Yeni Üyelik
18.
Bölüm

18. Bölüm

@buket9

****

Beril Mira Keskin

Hayatta her zaman bir son tren olduğunu düşündüm fakat yıllar içerisinde bu son trenin hiç gelmediğini öğrendim.. Bundan daha bir yıl önce uzun bir ilişkim vardı. Sevdiğim adamın arkamda durmayışı bu ilişkinin devrilmesine sebep oldu.

Yıkıldığım, canımın yandığı günler geride bıraktım. O son trenin benim hayatıma geldiğini düşündüm. Zamanla kalbimin acısı azaldı. Dönüm noktam ise İstanbul’a gelişim oldu.

Bir daha evlenme planı bile yapmayı düşünmüyorum, hazır hissetmiyorum demiştim. Hayat bana büyük konuşmamayı da öğretti.

Şu an ise Mardin de sevdiğim adamın koynunda yeni bir sabaha uyanmıştım. Düğünümüzün ikinci günüydü. Erkekler için bir organizasyon olacaktı.

Gece çok geç yattığımız için öğlene doğru kalkmıştık. Konaktakiler hazırlık yapıyorken bizim burada uymamız ne kadar doğruydu tartışılırdı.

Karan’ı bir çok kez uyandırmayı denedim ancak hepsi beni öperek susturması ile son bulmuştu. Şimdi ise uyanmış onu izliyordum. Elimin tersi ile yanağına dokunuyor oradan omuzlarına götürmüştüm. Huylanmaya başlamasıyla güldüm.

Tek gözünü açmış gülmeme bakarken kahkaha atmaya başladım. Karan neye güldüğümü anlamaya çalışıyordu.

‘ Yavrum bu sabah neşeli tarafından kalkmana neye borçluyuz? ‘

‘ Çok mutluyum Kocamın koynunda uyanmanın mutluğudur belki de..’ Karan cümlemin bitmesi ile üzerime çıkmıştı.

Bacaklarımı açmış her zaman ki yerini almıştı. İkimiz de doymuyorduk. Durmuyor, durulmuyorduk.

‘ Sen birde içindeyken uyanmanın huzurunu tat yavrum. Ama istersen tekrar hatırlatayı ha? ‘

‘ Karan kalkmamız lazım, başladık mı durmuyoruz. Bu düğün bizim başkasının değil hadi.’ Onu ittirmeye çalışmamla milim yerinden kıpırdamadı.

Arsızca dudaklarıma oradan da çıplak göğüslerime büyük bir açlıkla bakmaya başladı.

‘ Söz veriyorum kısa olacak. Bana güveniyor musun? ‘

‘ Hayır beni böyle kandırmana izin vereme.. Ahhh’ daha cümlem bitmeden kendini içime hızla itmişti.

‘ Ahh.. Karan..’

‘ Söyle yavrum inle adımı kadınım..’

İçimde hızla hareket ediyordu. Parmağını klitorisimde gezdiriyor benim de rahatlamamı sağlıyordu. İnlemelerimiz birbirine karışıyordu. Bacaklarımı beline dolamamla göğüslerimi öpmeye başladı. Hoyratca uçlarını çekiyordu. Bacaklarımı kaldırıp omzuna koydu. Dizlerinin üzerinde kalkmış daha çok alan açmıştı. Hareketleri hızlıydı.

‘ Ahh güzel karımm.. Nasıl sarıyorsun beni.. Siktir yavrum…’

İçimdeki hükmünü sürdürmeye devam ediyordu. Edepsiz kelimeleri ile beni boşaltabilirdi. İçimde ki kasılmaları etmıştı. Titreyerek ağzından büyük bir inleme kopması ile boşalmıştı.

‘ Ohh bebeğim.. Öyle güzelsin ki.. Elimde olsa içinden hiç çıkmam..’

‘ Çok seviyorum seni Çakır’ım..’ ikimizde yorgunluktan yığılmıştık.

Dün gece birçok kez birlikte olmuş ve hepsinde de Karan içime boşalmıştı. Aklıma gelen soru ile tek kolumdan destek alarak kalktım.

‘ Karan korunmuyoruz. İlaç içmem lazım. Bana aldırabilir misin?’

‘ Korunmasak..’

‘ Ne demek korunmasak? ‘

‘ Bebeğimiz olsa, istemez misin yavrum?’

‘ İsterim elbette ama henüz yeni evliyiz, birbirimize alışmak istiyorum önce.’ Karan biraz kırılmıştı sanki.

Hiçbir şey demeden kafasını olumlu anlamda sallamıştı. Üzerimden kalkıp duşa girdi. Çocuğumuz olmasını çok istiyordu. Ona güveniyordum ancak kendimi henüz hazır hissetmiyordum.. Karan da bana hak verecekti..

**

Akşama çok az kalmıştı. Karan hazırlıkları kontol etmeye gitmişti. Odamda duşumu almış, yöresel kıyafetimi giymiştim. Lacivert omuzları vatkalı, kenarları taşlı işlemeli bir kıyafetti. Kolları beyaz uzun ve püsküllüydü. Omuzlarından taşlar küçük beyaz taşlar sallanıyordu.

Makyajım saçım hazırdı. Helen ve Sıla odama gelmişlerdi. Sıla kıyafetimin üzerine tacımı yerleştiyor Helen ise avluyu seyrediyordu.

‘ Çetin abi de geldi. Yanında da bir kız var. Kesin yeni sevgilisi. Çapkın Çetin Zrolu sahalarda her zaman ki gibi.’ Helen haklıydı.

Çetin gerçekten çapkındı. Yanında gördüğüm bir kızı bir daha görmüyordum. Helen gelenleri Sıla ve bana tanıtıyor yorum yapıyordu. Onun komik yorumlarını dinlemeyi seviyordum.

‘ Ne oluyor ya? Bu siyah arabalar, bu adamlar kim? ‘ Helen’in şaşırması ile merak edip kalkıp yanına gittim.

Avlu siyah arabalar ve siyah takım elbiseli adamlar ile dolmuştu bir anda. Karan ve Pars önde diğer korumalar içerdeydi. Misafir falan mıydı acaba?

Siyah arabanın kapısı açılmış ve içinden beyaz mini elbiseli, sarı kısacık saçlı bir kadın inmişti. Gözlüğünü çıkarmış korumasına vermişti. Çok havalı bir kadındı. Karan’ın önünde durmuştu. Çok yakın durmuştu sanki?

‘ OHA! Helen’in tepkisi ile ona baktım bir anda.’

‘ Ne oldu? ‘

‘ Liya gelmiş! ‘ yabancı bir isim. Tanıdık biriydi onlar için..

‘ O kim? ‘

‘ Abimin İtalya’da ki sevgilisiydi..’ Eski sevgilisi düğüne mi gelmişti? Karan mı davet etmişti?

Hemen odadan çıkıp aşağıya indim. Merdivenleri inerken gözüm dönmüştü. Sakin olmalıydım. Biraz durup nefeslerimi düzene soktum. Yüzüme sahte bir gülümseme takınıp yavaşça Karan’ın yanına doğru gittim.

Beni fark eden tek kişi Parstı. Hafif öksürmesi ile Karan bana doğru dönmüştü. Yanına gidip koluna girdim.

‘ Sevgilim, misafirimiz mi var? ‘ Karşımda ki kadın gözleini kısıp bana bakıyordu.

Kocaman dudakları, silikon göğüsleri vardı. Kahverengi gözleri ateş ediyordu. Ellerinde siyah dantel eldivenler vardı.

‘ Yok hayatım, adrres sordu gidiyordu zaten.’ Yalan söylüyordu. Saklıyordu..

‘ Merhaba! Ben Liya Morgan, Rusya’dan Mardin’e sizin düğününüz için geldim. Sevgili Karan Ağa beni tanıyamadı sanırım. Sorun değil bende onun evleneceğini duyduğumda aynen böyle inanmamıştım.’ Rus aksanlı, türkçe konuşuyordu.

Karan’ı tanıdığını ve evlenme ihtimalinin olmadığını bana açıkça belli etmişti. Feride bile masum kalırdı bunun yanında!

‘ Kocam değer verdiği şeyleri asla unutmaz ondandır. Hayatım Rusya’ya davetiye gönderdiğimizi hatırlamıyorum öyle olsa bilirdim sizi!’ ok yaydan çıkmıştı hemde ilk dakikadan.

Karan iki kadının gerilimi arasında sıkışmış hissediyordu. Belimden tutup beni kendine yaklaştırdı. Bu hareketine gülümsemişti Liya Hanım!

‘ Tanrı misafiri diyordunuz galiba siz? Neyse sizin isminiz neydi? Karan hiç bahsetmemişti kusura bakmayın.’ Sinirden gülümsüyor, tırnaklarımı Karan’ın koluna bastıyordum. Günümüzü zehir edecekti belli.

‘ Beril Mira Keskin. Karan’ın bahsetmemesine şaşırmadım çünkü onn için özel birini sadece yakın çevresine anlatır Liya Hanım. Tanrı misafiri başka durumda olanlara diyoruz sizin ki davetsiz misafirdir, onun da kısası makbuldür.. Pars misafirimizle ilgilenin uzun yoldan gelmiş yanında da birçok kişi getirmiş belli ki.. Haydi kocam gidelim biz’ dememle Karan’ı kolundan tutup içeriye doğru götürdüm.

Kadının cevap vermesini bile beklemedim. Onunla karşı laf soka yarışına girecek kadar yoğundum. Ev sahibi olduğum bir konak vardı. Onunla ilginecek vaktim yoktu. Karan ile odaya girmiş kapıyı kapatmıştı. Cümleye nasıl başlayacağını bilemiyor gibiydi.

‘ Adres soruyordu demek! ‘ Karan gerilmişti.

‘ Güzelim açıklayabilirim.’

‘ Eski sevgilin düğüne gelme cesaretini nereden buluyor bunu açıkla!’ bağırmıştım.

O kadına ağız tadıyla bağıramadığım için sinirimi Karan’dan çıkarıyordum.

‘ Bilmiyorum ben çağırmadım. Duymuş gelmiş güzelim.’

‘ Bana ne zaman gerçeği söyleyecektin?’

‘ Yavrum düğünümüz mahvolmasın diye düşündüm ben!’

‘ Neden? Mahvedebilecek bir güçte mi?’

‘ Hayır güzelim o anlamda demedim..’

‘ Neydi o koruma ordusu? Kim bu? ‘

‘ Babası rus mafyalarndan. Her yere o şekilde gider.’

‘ Senide böyle mi etkiledi? ‘ gözüm dönmüş ağzımdan çıkanı duymuyordum.

‘ Bebeğim ne alakası var?’

‘ Yalnız kalmak istiyorum Karan. ‘

‘ Bebeğim lütfen yanında olayım.’

‘ Benden saklamaya çalıştın. O kadının karşısında beni ne duruma düşürdün farkında mısın?’

‘ Sen bir anda gelince panik yaptım. Özür dilerim güzelim.’ Karan ellerimden tutup sarılmaya çalışmasıyla durdurdum.

Hiçbir şey demeden odadan çıkmıştı. Daha fazla ayakta durmak istemediğim için yatağa oturdum. Kaç dakika öylece oturdum bilmiyorum. Kapı sesi ile kendime geldim.

‘ Gelin Hanım size bir paket var.’

‘ Kimden canım?’

‘ Korumalar getirdi bilmiyorum.’ Kafamı sallayıp paketi almıştm.

Siyah orta boy bir kutuydu. Kutunun kurdelesini çözmüştüm. Kapağını açmamla içindekini anlamaya çalıştım. Küçük siyah duman desenli bir tabuttu. İçerisinde ise solmuş kırmızı bir gül vardı.

Tabutun altında bir not vardı. Notta ise;

Bu tanışmayı pek sevmedim. Yakında tanışacağız bunun için sonsuz zamanın olacak.. Davetsiz Misafir’in üstü çizilmiş

Karan’ın asıl sahibi yazıyordu…

Bu açıkça bir tehdit, bir meydan okumaydı.. Liya Morgan…

**

‘ Beril iyi misin? Karan’a söyleyelim bir doktora götürsün. ‘

‘ İyiyim Sıla, gergin olduğum dönemlerde midem bulanır hep biliyorsun ilk değil.’

‘ O kadın seni dağıttı resmen. Pis Sarı Orospu!’

Yatakta uzanıyordum. Gelen notun üzerine iki saat geçmişti. Sıla odaya geldiğinde olanları anlatmıştım. Sabahtan beri midemde bulantı vardı ama bu kadar çok değildi. Kusmamştım. Bu kaçıncı tuvalete gidişim bilmiyordum.

Stresli dönemlerden geçiyordum. Önce düğün telaşı sonra bu kadın.. Midem alt üst olmuştu. Vücudum bitkin düşmüştü. Bir an önce İstanbul’a gitmek istiyordum. Dolaptan mide bulantı ilacı içmiştim. Biraz iyi gelmişti.

‘ Beril neden Karan’a söylemiyorsun?’

‘ Sıla kadının amacı zaten Karan’a söylemem.. Ona söylersem ne olacak Karan o kadının peşine düşecek. O da bunu istiyor. ‘

‘ Ne yapacaksın peki?’

‘ Şimdilik tek düşüncem şu düğün telaşını atlatmak. Sonra Pars’a veya başka bir korumaya kadını buldurtmayı düşünüyorum. Vermek istediğim mesajı almadı yada almak istemedi belli. Özel bir görüşme yapacağım onun anladığı dilden.’

‘Miden geçti mi?’

‘ Daha iyiyim ilaç iyi geldi.’

**

Akşam olmuştu. Karan sinirli olduğumu düşünüp yanıma sadece bir kez gelmişti. Misafirler ile ilglendiği için çok müsait olamıyordu. Avludaydı. Bir gözüm ondaydı.

Müzik sesleri çoktan başlamıştı. Masalarr kurulmştu. Erkekler ve kadınlar için ayrı özel bir alan oluşturulmuştu. Herkes kendi tarafında çok eğleniyordu.

Havai fişekler ve silah sesleri birbirine karışıyordu. Saat gece yarısına geliyordu. Düğün birazdan son bulacaktı. Çoğu misafir gitmiş sadece yakın akrabalar kalmıştı.

Avlunun dışında siyah arabalar artmıştı. Gündüz gelene yabancı plakalı araçlardı. Yine o gelmişti. Siyah uzun yırtmaçlı elbisesi ile inmişti. Kırmızı ruju ve kırmızı topuklu ayakkabısı vardı. Karan avluda oynadığı için görmemişti.

Pars gitmiş adamlar ile bir şey konuşuyordu. Hemen aşağıya indim. Erkekler tarafına gittim. Çakır dede ile göz göze gelmiştim. Torunu Karan pistin ortasında oynuyordu. O kadın kalabalığı yararak geldi Karan’ın karşısına.

Müzik sesi kesildi. Çakır Ağa ayağa kalktı bana bakmaya başladı. Karan’ın babası kuzenleri Pars hepsi etrafta toplandı. O kadın hiç kimseyi umursamadan Karan’ın gözünün içine bakıyordu.

Karan bir anda üzerine yürüdü ve kolunu tuttuğu gibi kapının dışına götürdü. Pars korumalar ile konuşuyordu. Kadın Karan’a bağııyordu. Kendimi bitkin, tükenmiş hissediyordum. Ne konuştukları umrumda bile değildi.

Midemde ki bulantı yine artmıştı. Koşarak içeriye gittim. Çakır dede arkamdan bakmıştı. Banyoya gidip klozete kusmaya başlamamla gözyaşlarım da istemsiz akmaya başlıyordu. Kusmaktan oldum olası nefret eder ağlardım. Hangi ara geldiğini anlamadığım Karan çoktan odaya gelmiş ve saçlarımı tutuyordu.

‘ Çık Karan!’

‘ Güzelim buradayım gitmiyorum.’

Kusmam son bulunca sifönu çekmiştim. Karan beni yerden kaldırıp yatağa götürdü.

‘ Hasta mı oldun yavrum. Doktora gidelim hemen.’

‘ İstemiyorum uyuyacağım ben.’

‘ Güzelim olmaz. Ben doktor getireyim.’

‘ İstemiyorum dedim Karan!’ Bağırmıştım.

Bağırmamla az önce olanları gördüğümü anlamıştı. Düğün günümü zehir etmişti o kadın.

‘ Güzelim bak haklısın. Nasıl geldi neden geldi anlamadım zaten kolundan tuttuğum gibi attım..’

‘ Yeter. Nereden geliyor ona bu cesaret! Senin memleketinde nasıl senden habersiz kuş uçuyor Çakır Ağa! Dinlemek istemiyorum. Şu düğün saçmalığı bitsin İstanbul’a gideceğim ben.’ Komodinin üzerindeki kutuyu alıp Karan’a verdim.

‘ Al. Bugün bana geldi. Normalde sana göstermeyecektim amacına ulaşmasını istemiyordum ama görüyorum ki buna gerek bile duymuyor. O kadını bulacağım ayağına peşine düşersin. O da bunu istiyor zaten. Anılarınızı tazelersiniz! Ben rezil olduğum ile kaldım yine..’

Karan kutuya ve nota bakıp küfür savurdu.

‘ Ne rezil olması Beril ne saçmalıyorsun sen?’

‘ O kadında ki bu cesareti tek ben mi farkettim sanıyorsun ha? Gören ne demiştir Allah bilir! Karan Ağaya bak sen düğünü bitmeden kuma hazırlamış demişlerdir değil mi? Koskoca Karan Ağa tek kadınla ömür geçirecek hali yok ya!’ çok öfkeliydim, ağzımdan çıkanı kulağım duymadığı anlardaydım. Karan sinirle odada dolanıyordu. Ellerini saçlarının arasından geçirip bağırmaya başladı.

‘ Saçma sapan konuşma! Kimse öyle bir cümle kullanamaz, yaşatmam! ‘ derin nefes alıp sakinleşmeye çalıştım.

Yorganı üzerime örtüp kaşımla kanepeyi gösterdim.

‘ Başka odaya gidersen daha fazla laf çıkar. Kanepeye çarşaf yastık koydum orada uyursun.’ Demiş ve arkamı dönmüştüm.

‘ Ne diyorsun Beril sen? O yataktan başka bir yerde yatmayacağım!’

‘Peki ben yatarım o zaman.’ Diyerek kalkacağım sırada Karan yatakta üzerime çıkmıştı.

Ellerimi başımın üzerinde birleştirdi. Bacaklarının arasına bacaklarımı sıkıştırdı. Hareket edemiyordum. Ona karşı koymaya çalıştıkça nefes nefese kalmıştım. Göğsüm hızla inip kalkıyordu.

‘ Elin Orospusu yüzünden bana soğuk davranamazsın. Bu işle ben değil Pars ilgilenecek. Kimse bu yataktan farklı bir yerde yatmayacak. Birazdan üzerimi değiştirip koynuna gireceğim tamam mı güzelim? ‘ cevap vermemiştim.

Karan dudaklarımı öpmeye başladı. Karşılık vermediğim için hoyratça öpmeye başladı. Dudağımı ısırması ile inledim. İnlemem ile dilini dudaklarımdan içeri soktu. Karşı koyamamıştım. Sert öpüşüne karşılık vermeye başlamamla kendini bana daha çok bastırdı.

Elleri, ellerimi bırakmış göğüslerime dokunmaya başlamıştı. Zorla dudaklarından ayrılıp nefesleimi düzene bindirmeye çalıştım.

‘ Uykum var yatacağım ben.’

‘ Tamam yavrum üzerimi değiştirip geliyorum.’ Demesiyle üzerimden kalkmıştı.

Karan üzerini değişip gelmişti. Arkama geçip belimden sarılmıştı. Nefesini boynumda saçlarımın arasında hissediyordum.

‘ İyi geceler güzel karım..’

‘ İyi geceler Çakır..’ ona böyle seslenmem ile sessizce mırıldanmıştı. Ne dediğini anlamasamda bu durumdan memnun olmadığı belliydi.

Yarın Mardin de son günümüzdü. Düğünümüz bitiyordu. O kadın meselesinin ise bir an önce çözülmesi gerekiyordu. Karan’a bu şekilde uzak olmak istemiyordum ancak elimde değildi.

**

Devam edecek

Yıldıza basmayı unutmayın.

Yeni bölümde görüşmek üzere..

BARON'a yeni bölüm atacağım :)

Hepinizi bekliyorum :)

 

Loading...
0%