@buket9
|
**** Beril Mira Safir Sabah yine alarmdan önce uyanmıştım. Bu aralar alarmdan önce kalkar olmuştum hayır olsun hiçte huyum değildir.. Bugün tam anlamıyla ilk iş günümdü ve birkaç hasta randevularım bile oluşmuştu. Hemen dünden hazırladığım kombinlerimi giyinmeye başladım. Siyah kalın askılı atletimi giydim, altına mavi jean ve bej rengi topuklu ayakkabımı da giydim. Saçlarımı düzleştirip ensemde dağınık bir topuz yapıp güneş gözlüğümü de kafama yerleştirdim. Hafif bir makyaj yapıp odadan çıktım. Sıla çoktan uyanmış mufakta kahvaltı hazırlamaya başlamıştı bile. ‘ Ooo siz erken kalkar mıydınız ya?’ ‘ Uyku tutmadı. ‘ ‘ Sıla iyi misin?’ ‘ Ne kadar yi olunursa.’ ‘ Ne oldu?’ ‘ Aynı şeyler.’ ‘ Anlat bana.’ ‘ Akın.. Haftaya o kadınla iş için davete katılacaklar. Bende geleyim nişanlın olarak dedim. Kabul etmedi etmediği gibi kavga ettik..’ ‘ Sen bu kadından kein şüpheleniyor musun? Ne bunun adı?’ ‘ Evet, var kesin bir şeyler ama delilim olmadığı için kendimi de kandırıyorum işte. Adı batasıca Sezin Önem.. ‘ ‘ Hazılan haftaya devete bizde gidiyoruz.’ ‘ Nasıl yani?’ ‘O davete katılacağız. Takip Edeceğiz yani. Bakalım gece nasıl son bulacak gözlerinle görmüş olursun.’ ‘ Beril iyi de o özel bir davet. İsim listesi var. Elimizi kolumuzu sallayarak nasıl gireceğiz?’ ‘ Ya aslında benim aklımda bir fikir var. ‘ ‘ Neymiş?’ ‘ Kapıda bekar birileri ile girmeyi deneyeceğiz.’ ‘ Çok yaratıcı bir fikir gerçekten.’ ‘ Daha iyi bir fikrin varsa söyle Sıla.’ ‘ neyse o güne kadar düşünelim. Belki başka bir yol buluruz. Ne bileyim gidecek birilerini bulsak yanlarnda gireriz en azından. ‘ ‘ Hastaneden, doktorlardan falan yok mudur giden?’ ‘ Aslında birimiz bile girse diğerimizi içeri kolayca sokar.’ ‘ Doğru mantıklı bu bak. Sen girsen beni sokarsın.’ ‘ Neyse düşünelim illa bir yol çıkar belki karşımıza.’ ‘ Hadi hızlıca yapalım kahvaltı çıkalım.’ Bu sohbetin arkasına arabaya binip yola çıkmıştık. Kısa bir yolculuktan sonra hastaneye gelebilmiştim. Asistanım Leyla beni bekliyordu. Artık benimle çalışacaktı. Naif ve temiz kalpliydi Leyla. Siyah uzun etek ve beyaz gömlek giymişti. Saçları koyu kumraldı. At kuyruğu yapmştı. ‘ Günaydın Beril Hanım. Size bir paket geldi odanıza bıraktım. Kahvenizi hemen söylüyorum. İlk randevunuz da yarım saat sonra Okan Bey ile olucak.’ ‘ Teşekkür ederim Leyla. Kolay gelsin.’ Odama girdiğimde ilk dikkatimi çeken tabi ki paket oldu. Ailem göndermiş olabilirdi. Yada kız kardeşim. Deri ceketimi çıkarıp astım. Çantamı da masaya bırakıp paketi elime aldım. Siyah bir gül buketi vardı. Ortasında ise bir adet mavi gül.. Yanında kadifeden bir kutu vardı. Kutuyu alıp açtığımda ise bir kolye vardı. Pusula kolye ve mavi bir taşı vardı.. Kutunun altında ise bir not vardı. Elime alıp notu okuduğumda ise şaşkınlığım daha da büyüdü.. Kaçmaya çalıştıkça yönüm sana çıktı.. Her şeyin bir anlamı var. Yakında tanıştığımızda güllerin anlamını anlatacağım, bunun için inan sabırsızlanıyorum.. Kolyeyi takarsan beni çok mutlu edersin.. Kolyeyi tak ki yönümü bulmakta zorlanmayayım.. K.K Okuduklarım karşı nutkum tutulmuş kanım donmuştu. Elim ayağım titremey başlamıştı. Sinirden mi korkudan mı orası muammaydı işte.. Buna kim cesaret edebilirdi? Beni kim nerde görmüştü? Aklımı kaçırmak üzereydim galiba. Sinirden kalp atışlarım hızlandı.. ‘ Leyla Bakar mısın?’ ‘ Buyrun Beril Hanım ?’ ‘ Bunları kim getirdi? ‘ ‘ Kurye getirdi Beril Hanım.’ ‘ Hangi kurye? ‘ ‘ Anova kurye’ ‘ Tamam benim ufak bir işim var geleceğim hemen.’ Hızlıca ceketimi giyip çantamı aldım. Bu gelen hediyeleri de aldığım gibi koşar adım hastaneden çıktım. Taksi çağırıp en yakın karakola gitmesini söyledim. Anlaşılan beni yine ergenliğini tamamlamamış, psikopatçılık oynayan biri bulmuştu. Olur, hesaplaşırız gizemli adam.. Karakolda tüm derdimi anlatıp işlemleri başlatmıştım. Önce Kuryeyi bulacaklardı. Sonrası çorap söküğü gibi gelirdi galiba, yani umuyorum.. İlk randevuma yetişebilmiştim. Okan bey gelmişti. Hemen içeriye alıp derdini dinledim.. Öğle arasına geldiğimizde aklım o nottaydı.. Güvenli değildim. Bu aralar girip çıktığım yerlere dikkat etmeli yalnız bir yerlere gitmememliydim. Bu düşüncelerle boğuşurken odama Sıla gelmişti. Hiç farketmemiştim. ‘ Karadenizde gemilerin mi battı Beril hanım?’ ‘ Sıla sorma ya başıma neler geldi bir bilsen..’ ‘ Ne oldu senin yüzünde kireç gibi ?’ Tüm olan biteni anlattığmda Sıla da benim gibi delirmişti.. ‘ Ya biz hangi devirde yaşıyoruz.? Hala böyle şeylerden etkilenen kızlar kaldı mı ya?’ ‘ Dedim ya beni hep ergenler bulur diye.’ ‘Beril polis falan tutsaydık keşke. Evin önünde falan beklerdi.’ ‘Bir şeylerden şüphelenirsem, yada yine bir şey gönderirse isteyeceğim.’ ‘Bir bu eksikti..’ ‘ Düşünme artık. Basit bir şeydir büyük ihtiamalle böyle şeylere başvurduğuna göre.’ ‘ neyse hadi eve geçelim artık.’ ‘ tamam canım ‘ **** Karan Keskin Hiç yapmacağım şeyleri son birkaç gündür yapmaya başlamıştım. Mantıklı düşünmek istemiyordum. İlk defa içimden geldiği gibi, sonun düşünmeden hareket ediyordum.. Mira eve girmişti. İş çıkışı onu görmek istemiştim. E çokta kolyeyi takıp takmadığını deli gibi merak ediyordum.. Ama yoktu, çiçekte yoktu. Acaba hastanede mi unutmuştu? Arabamın içinde sessizlliği bozan telefonun melodisi olmuştu. Arayan Pars’tı. ‘ Alo.?’ ‘ Keskin nerdesin? Polis seni arıyor? ‘ ‘ Polis beni napcakmış?’ ‘Bir kadın şikayetçi olmuş, kurye senin adını vermiş. Neler yapıyorsun ve haberim ilk defa olmuyor! Türkiye’ye gelmekle hata yaptık!’ ‘ Kurye mi? ‘ ‘ Ne oldu tanıdık mı geldi?’ ‘ Pars beni evde bekle geliyorum.’ Deyip telefonu kapatmıştım. Sarı afetim hediyelerimi alıp soluğu poliste almıştı demek. İstemeden onu korkutmuştum sanırım. Hay sikeyim böyle işi! Ulan ne bokla böyle bir hata yaptım. Kızın isteyeceği varsa da istemeyecek beni Amına koyayım senin Keskin! Şu zekan böyle şeylerde nereye kayboluyor acaba? Gazı kökleyip eve geçmiştim. Karşımda sinirli bir Pars’ı görmeyi elbette bekliyordum. Pars benim korumamdan çok farklıydı. Zarar görmemi asla istemez ölüm pahasına korurdu. Bana, şah damarımdan bile daha yakındı. Bu tepkileri vermesini normal karşılıyordum. O birine güvenmezse bana bile sormadan o kişiyi yok ederdi. Aldığı eğitimler bu yöndeydi. ‘ Keskin, son zamanlarda hiç iyii görmüyorum seni bak! Şu davet olayı bitsin İtalya’ya gidelim.’ ‘ Sakin ol dostum. Hiçbir yere gitmiyoruz. Gideceksek neden yapacağız bu daveti o zaman? Farkındayım bir salaklık yaptım evet. Daha dikkatli olurum.’ ‘ o geceki kadına mı aşık oldun? Ona not yazmak çiçek hediye göndermek senlik şeyler değil. Sen bunları Liya’ya bile yapmadın .’ ‘ Aşık olmadım ama içimde onu görme isteği, mutlu etme isteği, ne bileyim böyle duygular çıkıyor son zamanlarda. Engel olamıyorum kendime. Şu davetten sonra zaten çıkacağım karşısına ama önden hediye yollamak istedim. Aklını meşgul etmek istedim. Kim olduğumu merak etsin istedim. Tıpkı benim onu merak ettiğim gibi..’ ‘ Keskin, sana duygularını yok et diyemem ama aklını bu kadar geri planda tutmana izin veremem. Zararlı sen çıkarsın. Ne iş yaptığımız belli etrafımızda kimin olduğu belli.’ ‘ Haklısın koçum merak etme. Onun da şu saatten sonra beni isteyeceğini sanmıyorum.’ ‘ Misafirlerin yemek için seni bekliyor. Hadi geç.’ ‘ Taammdır, polis meselesini hallettin mi?’ ‘ Hallettim, yarın bir hastane kamerasına bakılmasını talep etmiş seninki ona bakıp olay kapancak.’ ‘Ulan ne deli bi kız çıktı.’ ‘ Ee Deli deliyi dakkada bulurmuş..’ ‘Sana da eğlence çıktı! ‘ ‘ Haydi yemeğe geç sen.’ Yüzümde ki gülümsemeyi silemiyordum. Beni bulmak için neler yapıyordu Mira Hanım. Baksın bakalım hastane kayıtlarına da.. Yakında buluşacağız nasılsa.. merakını gidermek için sabırsızlanıyorum Safirim.. **** Bölüm Sonu Oy vermeyi unutmayın Yeni bölümde görüşmek üzere :) |
0% |