Yeni Üyelik
36.
Bölüm

36. Bölüm ☽Devrim☽

@buket9

 

☽ Devrim

Onun burada ne işi vardı?

Karan’ın yanında görmeyi beklediğim en son kişi bile değildi. Uzun topuklu çizmesi, beyaz triko elbisesi ile karşımda duruyordu. Mavi gözlerini odadaki herkeste sırayla gezdirdi. Siyah uzun saçlarını savurup gülümsedi.

“ Merhabalar, sizinle tekrar karşılaşmak ne hoş.” Yeni savcı Birce Sipahi.

Yanında ise siyah çerçeveli gözlüğü olan, kır saçlı adama biraz daha sokuldu. Hepimiz ayakta gelen ikiliye bakıyorduk. Ev sahibi olan Karan ise bu gerilimi bozan ilk kişi oldu.

“ Buyurun ayakta kaldınız.” Herkes koltuklara oturmuştu.

Gelen ikilini kim olduğu ve Aren ile bağlantılarını merak ediyorduk. Kır saçlı, gözlüklü uzun boylu adam gülümseyip konuşmaya başladı.

“ Aslında ben sizleri yakından tanıyorum ancak sizler benim kim olduğumu bilmiyorsunuz. Ben Macit Çakıcı. Aren’in dayısıyım. Rahmetli kız kardeşim aynı zamanda Aren’in annesi Mehlika, benim üvey kardeşim oluyor. Mesleğimden ötürü Aren ile herhangi bir bağım olduğu bilinmiyor. Resmiyette de gözükmüyor. Kız kardeşimden bana kalan tek emanet Aren’dir. Onun her isteği benim için emirdir.”

Hepimizi dikkatle Macit Beyi dinliyorduk. Koltukta biraz daha dikleşip ciddiyetle karşımda ki adamı dinlemeye başladım. İşler gittikçe tuhaflaşıyordu.

Macit Bey gülümseyip solunda oturan Birce Hanıma dönmüştü.

“ Birce Sipahi, yeni başsavcı. Onunla gündüz tanıştınız. Kendisi benim çok sevdiğim bir arkadaşımın kızı olur.” Dediğinde hepimizin kafasında ki taşlar yerine oturmaya başlamıştı.

Yasmin daha fazla kendini tutamamış ve sorularını sormaya başlamıştı.

“Macit Bey, Aren oradan çıkabilecek mi?” Macit Bey koltukta arkasına yaslanmış ve sağ ayağını sol ayağının üzerine atmıştı. Oldukça rahat görünüyordu.

“ Yasmin, senin çok iyi bir avukat olduğunu biliyorum. İnanıyorum ki Aren’i oradan sen çıkaracaksın!” dediğinde gülümseyip Yasmin’e bakmaya başlamıştı.

Yasmin ne diyeceğini bilemediği için teşekkür etmişti.

“ Aren orada bir süre kalacak. Bir hafta sonra ilk duruşması görülecek. Yasmin yarın sana Birce Hanım, güzel bir savunma metni ve Aren’in yıllar önce devlete çalışan bir gizli istihbaratçı olduğunu daha sonra devlet ile yollarını ayırıp bireysel çalışmak istediğini bunun için de tüm sorumluluğu üstüne aldığı bir dosya verecek. Sen de bunları ilk mahkemede Hakim’e sunacaksın.”

Her şeyi panlamışlardı. Aren’in çıkmasına engel görünmüyor gibiydi ancak içimde yine de bir korku vardı.

Hala tam anlamıyla bu adamı tanımıyorduk. Aren ile bizim aramızda ki köprü karşımdaki ikiliydi. Aren sonsuz güvendiği için kimse sorgulamıyordu.

Yaklaşık iki saat kadar birlikte oturmuştuk. Macit Bey’e gelen telefon ile müsaade isteyip Birce Hanım ile birlikte kalkıp gittiler.

Biz bize kalmıştık. Herkesin bu akşam aklında ki birçok soru cevap bulmuştu.

“ Macit Bey ne iş yapıyor ki? Aren güvendiğine göre önemli bir işi var.” Yasmin’in sorusu ile hepimizi kısa bir an düşündük.

“ Belki de önemli kişileri tanıdığı için Aren dayısına güveniyor.” Volkan’ın dediği de çok mantıklıydı.

“ Geç oldu, ben eve geçsem iyi olur. Yasmin yarın yine gideriz Aren’e” dediğimde herkes ayaklanmıştı.

“ Önce benim eve geçelim. Oradan dağılırız.” Karan’ıın kapıdan çıkarken dediği şeyle buraya nasıl geldiğimizi hatırladım.

Arka bir yoldan gelmiş ve tekrar oradan gidecektik. Arabaya geçmiş ve evin yolunu tutmuştuk.

“ Yenge, içeriye gelip sana baktım ama göremedim, neredeydin?” Araba binmiş ve Korkut ile kendi evimin yolunu tutmuştum.

“ Toplantı yapıyorduk. Sen neden gelmiştin Korkut?”

“ Bir ihtiyacın var mı diye şey yaptım ben.”

“ Yok canım ne ihtiyacım olcak? Öyle olsa ben Karan’a derdim zaten.” Korkut kafasını sallamış ve tekrar yola odaklanmıştı.

“ Yenge, abim nasıl? Hapisten çıkabilecek mi?”

“ İnşallah Korkut. İyi düşünmek istiyorum.”

“ Sonuçta Baron, kolay olmayacaktır. Sen kendini her türlü ihtimale hazırla bence!” Korkut ilk defa bu kadar olumsuz konuşmuştu.

“ Ne demek istiyorsun Korkut? Her ihtimal ne demek?” Korkut bu tepkimi beklemiyor olacak ki, gerilmişti.

“Yok yani yenge ben senin iyiliğin için dedim.”

“ Deme Korkut!” evin önüne geldiğimizde araba durmuş ve bende bir hışımla arabadan inmiştim.

Olumsuz bir düşünce bile duymak beni bu hale getiriyordu. Belki de Korkut kötü bir şey demek istememişti ama ben yine de duymak istemiyordum. Aren oradan çıkacak ve biz çok mutlu bir hayat yaşayacaktık. Aile olacaktık. Çocuğumuzu kucağımıza alacaktık…

Eve geldiğimde Yadigar abla çoktan uyumuştu. Odama sessizce geçtim ve pijamalarımı giydim. Yarın Aren’i görmeye gidecektim. Yarın yeni bir gün yeni bir umut demekti…

“ Aylin hadi ne yapıyorsun iki saattir?”

“ Geldim patlama!” Sabah olmuş ve Yasmin gelmişti.

Birlikte Aren’in yanına gidecektik. Kahvaltı yapadığım için Yadigar abla yaptığı poğaçalardan Yasmin’e vermiş ve arabada yemem için de tembihlemişti.

Son kez aynada kendime baktım. Krem rengi tulum giymiştim. İçime beyaz gömlek ile de tamamlamıştım. Saçlarımı düzleştirmiş ve tokamı da takmıştım. Kahverengi kabanımı da üzerime geçirip odadan çıktım.

“ hadi çıkalım.” Yasmin sesimi duymasıyla bana doğru dönmüş ve baştan aşağıya süzmüştü.

Islık çalıp göz kırpmasıyla gülmüştüm.

“ Aylin Hanım, bu ne güzellik ya? Anladık kocanı görmeye gidiyorsun!”

“ Abartma Yasmin, her zaman ki halim.” Deyip saçlarımı savurup evden çıkmıştım.

“ Bak bu adam içerde seni düşünüp duvarları yumruklayacak!” deyip kahkaha atmıştı.

“ Beter olsun!”

“ Aylin? Ne oldu neden kızdın? Adam içeride ne yapmış olabilir?” Arabanın önüne gelmiştik.

“ O kadını sevmedim. Ayrıca ne zaman gitsem yanında o kadın oluyor!” Yasmin kaşlarını çatıp kimden bahsettiğimi anlamaya çalışıyordu.

“Kim o?”

“ Kim olacak yeni savcımız!”

“ Yok artık kıskandın mı?”

“ Yasmin ne kıskanması? Hoşuma gitmiyor o kadın!” dememle Yasmin gülüp arabaya geçmişti.

“ Hayatım sen kafanı yorma hiç, Aren’in önüne çıplak kadınlar da dizilse göz ucuyla bakmaz!”

“ Olsun, yine de sevmedim işte.” Yasmin cevap vermeyip arabayı çalıştırmıştı.

Yol boyu düşünüp kafamda kurmuştum. Birce’den hiç elektrik alamamıştım. Aren’e olan bakışlarını görmemek için kör olmak gerekirdi. Düşüncelerimi Yasmin’in seslenmesi bölmüştü.

“ İn bakalım kıskanç kadın!” deyip gülmesine sinirlenmiştim.

“ Yasmin, delirtme beni!”

“ Tamam tamam.”

Emniyete girmiş ve Yasmin Aren’in avukatı olduğunu görüşmek istediğini söylemişti. Görüş odasına girmiş ve Aren’i beklemeye başlamıştık.

Yaklaşık beş dakika sonra kapı açılmış içeriye Aren girmişti. Ayağa kalkmamı bile beklemeden gelip sarılmıştı.

“ Ay parçam… Özledim seni!”

“ Bende özledim sevgilim.” Ayağa kalkıp sarılmıştık.

Sarılmamız bitince Aren elimden tutup beni etrafımda döndürmüştü.

“ Bu kadar güzel olman haksızlık güzelim!” demesiyle gülmüştüm.

“ Aren, Macit Bey ile görüştük.” Aren elimi bırakmadan sandalyeye oturtmuştu.

“ Güzel, planı anlatmıştır o zaman.”

“ Anlattı. Umarım işe yarar. Ne iş yapıyor dayın?”

“ Kendisi bahsetmedi mi?”

“ Hayır.”

“ Yakında öğrenirsin!” kapının açılması ile bakışlarımı oraya dönmüştü.

Polis memuru kapıyı açmış ve içeriye yine o bilindik kişi girmişti.

“ Bölüyorum ama Aren ile özel görüşme yapmam gerekiyor Avukat Hanım!” Yasmin ile göz göze gelmemizle gerildiğimi anlamıştı.

“ Peki Birce Hanım.” Yasmin ayağa kalkmış ve kapıdan çıkıp gitmişti.

Birce’nin gözleri beni bulduğunda Aren elimi tutup öpmüştü.

“ Aylin Hanım, sizde!” demesiyle Aren müdahale etmişti.

“ Savcı Hanım, eşim kalacak!” dediğinde Birce bozulmuştu.

Gülümsemiş ve tam karşıma oturmuştu.

“ Peki şimdilik böyle olsun birdahaki sefere sizden önce veya sonra gelirim ben!” demesiyle gerilmiştim.

Aren beni kendine daha çok çekmişti. Bir an olsun eli elimden ayrılmıyordu.

“ Aren, eşinin sık sık ziyareti duruşmayı olumsuz etkileyebilir. Bence gelmemesi gerekiyor. Avukatından haber alırsın zaten.”

“ Pardon ama bundan sizene Birce Hanım? Orasını biz karar veriririz. Avukatı karar verir. Koskoca başsavcı olarak bu işlerle ilgilenmek size mi kaldı?” Birce masaya ellerini koyup biraz daha öne eğildi.

Masaya eğilmesinden dolayı dekoltesinden taşan göğüsleri gözler önüne serilmişti. Bu durumdan oldukça rahatsız olmuştum. Aren’e yan gözle baktığımda sadece bana bakıyor ve elimi öpüyordu.

“ Bana sakın işimi öğretmeye kalkmayın!” Bana adeta meydan okuyordu.

“ Aynı şey sizin içinde geçerli!” deyip kalkmaya çalışmama Aren müsaade etmemişti.

“ Savcı Hanım, bugünlük görüşme yeterli. Eşimle başbaşa kalmak istiyorum.” Birce öfkeyle kalkıp gitmişti.

“ Dişi kaplanım, sinirlenince kokun nasılda belirgin oluyor. Odayı sardı kokun.. Gerçi tek belli olan kokun değil mesela göğüs uçla…”

“ Bir daha o kadınla görüşmeyeceksin Aren!” Öfkeyle bağırmış sözünü kesmiştim.

Aren yanıma gelip yüzümü avuçlarının arasına almıştı.

“ Tamam ben dayımla haber yollarım. Sen yeter ki üzülme güzelim. Gel oturalım doymadım hiç sana” Yüzümü ellerinden çekip biraz uzaklaştım.

“ Dediğimi umarım yaparsın, yarın görüşürüz!” deyip odadan çıkmıştım.

Aren kapıyı açıp koridorda bağırması ile polisler onu tutmuştu. Yasmin ise ne olduğunu anlamış gibi hemen Aren’in yanına gitmişti.

“ Aylin, biraz daha kal! Güzel karım dediğini yapacağım.. Bırakın ulan beni! Yasmin karımın yanına git!” Aren’i zorla geri götürmüşlerdi.

Yasmin arkamdan koşarak gelip yetişmişti.

“ Aylin, neden bu kadar kızdı Aren?” derin bir nefes alıp temiz havayı içime çektim.

“ O kadın gelmeyecek birdaha dedim!”

“ İyi demişsin. Ben bir şey diyemiyorum malum kendini bir şey sanıyor!” Yasmin ile arabaya geçmiştik.

Kısa bir yolculuktan sonra Yasmin beni eve bırakıp gitmişti. Anahtarımı evde unuttuğu için kapıyı çalıp beklemeye başladım. Yadigar abla gülen yüzüyle kapımı açmıştı.

“ Hoş geldin kuzum gel Aren oğlum nasıl?” içeriye girip salona geçtim.

“ İyi Yadigar ablam.” Deyip koltuğa uzandım. Oldukça yorulmuştum.

“ Baban ve abin aramış ulaşamamış. Beni aradılar onları ara kızım seni çok merak etmişler.” Dediğinde kafamı sallamıştım.

“ Akşam ararım şimdi yatacağım yorgun hissediyorum.” Akşam yemeğine kadar biraz uzanacaktım. Akşam yemekte babam ve abimi arardım.

Koltuktan kalkıp içeriye geçtim. Üzerimdekileri hızla çıkardım ve yatağıma uzandım…

 

 

3 Gün Sonra…

Aren’i uyarmamdan üç gün geçmişti. Bu süre boyunca Birce Hanımı hiç görmemiştim. Yasminden de öğrendiğim kadarıyla gelmiyordu. Kocam diye demiyorum ama hiç sözümden çıkmıyordu. Ayna karşısında kendi kendime gülmemi Yadigar abla farketmişti. Kapıdan beni izlemesi biraz utandırmıştı.

“ Kız delirdin mi?” onun tepkisine daha çok gülmüştüm.

“ Yok yok bu kız iyi değil!”

“ Aklıma bir şey gelmişti ona güldüm Yadigar ablam. Hadi ben çıkıyorum.”

“ Kız nereye?”

“ Kocama!” deyip koşarak evden çıkmıştım.

Aren ile aramız ilk içeriye girdiği günlere göre daha iyiydi. Ne kadar görüşmek yetmese de iyi geliyordu. En az yarım saat vakit geçiriyor hasret gideriyorduk. Yasmin'den bile önce gitmeye başlamıştım artık.

Korkut ile yine arabaya geçmiş ve emniyetin yolunu tutmuştuk.

Kısa bir yolculuk sonrası eminyete gelmiştik. Arabadan indiğimde Yasmin de yeni gelmişti.

“ Aylin Hanım bu sefer beş dakika geç kalmışsınız kocanıza! Delirmiştir seninki…” demesiyle gülmüştüm.

“ Bugün böyle oldu ne yapalım?” deyip kola kola içeriye girmiştik.

Yasmin polis memurlarına geldiğimizi haber verirken bende görüşme odasına doğru ilerlemiştim. Görüşme odasının önünde polis memuru bekliyordu. Sanırım başkaları şu an görüşteydi.

Yasmin gelmiş ve birazdan içeriye gireceğimizi söylemişti.

“ Yasmin içerisi dolu sanırım baksana polis bekliyor kapıda.”

“ Çıkarlar şimdi ya da başka oda ayarlarlar bize.” Demesiyle odanın karşısında ki koltuğa oturup beklemeye başladık.

Yaklaşık beş dakika sonra görüşme odasının kapısı açılmış ve polis memur içeriye girmişti. Açık olan kapıdan önce beyaz takımı ile Birce Hanım çıkmıştı. Göz göze gelmemiz ile gülümseyip koridordan çıkıp gitmişti.

Yasmin’in bana bakması ile görüşme odasına hızlıca gittim. İçimden ise umarım Aren değildir diye dua ediyordum.

Poli memurunun içeriden çıkması ile ayakta arkası dönük Aren’i gördüm. Yasmin de hızlıca yanıma gelmişti. Olacakları az çok tahmin ediyor gibi kolumu tutmuştu. Kolumu hızlıca ellerinden kurtarıp eminyetten koşar adım çıktım. Yasmin arkamdan seslenmiş ancak gelmemişti ben de durmamıştım zaten.

Dışarıya çıkmamla gözyaşlarım da akmaya başladı. Korkut arabanın önünde eleri cebinde dikiliyordu. Beni fark etmesiyle koşarak gelmişti.

“ Yenge iyi misin? Bir şey mi oldu?” Nefeslerimi düzene bindirip gözyaşlarımı silmiştim.

“ Korkut bir sahil kenarına gidebilir miyiz?”

“ Tabi yenge gel arabaya hadi.” Arabaya geçmemle Korkut da sürücü koltuğuna geçmiş ve arabayı çalıştırmıştı.

On beş dakika sonra bir sahil kenarına gelmiş ve arabayı park etmişti. Yavaşça arabadan inmemle Korkut da inmişti.

“ Korkut sen gidebilirsin.”

“ Yok yenge ben seni yalnız bırak..”

“ Korkut lütfen!” dememle kafasını sallamış ve arabaya binip gitmişti.

Yavaş adımlarla sahile doğru ilerledim. Ne zaman üzgün olsam sahile gelip denizi izlemeyi çok severdim. Rüzgar hafif esiyor saçlarım uçuşuyordu.

Köşede ki bir banka geçip oturdum. Denizin dalgaları sahil kenarına oldukça sert vuruyordu. Deniz de bugün benim gibi hırçındı sanırım. Yüzümde oluşan ıslaklıkla kendime geldim. Elimi yanağıma dokundurmamla gözyaşlarımın aktığını anladım.

Artık benden habersiz, sorgusuz akıyordu. Engel olamıyordum. Hıçkıra hıçkıra ağlıyor, sinir boşalması yaşıyordum sanki.

Gözyaşlarımdan dolayı etrafı daha bulanık görmeye başlamıştım. Telefon zil sesi ile kendime geldim. Çantamı açıp içinden telefonu bulmakta biraz zorlansam da elime almıştım. Arayan Yasmindi. Büyük ihtimalle Aren aratıyordu. Meşgule atıp telefonumu kapattım. Bana ulaşmalarını istemiyordum.

Telefonumu çantama koyacağım sırada yanımda bir gölge belirdi. Kafamı kaldırmamla uzun boylu, saçı ensesinde bağlı, yeşil gözlü kirli sakallı kumral bir adam dikiliyordu. Çantama telefonumu koymamla kendimi toparladım.

“ Buyurun bir şey mi diyecektiniz?” diye sormama rağmen bana dümdüz bakıyordu.

Soruma cevap vermek yerine yanımda ki boşluğa oturdu. Gözlerimi kısıp baktığımda ise bana tekrar döndü.

“ Belki dertleşmek istersin diye düşündüm.” Bakışlarına ters oranla ses tonu daha yumuşaktı.

“ Anlamadım?” Bankta arkasına iyice yaslandı ve denize bakmaya başladı.

“ Yan tarafta ki bankta oturuyordum ama beni ağlamaktan fark etmedin tabi ki. Bende belki konuşup rahatlamak istersin diye geldim.” Cümlesi bittiğinde bana dönüp bakmaya başladı.

Gözlerinde ki yeşillik bir tuhaftı. Ben onu tanımasam da o sanki beni tanıyordu. Bakışlarında hiç yabancıya bakar gibi bir durum yoktu.

Yüzünü uzun süre incelemiş olacağım ki göz kırpmıştı. Kendimi toparlayıp denize doğru bakmaya başladım.

“ Birine derdimi anlatamayacak kadar yorgunum maalesef.” Yan profilimi uzun uzun inceledi.

Bir süre ikimizde konuşmadık. Sadece denizi izledik. Denizin hırçın dalgaları suratıma çarpıyor gibiydi.

“ Karadenizin hırçın dalgaları kadar olmasa da bugün burası da hırçın ve asi. Dalgalar vurdukça yanımda ki kadının güzel kokusu da ciğerlerime işliyor. Aksi gibi bu durum beni hiç rahatsız etmiyor.” Yanımda ki adamın beklenmedik itirafı ile şaşkınca ona doğru dönmemle oda bana doğru dönmüştü.

“ Sessizliğime ortak olduğun için teşekkür ederim. Gitsem iyi olacak geç oldu.” Deyip kalkmamla oda kalktı ve önümde durdu.

“ Peki ya tek sessizliğine ortak olmak istemiyorsam? “ omzuma astığım çantamı düzelttim.

“ Nasıl yani?”

“ Derdine, kederine de ortak olmak isterim. Sessizliğin bile çok şey anlattı ama ben bir de senden duymak isterim.” Gülümsedim.

“ Teşekkürler ama mühim bir şey yok sadece genel bir sinir boşalmasıydı. İyi akşamlar size.” Deyip arkamı döndüm ve tekrar yürümeye başladım.

“ Davut.” Diye bağırması ile durdum. Omzumun üzerinden döndüğümde bana doğru gelmeye başladı.

“ Adım Davut. Peki bu kokusu güzel kadının ismi ne?” dediğinde bir adım geriledim.

“ Aylin.” Gülümseyip biraz daha yaklaştı.

“ Aylin… Geceyi çok severim. Her kafamı kaldırıp Ay’ı gördüğümde aklıma geleceksin Aylin. Unutmayacağım… Seni ve kokunu….” Dediğinde hiçir şey söylemeden arkamı dönüp hızla caddeye doğru yürümeye başladım.

İleride ki taksi durağına hızla ulaşıp bir taksiye bindim. Sahile baktığımda Davut aynı yerde duruyor ve bindiğim taksiye bakıyordu.

Çok tuhaf bir durumdu bu yaşadığm. Yabancı biri ama sanki hiçte yabancı gibi davranmıyordu. Elimi saçlarımdan geçirip yolu izlemeye başladım. hiç derdim yokmuş gibi birde Davut’u dert edemezdim. Bir daha göremeyeceğim biri için fazla bile sohbet etmiştim.

Kafamı taksinin camına yaslayıp radyodan gelen şarkıyı dinledim.

Eve geldiğim de saat geç olduğu için Yadigar abla uyumuştu. Sessizce odama geçip üzerimdekilerden kurtuldum. Çantamın içinden telefonumu alıp açtım. Birçok cevapsız çağrı vardı. Hepsini silip komodinin üzerine koydum. Çok yorgun olduğum için uykuya dalmam zor olmayacaktı.

Yorganı üzerime örttüğüm de çekmecenin içinde olan diğer telefon çalmaya başladı. hızla kalkıp çekmeceyi açtım. Bilinmeyen bir numaraydı. Bu numara ise Aren’den başka kimsede olmadığı için gerilmiştim.

Daha fazla uzatmadan telefonu açtım.

“ Alo.” Nefes sesini duymam ile gerilmem de daha çok artmıştı. Kısa bir süre sonra onun sesini işittim.

“Bu akşamki devrimim senin için güzelim! Bu sondu, koynumda uyumadığın son geceydi!”

Devam Edecek…

 

YILDIZA BASIP

OY VERMEYİ UNUTMAYIN LÜTFEN!

Loading...
0%