Yeni Üyelik
4.
Bölüm

4. Bölüm ☽Teklif ☽

@buket9

Teklif

Aren Boratay’ın bizim için verdiği üç gün yarın son bulacaktı. Sofia ve ben bu iki gün boyunca neredeyse şirkette sabahlamış ve nihayetinde kendi programımızı oluşturmuştuk.

Sofia’nın Almanya’dan yakın arkadaşı da bizim için kod yazmış ve programı güçlendirmişti. Kimse asla anlayamayacaktı.

“ Ben hayatımda bu kadar çalışmadım Aylin, Öldüm kızım!” Sofia haklıydı.

Günlerdir bu programa yoğunlaşmıştık. Allahtan kod yazma işini başka bir arkadaşı yapmıştı çünkü asla yetişmezdi.

“ Sofia sana ve arkadaşın Robert’a ne kadar çok teşekkür etsem az. İki günde harikalar yarattınız. Dile benden ne dilersen.”

Sofia saçlarını oynuyor ve düşünüyor gibi yapmasına güldüm.

“ Benim ne dileyeceğim çok açık aslında!” Ne dediğini anlamam ile gözlerimi devirmem bir oldu.

“ O dediğini bende çok isterdim ancak abim başkasına sevdalıymış! Yoksa senin görümcen olmak en çok benim hakkım biliyorsun.”

Sofia her fırsatta abimi istediğini, onunla tanışıp sevgili olmak istediğini dile getirirdi. Abime söylemiştim ancak başkasını sevdiğini söyledi. Abim anlaşılan kara sevdaya düşmüştü.

“ Ah Akgün’üm, Kara’m benim! Maço erkek görünce dayanmıyorum Aylin sende beni anla!” Demesiyle ikimizde kahkaha attık.

“ Anlıyorum tatlım seni en iyi ben anlıyorum merak etme.”

“ Aylin her şey hazır mı kızım?”

“ Hazır amca, ben birazdan avukatını arayıp randevu ayarlayacağım.”

“ Aylin ne randevusu? Sen birde o adamın ayağına mı gideceksin?” Ufuk her zaman ki gibi kendinde bana karışma haddini buluyordu.

“ Ufuk karışma bana, gideceğim ve derdini anlamaya çalışacağım.” Çantamı ve dosyalarımı alıp odadan çıkacağım sırada Ufuk önüme geçmişti.

“ Bende geleceğim o zaman seni yalnız gönderemem!” Sıkıntıyla oflayıp bağlı saçımı arkaya attım.

“ Ufuk ben çocuk muyum, sende benim velim misin? Hayırdır kendine gel artık!” Sinirlerim fazlasıyla gerginken birde Ufuk’u çekiyordum.

“ Tamam Aylin en azından kapıda beklerim, arabayı kullanırım tamam mı?” Cevap bile vermeden şirketten çıkıp asansöre yönelmem ile Ufuk’da arkamdan geliyordu.

Ufuk’un arabasına doğru yönümü çevirdiğimde beni takip ediyordu. İkimizde arabaya geçtiğimizde rotamız Boratay Holding’ti…

“ Buyurun kime bakmıştınız?”

“ Ben Aren Boratay ile görüşecektim.”

“ Randevunuz var mı? Volkan Bey’e yönlendireyim isterseniz.”

“ Hayır Siz Aren Bey’e Taşkın İnşaattan Aylin Taşkın geldi derseniz görüşmek isteyecektir.”

Beyaz gömlekli, gözlüklü esmer kadın önünde duran masadan telefonu açıp tuşlamıştı. Ufuk arabada bekliyordu.

Kadın sanırım Volkan Bey ile görüşmüştü ve telefonu kapatmıştı. Bana dönüp gülümsedi.

“ Buyurun size ben eşlik edeceğim.” Demesiyle kadın önde ben arkada gidiyorduk.

Asansöre yöneldiğimiz de en son kat olan 20. Katta durmuştu. Holding oldukça büyük ve ferahtı. Ses bile oldukça azdı.

Aren’in odasının olduğu katta sadece bir sürü siyah giyinimli adamlar vardı. Orta yaşlarda bir asistanı vardı.

Büyük gri kapının açılması ile Volkan ve Yasmin çifti çıktı. Beni görünce ikisi de gülümsedi ve yanıma geldi.

“ Hoş geldin Aylin.” İkisi de oldukça samimi davrandılar. Bu davranışa şaşırsam da bozuntuya vermedim.

“ Hoş buldum, Aren Boratay içeri de mi?” Yasmin eliyle bana odayı gösterdi.

“ Evet seni bekliyor hadi geçelim.”

İçeriye doğru gittiğimizde Aren masasında koltuğuna yaslanmış beni bekler gibi bir hali vardı. Kapıdan girmemle gözlerimiz yine o günkü gibi kesişti. Bu sefer soğuk bakmasa da dümdüz bakıyordu.

Ayağa yavaşça kalkıp masanın kenarına geçti. Gözlerimiz bir türlü ayrılmıyordu.

“ Hoş geldin Aylin, bu sürpriz ve istekli ziyaretini neye borçluyum.” Elini uzatması ile bende uzattım.

Elim onun avucunda kayboldu. Hanım dememesine de ayrıca şaşırdım. Ne ara samimi olmuştuk?

“ Hoş buldum Aren Bey, sizin ziyaretinizin yanında benim ki biraz sönük kalsa da size şirketimiz adına haberi bizzat kendim vermek istedim.”

Kaşları önce havaya kalkmış daha sonra cümleme yarım ağız gülmüştü. Samimiyetten uzak bir gülüştü.

“ Emin olun sizin olduğunuz bir yerde hiçbir şey asla sönük kalamaz. Işığınız sizden önce geliyor.”

Bu beklenmedik cümlesi ile kalbim sanki hızlı atmaya başladı. Ukala olduğu kadar ağzı da çok iyi laf yapıyordu. Onun gibi samimiyetsiz gülümseyerek koltukta yerime oturup cevap verdim.

“ Soğuk bakışlarınızın altından böyle iyi laflar duymayı beklemiyordum kusuruma bakmayın ancak zaten yeterince böyle cümleler duyuyorum. Neyse nerede kalmıştık hah şirket kararı diyorduk!”

Duyduklarına biraz bozulan Aren Bey koltuğuna geri oturdu. Yasmin’in kaşları havaya kalkarken Volkan ise Aren’e bakıp gülüyordu. Aren seslice uyarı anlamında öksürdü ve devam etti.

“ Kendi emekleriniz ile kurduğunuz aile şirketini bu kadar hevesli devretmeye gelen birini ilk defa görüyorum sizde benim kusuruma bakmayın!”

Resmen bana laf soktu. Yüzümde ki gülümsemeyi sabit tutmaya çalışıp bozulduğumu belli etmemeye çalıştım.

“ Nereden biliyorsunuz devretmeye geldiğimi? Bence biz devretmekten önce sizin asıl derdinizi konuşalım Aren Bey. Ben hiç sanmıyorum amacınızın şirket para pul olduğunu çünkü görüyorum ki ihtiyacınız yok!”

Volkan Yasmin’e bakıp göz kırpmıştı. Bunlar ne çeviriyordu?

Aren gömleğinin yakasını düzeltti ve arkasına iyice yaslandı. Onun bu kendine güvenen halleri gerçekten adamı çıldırtıyordu.

“ Şirketi devretmeden önce son umut olarak Aren’in ağzını ararsam belki bir açığını yakalarım diye mi geldiniz Aylin Hanım?”

Bilmişti işte. Sanki hep bir adım önümdeydi. Bir şeyleri benden önce biliyor ve uyguluyordu. O benim hakkımda her bilgiye sahipti buna bir kere daha inandım.

“ Yanlış cevap, ilgi alanımda olsaydınız elbette sizi araştırır ve açığınızı bulmaya çalışırdım ancak üzgünüm Aren Bey. Beni araştırdıysanız Almanya’da ki düzenimi bozup gelmek istemediğimi ve ilk fırsatta da geri gideceğimi biliyorsunuzdur. Fırsat ayağıma geldi sayenizde.”

Yaslandığı koltuktan biraz öne doğru geldi ve masaya ellerini koydu. Gözlerini kısıp benim cümlelerimi tartıyor gibi hali vardı. Yasmin ve Volkan çifti ise aramızda ki bu savaşı izliyordu.

“ Fırsat mı? Kötü bir fırsat demek istediniz herhalde? Ben ortada iyi bir şey göremiyorum. Yıllarca babanın emek verdiği şirket sevgili amcan yüzünden borç batağında ve sen babanın emeğini düşünmeden geri Almanya’ya gideceksin öyle mi? Yapma Aylin zeki bir kadınsın anladım ama bilmelisin ki iş dünyasında bu numaraları inan çok gördüm!”

Bu adamın küstah ve bilmiş tavırları beni sinirlendirmişti işte. Soğuk olduğu yetmiyor birde bana küstahlık yapıyordu.

“ Aren Bey size oturup aile içi sorunlarımı anlatmayacağım. İster inanın ister inanmayın ben buraya bu şirketi devretmeye geldim. İmzaları attık sizde atın avukatınız işleme koysun daha fazla bu gereksiz konuyu uzatmayacağım!”

Elimde ki dosyayı kalkıp onun önüne atmamla onunda sinirlendiğini anladım. Gözlerini benden çekmeden dosyayı eline aldı ve göz gezdirdi. Volkan’a uzattığında ikili odadan çıkmışlardı.

Odada ben ve o vardık. Gözlerini benden çekmiyor hareketlerimi tartıyordu. Israrla ona bakmıyordum. Geldiğimden beri ilk defa odaya bakma fırsatım olmuştu.

Odası baya büyüktü. Masasının arkasında kocaman boydan boya pencere vardı. Sağ tarafında bir kapı daha vardı. Sol tarafında da başka bir kapı vardı. Bu odada iki oda daha bulunuyordu.

Masası oldukça uzun ve genişti. İki adet bilgisayar vardı masasında. Sol çaprazından kasa tarzı siyah kilitli dolaplar vardı.

Oturduğum koltuklar çok rahattı. Koyu kahve desenliydi. Karşı duvarda ise Aslan, Kaplan, Leopar tarzda tablolar vardı. Vahşi hayvan sevgisi vardı demek ki.

Tabloların altında raflarda ise içki, Kılıç ve bıçak koleksiyonları bulunuyordu. İçkilerin olduğu alanda ise Puro kalın sigaralardan vardı. Demek ki puro tercih ediyordu.

Siyah ve gri tonları ağırlıktaydı. Baktıkça ruhum daraldı sanki. Kendisi gibi odası da kasvetliydi.

“ Beğendiremedik sanırım odayı?” Mimiklerimi kontrol altında tutmak için ders almam gerekiyordu.

“ Çok kasvetli ruhumu sıktılar sanki, gerçi şaşırmamak gerek uzaktan bile kimin odası olduğu çok belli!” Dememle gülmüştü. Bu sefer içten gülmüştü.

Sessizliği bozan telefonumun zil sesiydi. Çantamdan çıkardığımda arayanın Ufuk olduğunu görmemle göz devirdim. Aren’e baktığımda bana bakıyordu.

Aramayı açtım yoksa Ufuk durmayacaktı.

“ Efendim?”

“ Geliyorum birazdan Ufuk bekle!” Deyip cevap vermesini beklemeden kapattım.

Ufuk’un adını duymasıyla Aren çenesini kaşımıştı. Gömleğinden bile belli olan kol kaslarına gözüm kaymıştı. Yan profilden de oldukça karizmatikti.

“ Sevgilin neden aşağıda bekliyor, gelseydi bir acı kahvemi içseydi.” Yaptığı imayı anladığımda gülmüştüm.

“ Gerek görmedi yoksa gelirdi.” Sahte kahkahasına oldukça şaşırdım.

“ Gerek görmedi demek, bir gün de biz gerek görmeyiz olur biter Aylin!” Yine adımla seslendi. Bu samimiyeti nerden aldı bu adam?

“ Hanım!”

“ Anlamadım?”

“ Aylin Hanım demek istediniz herhalde!”

“ Aylin demek istedim. Sadece Aylin!” Onun ayağa kalkması ile bende kalktım. Çantamı aldım.

“ Nereden geliyor bu aramızda ki samimiyet pardon?”

“ Samimi olmaya gerek yok ismin hoşuma gitti ve öyle seslenmek istedim. Sende aynı şeyi bende deneyebilirsin.”

“ Yok, ben nerede kiminle nasıl konuşmam gerektiğini iyi bilirim size de tavsiye ederim. İyi günler kolay gelsin!” Diyerek kapıya doğru yürüdüğüm sırada onun sesiyle tekrar durdum.

“ O şirketi borç batağından kurtarmana gerek yok Aylin. Alanında ne kadar başarılı olduğunu görüyorum. Bu holdinge bir şans tanırsan Almanya’da ki çalışma şartlarından daha üstününü sağlarım senin için. Senin gibi başarılı Yazılımcılara ihtiyacım var, hemen hayır deme düşün!”

Omzumdan geriye ona dönüp baktığımda ne kadar ciddi olduğunu anladım. Bana gerçekten kendi holdingin de çalışma teklifi sunmuştu. Böyle bir şeyi nasıl diyebilirdi?

“ Az öncede dediğim gibi Aren Bey, ben nerede kiminle nasıl konuşacağımı ve nasıl davranacağımı çok iyi bilirim. Teklifiniz için teşekkürler.” Deyip odadan çıktım.

Onun yanında kalbim ne kadar hızlı atsa da bir yanım deli gibi kavga etmek istiyordu. Sadece onunla kavga edersem rahatlarım diye düşünüyordum. Sahi bu kalbim hızlı atışı da neydi? Ukala soğuk suratlı tüm dengemi bozmuştu. Ben hiç senin gibi biriyle çalışır mıyım be!

Aren’in yanından geleli iki saat oluyordu. Önce Sofia’yı havaalanına bırakıp daha sonra eve geldim. Tüm sinirlerim gerildiği için başıma ağrı girmişti. Eve gelir gelmez kendimi duşa attım. Sıcak su bana iyi geliyordu.

Duştan çıktığım da bornozu bile değiştirmeden yatağa geçip uzandım. Bilgisayarı alıp yatağa tekrar geçtim. Şirket artık Aren’in olmuştu. Resmî evraklarda böyleydi yani.

Bilgisayarı açtığımda Sofia ile yaptığımız programı açtım. Bakalım Aren bugün şirket adına neler yapmıştı.

Giriş çıkış hareketlerine baktığımda yüklü bir miktar para gelmişti şirkete. Hesaba atan kişi Sadi Sadioğlu tarafından gelmişti. İtalya’dan göndermişti. Gönderdiği hesap ise şirkete bağlı yeni bir hesaptı. ARLİN adında bir hesaba gelmişti.

İlk önce Sadi denen adamı araştıracak daha sonra da Arlin ne demek veya kimdi onu bulacaktım. Bir anda şirkete bu kadar yüklü para gelmesi çok tuhaftı.

Bilgisayarı kapatıp bornozumu çıkardım. Siyah Şortlu pijama takımı bulup giydim. Saçlarımı da taradığımda uyumak için hazırdım. Yarın ilk işim amcam ve babamla oturup bu öğrendiğim bilgiyi detaylıca ele almaktı…

Devam edecek…

Yıldıza basmayı ve yorum yapmayı lütfen unutmayalım..

Loading...
0%