın üzülme ağlama. Burada çok uzun kalmayacağım!” deyip elimi öpmüştü.

“ Aren nasıl bu kadar eminsin?”

“ Sen düşünme bunları.” Kafamı kurcalayan soruyu sormazsam bu gece uyku yoktu.

“ Savcı ile nereden tanışıyorsunuz? “ dememle gülümsemişti.

“ Neden sordun güzelim?” soruma cevap vermemesi sinirimi bozmuştu.

“ Aren bir soru sordum!” öfkeyle elimi çekmiştim ancak yine tutmuştu.

“ Merak etme düşündüğün şeyler değil. Yakında öğrenirsin güzel karım.”

“ Aren eski sevgil…”

“ Yok artık bebeğim. Kafanda ki bu saçma düşünceleri sil lütfen!” deyip bana sarılmış ve alnımdan öpmüştü.

Polis memurun odaya girmesi ile Aren’ son kez bakmıştım. Hüzünlü bakışıma inat gülümsemiş ve alnımdan öpmüştü.

“ Yarın yine görüşüceğiz güzelim. Üzülme aklım sende kalmasın olur mu?” dediğinde kafamı sallayıp odadan çkmıştım.

Kapıda Yasmin ve Volkan bekliyordu. Aren’e son kez bakıp odadan çıktım. Yasmin’in gelip sarılması ile tuttuğum gözyaşlarım serbest kalmıştı.

“ Canım benim ağlama ne olur. Aren görmesin bana kızar bak sonra.” Yasmin beni ne kadar güldürmeye çalışsa da fayda etmemişti.

“ Aylin akşam Aren’in verdiği numara ile buluşm ayarladım. Keskin’in evlerinden birinde buluşacağız. Takip edilme riskini önlemek için önce Keskin’in evine gideceğiz. Oradan başka araçlarla bilinmeyen bir yoldan gideceğiz.” Dediğinde gözlerimi kısıp Yasmin’in dediklerini kafamda tartıyordum.

“ Böyle bir şey kimin aklına geldi?”

“ Karan’ın tabiki. Boşuna Keskin demiyorlar ona!” demiş ve gülmüştü.

“ Hadi gidelim Beril ve çocukları da bayadır görmüyordum zaten.” Demiş ve emniyetten çıkmıştık.

“ Hoşgeldiniz, Aylin canım nasılsın?” Neşeli sesiyle bizi Beril karşılamıştı.

“ Ne kadar iyi olunursa o kadar iyiyim.” Deyip Beril’e sarılmıştım.

Keskin’in evine gelmiştik. Birazdan buradan da farklı bir yoldan gidecektik. Beril bizim için güzel bir sofra hazırlamıştı. Önce yemek yiyecek daha sonra Aren’in buluşamamızı istediği kişi ile buluşacaktık.

“ Volkan nasılsın koçum?”

“ İyiyim Keskin’im görüşemedik bayadır.” Volkan ve Karan çoktan salona geçmişlerdi.

Bizde mutfağa yardım için gitmiştik.

“Yasmin, senin çocuk nasıl? Annelik nasıl gidiyor?”

“ Yorucu ama onu görünce tüm yorgunluğum geçiyor Beril. Allah isteyen herkese bu güzel duyguyu yaşatsın.”

“ Amin.” Sessizce söylemiştim.

Kendime zikreder gibi…

Zor günler geçirdiğim için duygularımda allak bullak olmuştu. Gözyaşım dinmiyor kendimi güçsüz aptal bir kadın gibi hissediyordum. Ancak böyle olmadığımı en çokta ben bilirdim…

Daldığım düşüncelerden Beril’in seslenmesi ile kendime geldim.

“ Canım, daldın gittin.”

“ Kusura bakma Beril, ne demiştin?”

“ Aylin, çok zor günler geçirdiğinin farkındayım ancak sen güçlü bir kadınsın. Bu günler geçecek. Aren’i çok azıcık bile tanıyorsam en kısa zamanda yanında olacak. Bizler her zaman yanındayız sakın yalnız hissetme. İstersen bir süre burada kal. Çocuklar ile oyalanmak iyi gelir sana. Yadigar Hanım da gelir merak etme.”

“ Ay Beril çok iyi düşündün. Sonra da bize gel mutlaka. Ne dersin Aylin?” Karşımda istekle bana bakan iki kadına gülümsemiştim.

“ Çok teşekkür ederim iyi ki varsınız.” Deyip ikisine de sarıldım.

Aren’den sonra en büyük şanslarımdan biri de böyle güzel arkadaşlıklara sahip olmaktı. Onlar benim en büyük destekçilerimdi…

Karan ve Beril’in evinde yemeklerimizi yedikten sonra arka yoldan Karan bizi evlerinden birine getirmişti. Aren’in verdiği numarada ki kişi birazdan burada olacaktı. Kim olduğunu bilmiyordum ama sanırım kimse bilmiyordu. Aren’in tanıdığı ama Keskin’in tanımadığı kimdi gerçekten merak etmeye başlamıştım.

Bu ev ormanlık yolunun sonundaydı sanki. Karan’ın evinden çok uzak değildi. Sadece bi patika yoldan gelip biraz uzatmıştık. Korumalar bile bilmiyor bizi evde zannediyordu.

Evdekilere ise odada toplantı yapacağımızı ve rahatsız edilmek istemediğini iletmişti Keskin.

Bu geceyi Keskin organize edip planlamıştı.

Şimdi ise evin salonunda gelecek kişiyi bekliyorduk. Kapının çalması ile hepimiz ayaklanmıştık. Karan kapıyı açmaya gitmişti.

Merdivenlerden gelen ayak sesleri arkamı döndüm. Görüş alanıma önce Karan girmişti. Daha sonra yanında iki kişiyi görmemle gözlerim kocaman olmuştu. Çünkü yanında görmeyi hiç birimizin beklemediği bir isim vardı.

Yasmin ile göz göze gelmiştik. Onunda benden farkı yoktu. Şaşkınlıkla birbirimize baktık.

Onun burada ne işi vardı?

Devam edecek..

 

Oy vermeyi unutmayalım.

 

 

 

Sizce gelen kişiler kim?

Kime bu kadar şaşırdılar?

Loading...
0%