Yeni Üyelik
7.
Bölüm

7.Bölüm ☽Adalet ☽

@buket9

Adalet

Kapıdan çıkan kişiye kaşlarım çatılı bakarken o renkli gözlü uzun boylu adamda bana bakıyordu. Aren’in öksürmesiyle kendime geldim ve yanından geçip koltuğa oturdum.

“ Aren ben çıkıyorum!”

“ Tamam Sadi!”

Bu adamın burada ne işi vardı? Aren umarım onu tanıdığımı anlamazdı. Fotoğraflardan bile korkutucu yüzü vardı. Yüzünde ki iz kızarmıştı sanki. O odada ne işi vardı ki?

Kafamda çeşitli sorular ile boğuşurken Aren’in asistanı soğuk kahve getirmişti. Bu kadın benim yaz aylarında en çok içtiğim sütü az olan soğuk kahveyi sevdiğimi nereden biliyordu?

“ Aylin, iyi misin?”

Aren’in sorusu ile düşüncelerimden sıyrılıp ona baktım. Gözlerinde bir şeyleri anlamaya çalışır gibi bir hali vardı.

“ İyiyim ne oldu ki?”

“ Sanki Sadi’yi tanıyor gibi baktın.”

Hemen laf sokma modumu açıp üste çıkmalı ve konuyu dağıtmalıydım. Yoksa bu zeki adam anlayacaktı.

“ Hayır, yara izi dikkatimi çekti birde boyu. Kaç metre maşallah! Ha bu arada bu şirketin büyülü olduğunu düşünüyorum artık!”

Bu dediğime gülmüştü. Gamzesi belli olduğunda ona ne kadar çok yakıştığını fark ettim.

“ Neden öyle düşünüyorsun?”

“ Benim attığım adımdan içtiğim içeceğe kadar haberleri var!” Dememle kendi Türk kahvesini almış yanımda ki koltuğa oturdu.

“ Büyülü demeyelim de egolu patron işinde çok iyi diyelim!” Dediğinde az önce ki laf sokmama karşılık vermişti.

Gözlerini gözümden çekip karşısında ki dev ekran televizyona odakladı. Masada ki kumandayı alıp sesini açtı. Onun baktığı yere baktığımda haberleri izlediğini gördüm.

“ Son dakika haberine göre İstanbul Emniyet Müdürlüğü önünde dün gece geç saatlerde bir adamın asılı olarak bulunduğu öğrenildi. Emniyet ekiplerinden aldığımız bilgiye göre asılan kişi uzun zamandır aranan ve adı çok kez tecavüz haberleriyle gündeme gelen İstanbul’un yeraltı mafyalarından İskender Küçük’ün olduğu öğrenildi. İskender Küçük’ün lüks otelinde ise dün gece yangın çıktı. Çok sayıda itfaiye ekipleri sabah kadar yangını söndürmeye çalıştı.

İskender Küçük’ün alnında bir mühür olduğu ve yapan kişinin Baron örgütüne bağlı Kamer çetesi olduğu ortaya çıktı. Baron örgütü ve Kamer çetesinin İstanbul’da olduğu ve her yerde arandığı aldığımız son dakika bilgisidir.

Sayın savcımız birazdan açıklamalar yapacaktır!”

Yine haberlerde aynı kişiler farklı olaylar vardı. Aren’in babasını öldüren kişiler de bunlardı. Sanırım o yüzden bu haber dikkatini çekmişti. Kafamı ona çevirdiğimde bana baktığını gördüm. Gözlerinde bir öfke yada hüzün görmeyi bekledim ancak onun gözlerinde sadece şüphe vardı.

“ Bunlar babanızın ölümünde parmağı olan insanlar değil mi?” Hiçbir şey söylemeden kafasını sallamıştı.

“ En yakın zamanda bulunurlar umarım, üzülmeyin.” Dememle gülümsemişti. Samimi bir gülümsemeydi.

Gözlerini tekrar habere çevirdiğinde bende arkamı döndüm. Savcı Önder Ata, Emniyetin önünde gazetecilere açıklama yapıyordu.

“ Hepinize merhaba arkadaşlar, dün gece yaşanan olay İstanbul emniyeti başta olmak üzere halkımıza da bir hakarettir. Baron örgütü ve ne olduğu belli olmayan çetesi İstanbul’da olduğunu alçakça duyurmaya çalışmıştır.

Halkımız panik yapmasın en yakın zamanda bu örgüt ve çeteler çökertilecek ve fotoğrafları her yerde asılacaktır! “ demesiyle Aren televizyonu kapatıp kumandayı sertçe masaya atmıştı.

Histerik bir kahkaha attığında neye sinirlendiğini anlamamış ve bu halini ilk kez görmüştüm.

“ Ulan şerefsiz senin yıllardır arayıp bulamadığını sana teslim etti, senin veremediğin cezayı verdi! Hala karalamaya çalışıyorsun pezevenk!” Ellerini saçlarından geçirip pencerenin önünde durdu.

Arkası bana dönük olduğu için sanırım varlığımı unutmuştu. Yavaşça kalkıp arkasında durdum.

“ Aren sakin ol, elbet bulunacaklar ancak savcı haklı kendi kafalarına göre ceza veremezler! Adalet vermeli cezası…” Bir anda bana doğru dönüp sözümü kesmesiyle biraz geriledim.

“ Ne adaleti Aylin? İçeriye atıp paşalar gibi bakılacağını bimiyoruz sanki! Herkesin çektiği acı yanına kâr kalacak. O tecavüze uğrayan kızların hakkını kim soracak! Bazen yasadışı yollar adaleti sağlar bunu herkes öğrenecek!”

Aren’in öfkesi kimeydi? Neden bir anda o Baron örgütü ve çetesini savunur olmuştu.

“ Neyse ben gideyim sizde sakinleşin, iyi çalışmalar.” Deyip odadan çıktım.

Odanın kapısı kapattığımda bardak kırılma sesi geldiğinde durdum. Tekrar içeriye gireceğim sırada kapıda ki koruma önüme geçmişti.

“ Aylin Hanım, Aren bey müsait değil!” Demesiyle kafamı olumlu anlamda sallayıp şirketten çıktım. Arabama gidip şirkete doğru yol aldım.

Aren Boratay’dan…

Elime ne geçerse fırlatıp attım. Öfkem geçmemiş aksine daha çok artmıştı. Aylin gideli yarım saat oluyordu.

Kapı açıldığında gelen kişi Volkan ve Yasmindi.

“ Aren bu odanın hali ne? Kötü bir haber mi var?”

Yasmin ve Volkan telaşla gelmiş yanıma oturmuşlardı.

“ Savcının açıklamasını duydunuz! Bana meydan okuyor piç! Yasmin onun zayıf noktasını bulmamız lazım!”

Yasmin ve Volkan birbirine baktığında Volkan konuşmaya başladı.

“ Baron bu açıklamayı zaten bekliyorduk, neden bu kadar öfkelendin?”

Doğru, savcının benim damarıma basarak konuşacağını hesaplamıştık ancak hesaplamadığım şey Aylin’in savcıya hak vermesiydi. Onu savunması, bilmeden beni kötülemesi ve yaptıklarımın yanlış olduğunu savunması beni delirtmişti.

“ Aren, yarın akşam hukuk bürosundakiler ile bir akşam yemeği var. Avukatlar ve savcı Önder Ata da gelecek. Bende katılacağım. Ne yapalım?”

Bu ayağıma gelen ilk fırsattı. Savcıyı yakın tutmanın ilk adımı olabilirdi.

“ Volkan, o yemeğe gelen diğer avukatların listesini Yasmin çıkarsın, bir şekilde yemek planları iptal olsun. Yasmin sen savcıya yemek teklifi edeceksin. Eşimle tanıştırayım diye Volkan ile birlikte yemek yemeğe çıkarın! Yarın akşam hep birlikte yemeğe davetliyiz!” Dememle Yasmin ve Volkan birbirine bakıp onaylamışlardı.

İkisi de odadan çıktığında masamda telefonum çalmaya başladı. Koltuktan kalkıp ilerledim. Telefonu elime aldığımda arayanın Keskin olduğunu gördüm.

“ Keskin!”

“ Baron’un adaleti İstanbul’a da geldi sonunda ha?” Gülme sesiyle bende gülümsemiştim.

Karan namı diğer Keskin çok eski dostumdu. İtalya’ya da Pars ile ikisini kurtardığımdan beri dost olmuştuk. Yasmin ve Volkandan sonra Kimliğimi bilen tek kişiydi.

“ Keskin geldiyse Baron durur mu? “

“ Haberlerden mi öğrenecektim oğlum geldiğini? İnsan bir haber verir!”

“ Ulan şirketimi evimi barkımı biliyorsun, eşini çocuklarını alıp niye gelmiyorsun?”

Karan evlendikten sonra bu işleri haliyle boşlamıştı. Beril onun Safir’i ve iki evladının annesiydi. Düğünden sonra tanışmıştım.

Evlerinde ki huzur ve aşk bariz belliydi. İlk o zaman evlenmek istedim. Keskin’e özendiğim tek konu mutlu aile tablosuydu.

“ Geleceğim dostum şimdi Mardin’e geldik. Biliyorsun benim cimcime Mavi burayı çok seviyor. Senide beklerim diyeceğim ama sen pek sevmezsin ailesi saadeti olan yerleri aman evlenmeye karar verirsin falan!”

Yaptığı imaya kahkaha atmıştım. Aile deyince aklıma Aylin’in gelmesi hiç uygun değildi.

“ Doğru bak bildin! Sen gel kapım açık her zaman!”

“ Ulan 33 yaşına geldin ne zaman evleneceksin diye soruyor bak yengen!”

“ Beril’e selam söyle, biraz daha ilerlesin bir bomba bekleyin benden!” Dememle Beril çığlık atıyordu. Onun bu haline kahkaha atmıştım.

“ Güzel karım bu delinin lafına inanma, bomba derken işten bahsediyordur keşke hayatının aşkını bulsa ama hiç umutlanma!” Diye telkin ediyordu Karan eşini…

“ Lan bu kadar mı umutsuz vakayım gözünde!”

“ Dostum kusura bakma daha betersin! Seni Baron olarak kabul edecek biri sanmıyorum pek!”

“ Ulan bu lafını sana yedirmezsem bana da Baron demesinler!”

“ Güzel karım gazı aldı Baron, düğün yakındır altınını hazırla!” Demesiyle gülmüştüm.

Keskin adı gibiydi. Kardeşim olsa bu kadar sevmezdim. Onunda düşmanı ne kadar çok olursa olsun kimse dil uzatmaya cesaret edemezdi. İlk zamanlar eşi ile sınasalarda bir daha el süremediler.

Çoğu zaman gözüm hep üzerinde oldu. Hem Pars’ın hem Keskin’in. Birçok beladan ateşten çekip aldım onları. Aynı şey benim başıma gelse Keskin gözünü bile kırpmazdı!

Telefonu masaya koyup yerdeki cam parçalarına gözüm kaydı. Aklıma Aylin’in bağırmamdan ne kadar çok korktuğu geldi. Bu halimi görmemeliydi.

Onun gördüğüm ilk an araştırmaya başladım. Hayatında yaşadığı her şeye hakimdim. Her zaman taktığı tokasına kadar…

Elim telefona çok gitti geldi. Aramak sesini duymak belki bana iyi hissettirecekti ancak daha fazla sık boğaz etmek istemedim.

Keskin’in dedikleri aklıma geldi. Gerçek kimliğim ile tanışınca ne olacaktı? Baron’un ben olduğumu öğrendiğinde ne yapacaktı? Arkasına bile bakmadan belki de Almanya’ya geri dönecekti.

Tüm bu düşüncelerimi kenara atıp şirketten çıktım. Eve gidip uyumayı deneyecektim. Günlerdir uykusuz olduğum için mantıklı davranmıyordum…

Devam edecek…

Yıldıza basmayı ve yorum yapmayı unutmayın lütfen :)

Loading...
0%