Yeni Üyelik
12.
Bölüm

12. Bölüm

@buket9

**

Beril Mira Safir

Sevdiğimiz zaman, aşk o kadar büyüktür ki içimize sığmaz; sevdiğimiz insana doğru yayılır.

Onda kendisini durduran bir yüzey bulur; bizi gidişten daha fazla büyülemesinin sebebiyse, kendimizden çıktığını fark etmeyişimizdir der yazar Marcel Proust..

Karan ile benim aramda ki bağda böyle bir şeydi.. Onunla her anım çok kıymetli ve özeldi. Onun bana olan aşkını hissetmemek imkansızdı.

Aynasız ve Akın’ın bizi kaçırmasının üzerine iki gün geçmişti. Karan benim ve Sıla’nın yerine hastaneden izin almıştı. Sıla ve Pars geçen akşam yemeğe gelmişlerdi. Sıla benim aksime çok daha iyi görünüyordu.

Pars’ın evinde kalıyordu ve buraya yakındı. Kendi evimizde bir süre kalmayı düşünmüyorduk. Biraz daha zaman geçmeli ve Karan’ı bu düşünceye ikna etmem gerekiyordu.

Akın ve Aynasızdan tamamen kurtulduğumuzu söylemişti Karan. Nasıl olduğunu bile sormamıştım. Hafızamdan o anları bir an önce silmek istiyordum. Kara hallettim dediyse halletmiştir ona güvenim sonsuzdu..

İki gün boyunca evden hiç çıkmamış Karan da işlerini evden halletmişti. Evde Nebahat Abla ile yemekler pastalar börekler yapıyordum. Mutfakta olmak bana iyi geliyordu.

Geceleri kabuslarım azalmıştı. Ellerimde ve ayaklarımda ki uyuşukluk geçmişti ancak bileğimde ki morluklar henüz geçmediği için Karan sabah akşam krem sürüyordu.

Şimdi ise akşam yemeklerimizi yemiş Karan’a kahve yapmıştım. Terasta oturuyorduk. Karan ikili koltuğa oturmuş bende bacaklarımı ona uzatmıştım. Kahveyi bitirip fincanı masaya bıraktıktan sonra bacaklarıma masaj yapmaya başlamıştı.

‘Yavrum kremlerini sürmedik unutmayalım.’

‘ Yatak odasında uyumaya gittiğimizde süreriz hayatım.’

‘Sıla ve Pars daha iyi gibi çabuk toparlanmışlar değil mi?’

‘Bana da öyle geldi.’

‘Peki sen ne zaman iyi olacaksın güzelim?’

‘Karan ben iyiyim. Merak etme .’

‘Değilsin Beril. Bakışların uzak, sohbet etmiyorsun, sana sarılırken bile tedirginsin. Hala korkuyorsun. Seni koruyamayacağımı mı düşünüyorsun?’

‘Hayır Karan. Sana güveniyorum ve burda huzurluyum. Çok yeni o yüzden böyle tepkiler vermem normal.’

‘Bir psikoloğa mı gitsek ?’

‘Hayatım ben Psikoloğum ya unuttun mu ?’

‘Terzi kendi söküğünü dikemiyor demek ki yavrum.’

‘Hayır Karan dediğim gibi daha yeni ve alışık olmadığım bir durumun içine düştüm. Vücudum bile istemsiz tepki gösteriyor demek ki. Geçecek merak etme böyle olumsuz şeyler düşünme lütfen.’

‘Peki güzelim sen nasıl diyorsan öyledir.’ Demiş ve bacaklarımda olan eli yukarılara doğru çıkmaya başlamıştı.

Karan gerçekten çok iyi masaj yapıyordu. Sihirli elleri günün tüm yorgunluğunu alıyordu.

Elleri yavaşça şortumun bittiği yere kadar gelmişti. Şortumun kenarlarından tutup sıyırdı. Dantelli siyah külotum biraz gözükmüştü.

Karan eğilip diz kapaklarımdan öptüğünde içimden bir şeyler koptuğunu hissettim. Hafif morluklarımdan öpmüştü. Karan beni yaralarımdan öpüyordu..

‘Çok özledim meleğimi. O beni özlemedi mi?’

‘Özledi.. ‘ dememle şortumu çıkarmıştı.

Siyah dantelli külotum gözlerinin önüne serilmişti. Üzerime daha çok eğilip askılı beyaz tişörtümü çıkardı. Karşısında iç çamaşırı ile uzanıyordum.

Karan ile güzel vakit geçirmeyeli uzun zaman olmuştu ya da bana öyle geliyordu bilmiyorum ama tenim onu fazlasıyla özlemişti..

Koltukta üzerime çıkmış sütyenin açıkta bıraktığı göğüslerimi öpüyordu. Göğüs oluğuma burnunu gezdiriyor derinden kokluyordu.

‘Bu kokun… Bu koku yokken bir gün geçirdim ben. Bu kokunu almadan bir günüm gitti..’

‘Sevgilim, tenim seni özledi..’ Karan bir çırpıda sütyenimi çıkarıp yere atmıştı.

Utanmıyordum. Bu gece ondan utanmayacaktım. İçimde ki dişi aslan uyanmıştı. Karan benim bu vahşi ve cesaretli kadın oluşumu seviyordu. Bu gece içimde ki arsız kadın ile de tanışacaktı..

‘Karan..’

‘Şöyle yavrum.’ Demişti göğüslerimi öpmeye devam ederken.

‘Odamıza gidelim. Seninle denemek istediğim bir şey var.’ Bir anda öpmesi durdu ve dediğimi sorgulamaya başladı.

‘Ne gibi bir şey? Seks pozisyonu mu yoksa ?’ Demişti.

Onları da deneyeceğimiz günler böyle giderse çok yakındı ancak benim istediğim henüz o değildi.

‘ Yok onu sonraya saklıyorum. Benim dediğim daha çok oyun gibi.’

‘Yavrum ne oyunu. Ben hasretinle yandım diyorum sen oyun diyorsun!’

‘Karan.. Kadınını kıracak mısın yoksa?’

‘Kafamı kırarım yine de kadınımı kırmam. Gel bakalım kucağıma oynayalım istediğin oyunu güzelim.’ Demiş ve beni kucağına almıştı.

Karan ile yatak odamıza geldiğimizde beni yatağa götürmüştü. Hemen üzerinden inip karşısında yavaşça külotumu da çıkardım.

‘Bebeğim ayağa kalk soyunmana yardımcı olayım.’

‘Soy beni yavrum.’ Demiş ve ayağa kalkmıştı.

Önce şortunu sıyırıp çıkarmıştım. Üzerindeki tişörtü de çıkarıp yere atmıştım. Son olarak iç çamaşırını da çıkarıp yatağa itmiştim.

Bu davranışımı beklemediği için sendeleyip yatağa oturmuştu. Komodinde ki çekmeceden iki adet kırmızı hasır ip çıkarmıştım. Karan’ı yatağın başlığına doğru gitmesini söylediğimde bana soru sorar gibi bakmıştı.

Daha sonra dediğimi yapmış ve yatağın başlığına sırtını dayamıştı. Önce bir elini almış yatağın başlığının yanında ki demire kırmızı hasır ip ile sıkıca bağlamıştım.

Sonra diğer tarafa geçip aynı işlemi de orası için yaptığımda hazırdı. Karan’ın ellerini iple demire bağlamış hatta düğüm atmıştım. Karşında ki tekli koltuğa da oturmuştum bende..

Karan merakla ne yapacağımı bekliyordu. Oyun hakkında en ufak bir fikri olmadığına emindim..

‘Yavrum.. Oyun falan diyordun?’ Deyip Seslice yutkunmuştu.

Koltuğa oturup bacaklarımı ayırmıştım. İki bacağımı da koltuğun kenarlarına uzatmıştım. Tüm çıplaklığımla karşısındaydım.

Onun gözlerinden gözlerimi ayırmıyordum. Yavaşça göğüslerimi okşamaya başlamıştım. Karan sesli bir şekilde yutkunmuştu. Ellerimle göğüslerimi sıktırıyor, uçlarını çekiyordum.

Karan bir an ipi unutup kalkmak istediğinde ipin varlığını hatırlayıp içinden sessizce küfür savurmuştu. Göğüslerimden bir elimi çekmiş göbeğimden aşağıya doğru kaydırmaya başlamıştım.

Parmaklarım kadınlığımı bulmuştu. En hassas noktam olan yerleri okşamaya başlamıştım. Okşadıkça inlemelerim de daha gür çıkmaya başlamıştı.

‘Çakır’ım… Ahhh sen dokunsan keşke…’

‘ Yavrum böyle oyunu sikeyim! İşkence bu bana!’

‘Ahhh.. dayanabilecek misin? Ama bağlısın gelemezsin ki Karan.. Ben senin yerine okşarım..’ dediğimde Karan’ın erkekliği de dimdik olmuştu.

Sertleştiğini görmemek imkansızdı. Karan ipi zorluyor ama daha sıkı olmaktan başka bir işe yaramıyordu. Bilekleri kızaracaktı belkide ama şu an için bu durum ikimizin de umrunda değildi..

‘Yavrum inleme öyle.. Sikeyim bu ipleri lanet olsun!’

‘Karan koynunda inlemek isterdim, altında olmayı isterdim.’

‘Yavrum gönlün olsun diye bu ipleri koparmıyorum. Sen iste hemen koynuma alayım. O inleyen güzel ağzını öpeyim!’

Kendime dokunuşlarım hızlanmıştı. İnlemelerim artmış nefesim düzensizleşmeye başlamıştı. Parmağımla daha hızlı okşuyordum. Zevk suyum kadınlığımın her yerine yayılmıştı. Islandıkça sesler çoğalıyordu.

‘Karan … bebeğim.. boşalacağım ama bu sefer senin parmaklarına değil…’ dememle Karan iplerden kurtulup önüme gelmişti.

Yere diz çöküp kadınlığımı yalamaya başladığında içimden derin bir inleme koptu. Karan diliyle baştan başa kadınlığımı yalıyordu.

‘Doğru söyledin yavrum. Bu sefer parmaklarıma değil ağzıma boşaldın. Ah bu tadın… Beni deli ediyorsun kadın!’ Demesiyle inlemiş ve ağzına boşalmıştım.

Karan kadınlığımı öpüyor yalamaya devam ediyordu. Tüm gücüm tükenmişti. Kendi kurduğum oyunda Karan’a yenilmiştim. O iplerden kurtulup gelmesini beklemiyordum.

‘Sevgilim. O iplerden nasıl kurtuldun?’

‘ Kendine dokunduğun ilk an kurtulabilirdim ancak bu tehlikeli oyunun tadını çıkaralım istedim yavrum. ‘

‘Seni çok seviyorum!’

‘Ben daha çok seviyorum bebeğim. Bu hallerine aşığım dişi aslanım, arsız kadınım!’

‘Karan, duşa girelim sıra sende.’

‘Sıraya mı bindirdik yavrum. Çok yoruldun yatalım gel.’

‘İstemiyor musun?’

‘Güzelim seni istememek delilik olur! Ama ilk ve her zaman önceliğim sensin! Tüm gün yoruluyorsun mutfakta birde yatakta yorulma.’

‘Karan beni koynuna al ve uyut. Duş almak bile istemiyorum şu an.. ‘

‘Gel sevgilim. Yarın sabah alırız duşumuzu..’ deyip beni kucağına almıştı.

Gece Karan’ın koynunda son bulmuştu..

**

Sabah telefonun zil sesi ısrarla çalarken Karan’ın boynundan kalmakta oldukça zorlanmıştım. Sabah sabah arayan kesin Sıla’dır diye düşünüyordum. Karan belimi sıkı sıkıya sarmış kalkmama müsade etmiyordu.

‘Karan telefona bakacağım bırak!’

‘Kapanır şimdi gitme yat.’ Demişti.

Dediği gibi de olmuştu. Telefon susmuş bende yatmaya devam etmiştim.

**

Yüzüme konan öpücükler ile uyanmıştım ama gözümü açmamıştım. Karan uyanmış ve beni öpüyordu. Uyanırsam öpmesi kesilecekti bu yüzden gözlerimi açmamaya karar verdim.

‘Yavrum uyandığını biliyorum ama öpeyim diye böyle yapıyorsan söylemen yeterli.’

‘Karan nasıl anladın hemen?’ Dememle Karan boynumu öpmeye başlamıştı.

Huylandığım yerlerden öpmeye bayılıyordu.

‘Boynunda ki bu kokun daha çok belirgin oluyor sanki.. Daha çok öpülesi oluyorsun bebeğim.’

‘Hmm başka ne oluyor?’ Diye cilveli cilveli konuşmaya başlamıştım.

Boynumdan ayrılıp göğüslerime yöneldiğinde sol göğüs ucumu ağzına almıştı. Öpüyor adeta bir çocuk gibi emiyordu.

‘Bu uçların da belirgin oluyor.. Ağzıma doğru dikiliyor sanki benim emmemi istiyor gibi oluyor..’ deyip diğer göğsümü de aynı şekilde emmeye öpmeye hatta ısırmaya başlamıştı.

‘Ahh.. acıttın Karan!’

‘Öpelim hemen.’ Demiş ve daha nazik öpmeye başlamıştı.

Göğüslerimden ayrılıp göbeğime doğru inmiş oradan da kadınlığıma gelmişti. İkimizde yatakta çıplaktık. Dün geceden sonra bir şey giymemiş öylece uyumuştuk.

Karan yatağa çıplak girmemi çok seviyordu. Her zerremi bana hissettiriyordu.

Kadınlığıma değen ıslak dudakları ile içim ürperdi. Yavaş yavaş öpmeye başlamıştı. Bacaklarımı tutup daha çok ayırdı. Tüm çıplaklığımla Karan’ın önünde uzanıyordum.

‘ Bu güzelliğin içine giremiyor olmak da benim ayıbım olsun.’ Kadınlığıma bakarak iç geçirdi.

‘Öyle güzelsin ki… Tadına doyamıyorum. İçinden hiç çıkmayacağım günler de gelecek.’ Demiş ve öpmeye kaldığı yerden devam etmişti.

‘Niye duruyorsun? Durma Karan..’

‘Yavrum beni kışkırtma!

‘Çakır’ım… Ahhh!’

‘Böyle bile getirebilirsin beni ve bunun farkında bile değilsin güzelim.’

‘Karan.. kadınlığıma boşal.. tutma kendini…’ bunu dememle Karan dizleri üzerinde kalkmış erkekliğini eline almıştı.

Bana bakarak bir eli kadınlığımı okşuyor bir eli kendi erkekliğinde ileri geri yapıyordu. Damarları belirginleşmiş ve sertleşmişti. Dimdikti. Hazırdı, benim için…

‘Ahhh Kadınım…’

‘Karan’ım hadi sevgilim, bırak kendini bana.’ Dememle inlemesi artmıştı.

Karan’ın erkekliğinde ki eli hızlanmıştı. Gözlerimi kapatıp kafasını arkaya doğru atmıştı. Birazdan boşalacaktı..

‘Geliyorum yavrum aç kadınlığını.. Yuvamı aç bana…’

‘Hazırım erkeğim.. seni bekliyorum…’dememle erkekliği seğirmiş ve tüm sıvılarını kadınlığıma boşaltmıştı.

Göğsü hızlanmış nefesleri kesik kesikti.. Tüm kadınlığım ve göbeğim onun sıvısı ile boyanmıştı.

‘Daha ne kadar böyle dayanabilirim inan bilmiyorum yavrum. ‘

‘Sana dayanma diyorum!’

‘Söz verdim yavrum hem sana hem kendime. Evlenmeden birlikte olmayacağız.’ Haklıydı.

Söz vermişti. Benim de gönlüm evlendiğimiz ilk gün birlikte olmaktan yanaydı. Özel olsun istiyordum. Hayatımız boyunca hiç unutmayalım ilk gecemizi istiyordum..

‘Hadi kalk bakalım duşa gireceğiz.’

‘Kucağına almayacak mısın?’ Dememle almıştı.

‘Gel bebeğim.’ Kucağında banyoya götürmüştü.

Kısa bir duşun ardından önce ben çıkmıştım. Mor askılı sırtı açık elbisemi giymiştim. Altına beyaz topuklu terliklerimi giymiş köpük ile saçlarımı şekillendirmiştim.

Karan belinde havlu ile çıkıp yanıma gelmişti. Arkam dönük olduğu için sırtımın açık olan yerlerini öpmeye başlamıştı.

‘Mor yakışmış yavrum. Ama bu biraz fazla açık değil mi?’

‘Karan evdeyim zaten! Ayrıca değil hava çok sıcak ne giyeyim siyah çarşaf mı?’

‘Onu bile giysen yakışır güzelim. Siyah çarşafın içinden bile görürüm ben ateşini..’ deyip omuzlarımı öpüp çekilmişti. Daha sonra giyinme odasına gitmişti.

**

‘Karan diyorum ki bir yerlere gitsek denize falan.’

‘ Yavrum bahçede havuz var, bikinini giy gel hemen yüzelim.’

‘Hayır ben deniz istiyorum! Antalya’ya mı gitsek?’

‘ Güzelim milletin içine sokamam ben seni! o bez parçasını giyip ateş tanrıçası gibi Antalya da gezemezsin!’

‘Karan lütfen mağara adamlığın tutmasın! İnatlaşma benimle ayrıca!’

‘ Yok birtanem ben Antalya’yı pek sevmiyorum ondan dedim. Ben seni en güzel denizi olan yerlere götüreceğim merak etme sen.’

‘Neresi acaba merak ettim.’

‘Yurtdışında biliyorum Yunanistan falan oralara gideriz.’

‘Yunanistan? Kesin dünyanın bir ucuna hiçbir insanın olmadığı yerlere götürürsün beni!’

‘Aşk olsun yavrum ben gayet modern bir adamım!’

‘Ya tabi! Fos modern!’

‘Kalbimi kırıyorsun güzelim. Sen iste her yere gideriz! Sen iste denizi ayağının altına getireyim.. Benim güzel deniz kızım..’

**

Karan ile güzel deniz sohbetinden sonra Pars ve Sıla bize gelmişti. Pars ve Karan çalışma odasına geçmişti. Bizde Sıla ile bahçede oturuyorduk.

‘Beril, Buse neden aramış? Sabah aramış ama duymamışım sonra aradım açmadı kapalıydı.’

‘ Beni de aramış sabah. Ama dönmeyi unuttum. İyi hatırlattın bi arayalım.’ Demiş ve telefonumu salondan almaya gitmiştim.

Masanın üzerinde duran telefonumu almış ve Buse’ aramaya başlamıştım. Meşgule atmıştı.

‘Allah Allah meşgule attı. Ne oldu ki?’ Dememle mesaj gelmişti.

‘ mesaj atmış dur bakalım.’ Gelen mesajı okumamla gözlerim kocaman açılmıştı.

‘ Beril ne oldu iyi misin?’

‘Sıla! Annem ve Buse İstanbul ‘a gelmişler.’

‘Ya ne güzel neredelermiş?’

‘ Sıla ne güzeli, eski eve gitmişler orda bulamayınca annem o siteyi ayağa kaldırmış! Biz kaç gündür evde bile kalmıyoruz. Nasıl diyeceğim bir adamla kalıyorum diye!’

‘Ayşe doğru biz yeni eve taşındığımızı söylemedik değil mi? O zaman hemen evinize gidelim haberimiz yok gibi orda karşılarız.’

‘Doğru güzel fikir hadi hemen Karan ve Pars’a haber verelim.’ Demiş ve koşarak ikimizde çalışma odasına gitmiştik.

Yukarı kata çıkıp bir anda kapıyı açmıştım. Karan ve Pars anlamaz gözlerle bana bakıyorlardı.

‘Güzelim ne oldu?’

‘Karan bizi hemen eve götür!’

‘Ne evi? Neden?’

‘Karan annem ve kız kardeşim gelmiş. Eski evdeler gelmeleri an meselesi!’

‘Yavrum hemen nerelerse aldıralım buraya gelsinler misafirimiz olsunlar.’

‘Karan ben seni anlatmadım henüz. ‘

‘Ne güzel yüz yüze tanışmış oluruz işte.’

‘Hayır Karan tanıştırsam bile bu evde kalamayız!’

‘Nedenmiş o?’

‘Ne diyeceğim elin adamıyla aynı evde kalıyorum mu diyeceğim. Onlarda ne güzel aferin kızıma mı diyecekler sanıyorsun!’

‘Güzelim ayrı ev muhabbetini unut! Bir kere izin verdim neler oldu biliyorsun! Bir daha izin veremem!’

‘ Ben gidiyorum akşama da seni annemle tanıştıracağım sen de bize yemeğe falan gelirsin!’

‘Sen beni duymuyor musun? Bu evden adım atamazsın!

‘Bana bağırma! Gideceğim diyorsam gideceğim, gel de durdur beni!’ Demiş kapıyı da çarpıp çıkmıştım.

Sıla peşimden geliyor sakin olmamı söylüyordu. Yatak odasına girip küçük valizimi çıkardım. Dolaptan üç beş kıyafet ve makyaj malzemelerimi koymuştum. Telefonum çalmaya başladığında Sıla telefonumu almış ve açmıştı.

Arayan annemdi. Adresi soruyordur sanırım. Sıla konumu atacağını söyleyip kapatmıştı.

‘Beril annen ne haltlar karıştırıyorsunuz diye kızdı. Gelince detaylı konuşuruz dedim. ‘ hiçbir şey dememiş kafamı sallayıp onaylamıştım.

Karan’a olan sinirimden eşyaları dürmeden valize koymuştum. Kapı bir anda açılmış Karan gelmişti. Dönüp bakmadan yanından geçeceğim sırada kolumdan tutmuştu.

‘Güzelim ne bu sinir? Nereye valiz falan hazırlamışsın?’

‘Bırak beni Karan! Evime gideceğim.’

Burası senin evin zaten yavrum.’

‘Karan lafı çarpıtma! Sıla ile biz eve gideceğiz. Akşama gelmek istersen tanışmaya gelirsin. Şimdi ben bu evden çıkacağım ve sende bir şey yapmayacaksın.’

‘Ulan nasıl bırakıcam onu hiç düşünmüyorsun. Akşama düğün işini de konuşacağız haberin olsun. Ben daha fazla böyle şeylere gelemem!’

‘Düğün için erken canım.’

‘Erken falan değil. Ben ikna ederim aileni. Pars da gelecek akşam Sıla’yı da öğrenmiş olurlar.‘

‘Tamam karışmıyorum. Ne dersen de. Ben gidiyorum.’

‘Ne bu acele ben bırakırım.’ Demişti.

Karan, Sıla ve beni eve bırakacaktı. Valizimi elimden alıp hep birlikte evden çıkmış bahçede bulunan siyah arabaya doğru gitmiştik. Arabaya yerleşip eve doğru yola çıkmıştık.

**

‘Karan, akşam yemeğinden sonra gel olur mu? Ben anca söylerim anneme falan.’

‘Neden çekiniyorsun bu kadar?’

‘Çekinmek değil ama biraz hazmetsin kadın değil mi? Zaman tanıyalım.’

‘Öyle olsun bakalım.’

Arabadan ineceğim sırada kolumu tutmuştu. Sıla ve Pars çoktan inmişti. Karan arabadan inmeme izin vermemişti.

‘Ne oldu?’

‘Öpmeyecek misin?’ Deyip yanağını öpmüştüm.

‘Bana uzak durma!’ Deyip kendine çekmiş ve dudağımı öpmüştü.

Kısa bir öpüşmeden sonra İnmiştim. Sıla ile birlikte eve geçmiştik. Annem ve Buse birazdan gelirdi.

**

‘Anne sana anlatacaktık fırsat olmadı. Kızdın mı?’ Annem ve Buse gelmişti.

Annem geldiğinde sinirliydi. Bize sürpriz yapmak için geldiklerini eski evde bulmayınca ve olaylı ayrıldığımızı duyunca eski ev sahibi ile tartışma yaşamıştı.

Bize sürpriz yapmak isterken en büyük sürpriz ona olmuştu..

‘Kızdım tabi! Yaban ellerde neler yaşamışsınız hiç haber eden yok! Daha baban bilmiyor! ‘

‘ Haklısın ama hemen bir arkadaş sayesinde burayı bulduk yerleştik. Bir hafta içinde oldu tüm bunlar.’

‘Akın pisliğini görsem iki çift laf da ben sayacağım!’

‘Boşver geçti gitti. ‘

‘Yeni ev yeni iş bir anda bulmuşsunuz. Nasıl bir arkadaşmış böyle her şeyi ayarlamış!’

‘Anne onu da anlatacağım ama önce yemek yiyelim mi? Akşama misafirimiz var gibi.’

‘Kim gelecek?’

‘Arkadaş..’ dememle annem anlamıştı.

İmalı imalı bakmıştı. Erkek arkadaşım olduğunu anlamış ama bir şey demeden mutfağa geçmiş sofra kurmamıza yardım etmişti.

Balkona güzel bir masa kurmuştuk. Sıla ile birlikte olanları özet geçmiştik. Karan ve Pars’dan bahsetmiştik. Anneme tanışma hikayesini ise Karan’ın kardeşi Helen sayesinde olduğunu söylemiştik.

‘ Kızım iyice tanıdın mı ? Kimlerden araştırdın mı?’

‘Anne tanışıyoruz zaten. Yani tanıdık yeterince. Ailesi ile tanışmadım ama kız kardeşi de çok iyi biri.’

‘Sıla kızım ya sen? Annenler bilmiyordur değil mi?’

‘Zeliha teyzecim annemler henüz Pars’ı bilmiyorlar. Ama Akın ile olanları biliyorlar.’

‘ Gelsin bakalım müstakbel damat adayımız. Tanışalım.’

Annem Karan ve Pars ile tanışacaktı. Onu seveceğini düşünüyordum. Karan dürüst, olgun işinde gücünde bir adamdı.

**

Karan birazdan gelecekti. Aynadan kendime bakıyordum. Siyah askılı midi boy bir elbise giymiştim. Saçlarımı maşa ile şekillendirmiş makyajımı da yapmıştım. Gayet güzel olmuştum.

Kapının sesi ile odamdan çıkıp kapıya doğru gittim. Karan gelmişti. Siyah gömlek ve siyah pantolon giymişti. Elinde beyaz çiçekler vardı.

Pars da takım elbise giymişti. Onun elinde ise tatlılar vardı.

‘Güzelim içeriye davet etmeyecek misin?’

‘Dalmışım Hoş geldiniz.’ Deyip kenara çekilmemle içeriye girmişlerdi.

Çiçeğimi almış Karan’a sarılmıştım.

‘Çok güzel olmuşsun güzelim.’

‘Teşekkür ederim sen de çok yakışıklısın.’ Demiştim.

Karan anneme çiçeğini vermişti. Annem de hoş geldin demiş ve içeriye buyur etmişti.

**

Karan anneme kendini sevdirmişti. Annem tüm merak ettiği soruları sormuş ve İzmir’e davet etmişti. Asıl Babam ile oturup konuşması gerektiğini ciddiyse ona göre hareket etmesi gerektiğini söylemişti. Annem iki gün kalacak ve İzmir’e gidecekti.

‘ Zeliha teyzecim dediğim gibi niyetim ciddi. 31 yaşında adamım. Niyetim evlilik. Müsaitseniz haftaya ailemi de alıp istemeye İzmir’e geleceğim.’ Demişti.

Annem böyle bir şeyi beklemediği için şaşırmıştı. Bir anda ne diyeceğini bilememişti. Benim de ondan farkım yoktu.

Karan bir anda evlenmek istediğini hatta haftaya istemeye gelmek istediğini söylemişti. Kalbim deli gibi atıyordu. Karan bana bakıp göz kırpmıştı. Beni sakinleştirmek yerine daha çok heyecanlandırmıştı…

Bizim için Haftaya düğün hazırlıkları ciddi anlamda başlayacaktı…

**

Bölüm sonu

Yıldıza basmayı unutmayın !

:)

NOT:

SAFİR'İN KESKİN'İ karakterleri

diğer kurgum olan

BARON'da da geçmektedir :)

BARON kitabını da okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum :)

Loading...
0%