@buket9
|
** Beril Mira Safir Gün çoktan aymıştı. Karan’ın kolları belime sımsıkı sarılıydı. Kafası boynumdaydı. Dün gece yaşadıklarımız aklıma gelince gülümsedim. Dün gece birbirimize ait olmuştuk. Mardin.. birçok ilklerimin olduğu şehirdi artık benim için. Muhteşem evlenme teklifi almış gecesine ise Karan’a ait olmuştum. Sabah saat dokuzdu. Konaktakiler gece geç geldiğimizi gördüğü için kaldırmamıştı kahvaltıya sanırım. Karan’ın saçlarını okşuyor yanağına elimi sürtüyordum. Bugün daha çok bu şehiri keşfetmek istiyordum. Çünkü akşama Uçak ile İzmir’ e gidecek aileler tanışacaktı. Daha fazla oyalanmadan kalkmaya çalıştım. Karan kıpırdanmış daha çok sarılmıştı. ‘Sevgilim kalkalım hadi acıktım.’ Karan bir şeyler söylemiş ama yüzü boynumda olduğu için sesi boğuk gelmişti. Ne dediğini anlamasam da kalkmak istemiyordu. ‘Kocam,erkeğim kalk hadi.’ Demiş ve yanağını öpmüştüm. ‘En güzel sabahım. İşte şimdi gün aydı..’ ‘Normalde filmlerde falan erkek önce kalkar karısını öper ama bizde neden böyle oldu Karan?’ Karan sorumla gülmüş kalkıp dudağımdan öpmüştü. ‘ Yavrum benim dün gece biraz fazla yordun sanırım bir daha benden önce kalkmana izin vermem!’ ‘Ben mi yordum sen mi yordun acaba orası tartışılır!’ Demiş ve omuzlarında yatağa itmiştim. Tam kalkacağım sırada Karan kolumdan tutup üzerine çekmişti. Onun üzerine düşmemle dudağıma yapışmıştı. Öpüşüne karşılık vermemiştim. ‘Güzelim ileriye gitmeyelim diye sırf karşılık vermiyorsan bunun acısını gece alırım haberin olsun!’ ‘Karan akşam tanışma var. Ben evde kalacağıma göre size başka bir ev ayarlarız. Dolayısıyla bir süre yan yana yatamayacağız sevgilim.’ ‘Ne demek yatmayacağız! Yok öyle bir dünya güzelim!’ ‘Var öyle bir dünya canım!’ Demiş ve tekrar kalkmaya çalışmıştım. ‘Dur bakalım sen ortaya bir bomba attın kaçamazsın açıklama bekliyorum!’ Karan’ı ikna etmek yine zor olacaktı belli ki. ‘Ay hayatım ne açıklaması? Gayet açıktı söylediklerim. Mardin’de ki düğüne kadar ayrıyız bu kadar! Evdekilere ne diyeceğiz? ‘ ‘Sen orasını bana bırak! Ayrı yatmak falan yok güzelim. Aldım bir kere tadını bırakır mıyım hiç?’ ‘Ne yapacaksın çok merak ediyorum.’ Dememle Karan cevap vermeyip göz kırpmıştı. İkimiz de kalkmış banyoya gitmiştik. Dün gece duş aldığım için sadece elimi yüzümü yıkayıp çıkmıştım. Karan duşa girmişti. Dolabımı açıp ne giysem diye düşünmeye başladığımda Mardin’in yöresel kıyafetlerinden giymek istemiştim. Lila rengi, uzun pullu bir elbiseydi. Üzerinde çiçek işlemeleri vardı. Yine aynı renkte pullu yazması vardı. Önce pijamalarımı çıkardım. Dolaptan elbiseyi çıkarıp üzerime geçirdim. Saçlarımı önce maşa ile dalgalandırdım. Yazmamı pulları alnıma değecek şekilde ayarlayıp arkadan yarısını topladım. Hafif tonlarda bir makyaj yapmıştım. Aynada kendi yansımama bakarken Karan banyodan çıkmıştı. Belinde havlu ile arkama geldi. Aynadan birbirimize bakıyorduk. ‘Pişt Mardin güzeli! Bu ne güzellik? Bak kaçırırlar yoksa dolanma böyle!’ Bu çapkın sözlerine gülmeden edememiştim. ‘Beni kaçırmak öyle kolay değil beyfendi! Ben Namı diğer Keskin’in Karısıyım! Varsa cesaretiniz buyurun!’ Dememle Karan bir anda yanıma gelip beni kucağına almıştı. Çığlık atmamla yatağa yatırması bir olmuştu. Havlusu ne zaman düştü ikimizde anlamamıştık. Üzerime çıkmış kollarımı başımın üzerinde birleştirmişti. ‘Ulan Keskin sana kurban olsun yollarına ölsün be! Ne güzel Keskin diyorsun yavrum sen öyle bir daha söyle!’ ‘Keskin’im..’ ‘Safir’im…’ demiş ve dudağını öpmeye başlamıştım. Karan kendini bana ittirmişti. Erkekliğini elbisemin üzerinden bile hissetmiştim. Biraz daha durmazsak Öpüşmemiz derin bir hal almaya başlayacaktı. ‘Karan dur lütfen..’ ‘Neden bebeğim? Durmasak olmaz mı?’ ‘Hayır ben hazırım sende hazırlan sevgilim gezmek istiyorum.’ ‘Peki bakalım güzelim hemen giyineyim çıkalım.’ Karan üzerimden kalkmış ve giyinmeye başlamıştı. ** ‘Karan buranın kahvaltısı çok güzelmiş. Hep meşhur yemekler bayıldım.’ Tabağımda ki ekmeğimi reçele bandırıp bir yandan da Karan’a kendi memleketini övüyordum. Karan ile güzel bir Mardin mutfağı ağırlıklı bir kafeye gelmiştik. Güzel bir köy kahvaltısı yapıyorduk. Manzaram harikaydı. Tepeden Mardin’i izliyordum. ‘Bende sana bayıldım yavrum.’ Karan her fırsatta beni övmeyi nasıl beceriyor anlamıyordum. ‘Ay şiştim vallahi! Kilo aldım düğünden önce. Ay hiçbir hazırlığımız yok!’ Ben arka arkaya cümlelerimi sıralarken Karan gülümseyerek beni izliyordu. Masada duran sigara paketinden bir dal çıkarmış dudaklarının arasına yerleştirmişti. Çakmağı alıp sigarayı ateşledi. İçine çekip dumanını üfledi. ‘Hallederiz güzelim niye telaş yapıyorsun?’ Karan her zaman ki rahatlığı ile son noktayı kendince koymuştu. ** ‘Karan valizim hazır arabaya götürür müsün?’ ‘Tamam yavrum sen de in artık.’ ‘Tamam canım.’ Gün boyu Mardin’in birçok yerini gezmiştik. Saat öğlen üçe geliyordu ve konaktakiler çoktan hazırdı. Uçak bizi bekliyordu. Hep birlikte İzmir’e gidecektik. Bu akşam aileler tanışacak ve isteme olacaktı. İzmir’e gidince elbise bakacaktık Sıla ile.. Daha sonra haftaya düğün olacaktı. Bu hafta sonu tüm düğün alışverişini yapmamız gerekiyordu. İzmir’de sadece kına gecesi olacaktı. Mardin de ise üç güm üç gece düğün yapılacaktı. Şimdi ise aşağıya inmiş arabalara yerleşmiştik. Havaalanına doğru yola çıkmıştık. Karan’ın amcası ve halası onların aileleri de istemeye ve kına gecesine gelecekti. Karan İzmir’de çoktan kalacakları yeri ayarlamıştı. Kalabalık oldukları için bizim eve haliyle sığmazlardı. Sıla ile konuştuğumda annem halam teyzem anneme yardıma gelmişti. Sarmalar börekler pastalar yemekler hazırlamışlardı. Kalabalık olacağımız için babam bahçeye uzun bir masa kurdurmuştu. Havaalanına gelmiş uçağa yerleşmiştik. Karan yanıma oturmuş telefonu ile ilgileniyordu. Ailesi arka tarafımızdaydı. Dedesi de gelmişti. Karan ile kısa cümlelerle de olsa sohbet ediyorlardı. ** Uçaktan inmiştik. Araçlar hazırdı. Sıla’ya geldiğimizi mesaj olarak atmıştım. Gelen ilk arabaya ben, Karan, Pars ve Helen binmiştik. Diğer araçlara ise Karan’ın ailesi, amcası ve halası binmişti. Kısa süren yolculuğun ardından gelmiştik. Babam kapıda karşılıyordu. Hepimiz araçlardan indik, Karan babamın elini öpmüştü. Aile büyükleri kısa bir selamın ardından bahçeye doğru girmiştik. Bahçeye uzun bir masa kurulmuştu. Masanın her yeri yemeklerle doluydu. Herkes masada yerlerine oturmaya başlamıştı. Güzel bir aile yemeği olmuştu. Hem yemek yiyor hem sohbet ediyorduk. Böylece herkes az da olsa birbirini tanıma fırsatı yakalamıştı. Yemek faslından sonra hep birlikte sofrayı toplamıştık. Salona geçilmiş kahveler yapılmıştı. ‘Güzelim biz artık elbise bakmaya çıkalım mı?’ Karan haklıydı. Daha kına elbisesi seçmemiz lazımdı. Hafta sonu kına gecesi olacaktı. Ertesi gün ise Mardin’e yola çıkacaktık. ‘Olur çıkalım canım. Helen, Buse ve Sıla da gelecek. Hemen haber verip geliyorum.’ Demiş ve mutfağa doğru gitmiştim. ‘Helen , Sıla hadi çıkalım biz kına elbisesi seçeceğiz.’ Buse çoktan yanıma gelmişti. ‘Tamam yengeciğim. Geliyoruz.’ Kızları ardımda bırakıp çantamı almak için odama gitmiştim. Beyaz kol çantamı almış ve çıkmıştım. Karan ve Pars arabanın önünde bekliyorlardı. Helen ve Sıla da gelmişti. Arabalara yerleşip alışveriş merkezine doğru yola çıktık. ** Alışveriş merkezinin önünde durmuştuk. Biz araçtan indik. Pars arabayı park etmek için gitti. Mağazaları gezmeye başlamıştık. Kolay beğenen biri olmadığım için işim ekstra zordu. Helen bir mağaza gösterdiğinde onu takip ettik ve gösterdiği yere girdik. Kına elbiseleri,bindallı çeşitleri ve kaftanlar vardı. Sırayla göz gezdirmeye başlamıştık. ‘Beril ne tarz düşünüyorsun?’ Sıla ile hep bugünlerinin hayalini kurmuştuk. Hep kabarık elbiseler istediğimi çok iyi biliyordu. Kaftanları da seviyordum. Hep iki kıyafet giymek istemiştim. ‘Kabarık kırmızı taşlı bir model istiyorum. Kaftanı Mardin’de giyeceğim için sadece tek kıyafet giyeceğim İzmir’de. Gelinlik de bakmamız lazım. Kınanın ertesi gün gelin çıkıp Mardin’e gideceğiz.’ ‘İstersen burada da kaftan giyebilirsin yavrum. Neyi beğenirsen alalım. Kendini sınırlandırma.’ Karan’a onaylar anlamda başımı sallamıştım. Mağazayı gezerken çalışan biri gelip istediğim modele uygun kıyafetler göstermeye başladı. En son gösterdiği kırmızı, prenses model, kolları dantel detaylı ve kabarık bir kına elbisesi göstermişti. ‘Ay bunu denemek istiyorum!’ Heyecanla söylememe Karan gülmüştü. ‘Peki efendim buyurun beni takip edin.’ Çalışan kız ile birlikte kabine doğru gitmiştik. Üzerimdekileri çıkarmış ve elbiseyi giymeme yardımcı olmuştu. Elbiseyi giymiş arkamı da fermuarlamıştı. İçerden kırmızı bir taşlı taç getirmişti. Onuda kafama takmıştım. Perdeleri açmış ön tarafa doğru yürümüştüm. Karan ile göz göze geldiğimde baştan aşağı beni süzmüş, beğeniyle bakmaya başlamıştı. Gözlerinden beni bu elbise içerisinde çok beğendiğini anlamıştım. ‘Dünya güzelim.. Sen benim sonum olacaksın..’ ‘Karan beğendin mi sevgilim?’ Karan yanıma gelmiş ellerimden tutmuştu. ‘Beğenmek mi? Ömrümde böyle güzel gelin görmedim yavrum..’ Karan iltifatları ile beni utandırmıştı. Bu elbiseyi almaya karar vermiştik. Kına elbisesini çıkartmıştım. Yarın bu kuaföre sabahtan gelip saçım makyajım yapılacaktı. ** ‘Kına elbisesini hallettiğimize göre sıra gelinlikte değil mi Beril?’ ‘Evet Sıla. O mağazada beğenmedim gelinlik, yoksa yine aynı mağazadan alırdım.’ Hep birlikte alışveriş merkezinde tekrar gezmeye başladık. Kına elbisemi aldığım mağaza da gelinlik beğenmediğim için başka yerlere bakmaya karar verdik. Eğer burda da beğenmezsem Karan ya İstanbuldan yada İtalya’dan getirtebileceğini söylemişti. Karan ve Pars yanımızdan ayrılalı on dakika olmuştu. Takım elbise bakmaya gideceklerdi. Gelinliği görmesini istemediğim için gitmesi iyi olmuştu. Telefonumun zil sesi ile kısa bir an durmuş çantamdan çıkarmıştım. Arayan kayıtlı değildi. Önemli olabileceğini düşünüp açtım. ‘Alo?’ Ses gelmemişti. Gizli numarada da aynısı olmuştu. Sanırım arayan kişi aynıydı. Gizli numaraları o günden sonra kapatmıştım. Bu yüzden kendi numarası ile aramıştı ama kimdi bu şimdi? ‘Alo kimsiniz kapatıyorum!’ Dememle ses geldi. Sesi hiç yabancı gelmiyordu. ‘Beril..’ aramasını hiç beklemediğim biriydi. && Devam edecek.. Yıldıza basmayı unutmayın.. Part 2 diğer bölümdür.. BARON KİTABIMA DA BEKLİYORUM ! |
0% |