Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm

@buket9

Sanma geri dönerim, bir daha seni severim. Ne istedin de vermedim, değerini bilmedin… Alkolün zehirli etkisi canım arkadaşım Sıla’nın vücudunu çoktan ele geçirmişti bile.. Gitmiş olduğumuz bu barda yaklaşık iki saattir bu şarkıyı söylüyordu.. Nişanlısı Akın ile yine ve yine etmiş oldukları kavgadan dolayı İstanbul’dan İzmir’e gelmişti.

‘ Sıla yeter içme artık. Abartmıyor musun biraz?’ diyerek elindeki bardağı almıştım.

Daha fazla kendisine bu denli zarar vermesini istemiyordum. Hemde o züppe nişanlısı Akın’dan dolayı hiç bu hallere düşmesini istemiyordum.

‘ Bırak beni Beril! Bu geçe içmeme kimse engel olamaz. Düşünmek istemiyorum, ayık olmak istemiyorum. Rahat bırak beni ver bardağımı.’

Sıla benim liseden beri yakın arkadaşımdı. Lisede babasının mesleğinden dolayı Urfa’dan İzmir’e tayinleri çıkmıştı. Bizim liseye geldiğinde çok dışlanmıştı. Arkadaşları onu sırf Urfa’lı diye terörist ilan etmişlerdi.. Akran zorbalığı herkesin başına gelen bir durumdu.

Kendisi benim sıra arkadaşım olmuştu. Onunla en çok sohbet eden, vakit geçiren bendim. Bunun için benimde dışlandığım zamanlar olmuştu. Hiçbirine aldırış etmemiştim çünkü Sıla’nın kalbi çok temizdi. Sohbeti güzel ve yardımseverdi. O günlerden bugünlere hiç kopmamıştık. İyi ki de kopmamışız. Birkaç kişilik arkadaş grubumuzdan geriye sadece ikimiz kalmıştık..Sıla ile dost olarak ne kadar doğru bir karar verdiğimi hep biliyordum..

Şimdi ise Nişanlısı Akın ile yine her zamanki kavgalarını edip bir sinirle İstanbul’dan yanıma gelmişti Sıla. Çok kez uyarmıştım. Akın’ı hiç gözüm tutmdığını, evlenmek zorunda olmadığını, olmuyorsa zorlamanın bir anlamı olmadığını.. Ancak Sıla gönlüne söz geçirmekte epey zorlanıyordu işte..

‘ Sılacım, canım benim geç oldu hem hadi artık gidelim. Bizde kal bu gece olur mu? ‘

‘ Beril çok canım yanıyor. Onu çok kıskandığımı bile bile, o kızı istemiyorum dedikçe burnumun dibine sokuyor! Ya biz evleneceğiz, üç ay sonra düğünümüz var bizim! ‘

‘ Sıla bak ne güzel anlatıyorsun. Neden bırakmıyorsun şu adamı? Seni sürekli mutsuz ediyor. İlişkiniz boyunca güldüğün günler sayılı! Asıl sana yeter artık. ‘

‘ Bırakırsam sanki hiç onun gibi beni seven bulamayacakmışım gibi, hep mutsuz olacakmışım gibi hissediyorum. Neden bilmiyorum ama vicdan azabı çekicek gibi hissediyorum.’

‘ Onun gibisini bulamayacağın kesin, mümkünse bulmada zaten! Ayıca neden vicdan azabı çekesin Sıla? Sanki haksız yere ayrılacaksın.’

Sıla çok içtiği için artık beni algılamakta zorlanıyordu.. Artık onu eve götürmem gerekiyordu. Gümüş çantamın içerisinden telefonumu çıkarıp bir taksi çağırmıştım. Taksi gelene kadar Sıla’yı anca dışarıya taşırdım zaten..

Zorla üzerine ceket giyip koluna girerek mekandan çıkarmıştım. Taksi iki dakika sonra gelmişti. Hemen onu bindirip yanına oturdum. Uyukluyordu deli kız..

Evin önüne geldiğimizde ücreti ödeyip önce taksiden kendim indim. Daha sonra Sıla’nın tarafına geçerek onu da indirmiştim. Annem ve Babam uyumuşlardı çoktan. Uyandırıp açıklama yapmaya hiç halim yoktu zaten. Telefonumdan kız kardeşim Buse’yi aradım ve aşağıya sessizce gelmesini söyledim.

Buse geldiğinde Sıla’nın diğer kolunada o girmişti. Sıla’nın bu halini sorgulamadı çünkü her ay en az iki kere Sıla bu hallere düşüyordu..

Birlikte eve girip odaya götürmüştük. Ben üzerini soyarken Buse türk kahvesi yapmaya gitti mutfağa..

Sıla’ya zorla türkk kahvesi içirme çabalarımızdan sonra gece bizim için son bulmuştu..

****

Karan Keskin

Her şey bitmişti.. Belki de Yeni başlıyorduk. Bunu kimse bilemezdi. Bildiğim tek bir şey varsa İtalya artık benim için sadece kaçamak için geleceğim bir yer olarak kalacaktı..Dönüyordum.. Yuva dediğim ancak hiç bana yuva olmayan yere…

‘ Pars, ne kadar kaldı?’

‘ On dakikaya seni aşağıya alacağım Keskin. Önce emin olmalıyım güvenliğinden.’

Başımı olumlu anlamda sallayıp beklemeye başladım. Pars benim korumamdı. Koruma demek basit kalırdı. O bana benden bile yakındı. Dostumdu.. Az ve öz konuşan korkusuz dostum..

Pars’ı on yıl önce kalmış olduğu Yetimhaneden kaçarken bulmuştum. Deniz yolu aracılığı ile yurt dışına çıkmak için gelmişti babama. Orada tanıdım onu. Yardımcı oldum. Yanıma aldım. Arkadaş olabileceğimizi, bana yardımcı olursa ona yardım edeceğimi söylemiştim. Her çeşit eğitime kendi isteği ile katılmıştı Pars.

Yirmili yaşlarımızdan bugüne can olduk birbirimize. Keskin olduğum o günlerden bugünlere sırtımı yasladığım, babamdan bile güvendiğim tek insandı o..

Keskin olmanın bedelini hep ağır ödemiştim. Ailemden destek almadan, kendi paramı kazanarak, sokaklarda keskinleşmiştim ben..

‘ Keskin, iniyoruz.’ Daldığım düşünceleri bölen Pars’dı.

‘ Pars, Çetin’in haberi yok değil mi? Sürpriz yapacağım o gecelerin adamına.’

‘ Maalesef bilmiyor. Kıl oluyorum o herife!’

‘ O sana bayılıyor ama öyle deme üzülür.’

‘Kıl kuyruk!’

Uçaktan güzel ülkemin topraklarına iniş yapmıştım. İstanbul.. Sen bir şehirden çok fazlasın..

Siyah arabama binip diğer bir sevdiğim dostum ve aynı zamanda otellerimin bir ksmına da ortak olan Çetin Zorlu’nun evine yola çıkmıştım. Bayadır görüşemiyorduk. Kendisi bir kıza aşık olmuştu ama kız hakkında hiçbir şey bilmiyordu..

Uzun bir süre kimseye bahsetmeden kendi imkanları ile aramıştı ve bulamamıştı. Daha sonra bana bu durumu anlattğında kızı onun için araştırıp bulmuştum ancak keşke bulmasaydım.

Kız nişanlıydı ve evlenecekti.. Bunu Çetin’e soylemeden anlatmaya çalıştım, unutturmaya çalıştım.. Etkili oldu mu bilmiyorum çünkü bayadır kızdan bahsetmiyordu..

Zorlu Malikanesinin önünde durmuştum. Çetin, bahçede kedilerini besliyordu sanırım. Tam bir kedi babasıydı. Sokakta, orda burda bulduğu tüm kedilerini bahçesine topluyordu. Kendisi besliyor ve ilgileniyordu.

Arkasına doğru yaklaştım ancak beni henüz farketmedi. Gölgemi görünce bir anda arkasına dönmesiyle beni görüp şok olmuş bir vaziyette bakıyordu.

‘ Lan! Karan, ne işin var burda?’

‘ Sen sor diye geldik,puşta bak!’ diye benden öncee cevap vermişti Pars. Ona yandan susması için bakış atıp Çetin’e sarılıp devam ettim.

‘ Oğlum bu nasıl tepki? Sevinmedin mi ortağını gördüğüne?’

‘ yok abicim şaşırdım sadece ya. Hoş geldin. Beklemiyordum, neden haber vermedin? Karşılama töreni ayarlardık.’

‘ İşi gücü zevzeklik, hiç değişmez mi bir insan ya!’

‘ Pars sende hoş geldin, seni gördüğüme çok sevindiğimi söyleyemeyeceğim ama.’

‘ İsabet olur koçum!’

‘ oğlum sen hayırdır ya gelir gelmez? ‘ Çetin, Pars’ın üzerine yürüyeceği sırada buna engel olmuştum.

‘ Çetin gel kardeşim biz oturalım. Pars’ın işi var zaten gidiyordu o da zaten.’

‘ İşimdeyim ya zaten Keskin!’

‘ Pars, sana arabada bahsettiğim işleri hallet dostum hadi!’

‘ yürü git lan evimden!’

‘ Ulan sen kimi kovuyorsun?’

‘ Pars hadi abicim!’

Birbirini seven bu ikiliyi ayırıp bahçede ki koltuklara oturmuştuk Çetin ile. Bahçesinde birkaç değişiklik yapmıştı farkettiğim kadarıyla. Kedilerinin olduğu küçük evlerin sayısını arttırmıştı. Meyve ağaçları fazlalaşmıştı. Ortağım görmeyeli bahçıvanlığa soyunmuştu anlaşılan.

‘ Eee Keskini İstanbul’a getiren şey nedir? Aşık mı oldun lan yoksa? ‘

‘ Yok be oğlum. Nerde bizde aşk.. Dedeme inat ettim geldim. ‘

‘ oğlum görende seni dedeni çok seviyorsun sanacak.’

‘ İşte sorunda bu ya. Sevmediğim adama inat ettim ve geldim. Aslında işlerimde orda yolundaydı zaten. Burası biraz karışmış duyduğum kadarı ile. Buraları toplamaya geldim.’

‘ Karıştığı doğru da nasıl toplanacağı muamma..’

‘ Merak etme, bugüne kadar nasıl hallettiysem şimdide hallederim evelallah..’

‘ Var mı planın?’

‘ Plan hep vardır uygulamasını bilene demiş Keskin..’

‘ Ooo Keskin böyle diyorsa eğlenceli bir plan bizi bekliyor desene.’

‘ Doğru. Beni tanımışsın bak. Eğlenceli bir planım var elbette. Ayrıca benim her planım eğlenceli değil mi lan?’

‘ Abi adamlara Pars’la danaya girer gibi giriyorsunuz, birde bunun için kavga ediyorsunuz. Bu mu eğlenceli allah aşkına?’

‘ Evet bence eğlenceli, yani biz eğleniyoruz. Neyse haftaya çok sevgili dostlarıma İstanbul’a geldiğimi bir duyurmayalım mı?’

‘ Sevgili dostların buna çok sevinecekler..’

‘ İstanbul’un Keskini Ona ait olanı almaya geldi..’

‘ Heyt bee! Hoş geldin Keskin’im. Şov başlasın…’

*******

Beril Safir

Sabah çok geç uyanmıştık. Buse erkenden uyanıp bize kahvaltı hazırlamıştı. Sıra tabi ki Sıla hanım hazretlerini uyandırabilmekti.. Odaya gidip perdeyi sıyırdım. Camı açıp içeriyi havalandırdım. Güzel bir roman havası açıp bağıra bağıra oynamaya başladım. Sıla hanım pek uyanmak istemiyordu hatta beni bile duymadığına yemin edebilirim.

Yatağının üzerine çıkıp deli gibi zıplamaya başladım.

‘ Yaaa Beril defol!’

‘ Sıla hadi aşkım kalk’

‘ Beril çık git şuradan ya uyanmak istemiyorum.’

‘ öğlen oldu be! Kalk artık. Kahvaltı hazır bak senin en sevdiğin yulaflı omlet yapmış Buse.’

‘ Aç değilim.’

‘ Sıla kuşum hadi. Elini yüzünü yıka kendine gelirsin. Kahvaltı yapalım sonra alışverişe çıkalım olur mu? İzin günüm nasılsa benimde..’

‘ Offf! Uyutmadın bi! Kalktık noldu?’

‘ Güzel oldu hadi kahvaltıya naş naş mutfağa.’

‘ Tamam sen git geliyorum ben.’

‘uyuma sakın arkamdan, döverim!’

‘ Tamam ANNE!’

Çok şükür güzel Sıla’mızı kaldırabilmiştim. Birlikte güzel bir kahvaltıdan sonra Sıla ile birlikte alışveriş merkezine gidip bir tur mağazaları dolandık ancak hiçbir şey almamıştık.

‘ Beril, benim canım tatlı istiyor, tatlı beni mutlu ediyor oturalım bir yere.’

‘Olur, gel hadi.’

İlerde ki kafeye girmiştik. Ben tabiki çoğu zaman tercihim olan waffle ve çay isterken Sıla ise tercihini bu sefer Browni kek ve limonatadan yana kullanmıştı.

Yan gözle Sıla’yı incelediğimde beyaz vatkalı bir bluz giymişti. Altına ise mavi jean ve beyaz spor ayakkabısını giymişti. Onun tam zıttı olarak bende daha klasik bir kombin yapmıştım. Beyaz örgü topuklu terliğim, krem rengi alt üst takımımı giymiştim.

Siparişlerimiz geldiğinde masada hala bir sessizlik hakimdi. İkimizde sessizce tatlılarımızı yiyor arada etrafı inceliyorduk. Sessliği bozan ilk isim ben oldum ve çatalımı yavaşca bıraktım.

‘ Nasılsın?’

‘ Nasıl olmam gerekiyorsa…’

‘ Mutlu olman gerekiyor aslında ama pek tercih etmek istemiyorsun sanırım.’

‘ Napiyim Beril? Sen söyle Napiyim? Hemen gidip nişan mı atayım? O zaman mutlu olacak mıyım peki?’

‘ Bak zor bir dönemden geçiyorsun evet. Ama böyle devam etmemesi de senni elinde bunun farkına var istiyorum ben sadece..’

‘Bilmiyorum, düşüneceğim biraz. İşten iki gün izin alabildim. En geç Çarşamba dönmem gerekiyor. Hiç gidesim de yok.’

‘ Aradı mı hiç Akın?

‘ Yok. Yani mesaj atmış müsait olunca ara diye o kadar.’

‘ arıyacak mısın?’

‘ akşama ararım.’

‘ Sen nasıl istiyorsan canım. Ben hep yanındayım. Ama artık üzülmeye devam edersen İstanbul’u basmamak için bir sebebim kalmaz haberin olsun.’

‘ Beril, keşke sende gelsen. Yan yana olsak hep.’

‘ Burda çalışmıyor olsaydım gelirdim.’

‘ Orda girersin işe olmaz mı?’

‘ Nasıl yani?’

‘ İş ayarlarsam gelicek misin sen onu söyle bana?’

‘ Yani bilmiyorum Sıla, bir anda düzenimi bozup yeni düzen kurmak biliyorsun pek benlik hareketler değil.’

‘ Biliyorum ama yalnız değilsin ki. Ben de yanındayım.

‘ Düşünme joker hakkımı kullanmak istiyorum .’

‘ tamam tamam sen düşün ben iş meselesini o arada hallederim.’

‘ Deli kız.’

Bu güzel sohbetimizden sonra eve geçmiştik. Güzel İzmirimde hava yine çok sıcaktı. Akşam yemeği için sofra hazırlamıştık. Sıla ailesinin yanına gitmişti. Bu akşam kendi evinde ailesiyle kalacaktı. Yarın yine gelecekti. Sonra da İstanbul’a giderdi heralde..

Bana İstanbul’a gitmeyi teklif etmişti. Çok uzak değildim aslında bu fikre. Ama düzen bozup yeni bir düzen kurma bana göre değildi. Kolay kolay alışkanlıklarımdan vazgeçen biri değildim. Sıla özel bir hastanede Anestesi uzmanıydı. Ameliyatlara giriyordu sürekli. Nişanlısı Akın ayarlamıştı ona bu işi. Akın ile barışıp bana bir iş bile ayarlayabilirdi benim deli arkadaşım. Benimle gitmeyi çok istiyordu. Elbette bende istiyordum.

Mesleğimi seviyordum. Severek yaptığım için nerde olursa olsun en iyi şekilde yapmaya devam edecektim. Psikolog olmak hayatta bana birçok şey katmıştı elbette. Birçok insanın sorunlarını dinleyip onların hayatına tanık oluyordum. Hastalarımı ilaçsız tedavi etmek ilk hedefimdi. Ancan ilerlemiş durumlarda hemen bir pskiyatri servisine yönlendiriyordum.

Sıla’da bana iş ayarlarsa kendi çalıştığı hastanede ayarlayabilirdi. O zaman seve seve kabul edebilirdim bu teklifi.

Ailem sorun çıkaran insanlar değildi. İki kız kardeştik biz. Buse, üniversiteye hazırlanyordu. O da benim izimden gitmek istediğini söylüyordu. Annem ev hanımı babam ise bankacıydı.. Yeni emekli olmuştu daha doğrusu..

Şimdi güzelce uyuyup dinlenmem gerekiyordu. Yarın işe gidecektim. Sıla ne zaman gelse uyku düzenimde bozuluyordu.. Olaylı gecelerden gelemediğimiz için normaldi tabii.. Uyku beni kollarının arasına çekiyorken hayır diyemezdim…

*****

Sabah alarmımın delici sesiyle uyanmıştım. Hemen elimi yüzümü yıkayıp geceden hazırladığım siyah bleazer ceketimi içine krem badimi ve siyah kumaş pantolonumu giydim. Altına klasik ayakkabımı giyip makyajıma başladım. Hafif kahve tonlarında makyaj yaptım. Çok aşırı makyaj yapmazdım özel günler harici. Saçlarımı da tarayıp mutfağa geçmiştim.

Kardeşim Buse ile birlikte hızlıca kahvaltı hazırlaıştık. Kahvaltı yapmadan asla dışarı çıkmazdım. Çocukluğumdan gelen alışkanlıklarımdan biriydi bu.

Sofrayı toplama işini kız kardeşime devredip evden çıkmıştım. Arabama doğru ilerleyip yola koyulmuştum. Kısa sürede kuruma gelmiştim. Odama geçip günün plan defterine bakarak ilk hastamı kabul etmiştim..

Öğle arasına girdiğimizde nihayet elime telefonumu alabilmiştim. Ekranda Yirmi cevapsız çağrı görmemle kısa süreli bir şok yaşamıştım. Ekranda SılaKuşum yazısını görmemle yaşadığım şoku çabuk atlatmıştım. Sıla beni çok merak etmiş anlaşılan. Hemen üzerine tıklayıp aradım, bakalım derdi neymiş deli kızın..

‘ Alo! Kızım nerdesin elli kere aradım az daha dönüş yapmasaydın kurumu yıkmaya geliyordum!’

‘ Çalışıyordum hayatım, çok yoğun bugün ondan bakamadım. Sessiz de olunca duymamışım. Kusura bakma noldu?’

‘ Beril müjdemi isterimm.’

‘Hayırdır inşallah noldu?’

‘ Yarın İstanbul’a uçuyoruz! Hazır mısın benimle yeni maceralara?’

‘ Ne ! Ne istanbul’u Sıla? O da nerden çıktı bir anda?’

‘ Canım nişanlım ile barıştım, hatta onunla barışma şartı olarak da sana bizim hastanede iş ayarlamasını söyledim. O da bana aşık olduğu için hemen ayarladı.’

‘ Ne! Sana inanmıyorum Sıla. Sen çok fena bir kız oldun. Ama keşke banada bir fikrimi sorsaydın.’

‘ Ay ne fikri Beril, dün konuştuk ya gelirim dedin sen de, hatta sen dedin Akın’la konuş diye..’

‘ Ben mi dedim Akın’la konuş diye, pes artık!’

‘ Aynen. Neyse kapat hemen istifanı yazıyorsun akşama size geliyorum valiz ayarlarız, hadi öptüm bebeğim kolay gelsin.’

‘ Sı.. Aa kapattı manyak!’ Ne yani şimdi yeni maceraya mı gidiyorduk. Ben maceraları pek sevmezdim ki… Of Sıla güzelim düzenimi kurmaya umarım değer yoksa seni çok pişman ederim buna…

**

Akşam yemeği için masaya oturmuştuk. Sıla da gelmişti. Aileme bu fikri beraber söyleyecektik. Ailemin çok karşı çıkacağını sanmıyorum ama yine de bana destek olup konuşma yapması lazımdı Sıla hanımın çünkü o sarmıştı bu durumu başıma..

Akşam yemeğine oturmuş hep birlikte yemek yiyorduk. Masa da şimdilik bir sessizlik hakimdi. Sıla’yı ayağımla dürtüp konuya girmesi için bakışımla uyarmıştım.

‘ Vural Amca, Zeliha Teyzecim biz Beril’le İstanbul’a uçuyoruz. Hemde yarın!’ Öyle pat diye söylemişti işte. Sıla’ya konuşma yap dersek ne mi olur adlı çalışmayı izliyordum resmen..

Annem ile babam şok olmuş bir şekilde bana bakıyorlardı. Su içerek boğazını temizleyerek ilk konuşan babam oldu.

‘ Elbette gidebilrsiniz kızım, sanki ilk defa mı gidiyorsunuz, Beril kızım sen işten izin mi aldın? Kaç günlüğüne izin verdiler?’ Ah canım babam beni gezmeye gidiyor sanmıştı galiba..

Boğazımı temizleyip konuşmaya başladım, her şeyi tane tane anlatmam gerekiyordu Sıla’nın aksine..

‘Gezmeye değil, temelli baba. Sıla’nın hastanesinde iş ayarladılar, orda çalışacağım. Buün çıkışta istifamı bile verdim.’

‘ Bu kadar çabuk mu? Keşke daha önceden haberimiz olsaydı kendimizi hazırlasaydık kızım’ diyen haklı olarak annemdi..

‘ Çok düşünedik aslında, birkaç gün içind her şey halloldu. O hastaneden çağırınca hemen burdan istifa vermek zorunda kaldım. Hem İstanbul hep istediğim bir yerdi biliyorsnuz..’

‘ Hakkınızda hayırlısı olsun inşallah güzel kızlarım. Araban şimdilik burda kalsın Beril alış, düzen kur sonra araba ile gidip gelirsiniz.’

‘ Tamam babacım teşekkür ederim.’

‘ Olmadı böyle Vural, yangından mal kaçırır gibi’

‘ Koskoca aklı başında kızlar zeliha, bizden mi izin alacaklar birde..’

‘ Zeliha teyze aklın kalmasın benimle birlikte yaşayacak.’

‘ kızım sen de evlenceksin. O zaman nolucak?’

‘ Beril aynı evde kalmaya devam edecek, bende ona yakın bir yerde ev tutacağım zaten. Bana emanet merak etmeyin..’

‘ İyi peki öyle olsun ama ben sık sık ziyarete gelirim Beril haberin olsun.. özellikle sürpriz yapmaya bayılırım bilirsin.’

‘ Biliyorum anne..’ içimden bir yük kalkmıştı. Aileme de sölediğimize göre valizleri hazırlamaya koyulmuştuk. Kardeşim Buse herzaman ki gibi bana yardım ediyordu. O benim elim ayağımdı. Giderken onu da götürsem keşke..

‘ Oh yoruldum valla Beril amma eşyan varmış ya. Kışlıkları niye götürüyoruz anlamıyorum.’

‘ Olmaz! Bir eşyam bile burda kalırsa benimde aklım burda kalır. Hiçbir şeye adapte olamam.’

‘ Manyak yemin ederim senin bu ablan Buse, sen iyi dayanmışsın.’

‘ Abartma, dayanma sırası sana geçiyor hem..’

‘ Doğru, neyse çekeceğiz,bağrımıza basacağız seni. Belki hemen koca buluruz da çok dayanmak zorunda kalmam sana..’

‘ Ay aman istemiyorum henüz.. Karşıma gerçi doğru düzgün biri çıktı da ben mi kabul etmedim. Nerde hala ergenliğini tamamlamamış varsa beni bulur.’

‘ Valla o konuda haklısın. Sercan ile güzel ilişkin vardı hatta kesin bu yaz evlenir diyordum. Sonuçta uzun ilişkindi.. Aileler karışınca hep bir bokluk çıkıyor ya kendimden biliyorum.’

‘ Ailesi istemedi Sıla.. O da arkamda duramadı. Boşver böylesi daha iyi oldu hem uzun ilişki çokta uzun olmamalı. 5. Yılımız olacaktı..’

‘ Aynen öyle en fazla ikinci yılda nikahı basıcaksın. Uzadıkça boku çıkar demiş atalarımız.’

‘ Aman hayırlısı olsun ya.’

‘ Rahatsız ediyor mu hiç?

‘ Geçen bayramımı kutladı. Sonra yazmadı, o öyle takıntılı rahatsız eden biri değil zaten.’

‘İyi bari.’

Gece böyle son bulmuştu.. Sabah erken kalkıp uçağa yetişmemiz gerekiyordu. Yarın benim hayatımın ilk günüydü sanki.. Bakalım biz iki deliyi neler bekliyordu..

****

Loading...
0%