Yeni Üyelik
23.
Bölüm

23. Bölüm

@buket9

****

Karan Çakır Keskin

Güzel Karım Mira şirketten gideli iki saat olmuştu. Ondan gizlice tekrar içmeye başladığımı görmesi ile öfkelenmişti. Son zamanlarda çok yoğun çalışıyor eve vakit ayıramıyordum. Hayatım boyunca birçok kez tehdit almama rağmen son zamanlarda iyice artmaya başlamıştı.

Bebeklerimi kaybetme korkusu her şeyin önüne geçmeye başlamıştı. Kafamı toplamak için bir iki kadeh şirketteyken içiyordum.

İlk başlarda gelen tehditi asılsız bulmuş pek önem vememiştim ancak Beril’in fotoğrafları gelmeye başladıkça öfkemde korkumda eş zamanlı artmaya başlamıştı.

Fotoğrafları çekeni henüz bulamadıkça şirkette sabahlamaya başlamıştım. Güzel karım bu durumlardan hiç memnun değildi. Ona toplantılar, iş görüşmeleri diyerek hep konuyu kapatıyordum. Hamileliği yeterince zorken birde bunlara üzülsün hiç istemezdim.

Pars her deliğe bakarken bulması an meselesiydi. Beril’in bugün şirkete gelip bana sürpriz yapması çok iyi gelmişti. Hep yanımda olması bana güç veriyordu..

Akşama az kalmıştı. Bir an önce eve gidip karımı görmek istiyordum..

**

Şirketten çıkıp arabama bindim. Pars dalgındı. Arabaya bindiğimizden beri hiç konuşmamıştı. Tehditi gönderen kişiyi bulamamak onu da germişti anlaşılan. Pars böyle durumlara pek alışkın değildi. Aradığını eliyle koymuş gibi bulurdu..

‘ Koçum hayırdır bir sıkıntın mı var dalgınsın?’

‘Yok Keskin dalgın değilim.’

‘ Sıla ile mi bir sıkıntı var?’

‘ Yok aramız iyi.’

‘ Düğün ne zaman? İstemeye gidelim artık.’

‘ Beril’in doğumundan sonra diye düşündük, yada yaz sonu gibi bilmiyorum.’ Kafamı olumlu anlamda sallamıştım.

Evin önüne geldiğimizde arabadan inmiştim. Eve gidip bir an önce güzel karımı koklamak istiyordum..

‘ Güzel karım ben geldim.’ Kapıdan içeriye girip seslenmiştim.

Ancak ses gelmemişti. Uyuyor olabileceğini düşünüp seslenmedim. Mutfaktan Nebahat Hanım geldiğinde ona sordum.

‘ Nebahat hanım Karım uyuyor mu? ‘

‘ Karan Bey, Beril Hanım evde değil ki. Yaklaşık bir saat önce geldi. Elinde küçük bir çantayla gitti.’ Çantayla gitti ne demekti?

‘ Pars! Beril gitmiş nerede? Ömer!’ bahçeye çıkıp Ömer’i bulmam gerekiyordu.

Beril genelde onunla giderdi..

‘ Ömer nerede Salih?’

‘ Karan Bey Ömer ve Beril Hanım gitti. Bilgimiz yok efendim.’ Bu iş iyice gizeml bir hal almaya başlamıştı.

‘ Pars ne diyor bunlar? Gitti diyorlar?’

‘ Keskin sakin ol!’

‘ Ne sakin olması lan karım nerde ulan benim! Bu kadar adam neden bilmiyor lan!’ bahçede tüm korumalara bağırıyordum.

‘ Keskin, Beril gitti. Merak etme!’ ne demişti o merak etme mi?

‘ Ne demek merak etme lan karım o benim! Hamile o nasıl merak etmeyeyim! Nerede Pars Karım!’ Pars’ın yakalarına yapışmıştım ilk defa..

Ellerimi tutup kendinden ittirdi.

‘ Arayacak seni, git içeriye bekle!’

‘ Lan sen ne saçmalıyorsun! Salih Ömer’i bul, Karımı bul bana!’

‘ Keskin onu bulamazsın boşuna yorma kendini!’

‘ Nasıl bulamam nerede Pars Karım! Yaşatmam lan kimseyi! Hamile o bir şey olur, elin piçleri her yerde izliyor bizi! Tehlikede Pars benim karım Nerede!’

Arka arkaya bağırıyor ne dediğimi kulaklarım duymuyordu. Her yerde bizi henüz bulamadığım şerefsizler bizi izliyorken benim koynumda olması gerekirken yoktu.

Kafayı yiyecektim. Koskoca ev dar geliyordu. Kokusu, teni yoktu.. Nereye gitmişti, bıkmış mıydı bu durumdan.. Hepsi geçecekti yeter ki benden gitmeseydi..

‘ Arayacak, yalnız değil birkaç araba ile gitti merak etme. Kimse bulamaz sen dahil.. ‘ yer ayaklarımdan kayıyordu sanki.

Pars beni kolumdan tutup içeriye götürmüştü. Salona gidip oturmuştum. Gözlerim bir noktaya sabit bakıyordu. Düşüncelerimi bölen telefonumun zil sesi olmuştu.

‘ Aç, arıyor..’ Pars’ın telefonu elime vermesi ile kendime geldim.

Pars salondan çıkmıştı. Bilinmeyen bir numaradan mı arıyordu?

‘ Güzelim.’ Sesim bağırmaktan halsiz çıkmıştı.

‘ Karan..’ Özlediğim sesi ile ismimi söylemişti. Onu arayıp bulacaktım.

‘ Güzel karım neredesin? Söyle almaya geleyim seni?’ onu ikna etmeye çalışıyordum.

‘ Karan bir süre böyle olacak. Seni her gün farklı bir bilinmeyen numaradan arayacağım beni bulma diye.’ Hiçbir şey anlamıyordum.

‘ Yavrum neden? Özledim ne olur gel.. bebeğimiz hem o da beni özlemiştir?’

‘ Karan seni gördüm bugün. Gözlerinde ki korkuyu ve çaresizlği. Sen bu değilsin, tanıdığım aşık olduğum Keskin bu değil.. ‘ haklıydı ama o yanımda olmazsa ben daha çok güçsüz olurdum..

‘ Güzel karım sen yoksan ben daha korkak daha güçsüz olacağım..’

‘ Çakır! Beni sinirlendirme!’ Yine Çakır olmuştum. İnadı tutmuştu.. Gözlerimi öfkeyle kapatıp derin nefes alıp konuşmaya başladım.

‘ Seni bulacağım, benden uzağa gidemezsin.. ‘

‘ Beni değil sen önce o tehdit eden, seni bu hale sokan adamı bul! Ben izin vermediğim sürece beni bulamayacaksın Çakır! Enerjini beni bulmaya harcama! ‘ öfkeyle oturduğum koltuktan kalktım. Ellerimi saçlarımdan geçirip sandalyeye tekme attım..

‘ Beni çıldırtmak mı istyorsun ha! Seni de bulacağım o şerefsizi de.. Eğer o piçi yaşatırsam bana da Keskin demesinler! ‘

‘ Bakalım hangimiz önce bulacak! Konu bebeğim olunca bende bambaşka bir Keskin oluyorum sevgilim üzgünüm.’ Demiş ve kapatmıştı.

Öfkeyle sağa solu devirmeye başladım.

‘ Lanet olsun ! hepinizi sikeceğim hepinizi geberteceğim lan! Ulan siz kimsiniz kim? Benim karımı, doğmamış bebeğimi tehdit ediyorsunuz lan!’ Elime ne geçerse fırlatmış masayı ve sandalyeyi devirmiştim.

Pars ve birkaç koruma girmişti. Hiçbiri tek kelime etmiyor beni izliyordu.

‘ Pars bana bu fotoğrafları çekeni bul, tüm kamera kayıtları Salih ile izle! ‘ demesiyle ikisi de çıkmıştı.

‘ Ercan bana Ömer’i bul koçum! Pars’ın haberi olmadan hallet!’

‘ Emrin olur abi.’

‘ Mustafa yengenin gideceği her deliğe bak, yakınlarını uzaktan izlet mutlaka biri ile iletişime geçecektir!’

‘ Tamam abi!’

Hepsine farklı farklı görev vermiştim. Telefonumu çıkarıp şirketin güvenliğini aradım. Beril’in bugün şirket sonrası neler yaptığını araştırılmasını ve tüm telefoncularda sık sık yeni hat alan aynı kişileri bulmasını söyledim.

Güzel Karım, benden saklanıyordu ancak bilmediği bir şey vardı; Yaralı bir Aslan’ın hala Aslan olduğuydu..

****

Beril Mira Keskin

Ayrı kalmak, uzak durmak çok zordu ancak iş gittikçe kötü bir hal almaya başlamıştı. Karan gözümün önünde günden güne eriyordu. Dağ gibi kocam yıkılıyordu.. Ailem için bir şeyler yapmam gerekiyordu.

Karan’ın yanında kalmaya devam etseydim asla karışmamı istemezdi. Ayrı kalmak güçsüzleştireceğini düşünse de Karan hırslı bir adamdı. Kafasına koyduğunu yapardı. Bana gitmekten başka bir yol bırakmamıştı.

Pars yerimi bilmiyordu. Sadece bana birkaç araba koruma ve kendimi koruyabileceğim bir silah ayarlamıştı. Karan bana silah kullanmasını öğretmişti. Karan’ın benim için ayarladığı gold silahı getirmişti. Umarım silah kullanacak bir durum oluşmazdı.

Konu daha doğmamış bebeğime kadar gelmişti. Karan’ı ailesi ile tehdit ediyorlardı. Kim olduğunu henüz bulamadıklarına göre eli kolu uzun biri olduğu kesindi. Ama benimde bir planım vardı elbet.. O adamı Karandan önce bulacaktım.

Tüm bunları Çakır ağa’ya anlattım. Kendisi Liya olayını da halletmişti. Karan her ne kadar sevmese de Çakır dedenin gücü hafife alınacak bir güç değildi.

Karan ve dedesinin arası eskisi gibi değildi. Daha sık konuşur olmuşlardı. Bu durum beni çok mutlu ediyordu elbette..

Karan ile telefon görüşmemizin üzerinden üç saat geçmişti. Akşam saat on birdi. Nebahat hanım ve Pars’dan aldığım bilgilere göre Karan başta salon olmak üzere her odadan sinirini çıkartmıştı. Yokluğum onu kötü etkiliyordu.

Şimdi yatak odasında içmeye başladığını öğrenmiştim. Her ne kadar onu aramak istesemde yapmadım. Onu şimdiden çok özlemiştim.

‘ Yenge abim her yerde beni arıyormuş.’ Ömer telaşla eve girmişti. Karan’ın onu araması şaşırılacak bir durum değildi. Elbette ilk Ömer’in peşine düşecekti..

‘ Biliyorum Ömer.’ Benim sakin halime oldukça şaşırmıştı.

‘ Yenge beni bulursa seni de bulur! Ayrıca beni bulmakla kalmaz öldürür, diri diri gömer bilemiyorum o anki ruh haline ve sinirine bağlı tabi..’ Ömer’in korkusu ve telaşına karşı gülmüştüm.

‘ Korkma hiçbir şey yapamaz!’

‘ Yenge arada kaldım beni aranızda ki soruna karıştırmasaydın keşke hem inat etme gel gidelim, abim bizi bulmadan biz gidelim..’

‘ Hiçbir yere gitmiyorum korkuyorsan git!’

‘ Yengelerin bir tanesi ben seni burada bırakır mıyım hiç? Seni burada yalnız bıraktığımı abim duyarsa öldürür beni!’

‘ Ömer! Korkma diyorum ölmeyeceksin!’

‘ Ya beni bulursa?’

‘ Ara !’

‘ Anlamadım?’

‘ Ara abini gizli numaradan konuş.’

‘ Ne diyeceğiz?’

‘ Bizi boşuna arama biz istemeden sen bizi bulamazsın de.’

‘Yenge kafama sıksam daha kısa bir ölüm olur açıkçası.’

‘Ömer, korkma ara!’ Ömer cebinden telefonu çıkarmış numarayı gizlemişti. Karan’ın telefonu çalıyordu.

Tam kapatacağımız sırada Karan açtı.

‘ Alo.’ Sesi dolaşık geliyordu. Kör kütük sarhoş olmuştu.

‘ Alo abi, Ömer ben.’

‘ Neredesin Lan sen? Karım nerede ulan benim!’ Ömer bana bakıyor eliyle bittim öldürecek beni diyordu.

‘ Abi bizi arama, biz istemeden bulamazsın.’

‘Ulan Ömer benim karımı sabah olmadan getireceksin yoksa ölümlerden ölüm beğen koçum! Senin patronun benim lan beni dinleyeceksin!’ elimle kendimi göstererek patronun kim olduğunu belli etmiştim.

‘ Abi maalesef şu an patronum yengem. O ne derse o!’ Karan kahkaha atmaya başlamıştı. Ömer ve ben birbirimize bakmaya başladık.

Ömer sesssizce bana doğru fısıldadı.

‘ Yenge fırtına öncesi kahkahası bu abimin. Sana kıyamaz da ben bittim yenge hakkını helal et..’

‘Ulan Ömer.. Ömer yakışmadı bu.. Ömer iyi çocuktun seni iyi bilirdim..’

‘ Abi niye ölmüşüm gibi konuşuyorsun?’

‘ Ulan yengen bu gece kollarımın arasında olmazsa öleceksin de ondan!’ daha fazla konuşmasınaizin vermeden kırmızıya basıp yüzüne kapattım.

‘ Yenge niye kapattın? Ben kapattım sanacak Allah, bu sefer harbi öldürecek beni! Yengelerin en şahanesi inat etme adam evi damı dağıtmış hadi gidelim. Sen niye kızdın bu adama bu kadar? Hadi hazırlan gidelim!’

‘ Hiçbir şey olmayacak Ömer biz seninle bayağı iyi bi ekip olduk ha?’ Ömer bıkkınca nefes alıp vermişti.

‘ Sen öyle diyorsan öyledir yengem.’

Ömer evden çıkmıştı. Tekirdağ'da bulunan dağ evine gelmiştik. Karan’dan öğrenmiştim burayı.. Beni bulamazdı. İstanbul da zannettiğine emindim.Yerimi bile sadece Çakır Ağaydı..

Karan kendini içmeye vermiş sonrada sızıp kalmıştı. Nebahat hanım ile iletişim halindeydim. Yokluğunu bebeğim bile anlamıştı. Karnımda çok hareketli sürekli tekmeliyordu. Kasılmalarım ara ara vardı. Bu işi halletmeden gitmeyecektim. Kimse sevdiklerime zarar veremez tehdit edemezdi. Eden ise sonuçlarına katlanacaktı..

****

Karan Çakır Keskin

Elimde ki kadehi daire şeklinde çeviriyordum. Yatak odasında koltuğun dibinde oturuyordum. Elimde Beril’in yastığı vardı. Kokusu kaybolmasın diye sigara bile içmiyordum. Ona sarılmış içiyordum. Neredeydi? Nasıldı bir haberdim..

O kadar çok özlemiştim ki kokusunu, tenini, tadını.. En çok bebeğimizi.. Karnını her sabah öper bebeğimizle konuşurdum. Neredesin güzel karım nerede?

Kaçıncı kadehimdi bilmiyorum. Kolay kolay sarhoş olmazdım ama ilk defa bu kadar çok sarhoş olmak istiyordum. Sarhoş olup sızıp kalmak..

Bizi bu hale getiren şerefsizi bulmaya and içmiştim. Karım evi terketmiş benim gücüm sınanıyordu..

Elimde ki kadehin çekilmesi ile kafamı kaldırdığımda Pars’ı gördüm.

‘ Keskin kendine gel, kalk yat!’ Beni kaldırmış zorla yatağa yatırmıştı. Üzerimdekiler ile sızıp kalmıştım..

**

Komodinin üzerinde telefonum çalıyordu. Alıp açmaya halim bile yoktu. Başımda ki ağrı beni öldürecekti. Israrla çalan telefonu elime alıp açtım. Kimin aradığına bakmamıştım bile..

‘ Alo.’

‘ Koskoca Keskin! Namın İtalya’da duyuldu ama İstanbul’da hakimiyeti eline almak o kadar da kolay olmayacak galiba dostum ha?’ Kalın erkek sesi ve gür kahkası ile gözlerimi açmış yatakta doğrulmuştum.

‘ Kimsin lan sen?’

‘ Sen boşver benim kim olduğumu illa isim koyalım dersen Tommy de bana, uğruna her şeyi yakıp yıktığın karın seni terketmiş, yakında karnındaki çocuğuda aldırır sen de evde oturur içersin arkasından yas tutarsın.’ Kahkası gittikçe artmıştı.

Öfkeyleyle yataktan kalkmıştım. Odada bir ileri bir geri gidiyordum.

‘ Ulan pezevenk karşıma çıksana! Bırak karımı bebeğimi de götün yiyora benim karşıma çık!’

‘ Sakin ol dostum, Karın psikolog değil mi senin dertlerini dinlemiyor mu? Hiç yaramadı sana evlilik. Belkide seni artık sevmiyordur?’

‘Aşşağılık herif adamsan kim olduğunu söylersin. Seni bulacağım duydun mu lan? Seni diri diri gömeceğim piç herif!’

‘ Keskin adamsan benden önce karını bulursun. Eğer ben bulursam..’ kahkahası yankılanmıştı.

‘ Seni bulacağım lan it orospu çocuğu!’ telefonu kapatmıştı.

Öfkeyle telefonu fırlattım. Hemen üzerimi değiştirip aşağıya indim. Pars yanıma geldi.

‘ Tommy diye bir lakap kullanıyor. Bizle alakası olan tüm Tommy’leri araştır.’ Dememle Pars kafasını sallayıp çıkmıştı.

Arabaya geçip bindiğim sırada telefonum çalmaya başladı. Arayan gizli numaraydı.

‘Alo.’ O özlediğim sesi işittim.

‘ Karan..’ Adımı inlemesini o kadar çok özlemiştim ki..

‘ Güzel karım..’

‘ İyi uyuyabildin mi?’ cevabını bildiği sorular soruyordu..

‘ Dayanamıyorum Beril, yalvarırım dön eve.. Bebeğimizi çok özledim.. Sen beni özlemedin mi?’ iç çekmişti.. Onunda benden kalır yanı yoktu ama beni cezalandırıyordu.

‘ Karan özledim yani özledi bebeğimiz de.. Karnımda çok hareketli sürekli tekme atıyor babası kılıklı..’ onun bu benzetmesine gülümsemiştim.

‘ İnatçı bir Keskin o tıpkı annesi gibi.. Az kaldı kavuşmamıza..’

‘ Fotoğraflarım yine gelmiyor değil mi?’

‘ Hayır, her yerde seni arıyor şerefsiz!’

‘ Gördün mü güvenli bir yerde olduğumu söylemiştim Karan.. Yanındayken bizi koruma iç güdüsüyle hatalar yaptın. Ayrı kalmayı ben ister miydim sanıyorsun ama arada sana böyle yapmak lazım demek ki..’

‘ Sana söz bir daha benden uzağa gidemeyeceksin. Dersimi aldım ben yavrum. Bari bir fotoğraf at gül yüzünü özledim.’

‘ Tamam birazdan atıyorum..’ demesiyle telefonuma bildirim gelmişti.

Güzel karım fotoğraf atmıştı. Whatsapp uygulamasına girip fotoğrafı açmamla vücudumda hareketlenmeler oluşmaya başlamıştı.

Beyaz sabahlığını giymiş, çıplaktı. Elinde kahve bardağı pencereden dışarıyı izliyordu. Lan bu fotoğrafı kim çekti?

Beril’i Whatsapp’tan aramamla açmıştı.

‘ Yavrum o halde seni yani çıplaksın.. Kim çekti?’ Beril’in kıkırdama sesi gelmesiyle verecek cevabı bekliyordum.

‘ Burada bir çalışan.’ Ne demek lan çalışan!

‘ Beril aklımı oynatacağım yavrum ne çalışanı kim çekti kim gördü seni o halde! Kadın bir şey desene Neredesin geliyorum hemen!’

‘ Karan sakin olur musun, kim çekecek Sıla çekti..’ Sıla’nın adını duymamla rahatlamıştım.

‘Meleğim cezam bitsin artık neredesin gelip alayım evimize gidelim.’ Söylemeyeceğini bile bile sormuştum.

‘ Ahh.. Karan..’ acı dolu inlemesiyle endişelenmiştim.

‘ Ne oldu güzelim iyi misin? Beril konuş benimle!’

‘Tekme attı. Bu sefer biraz acıttı ama iyiyim. Seninle konuştuğumu anladı sanırım.’ Derin bir oh çekmiştim..

‘ Bebeğimin bebeği… Miniğim.. Babacım.. Sen özledin mi babayı, inatçı annen göstermiyor mu seni bana..’

‘ Karan bebeğimize beni doldurma!’

‘ Yalan mı söylediklerim? Hem biz ne zaman cinsiyetini öğreneceğiz?’

‘ Öğrenmeyeceğiz..’

‘ Nasıl yani?’

‘ Doğumda öğreneceğiz, onu görünce aklımıza hangi isim gelirse onu koyacağız..’

‘ Bebeğim ben meraktan ölürüm..’

‘ Bende ölürüm ama böyle daha güzel bir anı olmaz mı Karan?’

‘Olur yavrum sen ne dersen o..’

****

Beril Mira Keskin

Karan ile konuşmamızın üzerinden beş saat geçmişti. Çakır Ağa aramış, Tommy lakaplı kişiyi bulmuştu. Tüm bu oyunları yapan kişi Liya’nın abisi Areon Morgan’dı..

Kardeşinin ve babasının intikamını almak için İstanbul’a gelmişti. Rus işbirlikçilerinin desteğini aldığı için hayalet gibiydi. Onu bulmakta zorlanmışlardı. Çakır Ağa Rus dostlarından ricada bulunup kısa sürede bulmuştu.

Torunu Karan’ın ne halde olduğunu biliyordu. Karan ile uğraşmak demek Çakır Ağa ile uğraşmak demekti..

Bu akşam Aron bir davete katılacaktı. İstanbulda ki gücüne güç katan bir davet olacaktı onun için. O davete gidecek ve gözlerinin içine bakıp bebeğimin ve ailemin hesabını elbette soracaktım..

Çakır Ağa arkamda destekçimdi.. Pars’ın bana yolladığı korumalar işbirlikçimdi.. Bu gece buna son verecektim..

**

Siyah uzun yırtmaçlı, derin göğüs dekolteli bir elbise giyecektim. Yırtmaç olmayan bacağıma jartiyerin kenarına Pars’ın benim için getirdiği silahı koyacaktım. Bunu kendimi koruma amaçlı alacaktım..

Aron Morgan ile tanışmaya hazırdım..

Evden çıkmamla Ömer korumaları hazırlamıştı. Siyah bir aracın etrafında korumalar beni bekliyordu.. Davet yerine gitmek için arabaya bindim..

**

Davet yerine kısa sürede gelmiştim. Önce o şerefsiz ile kendim konuşacak daha sonra tüm bilgilerini Ömer, Pars’a gönderecekti..

Davetin olduğu otele gelmiştim. Ömer Areon’un odasında olduğu bilgisini söylemesiyle yönümü 10. Kata çevirdim.

Asansör durduğunda yavaşça 666 numaralı odaya doğru adımladım. Kapıyı tıklatıp bekledim.

Areon Morgan kapıyı açmasıyla beni beklemediği ve şaşırdığı yüzünden belliydi. Uzun boylu, gri takım elbiseli, sarışın, hafif çekik gözlüydü..

‘ Beril Mira Keskin.. Keskin’in kadını.. Bu ziyaretini neye borçluyum?’ Rus aksanlı tıpkı orospu kardeşi Liya gibiydi.. Gülümseyerek tüm samimiyetimle cevapladım.

‘ Beni içeriye davet etmeyecek misin Areon..’ ismini cilveli söylememle gözleri dudaklarıma kaydı. Beni baştan aşağıya süzüp içeriye davet etti.

Odası düzenli ve temizdi. Masada bilgisayar, silah ve paralar vardı. Anlaşılan yolculuk vardı..

‘Bana geldiğine göre sonunda sende Keskin’in gerçek yüzünü gördün değil mi Beril?’ bu pisliğe istediği cevapları verecektim.

‘ Biraz geç oldu ama anladım Areon.. Yollamak istediğin mesajlar beni aydınlattı..’ iğrenç gülümsemesine karşılık verdim.

‘Üzülme hayat senin için yeni başlıyor güzellik, bu bebekten de kurtulunca çok daha mutlu olacaksın inan bana..’ Elim istemsiz karnıma gitmişti.

Bebeğime dokunan elleri kırardım!

‘ Bende öyle umuyorum Areon.. Bir şeyler içmeyecek miyiz davet saatine kadar?’

‘ Pardon tabi aklımdan çıkmış senin gibi güzel bir bayan görünce etkilendim..’ yavaşça üzerime doğru gelmeye başlamasıyla yanından geçip tekli koltuğa oturdum.

‘Şımartıyorsun beni..’ Areon içki doldurmaya gitmesiyle çantamdan telefonumu çıkarıp Pars’a konum attım.

Kulağımda kulaklık vardı ancak Areon fark edemezdi. Ömer’e şifreli sözcüğü söylediğimde odaya gireceklerdi.

Areon elinde içki ile gelmiş karşıma oturmuştu..

‘ Açıkçası seni çok aradım ama bulamadım? Nereye gitmiştin?’

‘ Karan’ın evlerinden biriydi aslında.. Senin gibi zeki bir adam beni nasıl bulamaz?’ kadehimi masaya koyup gözlerinin içine bakarak kalktım.

Yavaş adımlarla üzerine yürüdüm. Gözleri adım atmamla açılan derin yırtmacımda takılı kalıyordu..

Ona doğru uzanıp kravatından tutup kendime doğru çektim. Tüm dişiliğimi kullanıp biraz daha yaklaştım. Burunlarımız değiyordu..

‘Şimdi söyle bana Areon Keskin’in Sonunu ne zaman getireceğiz?’ dememle kapı büyük bir gürültü ile yere düşmüştü.

Bacağıma sakladığım silahı çıkarıp Areon’un şakağına dayadım.. Kravatı ile kendime iyice çektim. Nefes almakta güçlük çekiyordu..

‘ Ne oldu Areon süprzimi beğenmedin mi? Keskin’in değil belki ama seni sonun geldi..’

**

Oteldeki işimi halledip eve gelmiştim. Hamilelikte aksiyonlu işlere girişmek iyi gelmiyordu demek ki. Kendimi çok yorgun hissediyordum.

Pars ve Ömer Areon’u Karan’a teslim etmek için gitmişlerdi.

Eve Areon sorunu çözülünce dönecektim. Önce bundan emin olmalıydım..

Üzerimi değiştirip duşa girmek ve rahatlamak istiyordum. Elbiseyi çıkardım ve kendimi önceden hazırladığım küvete zor attım..

Sıcak su ve vanilya köpükle şu an çok iyi geliyordu. Sanki tüm sinir hücrem gevşiyordu.. Gözlerimi kapatıp kendimi suya bıraktım..

Ne kadar süre geçti bilmiyorum ama ellerim ayaklarım buruş buruş olmuştu. İçeriden bir ses duymamla gerginliğim arttı. Ömer veya başka koruma olsa seslenirdi muhakkak. Yavaşça tutunarak kalktım ve bornozumu giydim.

Sessizce banyodan çıkıp odaya geçtim. Odada kimse yoktu. Bornozumu çıkaracağım sırada ağzıma güçlü bir el kapandı..

Korku tüm bedenimi esir almıştı..

Bebeğim lütfen ona bir şey olmasın..

**

Sizce kim geldi?

Devam edecek

Yeni bölümde görüşmek üzere..

Yıldıza basmayı unutmayın..

Yıldızımız hep parlasın..

Loading...
0%